siyer 1 SİYER İSLÂMİYET ÖNCESİ ARABİSTAN VE - TopicsExpress



          

siyer 1 SİYER İSLÂMİYET ÖNCESİ ARABİSTAN VE DÜNYA Arabistan; Asya’nın gü neybatısında yer alan bir yarımadadır. Kuzeyinde Sû riye, doğ usunda Basra Kö rfezi, batısında Kızıldeniz, gü neyinde Umman Denizi ile çevrilidir. Arabistan’ın üç önemli bölgesi vardır: Hicâz, Yemen, Necd. Arabistan’da Kurulmuş Devletler: Main, Sebe, Himyeri, Gassânîler, Nebâtîler, Hire Krallığ ı, Tedmü rlü ler, Kindeliler. Hicâz Bölgesi: İklim, toprak yapısı ve madenler bakımından Arabistan’ın en fakir bö lgesidir. Ancak İslâm’ın iki kutsal şehri Mekke ve Medîne, Hicâz Bö lgesindedir. Mekke: Hz. İbrâhim’in Kâbe’yi inşaası, oğlu Hz. İsmâil ile ilgili kurbân hâdisesi, zemzem kuyusu, Hacerü ’l-esved taşı Mekke’nin kutsallarıdır. Hz. İsmâil soyundan gelen Adnânîler, Mekke’de uzun sü re yö netime hâkim olmuşlardır. Kureyş kabîlesi, Adnânîlerin bir koludur. Mekke’yi idâre eden Kureyş kabîlesi 10 aileden oluşuyordu. Bunlardan Hâşimoğ ulları dînî ve sosyal meselelerle, Ü meyyeoğ ulları askerî ve ticârî konularda hak sahibiydiler. Araplarda kabîlelerin başında şeyh ya da emir denilen başkanlar bulunurdu. Arap toplumu gö çebe (bedevî) ve yerleşik (medenî-hadarî) olmak ü zere ikiye ayrılırdı. Medîne: Medîne’nin en ö nemli ö zelliğ i Peygamberimizin mezarının orada olmasıdır. Arabistan’da İslâmiyet Öncesi Dinler: 1-Putperestlik: Arapların en ö nemli putları; Hubel, Lât, Menât ve Uzza’dır. 2-Sâbiîlik: Yıldız ve gö k cisimlerine tapma. 3-Mecû sîlik: Zerdü şt inancı. Ateşe tapma. 4-Hristiyanlık. 5-Yahû dîlik. 6-Hanîf: Hz. İbrâhim’in tek tanrı inancı. 200 / DİN GÖ REVLİSİNİN BAŞUCU KİTABI Bizans İmparatorluğu: Roma İmparatorluğ u’nun 395’te ikiye ayrılmasından sonra merkezi İstanbul olan doğ u kısmına Bizans adı verilir. Bizans’ın gerçek ismi Doğ u Roma İmparatorluğ u’dur. Bizans 1453’te Fâtih Sultan Mehmet tarafından yıkılmıştır. Sâsânî İmparatorluğu: Sâsânîler, Î ran’da 226’da kuruldular. İslâm ordularının saldırıları sonucu yıkıldılar. Hristiyanlık: Vahiyli dinlerin ikincisidir. Peygamberleri Hz. Î sâ, kitapları İncil’dir. Hristiyanların lideri papa’dır. Papa, Vatikan’da oturur. Râhiplerin (Papazların) ö nemli gö revleri şunlardır: Vaftiz, evlendirme, ö lü gö mme, gü - nah çıkarma, aforoz, enterdi (bir milletin aforoz edilmesi), Endü lü jans (Cennet tapusu dağ ıtma), Engizisyon (yargılama). Hindistan: M.Ö . 