7 Şubat tarihin kırılma anıdır . Türkiyede seçimle - TopicsExpress



          

7 Şubat tarihin kırılma anıdır . Türkiyede seçimle işbaşına gelmiş AK Parti hükümeti Türkiyenin en büyük sorunu Kürt meselesi ve PKKyı bitirmek için 2010dan sonra başka yolları uygulamaya koymak istedi. Başbakan evvelden beri çok güvendiği ve sevdiği Hakan Fidanla bu konuda sürekli fikir alış verişinde bulundu. tıpkı askeri kurmaylar gibi sertlik yanlısı çözümde direten Emniyet Teşkilatının önerileri Başbakanın aklına hiçbir zaman yatmadı. O yüzden Hakan Fidanla beraber Oslo süreci başlatılmış oldu. Aynı zaman dilimlerinde tüm uyarılara rağmen KCK tutuklamaları da devam etti. MİTin uzun zaman uğraşlarla KCK içindeki adamları deşifre oldu. Oslo görüşmeleri de basına sızdırılınca Öcalanla başlatılacak olan çözüm ve barış süreci sekteye uğradı. Bu arada MİT, Kamu Güvenliği Teşkilatı ve İç İşleri Bakanlığında kendilerine kadro isteyenler bunları alamayınca önce Beşir Atalayı ve ardından Hakan Fidanı hedef tahtasına oturttular. Beşir Atalayı İrancı olmakla suçladılar. Hakan Fidanı PKKyı koruyup kollamakla itham ettiler. Bu arada Mavi Marmarada vatandaşlarımız zalim İsrail devleti tarafından şehit edilince malum çevre dışında herkes tek yürek oldu. Bazıları İsraili değil eleştirmek destek bile verdiler. Çünkü o kesim İsraile karşı çıkarsa Yahudi sermayesinin kendilerini bitireceğinden hep korktu. Irak Savaşında açıkça ABDyi eleştiremediler bile. Anahtar teslim devleti isteyen bu cenah ellerinin altından bazı şeylerin gittiğini görünce 7 Şubatı planladılar. Üstelik İsrailin ilk kez Türkiyede MİTin başına getirilmiş birini açıkça hedef gösterdiği sırada. Başbakan Erdoğan çıktığı her programda, her sohbette, Hakan Fidanın tutuklanacağını ve sonrasında sıranın kendisine geleceğini ısrarla söylemesine rağmen akılla düşünmeyi unutmuş olanlar, Başbakanın tutuklanması anayasaya göre ancak şöyle şöyle olur gibi tezvirata başladılar. Bu konuda yetenekle değil atamayla gelmiş biri 7 Şubatın efsane ve uydurma olduğunu, birinin bu balonu söndürmesi gerektiğini yazmış. Ona verilen görev gereği torba yasaları ve bunların ne anlama geldiğini sıralamış. Şimdi bu arkadaşların zihnine göre düşünürsek Martin Luther Kingi James Earl Ray, Özalı Kartal Demirağ vurdu. Öyle ya, hadi ispat et arkasında başka güçler olduğunu mantığı geçerli ne de olsa. 7 Şubat, 1988 Özal suikastıyla beraber yakın tarihin en önemli olayıdır. Hedefinde açıkça Başbakan olan bir darbe ve tarihin kırılma anıdır. Bunu söyleyen Başbakanın bizzat kendisi. Elbette anayasaya göre Başbakanın nasıl tutuklanacağı belli ama şayet Hakan Fidan tutuklansa Başbakan Başbakanlık yapabilir miydi? Siz kimi kandırıyorsunuz? Efendim bunu ispat et? Edelim. İstanbul, Ankara, İzmirde Emniyet istihbarat dairesinin tümü tasfiye edildi. Milli Eğitimde aynı operasyonlar sürdü, sürüyor da. Yargıda benzer süreçler devam ediyor. Başbakanın dinleme ofisine Emniyet içinden birileri dinleme cihazı koydu. Hatta bir bakanın dahi odasında aynı dinleme cihazından bulundu ama bu hükümet tarafından çok dillendirilmedi. 7 Şubatı yapanların bir kısmı bu ekiptendi. Madem 7 Şubat efsane niye o zaman Hakan Fidan hedefinizde? Niye çözüm sürecini baltalamak için her yolu deniyorsunuz? Gazetelerinizde Hüseyin Gülerce dışında kimse 7 Şubat savcılarını suçlamadı. Hatta destek çıktı. Niye acaba? Ha, gerçek bir demokrat olan Etyen Mahçupyan televizyonlarda 7 Şubat darbedir dedi. Sağlam yazarlardan Mümtazer Türkönenin 7 Şubatı onaylamadığı biliniyor. Ama ne hikmetse Şahin Alpayın 7 Şubatı savunan yazılarını yayımlamakta bir beis görmediniz. Eğer 7 Şubat darbe değilse gidin Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidanı bu konuda ikna edin. Ucuz polis eskisi tetikçilerini Fidan ve Erdoğana yöneltirken niye sesiniz çıkmıyor? Belirli internet siteleri üzerinden çözüm sürecine operasyon çekmeyi biliyorsunuz. Bazı yazarlara bilgi ve belge aktarıp kara propaganda yaptırıyorsunuz. Hani basın özgürlüğü diyorsunuz, o zaman gazetelerinizde 7 Şubat ve Hakan Fidanı savunan tek bir yazı ve yazar niye yok? Bakın Sabah gazetesinde hükümeti eleştiren birçok yazı yayınlanıyor. Emre Aköz açıkça eleştiriyor hükümeti. Nazlı Ilıcak 7 Şubata sahip çıkıyor. Bu yazılar Sabahta yayınlandı. Ama tek bir tweetle, küfür etti diye Ergun Babahanı işten atıyorsunuz. Ama küfür eden diğer yazarlara dokunmuyorsunuz. ABDyi çok eleştiriyor diye cesur gazeteci Tamer Korkmazın yazılarını kesiyorsunuz. Yani biri çıkıp da 7 Şubat diye bir şey yok diyorsa, ya yalan söylüyordur, ya saftır ya da ne olup bitiğini anlamayacak kadar acizdir. Hadi biz uydurduk, Başbakan, hükümet, MiT niye 7 Şubatın kendilerini yönelik bir komplo olduğuna inanıyor? Hanefi Avcı için mahkemeler kurgulanıyor, Yüce Divanda yargılanması gereken İlker Başbuğ tutuklanıyor ve 7 Şubata destek çıkanlar tüm bu davalara da sahip çıkıyor. Hakan Fidana hareketler ediliyor ama çıt çıkmıyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük sorunu çözülme aşamasında kara propaganda ve yalan haberler yaptırılıyor. Gezi sürecinde yabancı medyadan daha gönüllü hükümet karşıtlığı yapılıyor. Seçilmiş hükümetin meşruiyeti sorgulanıyor. Ne olup bittiğini anlayan beri gelsin . Kim ne yaparsa yapsın 7 Şubat unutulmaz .
Posted on: Sat, 02 Nov 2013 21:29:24 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015