Yaklaşık 4000 yıl süren ilkçağ uygarlık kültürünün tüm - TopicsExpress



          

Yaklaşık 4000 yıl süren ilkçağ uygarlık kültürünün tüm önemli olayları Yukarı Mezopotamya ve yakın çevresinde cereyan etmiştir. Proto Kürt kültürü bu ikinci uzun dönemde olumlu-olumsuz birçok gelişmeyi yaşamıştır. Hurrilerin, Mittani ve Hititlerin ilk iki bin yılda evrensel çapta etkiye yol açtıkları rahatlıkla belirtilebilir. Grek ve Roma kültürünün oluşumunda, Batı kültürü kavramının ortaya çıkışında esas belirleyici halka, Hurri-Mittani-Hitit kültürüdür. Hem kendi özyaratımlarını, hem Sümer kültür mirasını Batı’ya, Greko-Romenlere taşırarak merkezi uygarlık sisteminin kesintisiz sürmesinde altın halka rolünü oynamışlardır. Tarihin akışını bu altın halkanın rolünü belirlemeden izah etmek mümkün değildir. 12.000 yıllık neolitik ve 2000 yıllık uygarlık kültürü tarafından beslenmeseydi herhalde bugüne damgasını vuran insan kültüründen bahsedemezdik. Proto Kürtlerin uygar toplumun ilk iki bin yılıyla ilişkileri çok yoğun olmuştur. İki yönlü bir ilişki tüm gelişmelere damgasını vurmuştur. İlk yönüyle uygarlık kültürünün baskıcı ve sömürücü kent, sınıf ve devlet unsurlarıyla hep çatışmalı gelişmeler yaşanmıştır. Bazen sömürü ve baskının merkezlerini istila etmeye kadar varan hamlelere tanık olunurken (Babil’in fethi, Ninova’nın yıkılışı), çokça da gücü yetmeyince dağların fethedilmez doruklarına çekilerek (Zagrosların güney eteklerinden Dersim’e kadar benzer lehçe konuşan Zaza kültürü bu gelişmelerle yakından bağlantılıdır) varlığını korumaya, bağımsız ve özgür yaşamdan vazgeçmemeye özen göstermiştir. Bu kültürün izleri bugün bile oldukça etkilidir. Dağ Kürdi denen kesim esas olarak bu hat üzerinde yaklaşık beş bin yıldır yaşayan Hurri kökenli kabilelerdir. Hurrice bazı kelime kökenleriyle Zazacanın birçok kelimesinin çakışması bu gerçekliği yeterince izah etmektedir. İkinci yönüyle uygarlık kültürüyle geliştirilen ilişkileri olumlu değerlendirip benimseme ve özümseme temelinde olmuştur. Kürt kültüründe uygarlığın bu yansımaları kentli, sınıflı, devletli zihniyet ve kurumların oluşmasıdır. Birçok örnekte karşılaştığımız “yenemiyorsan benzeş ve öyle yen” kuralı burada bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Guti, Mittani, Hitit, Urartu, Med, Pers ve Sasani örnekleri kendine saldıran uygarlık güçlerine karşı kendilerini bizzat uygarlık olarak inşa edip benzeşerek yenmeyi ve ayakta kalmayı ifade etmektedir. Proto Kürtler açısından iki bin yıllık ikinci uygarlık aşaması İslamiyet’e kadar kendi kentlerinin, egemen sınıflarının ve devletlerinin oluştuğu dönemdir. Daha çok dağ eteklerinde ve ovalık alanda oluşan bu kültürün karma bir özelliği hakimdir. Benzeşmeye çalıştıkları uygarlıkların dil ve kültürlerini yaşayan yönetici aristokrasi ve alt sınıflar oluşturan kendi öz dil, kültürlerini yaşayan kesimler. Kürt coğrafyasının ağır etkisi altında oluşan bu kültürün ikili karakteri günümüze kadar varlığını çok az değiştirerek sürdürecektir. Gerek dağ ve ova kültürü biçimindeki “ikili ayrışma”; gerekse ova-kent kültüründeki sınıfsal ikili ayrışma temel karakteristik özelliklerdir. Üst tabaka hep yabancı, işgalci, fetihçi, sömürgenlere karşı muazzam bir uyum gücü geliştirip kendi öz kabile-halk kültürünü işe yaramaz, ikinci planda iç ilişkilerinde çok sınırlı kullanmakla yetinmiştir. İçinde rol oynadığı veya bizzat kurduğu uygarlıklara kendi dil ve kültürlerini egemen kılmaya çaba göstermemişler veya çok az göstermişlerdir. Gutilerden Eyyubilere kadar bu hep böyledir. Kentli, devletli bu egemen zümre, belki de hiçbir toplumda olmadığı kadar geleneksel Kürt kültürel varlığına karşı olumsuz rol oynamıştır. Yabancı dil ve kültürler içinde erimenin doğurduğu yüksek sınıfsal, ailesel çıkarlar bu olumsuzlukta şüphesiz belirleyici olmuştur. Kendi içine kapanan dağ Kürti’nin ve alt tabakanın çoğunlukla değişmeyen kabile ve aile kültürü binlerce yıl varlığını ancak içine kapanarak erimeden günümüze kadar taşıyabilmiştir. Bu iki kültürel kesim arasında dağlar kadar bir uçurum oluşarak gerçek Kürtlük-sahte Kürtlük biçiminde köklü bir ayrışmaya yol açmıştır. Kapitalist modernite döneminde neden milliyetçi, güçlü bir Kürt burjuvazisinin oluşmadığının kökeninde bu tarihsel gerçeklik yatar. (Ji Parastina Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan)
Posted on: Mon, 01 Jul 2013 19:11:50 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015