1200’lerde Hindistan’a gelen  rîler sosyal yapıda bü yü k değ işikliğ e sebep oldular. Kast sitemini ortaya çıkardılar. Bu sistemde halk: 1-Brahmanlar (Din adamları) 2-Kşatriyalar (İdârî ve askerî gü cü elinde tutan halk) 3-Vaysiyalar (Ticâret ve tarımı elinde tutan halk) 4-Sü dralar (Kö leler), olmak ü zere dö rde ayrılırdı. Kast sistemi Hindistan’ı perişan hâle getirmiştir. Dö rt bö lü me ayrılan halk birbirinden ayrı yaşamıştır. Kast sistemi Budizm’in doğmasına sebep olmuştur. Hindistan’da Hinduizm ve Budizm dinleri yaygın olarak kullanılır. Hinduizm Veda adı verilen dö rt kitaptan oluşur. Budizm, Buda’nın temel felsefesini anlatır. Bu felsefeye gö re hiç bir canlı diğer bir canlıya zarar veremez. Bu sebeple Budistler et yemezler. Hindistan’da beyaz inek Hindû lar tarafından kutsal sayılır. Mü slü manlarla Hindû lar arasında kurbân bayramında her zaman problem çıkar. Çin: Dü nyanın en kalabalık nü fû suna sâhip olan Çin, en eski medeniyetlerden biridir. Toplum, geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Çin’de; 1- Taoizm: Lao Tzu, bu dînin kurucusudur. Tao, Çin’e gö re Allah demektir. Taocular, insanın iç huzurunun olmasına bü yü k ö nem vermişlerdir. 2-Budizm 3-Konfiçyü sçü lü k (Konfü çyü s, devlet, siyâset, ahlâk, sosyal meselelerle ilgili ö nemli gelenekler ortaya koymuştur) / 201 4-Çin, gü nü mü zde ateist akımın etkisindedir. Japonya: Bü yü k O kyanus’ta adalardan oluşan Japonya’da halk geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Japonlar, Şinto dînine bağlıdırlar. Şintoizm’de gü neşe ve Fuji Yama yanardağ ına tapınılır. Gü neş doğarken ve batarken ibâdet ederler. Orta Asya: Orta Asya’da yaşayan Tü rkler şu dinlere inanmışlardır: 1-Gö k Tanrı Dîni 2-Atalar kü ltü (Atalara â it olan eşyalara, fikirlere saygı duymak) 3-Şamanizm (Bir totem ve bir bü yü cü den (şaman) oluşan dînî sistem. Şaman, totemin etrafında dans ederek kö tü ruhları kovar. Şaman aynı zamanda doktordur) 4-Budizm 5-Maniheizm 6-Yahû dîlik 7-Hristiyanlık 8-İslâmiyet (Tü rkler 10. yü zyıldan î tibâren Mü slü man olmuşlardır.) HZ. MUHAMMED’İN HAYÂTI Soyu: Kusay-Nizar-Maad ve Adnanoğ ulları - Hz. İsmâil - Hz. İbrâhim - Hz. Muhammed. Kureyş: Adnanoğ ulları’ndan Fihr, Hz. Muhammed’in 10. dedesi olup kendisine Kureyş dendiğ i için Fihr’in neslinden gelenler bu adla anılmışlardır. Kureyş kabîlesi 12 kola ayrılır. Bunlardan Abd-i Menâ f’ın oğ ullarından Hâ şim’in oğlu Abdülmuttalib (asıl adı Şeybe) Peygamberimizin (babasının babası) dedesi, babaannesi Fâtıma, anneannesi Berre, annesinin babası Veheb’dir. Abdülmuttalib: Mekke’nin ileri gelenlerinden olup Peygamberimizin dedesidir. O nun zamanında dö rt ö nemli olay meydana gelmiştir. 1-Zemzem kuyusunun yeniden açılması. 2-Oğ lu Abdullah’ı Allah’a kurbân adaması (100 deve kurbân ederek oğlunu kurtarmıştır) 3-Fil O layı. 4-Hz. Muhammed’in doğ umu. 202 / DİN GÖ REVLİSİNİN BAŞUCU KİTABI Abdullah: Peygamberimizin babası olup Abdü lmuttalib’in oğludur.  