AHMET HAKAN / Karşılıklı güven: Sıfırın altında - TopicsExpress



          

AHMET HAKAN / Karşılıklı güven: Sıfırın altında Devletin bakanı diyor ki: “Marmaray 9 şiddetinde depreme dayanıklı... Deprem olduğunda buraya gelin... Burası en güvenilir yer”. Bazı vatandaşlar, “Ben hayatta binmem ona, canımı yolda bulmadım” diyor, diyebiliyor. Yani... Devletin bakanı ile bazı vatandaşlar arasında güven endeksi: Sıfırın altında! * Devleti yönetenler, “Her şey tamam... Bütün kontroller yapıldı... Dedikodulara aldırmayın” derken... Anamuhalefet partisi yetkilisi, “Ulaştırma Bakanı deneme sürüşlerinden birinde yarım saat lokomotifte kaldı mı” diye soru soruyor, sorabiliyor. Devleti yönetenler ile anamuhalefet arasındaki güven endeksi: Sıfırın altında! * Devletin bürokratları açıklama üstüne açıklama yaparlarken, “Her şeyi en ince detayına kadar kontrol ettik, deneme sürüşleri yaptık, hiçbir sorun yok” derlerken... Bazı uzmanlar makale üstüne makale yazıp sinyalizasyon sistemlerinin kontrol edilmediğinden tutun da açılışın seçim öncesine getirilmesi için aceleye getirildiğine dair birçok kafa karıştırıcı laf ediyorlar. Devletin uzmanları ile devletin olmayan uzmanlar arasındaki güven endeksi: Sıfırın altında! * Eskiden... Bütün kavga dövüşe, çekişmeye, didişmeye rağmen... Devletin bakanı, devleti yönetenler, devletin bürokratları, en azından insan hayatını ilgilendiren konularda bir şey söylediklerinde... Sonsuz bir itimat söz konusu olurdu... En muhalifi bile “İnanmıyoruz” demezdi... * Soruyorum: Ne oldu bize böyle, ne oldu? Yine soruyorum: Nereye kadar gider bu sonsuz itimatsızlık? Hatta hatta ateistin bile BAŞBAKAN Erdoğan şöyle dedi: “Hatta hatta ateistin de hukukunu koruyacağız dedik, yola böyle çıktık”. * Cümledeki “Hatta hatta...” hangi anlama geliyor olabilir? “Hatta hatta...” vurgusunun altında yatan olası cümleleri çıkardım. Bir bakın hele: * -Aslında bunlara yiyecek ekmek bile verilmez ama kahretsin ki yola böyle çıktık bir kere... -Abi düşün artık... Ateistin bile hukukunu koruyoruz... Alooo! Boru değil... Ateistin bile... -Ateist de olsa insan insandır... -Biz ateistlerin bile hukukunu koruyoruz... Hadi bunu da açıklayın ateyizler! -Ateistlerden bize bir tane bile oy gelmez ama işte bakın hukuklarını koruyoruz. Bir Ahmet Kaya gecesi DOĞUM gününde şarkılarıyla andık Ahmet Kaya’yı... -Selin “Yakamoz”u istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Dizelerin sonunda ‘vay aman’ diye bir nida çıkıyor ya... İşte buna bayılıyorum”. -Yahya “Adı Bahtiyar”ı istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Yozgatlıyım ve bir sürgün şehri olarak da olsa Yozgat geçiyor şarkıda...” -Elif “Mahur Beste”yi istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Biriyle ağlaşmak istiyorum da ondan...” -Şebnem “Ağladıkça”yı istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Ben de bütün telaşlarımı ilkyazda bitirdim, o sebepten...” -Murat “Tutuşur Dizelerim”i istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Şu anda içimden ‘yiğidim yiğit olmasına ya’ demek geçtiği için...” -Mine “Giderim”i istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Benim de gidişlerim sinsice olmaz, ben de kapıyı çarpar giderim”. -Nurullah “Amenna”yı istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Ben de inanıyorum ki kısa çöp uzun çöpten hakkını alacaktır”. -Mehmet Ali “Olmasaydı Sonumuz Böyle”yi istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Sakin göllerin kuğusuyduk, salınarak gölün yanağında... Daha ne olsun!” -Adem “An Gelir”i istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Bulutlar paldır küldür yıkılsın istiyorum”. -Nesrin “Başkaldırıyorum”u istedi... Gerekçesini şöyle açıkladı: “Başkaldırı yoksa kimse kimsenin farkına varamaz”. -Adil “Sevgi Duvarı”nı istedi... Ge- rekçesini şöyle açıkladı: “Hem Can Baba’ya saygı, hem de ‘ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi’ dizesine tutku... Yetmez mi?” Bir çanak, bir çömlek ve bir başbakan “3-5 çanak çömlek yüzünden Marmaray 4 yıl gecikti. Yazık değil mi? Günah değil mi?” Recep Tayyip Erdoğan-29 Nisan 2013 * “Bizim çevreye ve tarihe gösterdiğimiz has- sasiyet yapay değildir. Bu hassasiyetler Mar-maray’ı 4 yıl ertelememize neden olmuştur”. Recep Tayyip Erdoğan–5 Ağustos 2013 Ant böyle içilir -ZORLAMA yok... -Baskı yok... -Devlet emri yok... -Hizaya çekme yok... Ve buna rağmen... Bazı vatandaşlarımız, sokaklarda “Andımız”ı gür bir seda ile haykırıyorlar, bugünkü Cumhuriyet Bayramı törenlerinde de haykıracaklar. Ne güzel değil mi? * Yeter ki... “İlle de tüm okul çocuklarına her sabah devletin talimatı, okul idarecilerinin emriyle askeri törenlere benzer törenlerle ant içireceğiz” diye tutturmasınlar. AK Parti’ye müjde! MÜJDE ey AK Parti! Gündem, tam da senin istediğin gibi değişiyor... Ethem’in duruşması, Cumhuriyet Bayramı, ODTÜ olayı, Suriye sınırından seken kurşunlar, toplumsal cepheleşme, İstanbul’un trafik sorunu falan gibi işine pek yaramayan “gündem” gidiyor, yerine çok sevdiğin “gündem” geliyor. * İşte bak! Yine CHP yetişti imdadına. CHP’li Engin Altay dedi ki: “Başörtüsüyle Meclis’e gelen milletvekiline karşı çıkacağız, Genel Başkanımız da bizimle aynı kanaatte. Meclis’te kıyafet anarşisi doğar, buna seyirci kalmayacağız”. * Gerçi Engin Bey, başörtülü milletvekilinin etrafını çevirip “Dışarı... Dışarı...” diye tempo tutup tutmayacaklarını açıklamamış ama ne gam! Bu kadarı sana yeter de artar bile ey AK Parti! Al pasını ve at golünü... * Sana bir müjdem daha var ey AK Parti: Rakibin CHP olduğu müddetçe ilelebet payidar olacaksın. Kanıksadığımız şeyler -SURİYE’den Ceylanpınar’a bomba sekmesi ve vatandaşlarımızın ölmesi... -Siyasetçilere “Kasetiniz varmış, ne diyorsunuz” diye sorulması ve siyasetçilerimizin de “Benim kasetim olamaz” diye cevap vermesi... -Cumhurbaşkanı’nın 29 Ekim’de rahatsızlanması ve ulusalcıların buna zerre kadar inanmaması... -Yeteneksizsiniz’de bir yarışmacının tuhaf davranması ve Acun’un bu tuhaflığa karşı masayı yumruklayarak gülmesi...
Posted on: Tue, 29 Oct 2013 06:20:08 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015