AYHAN BİLGEN | Yeni Özgür Politika Türkiye nereye - TopicsExpress



          

AYHAN BİLGEN | Yeni Özgür Politika Türkiye nereye koşuyor? ____________________________ Türkiye siyasetinde kişilerin fazla belirleyici olduğu dönemlerde risk potansiyeli de yükselmiştir. Toplumsal hafızanın, ortak aklın, insani değerlerin hafife alındığı ve kişilerin kendinde büyük keramet görmeye başladığı günlerde, büyük musibetler de kaçınılmaz olur. Cumhuriyetin kurulduğu yıllar gibi 12 Eylül sonrasında da siyasi liderlerin kişisel tercih ve öncelikleri normalin üzerinde belirleyici olmuştur. Savaş ve kuruluş yıllarında istisnai olarak olağan karşılansa bile bu tarz yönetimin ortaya çıkaracağı faturaları tüm toplum öder. Özal’lı yılların tarifi için kullanılan ‘Turgut Nereye Koşuyor?’ ifadesi bugünün Türkiye’sinde çok daha özel anlamlar içeriyor. Yıllarca Kürt sorununun çözümüne askerlerin zorluk çıkarmasına şahit olunan bir ülkede şimdi tam tersi tablo ile karşı karşıya bulunmaktayız. Siyasetçinin çok daha kaygısızca davrandığı bir ortamda, gayet tabi masaya yatırılacak durumun sorumlusu da, siyasi aktörlerdir. Türkiye’nin küçük provokasyonlarla çatışmalı ortama geri çekilme ihtimali gün geçtikçe yükselmesine rağmen, siyasi liderlerin vurdumduymazlığı aşan sorumsuz yaklaşımları, sürecin tıkanmasının ana nedenidir. Üstüne üstlük Suriye politikasında izlenen savaş heveslisi tutumun, Kürt sorununda hangi gelişmeleri tetikleyebileceğini göz ardı eden yaklaşımlar, bambaşka bir atmosferin içine hepimizi çekebilir. Eğer bu bilinçli bir tercihse ve içerde de, dışarıda da kontrollü bir savaştan medet umuluyorsa bu ahmaklığın daniskasıdır. Bölgesel gelişmelerin ne derece kırılgan olduğunu tüm dünya dikkate alırken Türkiye siyasetçilerinin tavrı, sanıldığı gibi derin stratejilerden değil, tümüyle kendini bilmezlikten kaynaklanmaktadır. Bir kaç kişinin tükürdüğünü yalamaya mahkum söz ve davranışlarının faturasını, bütün bir ülkenin canıyla, malıyla ödemek zorunda bırakıldığı rejime demokrasi denemez. Kendinizi ileri demokrasi ilan ederek demokrat olamayacağınız gibi, kan akmıyor olmasından hareketle de barışın egemen olduğu bir ülke olamazsınız. Ağaçları savunanı ormana göndermekten söz eden bir başbakan, yol yapmanın tek başına medeniyet göstergesi olamayacağını, aksine tam da sömürgeci alışkanlığı olduğunu, azıcık Osmanlı demiryolları tarihi okusaydı bilirdi. ‘Eline kan bulaşanla görüşme olmaz’ diyerek barış ve çatışma çözümü deneyimlerini silip atan bir dışişleri bakanı ile, kitle imha silahının ne anlama geldiğini bilmeden dünyayı Suriye’ye müdahaleye çağıran bir başbakan el ele vermiş hepimizi cehenneme doğru sürüklemeye çalışıyorlar. Halkın yüzde yetmişinden fazlasının net biçimde Suriye politikasında hükümetten farklı düşündüğü bir ülkede iç politikada etkin bir muhalefetin yapılamıyor olması da hepimizin ayıbı olarak önümüzde duruyor. Bir yandan iç politikada heyecan ve gerilim isteyen iktidar partisi, öte yandan savaşın risklerini de göze almak istemiyor. Demokratikleşme paketi için erken açılmayı başaramayan TBMM, süresi biten tezkereyi yenilemekle mesaiye başlayacak. Anayasa konusunda susuz havuzda kulaç atarak görüntüyü kurtarmaya çalışmanın bir anlamı kalmadığının herkes farkında. 21.09.2013
Posted on: Sat, 21 Sep 2013 00:58:32 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015