mine ile evlenmiştir. 25 yaşındayken, evlendikten birkaç ay sonra vefât etmiştir. Doğumu: Fil O layı’ndan 50-55 gü n sonra Rebîü ’l-evvel ayının 12. Pazartesi gecesi (m. 20 Nisan 571) doğ muştur. Babası o doğ madan vefât ettiğ i için bakımını dedesi Abdü lmuttalib ü stlenmiştir. Hz. Muhammed, Halîme adında bir sü tanneye verilmiştir. Sütanneye veriliş nedeni: Bedevîlerin yaşadığ ı vahâların serin olması, vahâlarda yaşayan bedevîlerin gü zel Arapça konuşmalarıdır. Sütanneleri:  mine binti Vehb, Ebû Leheb’in câriyesi Sü veybe, Halîme binti Ebî Zü eyb ve Ü mmü Eymen’dir. Hz. Muhammed’in sütkardeşinin ismi Şeymâ’dır. Dadıları: Annesi  mine, Sü veybe, Halîme, Halîmenin kızı Şeymâ (Aynı zamanda sü tkardeşidir. Annesi ile birlikte dadılık yapardı), Habeşli saygın ve fazîletli hanım Ü mmü Eymen Bereke. Hz. Muhammed (s.a.v.) daha sonra onu Zeyd b.Hârise ile evlendirdi. Hz. Muhammed, 6 yaşında iken annesine teslim edildi. Aynı sene annesi vefât etti. Bunun ü zerine peygamberimiz dedesi Abdü lmuttalib ile kalmaya başladı. Ancak 8 yaşında iken dedesi vefât etti. Bunun ü zerine amcası Ebû Tâlib onu yanına aldı. Çocukları: İlk çocuğ u Kâsım’dır, Zeynep, Rukiye, Ü mmü Gü lsü m, Fâtıma, Abdullah, İbrâhim (Mısırlı Mâriye’den) Amcaları: Hz. Hamza, Hz. Abbas, Ebû Tâlib (Abdü menaf), Ebû Leheb, gerçek adı (Abdü luzza), Zü beyr, Abdü lkabe, Mukavvim, Dırâr, Kusem, Muğ îre, (lakâbı Hacel), Gaydak, (Mus’ab). Bunlardan yalnızca Hz. Hamza ve H.z. Abbas Mü slü man olmuştur. Halaları: Altı tanedir. Safiyye, (Zü beyr b. Avvâm’ın annesi), Atîke, Berre, Ervâ, Ü meyme, Ü mmü Hâkim el-Beyzâ. Bunlardan sadece Safiyye hakkında Mü slü man olduğ u kesin bilinmektedir. Diğ erleri hakkında net bilgi yoktur. Teyzeleri: Ferîda ve Fâhita adında iki teyzesi vardır. İkisi de onun peygamberliğ inden ö nce vefât etmiştir. Hanımları: 1- Kureyş’li Esed kabîlesinden Huveylid kızı Hz. Hatîce. O nunla peygamberlik gelmeden ö nce evlenmiş, İbrâhim dışında bü tü n çocukları ondan dü nyaya gelmiştir. Peygamberlik geldikten sonra peygamberimize en çok yardım eden Hz. Hatîce’dir ve peygamberimiz o hayattayken başka bir kadınla evlenmemiştir. Hicretten ü ç sene ö nce vefât etmiştir. / 203 2- Hz. Hatîce’nin vefâtından sonra Kureyşli Sevde ile evlendi. 3- Daha sonra Hz. Ebû Bekir’in kızı Hz.  işe ile evlendi. O ’ndan başka hiç bir hanımı bâkire değ ildi. H.z.  işe Rasû lü llâh’ın en â lim hanımıydı. 4- Sonra H.z. Ö mer’in kızı Hafsa ile evlendi. 5- Daha sonra Kays kabîlesinden Hilâl b.  mir oğ ullarından Huzeyme b. Hâris’in kızı Zeyneb ile evlendi. Bu hanımı evlendikten iki ay sonra vefât etti. 6- Kureyşli Ü mmü Seleme Hind ile evlendi. Rasû lü llâh’ın en son ö len hanımıydı. 