Yaşam ‘başlık’ adı altında satılamaz Başlık parası - TopicsExpress



          

Yaşam ‘başlık’ adı altında satılamaz Başlık parası (next’, ‘qelend’), Kürt toplumu içinde hala bir sorun olarak varlığını devam ettiriyor. Avrupa’da en yaygın olarak Êzîdî Kürtlerde varlığını koruyan soruna ciddi tepkiler de var. Êzîdîlerin kanaat önderleri, yaşlıları, sanatçıları, gençleri ‘Başlık parası’nı “Êzîdî toplumu içinde adeta kara bir leke” olarak nitelediler. ‘Başlık parası’ denince hepimizin aklına bir gelin ve onun karşılığında verilecek bir miktar para veya değerli varlıklar gelir. Araştırmalarda birçok dünya ülkesinde başlık parası olayına rastlandığı belirtiliyor. Mezopotamya gibi dünyaya uygarlığın dağıldığı kadim toprakların kadim halklarından biri olan Kürtlerde de başlık ciddi bir şekilde kanayan bir yara misali yer alıyor. Kürtlerde başlık parası hala bir şekilde devam ediyor. Birçok yerde ise, Kürt Özgürlük Hareketi’nin gelişmesi ile kadının kendisini tanıması ve erkek egemenliğinin adeta kadınla dengelendiği bir sürece evrilmesi ile başlık parası kaldırılıyor ya da yasaklanıyor. Avrupa’da yapılan son Êzîdî Dernekleri Federasyonu (FÊK) kongresinde bu konuya ilişkin alınan kararlar da Êzîdîlerin bu konuda artık sabırlarının kalmadığını gösteriyor. Avrupa’da yaşayan Êzîdî Kürtlerde oldukça önemli ve uğultulu bir ses çıkaran başlık parası, ‘next’ ya da ‘qelend’ üzerine yorumlara yer veriyoruz. Êzîdîlerin kanaat önderleri, yaşlıları, sanatçıları, gençleri bu konu üzerine konuştu. Öfkeli, ürkek ya da kırılgan Bir insanlık yarası olarak var olmaya devam eden ‘başlık parası’ sorununu irdelerken, birçok kişi “Beni kim dinler?” diyerek konuşmadı. Kimisi konuşurken öfke savurdu Êzîdîliğine. Kimi ürkek durdu, kimi kırılgan. Kimi satılmışlığın, kimi ise satmışlığın ezikliğini yaşıyordu. 15 bin Euro, 20 bin Euro, 30 bin Euro, 40 bin Euro, 50 bin Euro gibi insanın kanını donduran rakamlarla yapılan bu pazarlık, Êzîdî kitlesi içinde artık bir utanç meselesi olmuş durumda. Dikkatimizi çeken bir nokta ise Êzîdîlerin yaşlısından gencine kadar artık bu meseleyi açıkça konuşmasıydı. Öyle ki konuşanların buluştuğu ortak bir nokta vardı: “Dinimizde başlık yok. Başlık günahtır. Başlık haramdır. Başlık kadının satılmasıdır. Başlık kalkmalıdır.” Konuya ilişkin ilk olarak konuştuğumuz Êzîdî Federasyonu Temsilcisi Carcur Cemil kadınlardan özür dileyerek başladığı konuşmasını, “Bu konuda artık ciddi kararlar alacağımız bir dönemdeyiz” şeklinde sürdürüyor. Başka kültürlerden bize geldi Cemil şunları söylüyor: “Sözlerime başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum. Şu an kadınlar adına konuştuğumdan dolayı onlardan özür diliyorum. Êzîdî toplumumuzda yaşanan başlık sorunu aslında yıllardır süren bir toplumsal sorundur. İster dini yönden, ister kültürel ya da toplumsal yönden bakalım biz Êzîdîlerde başlık denen bir olay yoktur. Zerdüştlüğün tarihine baktığımızda Ortadoğu’da, Mezopotamya’da topluma önderlik yapan Kürt kadındır. Örnek olarak