Aydınlanmanın Beklenti Veçheleri Sizden isteyeceğim - TopicsExpress



          

Aydınlanmanın Beklenti Veçheleri Sizden isteyeceğim diğer şey, şimdi ile gelecek toplantı arasındaki zamanda, gerçekten aydınlanma araştırmanızda yaratıp, ortaya saldığınız veçhelerinize bakmanız. Onları geçmiş yaşamlarınızda yarattınız ama pek çoğunu, gerçekten bu yaşama getirdiniz. Sadece bir tane yaratmadınız. İki tane de değil, düzinelerce aydınlanma veçhesi yarattınız. Böylece ben, ruhsal olma beklentileri, aydınlanmış olma beklentileri, Üstat olma beklentileri veçhelerine, Beklenti Veçheleri diyeceğim. ( Expectation-beklenti ile aspect-veçhe sözcüklerini birleştirerek kelime oyunu ile yeni bir sözcük türetir. Aspectation) (Birisi biraz alaycı bir tavırla “Ha ha ha!” der ve bazıları kıkırdar) Bu size, hatırlamanız için yardımcı olacak. Bugün benim doğum günüm, lütfen alkışlayın. (Dinleyiciler “Voo Hoo!” diye bağırırlar ve alkışlarlar ) Ahlama-vahlamalar aldım. Beklentileriniz var, aydınlanma beklenti veçheleriniz var. Bunların çoğu, bire bir veçheler. İlginç olan, birbirleriyle birlik içinde değiller. Birbirleriyle uyum içinde değiller. Birçok farklı veçheniz var ve ben bunları gerçekten keşfetmenizi, isteyeceğim. Çünkü hala bir veçheniz var – oh! Bu beni deli ediyor – o kendini hala, bir Hint fakiri varlık olarak görüyor. Hint fakiri bir üstat olarak, kaba elbiseleriyle, yalın ayak, elinde bir teneke kupayla “ Evet, bir üstat, gerçek aydınlanmış varlık yoksuldur” diye düşünerek, kapı kapı dolaşıyor. Bu iğne deliği kadar bir şey. Yolda bir yerde, bir biçimde buna programlanıp kabul ettiniz. Kendinizin olarak kabul ettiniz ve taşıyıp durdunuz. Bir başka aydınlanma veçheniz daha var. Bu veçhe, benim ve Tobias’ın bazı sözlerini duydu ve “ Pekâlâ, hayır refah ve bolluk içinde olmanız gerek” diyor. Ve bu iki veçheyle ne olur? Üff ! Üff! (Savaş) Böyle. Ve birisi, sizin favoriniz olan, “Evet, ama biz bollukta olmalıyız” derken, eski ve derinden işlemiş olan diğeri, “ Hayır, ama biz yoksul olmalıyız. Biz, orada herkesin hizmetinde olmalıyız. Dünya’yı gözetmeliyiz.” diyor. Ve bunların ikisi çelişiyor. “Çalışmam gerek. Her şeyi bilmeliyim. Bütün filozofları bilmeliyim. İsa’nın söylediği her şeyi bilmeliyim. Dünyanın bütün dinlerini bilmeliyim. Ben ……meliyim“ diyen, aydınlanma veçheleriniz var. “ Bunların hiç biri sorun değil, hiç biri fark etmez” diyen başka veçheleriniz var. Ve bunlar-bazen savaşıyor ve bazen de entelektüel aydınlanma veçhesi, tüm zihni malzemesiyle püskürmeye başlıyor – olgular ve ifadeler ve tarihler– ve basitlik arayan bu veçheyi küçümsemeye çabalıyor. Ve onun bütün bu zekâsı ve çok akıllı olması karşısında, “Oh, sanırım hayat hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Aydınlanmaya değer değilim “ diyen basit veçhenin kendini aptal hissetmesi, basit veçhe için çok boğucu. Bakın, bir ileri bir geri savaşıyorlar. “ Aydınlanma- Etrafı ışıldayan, asla yaşlanmayan ve çikolatalı pasta dilimi gibi kokan, mükemmel bir bedenimin olmasıdır” diyen veçheniz, var.