7- Daha sonra Esed b. Huzeyme oğ ullarından Cahş’ın kızı Zeyneb ile evlendi. Zeyneb halası Ü meyye’nin kızıdır. Zeyneb ilk olarak Zeyd b. Hârise ile evliydi. Allah Rasû lü , Zeyd’i evlat edinmişti. Zeyd, Zeyneb’i boşayınca Allah Teâlâ, evlat edinenlerin onların hanımları ile evlenebilecekleri konusunda ü mmeti için uyulacak bir nü mû ne olmak ü zere Peygamberini onunla evlendirdi. 8- Mustalik oğ ullarından Hâris b. Ebî Dırâr’ın kızı Cü veyriye ile evlendi. Bu hanım Mustalîk oğ ullarından alınan esirler arasında idi. Rasû lü llâh’a gelerek kö lelik sö zleşmesine yardım etmesini istedi. Bunun ü zerine Rasû lü llâh (s.a.v.) onun kö lelikten kurtulması için vaat edilen parayı ö dedi ve onunla evlendi. 9- Kureyş’in Emevîler kolundan Ebû Sü fyân kızı Ü mmü Habîbe ile evlendi. Gençliği: Hz. Muhammed gençliğ inde Muhammedü’l-Emîn ü nvânı ile anılırdı. Bu ü nvân, ona hiç yalan sö ylemediğ i için verilmişti. Muhammedü ’l-Emîn, 25 yaşında iken 40 yaşındaki Hz. Hatîce ile evlendi. Hz. Hatîce, Peygamberimizin ilk eşi, çocuklarının annesi ve ilk Mü slü manlardan olması sebebiyle İslâm târihinde ö zel bir yere sahiptir. Hz. Muhammed bu dö nemde amcası Ebû Tâlib’i kaybedince, yeğ eni Hz. Ali’yi yanına aldı. Ayrıca Hz. Hatîce’nin ona hediye ettiğ i Zeyd b. Hârise’yi kö - lelikten azad ederek evlat edindi. Hz. Muhammed 35 yaşındayken Kâbe’nin tamiri sırasında Hacerü ’l- Esved’in yerine konması için Mekkelilere yardım etti. Hz. Peygamber, hırkasının içine koyduğ u taşı kabîle temsilcilerine taşıttı. Bu durum onun saygınlığ ını daha da arttırmıştır. Peygamber Oluşu: Hz. Muhammed, putperest değ ildi. Hanîfliğ i benimsemiştir. Tevhîd inancına bağlıydı. 40 yaşına geldiğ i zaman Nû r dağ ındaki Hirâ mağarasında uzlete çekilmeye başladı. Ramazan ayının 27. Pazartesi gecesi Hirâ’da Cebrâîl’den ilk vahyi aldı. Cebrâîl ona “Oku” demişti. “Oku, yaratan Rabbinin adıyla oku...” Bu olayı ilk ö nce eşi Hz. Hatîce’ye anlattı ve ona inanan 204 / DİN GÖ REVLİSİNİN BAŞUCU KİTABI Hz. Hatice, ilk Mü slü man oldu. Ertesi gü n din bilgini Varaka ile gö rü ştü ler ve Varaka ona peygamber olduğ unu mü jdeledi. İlk vahiyden sonra 3 yıl vahiy gelmedi. 3. yılın sonunda Mü ddessir sû resi nâzil oldu. İlk Müslümanlar: Hz. Hatîce, Hz. Ali, Hz. Zeyd b. Hârise, Hz. Ebû Bekir. (Bu dört kişi hayattayken cennetle müjdelenmişlerdir.) İlk Hicret: İlk Hicret 617 yılında Habeşistan’a yapılmıştır. 