Xatûna Fixra ismini verebilirim.” Kadınların kurulan erkek cemaati tarafından pazarlıklar sonucu rakamının belirlendiği ‘qelend’ın başka kültürlerden Êzîdî toplumu içine girdiğini belirten Cemil, şöyle devam etti: “Yani şunu söyleyeyim, başlık kültürü bizim toplumumuza sonradan o bölgelerin hakim güçleri tarafından sokulmuştur. Ortadoğu coğrafyasında çoğunlukla hakim olan güç İslam dinidir. Dolayısıyla hakim sistem bizleri de etkilemiştir. Diyebiliriz ki bu kültür İslam dini aracılığı ile Zerdüşti Kürtlerin içine sokulmuştur.” Êzîdî kadınlar Özgürlük saflarında Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin gelişmeye başlaması ile tüm Kürt halkında olduğu gibi Êzîdî Kürtler’de de büyük değişimlerin olduğunu vurgulayan Carcur Cemil sözlerini şöyle sürdürdü: “Özgürlük Mücadelesi’nin başlaması ile birlikte Êzîdî Kürtler uyanmaya başladı. Gözleri, kulakları açıldı. Böylece Êzîdîler, bazı noktalarda netleşmeye başladı. Örneğin ‘Biz bunları hak etmemişiz, biz de bu toplumun bir parçasıyız’ gibi. Çok iyi biliyoruz ki, eskiden Kürt kadını toplum içinde konuşmazdı, ya da ‘ben varım’ diyemezdi. Bugün binlerce Kürt kadını özgürlük mücadelesi veriyor. Êzîdî halkımıza örnek olması açısından söyleyeyim bu mücadele içinde yer alan Êzîdî kadınlardan Berivan, Xanê ve daha çokça isim sayabiliriz. Yine Sozdar Avesta gibi çeşitli kademelerde görev yapan yüzlerce Êzîdî Kürt kadını var. Bunlar tabii ki kendiliğinden gelişmedi.” Genç kadınların desteğine ihtiyaç var Êzîdî Federasyonu olarak başlık parasının kaldırılması için çalışma yaptıklarını ve bu konuda yeni karalar aldıklarını belirten Cemil başlığın kaldırılması konusunda şunları aktardı: “Biz Êzîdî Federasyonu olarak da yukarıda sözüne ettiğimiz başlık gibi gerici anlayışların ortadan kaldırılması için çok çaba harcadık. Halen de harcıyoruz. Toplumumuza bunu kavratmaya çalışıyoruz. ‘Bunu nasıl kavratabiliriz?’ noktasında da bunun çokca tartışmasını yapıyoruz. Yol yöntem konusunda tartışıyoruz. Toplum içinde Özgürlük Hareketi’nin kültürünü alan kesimler bunun farkına vardı ve terk ediyor. Fakat bazı kesimler de menfaatleri için kaldırmamakta direniyor. Biz Federasyon olarak şimdiye kadar başlığın kaldırılması için biraz hassas davrandık. Halkımızı incitmeden meselenin üzerine gidiyorduk. Fakat artık kongremizde bunu kararlaştıracağız. Daha ciddi bir şekilde meselenin üzerinde duracağız. Halkımız bunu böyle bilsin. Bu konuda özellikle genç kadınların desteğine ihtiyacımız var. Birbirimize destek olarak bu sorunun üstesinden gelebilirz. Kadın yaşamdır. Dünya yaşamsız olamaz. Kimse yaşamızı bu şekilde ‘başlık’ adı altında satamaz. Ben bir erkek olarak da kadın kurumunun üyesiyim. Bütün erkeklerden de bu davranışı bekliyorum. Herkesin de başlık konusundaki kararımıza destek olmasını bekliyoruz.” Sanatçı Xemdar: Başlık kara lekedir Êzîdîler arasında alınan ‘next’ ya da ‘qelend’e şiddetle karşı olanlardan biri de Êzîdî sanatçılar. Êzîdî Sanatçılar Platformu adına bizimle görüşen sanatçı Xemdar