(Birkaç kişi kıkırdar) Ve sonra, “Bu fizik beden geçici ve gerçekten aydınlanmamı sınırladı. Bu fiziksellik beni ondan uzak tutuyor” diyen aydınlanma veçheniz var. Ve bir başka veçhe “ Ama aydınlandıktan sonra ben, bu fiziksel bedenimi üçüncü çembere götüreceğim, Yükselmiş Üstatlar Kulübüne, Adamus’un partisine” diyor. Ve bu üçü, birbirleriyle savaşıyor, dövüşüyor. Böyle bir sürü aydınlanma beklenti veçheleriniz var. Bunların farkına varmanızı isterim. Bunda ki tehlike ya da zorluk… Bu veçheleri derinlemesine araştıracaksınız ve onları hissedeceksiniz ve Aandrah ne olduğunu tam olarak biliyor. Bunlar gelirler ve sizi, onların siz olduğunuzu düşündürerek, kendi içlerine çekmeye çabalarlar. Yani, uzaktan gözlemleyin. Tarafsız alandan gözlemleyin. İşlerine hiç karışmayın. Sadece nasıl iş gördüklerini izleyin. Evet, onlar sizin parçalarınız, kesinlikle. Ama onları gözlemleyebilirsiniz ve etrafınızdan oyalanan bütün veçhelerinizi -aydınlanma beklentilerinizi- görebilirsiniz. Şimdi ne yapacağız. Yapacaksınız şey, onların tümünü bütünlemek. Onların tümünü bütünleyeceksiniz. Akılla değil, zorla değil. Onların tümünü, Ben-im’inize derin güzel bir nefes alıp, bütünleyeceksiniz. İçinize, hakikatinize, kendinizi sevmeye, güzel derin bir nefes alın. Veçheleri bütünlemenin yolu, kendini sevmektir. Yol boyunca hiç hata yapmadınız, hiç yapmadınız. Buna günün birinde güleceksiniz. Hiç yanlış yapmadınız. Hiç hata yapmadınız. Kötü karmanız yok, bunların hiç biri yok. Öyleyse, kendinizi sevmekte özgürsünüz. Suçluluk, pişmanlık olmamalı. Kendinizi sevmekte özgürsünüz. Böylece bunlar, aydınlanmanın beklenti veçheleri- ya da beklentileri- Onlardan, şimdi söz ettim. Çünkü özellikle Keşif Dizimize doğru ilerlerken, bütün bunların etrafta olmasını istemiyoruz. Biz, sizin (a) Onları tespit etmenizi, sizin üzerinizde nasıl çalıştıklarını görmenizi; (b) Kendinizi severek, onları bütünlemenizi ve (c) size hizmet ettikleri için, bütün bu veçhelerin dinamiklerini kullanmaya muktedir olmanızı istiyoruz. Onlar, hakikatin çeşitlerini araştırıyorlardı. Onlar, sizin için farklı potansiyeller araştırıyorlardı. Ve tüm bu enerji gelir ve size hizmet eder. Rol dağıttıklarımızdan beklenti veçhelerimiz. Caspectations Evet, bir sonra ki ve de hakkında konuşması en zor olan bir şey, diğer insanlar. LINDA: Mm. ADAMUS: Mmm. Mmmm. Oh, Oraya gitmek zorunda mıyız? (Kerri içecek almak için ayağa kalkar ) Şimdi kaçıp gidemezsin Kerri. (Güler) KERRI: Korkmuyorum. ADAMUS: Diğer insanlar… Ve bunu söyleyince popüler olmayacağımı biliyorum, ama aldırış etmiyorum. Aydınlanmanızın belki de en büyük engeli, diğer insanlar. Ve diğer insanlar, bu ifadeyi, çok kaba, bencil, yuva yıkıcı ve bunun gibi şeyler olarak değerlendirecekler. Aileler, aydınlanmaya bakmaksızın kendiliklerinden dağılır. Bu komikti. Bunun aydınlanmayla bir ilgisi yok. (Birkaç kişi kıkırdar) Diğer insanlar. Ve daha çok özellikle, size en yakın olanlar partnerleriniz ve eşleriniz, çocuklarınız, ebeveynleriniz, çocuklarınız, ebeveynleriniz, çocuklarınız, ebeveynleriniz (Kıkırdar) Sizin için önemli olan diğer insanlar, uyku eşleriniz, yatak arkadaşlarınız, Edith… EDITH: Keşke bir kaç yatak arkadaşım olsa (Güler) ADAMUS: Bunlar hayatınızda ki en sevinç veren şeyler ve aynı zamanda da gerçekten aydınlanmayı idrakten alıkoyan şeyler. Peki, ne yapmalı? Valizleri topla? Çık git? Dağ başında yaşa. Bu gerekli değil. Gerekli değil. Ama bu andan itibaren, size en yakın olan bu insanların ki bu insanlar size çok, çok yakınlar, bunlar, kendi dengesizliklerinizin rollerini verdikleriniz, korkularınızın rollerini verdiğiniz, boşluğunuzun rollerini verdiğiniz, düğmelerinize basma hakkı verdiğiniz insanlar. Kendinizi, kendi dengesizliklerinizi doğrudan onlara yansıtıyorsunuz. Çünkü