617-618 yılları arasında Mekkeliler, Mü slü manların bulunduğ u mahalleyi kuşattılar. Bu ü ç yıl, Mü slü manlar için çok zor geçmiştir. Hüzün Yılı: 619 yılı hü zü n yılıdır. Çü nkü Peygamberimiz eşi Hz. Hatîce’yi ve amcası Ebû Tâlib’i bu yılda kaybetmiştir. Mîrâc: Recep ayının 26/27 gecesi Hz. Muhammed, Mescid-i Haram’dan Kudü s yakınındaki Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Allah katına çıkarılmıştır. Mîrâc sonunda Mü slü manlara namaz hediye edilmiştir. Akabe Biâtları: 621 yılında Medîneli 12 kişi Peygamberimiz ile Akabe’de gö rü şü rler. Burada Peygambere bağlı kalacaklarına yemin ederler. 622’de 75 Medîneli yeniden Peygamberimizle Akabe’de gö rü ştü ler. Burada İslâmiyet’i kabul ettiklerini bildirdiler ve Peygamberimizi koruyacaklarına dâir yemin ettiler. II . Akabe biâtında Peygamberimizi Medîne’ye davet ettiler. Bu biâtlar Peygamberimizin Mekke’den Medîne’ye hicretine sebep olmuştur. Hicret: Hicret, Hz. Muhammed’in 622 yılında Mekke’den Medîne’ye gö ç etmesidir. Medîne’ye yerleşen Peygamberimiz Mekkeliler ile Medîneliler arasında Muâhât (Kardeşlik) anlaşmasını yaptı. Mekkelilere muhâcir (gö çmen), Medînelilere ensâr (yardım edenler) adı verildi. Hicret, İslâm tarihinin başlangıcıdır. Hicret ile İslâm devleti kurulmuştur. Hz. Muhammed yeni kurulan İslâm devletinin ilk başkanı olmuştur. Bedir Savaşı: 624. Mekkeli mü şrikler ve Medîneli Mü slü manlar arasında olmuştur. Mü slü manlar Mekke’den gö ç ederken bü tü n mallarını bırakmışlardı. Bunlara karşılık Mekke kervanını vurmaya karar verdiler. Sonucunda zafer Mü slü manların oldu. Esirler 10 Mü slü man çocuğa okuma yazma ö ğ retirlerse serbest kalacaklardı. Ö nemi: Mekke ile Medînelilerin ilk savaşıdır. Savaşın diğ er bir ismi de Akrabalar savaşıdır. Savaş sonunda Hz. Muhammed’in esirler ile ilgili aldığ ı karar eğ itime ne kadar ö nem verdiğ ini gö stermektedir. Uhud Savaşı: 625. Mekkeli mü şrikler ile Medîneli Mü slü manlar arasında olmuştur. Mekkelilerin Bedir Savaşı’nın ö cü nü almak istemeleri sebebiyle yapıldı ve sonuçta Hz. Muhammed yaralandı. Hz. Hamza şehît oldu. Mü slü manlar, Hz. Peygamber’in sö zü nü n dinlememenin cezâsını ilk kez çektiler. / 205 Hendek Savaşı: (627) Mekkeli mü şrikler ile Medîneli mü slü manlar arasında olmuştur. Mekkeliler İslâmiyet’in yayılmasını istemiyorlardı. Selmân-ı Fârisî adlı bir Î ranlının tavsiyesi ile Medîne’nin etrafında hendekler kazıldığ ı için Mekkeliler geri dö nmek zorunda kaldılar. Hendek Savaşı, Mekkelilerin mü slü manların ü zerine yaptığ ı son saldırı oldu. Bundan sonra Mekkeliler savunmaya çekildiler. Hendek gazvesinde, mü slü manlara karşı Kureyş, Gatafan ve Yahû dîlerden meydana gelen birkaç dü şman kuvveti birleşip savaştığ ı için bu harbe Ahzâb Gazvesi de denmiştir. Hudeybiye Antlaşması: (628) Mekkeli mü şrikler ile Medîneli mü slü manlar arasında imzâlanmıştır. 1-Her iki taraf birbiri ile 10 yıl boyunca savaşmayacak. 