BİR YAZININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ VE BİR ÖZÜR - - TopicsExpress



          

BİR YAZININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ VE BİR ÖZÜR - Unibasket Aile’ mize Günaydın. 30 Kasım 2013 Cumartesi günü Unibasket Sayfamızda yayınladığım AİLE DİSİPLİNİ VE ÇOCUKLAR başlıklı yazıma yazılı ve sözlü olarak aldığım yorumlar çerçevesinde bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu yazımı haklı bulan ve destekleyen çok sayıda velimin yanısıra, uzun yıllardır tanıdıkları ve takdir ettikleri Derya Erçevik karakteriyle çok bağdaştıramadıklarını ve biraz ağır bulduklarını belirten dostlarım da oldu. Destekleyenler kadar, “karşı yorum” yapan dostlarıma da teşekkür ediyorum. Bu yazıyı ; son önemli yıldız takımı maçımızda değerli sporcumuz Dora’ nın geç gelmesi sonucu, sporcularım, koçlarım ve tribündeki velilerimle birlikte maç öncesi, dakika dakika yaşadığımız büyük üzüntü ve hayal kırıklığının neden olduğu duygusal incinmenin bir tezahürü olarak yazmıştım. Tamamen iyiniyetle ve belki sporcularımız ve ailelerimiz üzerinde biraz daha farkındalık yaratabilir düşüncesiyle yazılmış bir yazıydı. Birçok kulüp başkanının tersine, her zaman, skoru değil sporu savunmuş, sporcularına ve koçlarına bu yönde anlayış kazandırmaya çalışmış ve her soyunma odasına indiğimde sporcularıma, “yenmeniz, yenilmeniz önemli değil, sizden yalnızca iyi oynamanızı bekliyorum ve kendinize bizim size inandığımız kadar inanmanızı istiyorum” ifadesini aktaran bir spor adamıyım. Ancak spor insanları (oyuncu, antrenör,yönetici) olarak hayatımızda öyle maçlar ve öyle sezonlar vardırki, hepbirlikte daha fazla hassas, kararlı ve duyarlı olmamız gerekir. Uzun yılllardır Unibasket Ailesi olarak hepbirlikte verdiğimiz emekler sonucu bu yıl Unibasket olarak 3 takımımızın SERİ A’ ya (Büyük Kulüplerin Ligi) çıkabileceği bir konumdaydık. Hem yaptığımız yoğun ve etkin çalışmalar sonucu çocuklarımızın geldiği oyunculuk düzeyi ve hem de takımlarımızın uzun yıllardır birbirleriyle oynayan çocuklarımızla daha etkin ve takım ruhuna sahip takımlar haline gelmiş olması nedeniyle bu beklenti düzeyine erismiş ve bu hedefi belirlemiştik. Takımlarımızın SERİ A’ ya çıkması demek ; Sporcularımızın, koçlarımızın, velilerimizin ve Kulübümüzün Türkiye Basketbol Altyapı Sistemi’ nin en üst kategorisinde konumlanması ve özellikle sporcularımızın Fenerbahçe, Efes Pilsen gibi büyük takımlara ve milli takımlara giden yolda şanslarının çok artması demekti. Ancak Bu üç takımımızdan biri olan genç takımımızın yükselme şansı ; bir kısım genç sporcularımızın gereken ciddiyeti göstermemeleri, okul ve özel hayatlarına dikkat etmemeleri, antrenman devamsızlıkları, maç günü/gecesi çok geç yatmaları vb. sıradan nedenlerle, iyi takımları yenip, zayıf iki takıma yenilmeleri sonucu ortadan kalktı. Yıldız Takımımızdan çok ümitliydik, gruptan yenilgisiz çıkacağımıza inanıyorduk, başta sporcularımız ve koçlarımız olmak üzere hepimiz çok motive olmuştuk. Ancak son yıldız takımı maçımızda da uzun yazılarla belirttiğim sorun nedeniyle gruptan birinci olarak çıkma şansımız