onlar sizi seviyorlar ve bunları kabul ediyorlar. Ve sırası gelmişken bunu, siz de onlar için yapıyorsunuz. Siz onların, onlar sizin aynanız gibi. Kendi ıvır zıvırınızı onların üstlerine atmanız ve sonra da o ıvır zıvırları kendiniz için oynattırmanızla ilgili izin verdiler. Onlar, onların bazıları sizin en büyük öğretmenlerinizden. Ama kendinizi diğer insanlarda rolleştiremeyeceğiniz bir an gelir. Evet, ben diğer insanlar dediğim zaman sevdiklerinizi, size en yakın olanları kastediyorum. Aslında bunu onlara siz yapıyorsunuz. Kendi şeylerinizi onlara yerleştiriyorsunuz, böylece onlarda size geri oynayabiliyorlar. Onlar düğmelerinize basıyorlar çünkü basmaları için düğmeleri siz verdiniz. Onlar en büyük baş ağrısına neden oluyorlar çünkü oynayıp geri atsınlar diye kalplerinizi verdiniz. Onlar, kötü insanlar değiller. Aslında, harika insanlar ve sizi seviyorlar ve size bir hayli tahammül ediyorlar. Tıpkı sizin onlara bir hayli tahammül etmeniz gibi. Ama kendini keşfetmek için diğer insanları kullanmak gereksinimi bir sona ulaşmalı.(Birisi “Amin!” der) Amin. Diriliş toplantısı var!* Oh Amin! Amin! (Birisi ıslık çalar ve alkışlar) *İnsanların Hristiyanlığa ilgisini arttırmak için ünlü kişilerin katılımıyla yapılan müzikli toplantılara verilen isim. Herkes, herkese bunu yapar. Ve yeri gelmişken, birçok ilişki bu nedenle yürümez yâda uzun sürmez. Çünkü belirli bir noktada, artık kendinizi diğer insan vasıtasıyla görmeye dayanamazsınız. Onları suçlarsınız, şüphesiz ama artık onlar vasıtasıyla kendinizi görüp durmaya tahammül edemezsiniz. Ya da belli bir noktada, artık bunu bir diğer insanla yapmak gereksiniminde olmadığınızı anlarsınız. Evet, soru şu oluyor. İçten, saf ilişkiler için umut var mı? Size bağlı. Size bağlı. Ama herhangi bir insanla olan çoğu ilişki, bu yansıtma oyunudur-kendinizi onlarda rollendirme* balıkçı filminde olduğu gibi değil, ama kendinizi onlarda rollendirme. * Bir filmde yönetmenin rol dağıtımı yapması anlamında Evet, biz beklentileri tartışırken, ben buna castpectation- ( Expectation-beklenti ile cast –rol dağıtımı sözcüklerini birleştirerek, yeni bir sözcük türetir. Böylece, kendimizi keşfetmek için kendimizin rollerini verdiğimiz kişilerden beklentilerimizin veçheleri, anlamını tek sözcükte toplar) Rol dağıttıklarımızdan beklentilerimiz, diyeceğim. (Dinleyiciler bağırarak tepki verir ve güler) Bunu yazabilir misin? (Vili’ye) Çünkü onlar da sizin rol dağılımınız. Bir oyun yâda televizyon şovunda ki karakter rolleri gibi. Onlar sizin rol repertuvarınız. Onlar, sizin karakterleriniz. Ama bunun one-woman şov ya da one-man şov olduğu bir zaman gelir. Kendinizlesinizdir. Sahne sizin sahnenizdir. Artık kimseyi kullanmak yoktur. Kendinizin, Ben-im inin varlığında kendi kendinize ayakta duran sizsinizdir. Bu noktaya geldiğiniz zaman, orada içten olabildiğinizde, sahnede kendinizi çevrelediğiniz rol yapan diğer insanlar olmadığında, yalnızca Ben-im olduğunda, o zaman güzel bir şeyi anlayacaksınız. Kendinizin rol dağıtımı var. Bunlar, başından beri sahip olduğunuz muhteşem veçheler. Tümü tamamlanmış veçhelerdir ve aslında diğer insanlara gereksinimiz yok. Diğer insanları geçmişte yaptığınız biçimde kullanmanıza ( rol dağıtarak anlamında) gerek yok. Ve işte çelişki: Biriyle berabersiniz, çocuklarınız var, bir eşiniz var, hatta ebeveynleriniz var ve oynanmış olan bütün bu oyun var. Kendinizi, onlar