2-Mü slü man olup Medîne’ye giden kişiler Medîne’ye alınmayacak, Medîne’den Mekke’ye gelenler ise geri verilmeyecek. (Bu madde daha sonra kaldırılmıştır. Çü nkü Medîne’ye alınmayan mü slü manlar Mekke’ye dö nmediler ve Mekke ile Medîne arasında kalıp Mekke kervanlarını vurmaya başladılar) Ö nemi; Mekkeliler, Mü slü manların varlığ ını kabul etmişlerdir. Hayber’in Fethi: (629) Mü slü manlar ile Yahû dîler arasında olmuştur. Yahû dîler, Mekkeliler ile birleşip Mü slü manlara zarar veriyorlardı. Sonucunda Medine-Şam yolu gü venlik altına alındı. Mûte Savaşı: (629) Arap olmayan uluslarla Mü slü manların ilk mü câdelesi Mû te Savaşı’yla başlamıştır. Mü slü manlar bu savaşta Bizans ordusuna karşı kesin bir başarı sağlayamamıştır. Bizans ile Mü slü manlar arasında ilk savaş yapılmıştır. Mekke’nin Fethi: (630) Mekkeliler ile Mü slü manlar arasında olmuştur. Mekkeliler, Mü slü manlara karşı kuvvet toplamaya başlamışlardı. Sonucunda; 1-Hz. Muhammed, Kâbe’yi ziyâret ederek putları kırmıştır. 2-Bü tü n Mekkeliler İslâmiyet’i kabul ettiler. 3-Mekke’nin fethi bü tü n Arabistan’ın fethini sağlayan ö nemli bir başlangıç oldu. 4-Mekke’nin fethi ile İslâm Devleti kuruldu. Huneyn Savaşı: (630) Mekke’nin fethinden sonra Mü şriklerle Mü slü manlar arasında yapılmış ve Tâif kuşatılmıştır. Tebük Seferi: Bizans O rdusu’na karşı yapılmış, Gassânî Arapları Mü slü - manlığ ı kabul etmişlerdir. Tebü k seferi Arap Yarımadası’nda siyasal birliğ in ö nemli ö lçü de kurulduğ unu gö stermektedir. Tebü k, Hz. Muhammed’in son se206 / DİN GÖ REVLİSİNİN BAŞUCU KİTABI feri olmuştur. Hz. Muhammed, Tebük Seferi’nden Medîne’ye dö ndü kten bir yıl sonra hac yapmak amacıyla Mekke’ye gitmiştir. Vedâ Haccı’ndan sonra Hz. Peygamber rahatsızlanarak 8 Haziran 632’de 63 yaşındayken vefât etmiştir, vefât ettiğ i odaya defnedilmiştir. Hz. Muhammed’in mezarına Ravza-i Mutahhara (Cennet bahçesi) adı verilir. (Peygamberin mezarı Medîne şehrindedir.) Âl:  ile, akrabâ, tâbî. Bi’ât-ı Rıdvân: Hudeybiye’de, Semû re ismindeki ağacın altında 400 ashâb-ı kirâmın, Peygamberimize emirlerini kayıtsız şartsız yerine getireceklerine dâir verdikleri sö z. Bid’at-i Hasene: Rasû lü llâh’ın ve dö rt halîfesinin zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan ortaya çıkan ve bir sü nnetin unutulmasına sebeb olmayan minâre, medrese, mektep yapmak, İslâmî ve faydalı kitaplar yazmak gibi gü zel şeyler. Bid’at-i Seyyie: Rasû lü llâh’ın ve ashâbının zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkan ve bir sü nnetin unutulmasına sebeb olan bozuk inanış ve ibâdet olarak yapılan işler. Bi’set: Gö nderme, gö nderilme. Peygamberimiz kırk yaşında iken mîlâdî 610 senesi Ramazan ayının on