başlık parasını “kara bir leke” olarak özetliyor. Çok sert bir dille başlık olayını eleştiren Sanatçı Xemdar şu şekilde düşüncelerini açıkladı: “Başlık konusu Êzîdî toplumu içinde adeta kara bir leke olarak yer alıyor. Bu kültürün bizim dinimizle bir ilgisi yok. Bu kültür daha çok Arap kültürüdür. Arap kültüründen içimize girmiştir. Kürt ulusu içinde kadının bu şekilde satılması gerçekten kınanması gereken bir durumdur. Kara bir lekedir bizim için. Bugün az da olsa sevindiğimizi söyleyebilirim. Çünkü bazı bölgelerde başlık kalkmaya başladı.” Akademisyen ve sanatçılar rolünü oynamalı Yıllardır sanatsal faaliyetleri ile Kürt kültür ve sanatına büyük emekler sunan Xemdar, sanatçı kimliği ile özellikle Êzîdî Kürt kadınlarına ve akademisyenlerine seslendi. Öncelikle kadınların artık bu işe dur demesi gerektiğinin altını çizen Xemdar devamla, “Ben bir sanatçı olarak özellikle Kürt kadınlarına sesleniyorum. Başta kadınlar bu duruma ‘dur’ desinler. Başkaldırsınlar. Kadınların yanında toplumumuzun aydın kesimleri yani Êzîdî akademisyenler, sanatçılar vs. Madem biz toplumun aynasıyız şarkılarımızla, demeçlerimizle, eylemlerimizle ne şekilde olursa olsun bu duruma karşı çıkmalıyız. Bu kara lekeyi üzerimizden atmalıyız” şeklinde görüşlerini dile getirdi. Sanatçılar Platformu olarak başlık parasının kaldırılması için ellerinden geleni yaptıklarını ve yapacaklarını söyleyen Xemdar, son olarak şunları dile getirdi: “Biz Êzîdî Sanatçılar Platformu olarak başlık parası olayını kabul etmiyoruz. Düğünlerde, etkinliklerde bunu dile getiriyoruz. Duyarlı olan her kesime çağrımız bu konuda destek olmalarıdır. Toplumuz içinde erkeğin ne kadar hakkı varsa kadının da o kadar hakkı vardır. Bu artık bilinmelidir.” Yazar Mam Xelef: Başlık kızlarımızın kanıdır Kendi çabaları ile okuma yazma öğrenip kitaplar yazan Mam Xelef ise 64 yaşında bir Êzîdî Kürt’ü. Kendi tabiriyle ‘Zerdüşti Kürt’ Araştırmacı ve bir o kadar da hırslı özelliği ile tanıdığımız Mam Xelef, olaya tarihsel açıdan bakıyor: “Aslında Bugün Êzîdîlerin kalan kültürü üzerinde bazı noktalarda araştırma yapmak gerekiyor. Çünkü bazı doğrular ancak böyle ortaya çıkacaktır. Tek kelimeyle söylemek gerekirse başlık alınması hiç doğru değildir. Çünkü başlık kızlarımızın kanıdır. Dolayısı ile kanın satılması ve parasının yenmesi biz Kürtlerin kültürün de yoktur. Bugün Êzîdî yaşlıları yani dedelerimiz ve ninelerimiz bir şey yemek istemedikleri zaman şöyle derler: ‘eğer yersem babamın ya da oğlumun kanını yemiş olurum!’ O zaman şimdi sormak gerekiyor, madem babamızın, oğlumuzun kanı içilmiyorsa-yenmiyorsa neden kızlarımızın kanı yeniyor? İstesek de istemesek de başlık parası, tüm Kürt halkı arasında bügün yerini almıştır. Eğer istersek, araştırırsak başlığın içimize nereden, nasıl ve ne zaman geldiğini bulabiliriz.” ‘Next’ ya da ‘qelend’ değil ‘neqet’tir Başlık parasının tarihçesi üzerine araştırma yapılmasının önemine dikkat çeken Mam Xelef, Kürtler arasında ‘next’ ve ‘qelend’ kelimelerine ilaveten ‘neqet’ kelimesini de ekliyor. Mam Xelef, konu hakkında şöylesi bir mantık yürütüyor: “Ben yenen bu kan için söylenen kelimenin tarihçesi için bir şeyler söylemek istiyorum. Araştırmacılarımız, tarihçilerimiz ve aydınlarımız bu konu üzerinde de biraz araştırma yapsınlar. Bazıları ‘next’ bazıları da ‘qelend’ diyor. Ben de üçüncü bir kelime söylüyorum, ‘neqet’. ‘Next’ ve ‘qelend’ın Kürtçe anlamları var mı? Buna rastlamadım ama benim bildiğim kadarı ile ve Êzîdî büyüklerimın ağzından duyduğum hep ‘Neqet’ olmuştur. Anlamı da şöyledir. Eskiden kızın ailesi verdikleri kızlarının karşılığında değerli eşyalar alırdı. Böylece kızlarına verdikleri değeri ispatlarlardı. Örneğin bir resim, ya da altın, gümüş işlemeler, mercan, kehribar işlemeli değerli taşlar alınırdı. Alınan bu değerli eşyalar baba evinde ölünceye kadar saklanırdı. Böylece yüzlerce yıl o kızın baba evinde kıymeti olurdu. Kimi zamanlar at, silah alınırdı. Fakat bu zamanla ve daha çok aç gözlülük nedeni ile paraya dönüştü. Ben isterim ki eskiden olduğu gibi bugün başlık yerine ‘neqet’ alınsın. Bu şekilde en azından şimdi nerdeyse ticarete çevrilen bu başlık uygulaması Êzîdîlerin içinden kalkmış olur. Umut ediyorum ki yeni yıl bu konuda yenilikler getirir.” Dündar: Kızlar karşı çıkmalı Bielefeld Kürdistan Centrum yöneticisi Süleyman Dündar da başlık parasının sadece Êzîdîlerin değil, Kürt halkının sorunu olduğunu söylüyor. Yıllardır Kürt Özgürlük Hareketi ile ilişkide olan ve hiç bir hizmetten geri kalmayan, herkesin Apê Süleyman olarak tanıdığı, Süleyman Dündar, Êzîdîlere çok kızgın olduğu belli oluyordu. Başlık parası nedeniyle dünyaya reklam olduklarını söyleyen Apê Süleyman düşüncelerini devamla şu şekilde dile getiriyordu: “Bu başlık meselesi sadece Êzîdîlerin değil, bütün Kürt halkının bir sorunudur. Fakat şimdi Avrupa’da bizim Êzîdîler bu konuda gündemdeler. Dünya değişiyor. Tamam, önceden de dedelerimizin, babalarımızın zamanında da ‘qelend’ alınıyordu. Fakat böyle değildi. Herkes gücü oranında ‘qelend’ veriyordu. Kimi hayvan veriyordu, kimi değerli bir eşya veriyordu. Herkes fakirdi. Kadınlarda fakirdi. Giymek için elbise bulunmuyordu. Kadınlar o dönemde de köleydi. Kimi erkekler 3, kimisi 4 kadınla evleniyordu. Bugün artık kadınlarımız kızlarımız eskiden annelerinin, ninelerinin yaşadıklarını göz önüne getirip bugün babalarının karşısına çıkmalı ve ‘ben satılık hayvan ya da bir bez parçası değilim. Eski köle dönemi geçti beni satamazsınız’ demelidir.” Veren de alan da suçlu Başlık vereni de alanıda aynı oranda suçlu gören Apê Süleyman, Êzîdî kızlarının artık babalarına karşı başkaldırmaları gerektiğinı belirterek konuşmasını şöyle noktaladı: “Başlık veren de, alan da benim gözümde aynı suçu işliyor. Artık Êzîdî kızları ayağa kalkmalıdır. Babalarına karşı başkaldırmalıdırlar. Bütün dünya biliyor ki Êzîdîler, paşlık parası adıyla, kızlarını satıyorlar. Televizyonlar gazeteler hep bizi yazıyor. Ben kendi oğluma hep söylüyorum; ‘başlık vererek seni evlendirmem’ diyorum. Genç