vasıtasıyla keşfediyorsunuz ve farkındalığın ya da aydınlanmanın belli bir düzeyinde. bu bir sona varmalı. Şimdi bunu, içeriğine bakmadan ele alacak ve “Adamus, ailelerinizi bırakın diyor. Bebeklerinizi bırakın, ebeveynlerinizden uzaklaşın, onlara bakmayın diyor” diyecekler. Onlara bakmayın.. Bunu söylemiyorum. Bunun hakkında çok net olmak istiyorum. Bunu söylemiyorum. Ben, oyunun sonu diyorum. Kendinizi görmek için diğerlerini kullanmanızın sonu. Kendinizi keşfetmek için size yardım etmiş olan, ister rehberler olsun, ister melekler yâda diğer insanlar olsun, bunların herhangi birini, diğer insanları, kullanma biçiminizin sonu. Bu noktadan itibaren, sizi keşfedecek olan sizsiniz. Bunu karınız, kocanız, çocuklarınız ya da başka birisi aracılığıyla yapamazsınız. Bu çeşit bir ilişkiyi salacağınıza dair olan bu seçimi yaptığınızda, o değişir mi? Onlarla olan fiziksel ilişkiniz değişecek mi? Enerji olarak? Karmik olarak? Onlar çıkıp giderler mi? Kim bilir. Sorun değil. Size şunu söyleyim: Hiçbir şey yapmak zorunda değilsiniz. Eve gidip de, “Oh, Adamus bugün bize baskı yaptı. Şimdi bir karar vermeliyim. Perişan kocamı terk etmeli miyim? demeyin.” Söylediğim şey, hiç de bu değil.. Bu sadece, rol dağılımı (castpectation anlamında) dinamiklerini değiştirmek için yapacağınız seçimle ilgili. Ki bu, kendi içinde, diğer ilişkilerin dinamiğini değiştirecek. Hiç bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Yarın, boşanma avukatını çağırmak zorunda değilsiniz. O kendini doğal olarak dengeleyecek. Şimdi bu, biraz dram ve patırtı olmayacak demek değil, Çünkü insan insandır. Birileri kendi kancalarının dışarı atıldığını ve sizin kancalarınızın da onlardan çekildiğini hissettiği anda alt üst olurlar. Altüst olurlar. “ Neyin var senin? Şu kült toplantıda ne yapıyorsun? Sana ne anlatıyorlar” biliyorsunuz, bütün bunun gibi şeyler söylerler.. Bu derin bir nefes alacağınız zamandır. Orada bazı enerji dinamiği değişimleri oluyor. Diğer yandan bu, diğer insana veya kendinize verebileceğiniz en güzel armağan. Bu salıverme. Bu, çok eski enerji esaretinden salıverme. Böylece galiba, on zirve konu listesi için şöyle derdim. Engeller, aydınlanma kaygıları, bu diğer insanlar. Diğer insanlar. Bunu yapmak istemiyorsunuz çünkü bunun onları incitebileceğinden korkuyorsunuz. Bunu yapmak istemiyorsunuz çünkü birbirinizle olan ilişkinizde çok uzun yıllar boyunca işleyen bir dinamik var. Bundan kurtulmak için hazır olduğunuzu düşünmeyebiliyorsunuz.. Ama sevgili arkadaşlarım, başta söylediğim gibi, aydınlanmanın idrakinde, artık etrafta birçok rehberin olmadığı bir noktaya gelinir. Daha önce olan birçok arkadaşınız gibi arkadaşlarınızın olmadığı bir noktaya gelinir. Birçok diğer insanın olmadığı bir noktaya gelinir. İlişkilerin eskiden olduğu gibi olmadığı bir noktaya gelinir. Bu giderler, demek değildir, Yalnızca değişirler. Size kalırlar mı, giderler mi, diye bir şey söyleyemem. Size ne olacağını söyleyemem. Ama bu nokta, derin bir nefes alıp, bunun aydınlanmaya ilişkin olduğunu var sayacağınız noktadır. Ve bunu en büyük sevgiyle yaptığınızı varsayın. Önce kendiniz için ve sonra sevgiyi paylaştığınız diğerleri için. İşte bu nokta, varsayacağınız noktadır ve bunun Ben-im nizin sevinci olduğuna, güveneceğiniz noktadır. Bununla, derin bir nefes alalım.
Posted on: Sun, 11 Aug 2013 15:16:18 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015