yedinci Pazartesi gü nü Cebrâil ismindeki melek tarafından Peygamber olduğ u kendisine bildirildi. Bu seneye Bi’set senesi denir. Çıhâr Yâr-i Güzîn: Peygamberimizin dö rt seçkin ve bü yü k halîfesi: Hz. Ebû Bekr, Hz. Ö mer, Hz. O sman, Hz. Ali. Fey’: Dö nmek. Muharebe bittikten sonra, kâfirlerden zorla veya harp yapılmadan sulh yoluyla alınan mal. Gadîr-i Hum Hadîsi: Peygamberimizin Mekke-i Mü kerremeden Medîne-i Mü nevvereye giden yol ü zerindeki Gadîr-i Hum denilen vâdîde buyurduğ u hadîs-i şerîf. “Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır..” Dendân-ı Saâdet: Peygamberimizin Uhud Muhârebesi’nde şehîd olan, kırılan mü bârek dişinin bir parçası. Dendân-ı saâdet, O smanlı pâdişâhlarından Sultan Mehmed Reşâd tarafından yaptırılan kıymetli taşlarla sü slü altın bir mahfazada Topkapı Sarayı’nda saklanmaktadır. Kasîde-i Bürde: İslâm â limlerinin meşhû rlarından ve evliyânın bü yü klerinden Muhammed bin Saîd Busayrî hazretlerinin, sevgili Peygamberimizi ö ven meşhû r kasîdesi. Bu kasîdeyi rü yâsında Peygamberimize okuduğ u ve / 207 Peygamberimiz de ona bü rdesini yâni hırkasını hediye ettiğ i için bu kasîdeye, Kasîde-i Bü rde denilmiştir. Kusvâ: Peygamberimizin devesinin adı. Mescid-i Dırâr: Rasû lü llâh Efendimiz zamânında mü nâfıkların fitne, fesâd yuvası ve silah deposu olarak Kuba’da yaptırdıkları mescid. Mescid-i Hîf: Yetmiş peygamberin namaz kıldığı bildirilen Minâ’daki mescid. Mescid-i Kıbleteyn: Peygamberimiz; Medîne-i Mü nevverede ö ğle veya ikindi namazında iken kıblenin Kudü s’ten Mekke’ye dö ndü rü lmesi emrinin geldiğ i mescid. Mescid-i Nebî: Peygamberimizin, hicretten sonra ashâb-ı kirâm ile birlikte Medîne-i Mü nevvere’de inşâ ettiğ i mescid, câmi. Mescid-i Rasû l, Mescid-i Saâdet ve Mescid-i Şerîf de denilmektedir. Mescid-i Harâm: Ka’be-i Muazzamanın etrâfında ü stü açık olan câmi. Muhasser Vâdîsi: Hicâz’da, Minâ ile Mü zdelife’yi birbirinden ayıran ve hacıların Minâ’ya giderken durmamaları gereken yer. Hacılar, Muhasser vâdîsinin başına ulaşınca, bir taş atımı yeri hızla geçer. Çü nkü burası Kâbe-i Muazzama’yı yıkmak için gelen Ebrehe’nin ordusunun durak yeridir. Zevcât-ı Tâhirât: Peygamberimizin iffetli, pâk, muhterem zevceleri. Mü ’minlerin anneleri. Peygamberimiz ikinci defâ olarak elli beş yaşında iken Hz. Ebû Bekr’in kızı Hz.  işe ile evlendi. Diğ er Zevcât-ı Tâhirâtı bundan sonra dînî, siyâsî sebeplerle ve merhâmet ve ihsân ederek nikâh etti. Şecere-i Rıdvân: 628 (H.6) senesinde yapılan Hudeybiye Antlaşmasından ö nce Medîneli Mü slü manların, altında Peygamberimize ve İslâm dînine bağlı kalacakları husû sunda bağlılık yemîni ettikleri ağaç. Zinnûreyn: İki nû r sâhibi. Peygamberimizin iki kızıyla evlendiğ i için Hz. Osman’a verilen lakab. Muhadramûn: Rasû lü llâh’ın sağlığ ında Mü slü man olan ancak Peygamberle gö rü şemeyen kişidir. (Veysel Karânî) En Son Vefât Eden Sahabe:  mir ibn-u Vâsile el Cü heynî (Leys). Arza-i Âhire: Peygamberimiz son ramazanda Kur’ân’ı, Cebrâîl (a.s)’a iki kez arz etmesidir. Rakk: Kur’ân’ın yazıldığ ı inceltilmiş derilere denir. 