erkeklerde bu konuda tavır koymalılar. Êzîdî Birliğinden, Êzîdî aydınlarından, pirlerimizden, şêxlerimizden rica ediyorum. Artık başlığa karşı çıksınlar. Bu başlık içimizden kalksın. Kadının satılması artık yasaklanmalıdır. Bu başlık kalkmasa sizin misyonunuz, kariyeriniz hepsi boştur.” Menica Çelik: Artık kalkmalı Ev kadını Menica Çelik de “artık bu başlık kalksın” şeklinde Êzîdî toplumuna sesleniyor. Êzîdî ev kadını Çelik, “Benim için az başlık alındı” dese de, sonuçta miktarı ne olursa olsun alınan başlığın, kendisinde üzüntü yarattığı cevap veriş tarzından belli oluyordu. Görüşlerini açık yüreklilikle dile getiren genç Êzîdî kadın bizlere şunları söylüyor: “Ben bugün daha iyi bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Halkımız biraz daha kendisini geliştirmiş. Eskisi kadar başlık alınmıyor. Artık başlığın iyi bir şey olmadığı anlaşılmış. Artık düğünlerde, taziyelerde, evlerde bu konuşuluyor. Başlığın kalkmasını bir kadın olarak elbette istiyorum. Ben özellikle Êzîdî Kürtlere ve tüm Kürtlere sesleniyorum; artık bu başlık ortadan kalksın. Yani bir kadının satılmasını ben kabul etmiyorum. Bazıları başlığı alıp yine genç çiftler için harcıyor. Anne babaları gençlere hediye ediyorlar. Mesela benim için az başlık alındı, ama alındı.” Kızlarım için başlık almayacağım Başlığın kaldırılması için ne gerekiyorsa yapılmasını isteyen Menica Çelik kendi kızları için başlık almayacağını belirterek genç kızlara seslendi: “Bunun kalkması için ne gerekiyorsa yapalım. Genç kızlar anne babalarına ‘beni satmayın’ desinler. Benim ailem aslında eskiden beri buna karşıydı. Babam 80 yaşındadır. Hep söyler ‘kadının başlığı heramdır. Kadın için başlık olmaz. Ben kızlarımı para ile satmam.’ Ben de kızım için başlık almayacağım. Tüm anneler böyle yapmalı kızlarının başlık ile satılmasına karşı çıkmalılar.” Türkan Önen: Berdelde başlık yok Ev kadını Türkan Önen ise başlık parası konusunda “Ne dinimizde ne de kültürümüzde böyle birşey var” diyor. Önen önce konuşmaktan çekiniyor, ancak başlık parası üzerine konuşmak istediğimizi öğrenince üzüntülü bir şekilde ve cesaretini toplayarak konuşmaya başlıyor. Başlığa tepki gösteren Önen şunları dile getirdi: “Bu başlığın neden alındığını aslında ben de bilmiyorum. Eskiden benim hatırladığım hayvan yani koyun, eşya ya da para verilirdi. Ben berdel olarak verildiğim için başlık alınmadı. Berdel olayında başlık olmuyor. Şimdi çok yüksek rakamlar alınıyor. Ben alınan başlıkla kadının satıldığını düşünüyorum. Ne dinimizde ne de kültürümüzde böyle bir şey olamaz. Bence kaldırılmalıdır. Parası olmayan evlenemiyor. Öylece kalıyorlar. Perişan oluyorlar. Kalkması için bir şeyler yapılmalı. Kim ne yapacak bilmiyorum. Nasıl kalkacak bilmiyorum, fakat ben Êzîdî Kürt kadını olarak kalmasını istiyorum. Benim de kızlarım var, bana kalırsa ben başlık almam, fakat kararı ben veremiyorum ki, babası kararı veriyor.” DEVAM EDECEK
Posted on: Sat, 06 Jul 2013 00:15:05 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015