azaldı. Asıl önemli husus, çocuklarımızın ve takımlarımızın başarılarının ; birçok kulüpte yaşandığı gibi, kulüp yönetim sorunları, teknik sorunlar, yetersizlikler değil, sıradan sporcu ve aile hataları sonucu ortaya çıkmasıdır. Bu husus üzüntümüzü arttırmaktadır.. BU BASİT SORUNLAR SONUCU EN FAZLA KAYBEDEN ÇOCUKLARIMIZ OLMUŞTUR, OLMAKTADIR. Sonuç olarak yaşadığımız son sorun ve üzüntüler, “15 Unibasket Yılı” sürecinde yaşadığımız yüzlerce benzeri sorunun neden olduğu birikimle birleşince, 15 yılda ilk kez yazdığım bu yazı ortaya çıktı ve bütün dertlerimi, üzüntülerimi Ergül Ailesi ile paylaşmış oldum ☺☹ Bu yazımda, genel anlamda büyük haklılık payı olmasına karşın, özellikle Aile’ ye yönelik, amacımı aşan bazı ifadelerimle, Ergül Aile’ sini incittiğimi hissediyorum. Ergül Ailesi bizim en eski ailelerimizden biridir, kendileri benim en sevdiğim ve yakın hissettiğim güzel insanlar ve dostlarımdır, bize uzun yıllardır her açıdan destek olmuş, “Gerçek Unibasket Dostu” bir ailedir. Ayrıca çocuklarının spor yaşamını da en üst düzeyde desteklemiş dostlarımdır. Bu kadar olumlu fikir ve duygular hissettiğim ve çok inandığım bir aile ile böyle bir sorun yaşamış olmam nedeniyle üzüntüm ve tepkim daha büyük oldu. ERGÜL AİLESİ’ nden (Sevgili kardeşlerim, Anne Şebnem Hanım ve Baba Oben Bey’ den) KENDİLERİNİ ÜZDÜĞÜM İÇİN ÖZÜR DİLİYORUM. Ayrıca kendisiyle bugüne kadar çok şey paylaştığım, öğütler verdiğim, olumlu yönlendirmelerde bulunduğum sevgili evladım Dora için ; “Artık iyice inandım ki Dora’ dan birşey olmayacak” şeklindeki ifademi, Dora’ yı farklı şekilde motive eder, hırslandırır düşüncesiyle yazmıştım. Tabiiki gerçek görüşümü yansıtmıyor, Kulübümüzde herkes biliyor, ben Dora’ dan hep çok şey bekledim ve bundan sonra da bekleyeceğim. Dora isterse, kararlı olursa ve kızlara ayırdığı zamanın, zihnin ve emeğin bir kısmını daha baskebola yönlendirirse, çok iyi yerlere gelebilir. Dora takım arkadaşlarından ve koçlarından özür dileyip yoluna devam etmelidir. Basketbol oyunculuğundan gelmiş, Türkiye Şampiyonlukları yaşamış, basketbol sevgi ve heyecanını yüreğinde yaşatan ve sporcuları ve koçlarıyla birlikte de böyle başarılar yaşamayı ve daha yukarılarda olmayı arzu eden ve hedefleyen bir spor insanı olarak, bir yıldız takım maçını adeta sporcu düzeyinde bir heyecanla yaşayıp, bu olayı SADECE BASKETBOL AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİM. Oysa veli kardeşim Alp Baysallı Bey’ in ifade ettiği gibi ; “Hayatımızdaki herşey basketbol değil”. Biz sporcular “kazanma arzusu” nu bazen hayatımızda en ön plana çıkarıp, kendimizi basketbola fazla kaptırıp, böyle hatalar yapabiliyoruz. 57 yıllık yaşamında hiç kimseyi incitmemiş, hayatındaki bütün insanları sevmiş, hayata sevgi gözlüğüyle bakan benim gibi biri için hayatımızdaki en önemli mesele ; İNSAN SEVGİSİ, DOSTLUK VE KARDEŞLİK’ tir. Yaşadığımız bu sıkıntının ve herkes tarafından yazılanların, Unibasket Aile’ mize önemli mesajlar vermesini ve yarar sağlamasını diliyorum. Sevgiyle yaşayın.
Posted on: Wed, 04 Dec 2013 12:23:09 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015