208 / DİN GÖ REVLİSİNİN BAŞUCU KİTABI Sikâye: Kâbe’yi ziyârete gelen hacıların sularını tedârik etmektir. Hicâbe: Kâbe’nin perdedarlığ ını ve anahtarlarını elinde bulundurmaktır. Rifâde: Kâbe’yi ziyârete gelen hacıları ağ ırlamak ve barındırmaktır. Sidâne: Kâbe’nin muhafızlığ ını yapma gö revidir. Darü’n-Nedve: Danışmak ve karar almak için toplanılan yer. Medîne (Yesrib)’in Yerleşik Kabîleleri: Evs ve Hazreç ile Benî Kaynuka, Benî Nadr ve Benî Kureyza Yahû dîleri. İlk sü rü len Yahû dî kabîlesi de Benî Kaynuka’dır. Haram Aylar: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Recep. Ehl-i Suffa: Medîne-i Mü nevverede, akrabâları ve evleri bulunmayan, Peygamberimizin mescidinin suffa denilen ve ü zeri hurma dallarıyla ö rtü lü bö lü - mü nde kalan ashâb-ı kirâm. Tasavvûf: Hicrî ilk iki yü zyılda kişinin kendi iç dü nyasındaki derinlik ve zenginliğ i, coşkulu dindarlığ ını ifâde için genelde zühd, rikâk-rekâik, takvâ, ibâdet gibi kelimeler kullanılıyor, bö yle kimselere de zâhid ve â bid deniliyordu. Hicrî III . yü zyıldan sonra daha kapsamlı olarak tasavvûf, sûfî, sûfiyye gibi terimler kullanılmaya başlandı. Dü nyayı â hiretle bir ve eşit tutmak veya ondan ü stü n tutmamak zü hddü r. Zü hd ilkesine bağlı olarak yaşayan kişilere de zâhid denir. Zü hd tasavvû fun temelidir. Zü hd ile tasavvû f arasındaki en ö nemli fark zü hdde korku, tasavvû fta sevgi unsurunun ağ ır basmasıdır. Allah’ın yakınlığ ını kazanan insanlara mukarreb denir. Tasavvûfta Kurumlaşma Dönemi: İlk tasavvufî kurum Suriye’de Remle’de Hankâh adıyla kuruldu, bu kurumlara ribât, tekke, zâviye, dergâh, âsitâne gibi isimler verildi. İbn Arabî, vahdet-i vü cû d terimi ile ifâde edilen bir gö rü ş ortaya attı. El-Fü tû hâtü ’l-Mekkiyye ve Fü sû su’l-Hikem gibi eserlerinde bu konudaki dü şü ncelerini genişçe açıkladı. Tasavvûfta Sapmalar: Hulû l inancı. Bunlara gö re Allah, insan bedenine girer. Bedene girince ondaki insanlık nitelikleri kalkar, yerini tanrılık nitelikleri alır. İlme’l Yakîn: Sağlam biliştir. O bilginin doğ ruluğ undan hiç şü phe edilemez oluş şeklidir. Ayne’l Yakîn: Gö z ile gö rü r derecesinde, mü şâhede ederek bilmektir. Hakka’l Yakîn: Tadarak, yaşayarak bilmektir.
Posted on: Mon, 29 Jul 2013 18:41:24 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015