Allah dostunu şaşırtan genç adam Günün birinde, genç bir - TopicsExpress



          

Allah dostunu şaşırtan genç adam Günün birinde, genç bir adam bir Allah dostunun yanına gelerek; ona derdini açmak istemiş ve yardımını rica etmiş. Allah dostu zat, genci kabul ederek; - “Buyur evladım, derdin nedir? Anlat bakalım.” demiş. Genç adam: -”Efendim, biliyorum, belki imkansız bir şey istiyorum ama ne zamandır kendi kendimi yeyip bitiriyorum bu halimden ötürü. Derdimi de kimseye açamıyorum. Ama artık dayanamıyorum. En sonunda bu derdimi sizin gibi Allah aşığı birine açmaya karar verdim.” - “Buyur evladım dinliyorum seni, nedir seni bu kadar üzen şey?” - “Efendim, ben sultanın kızını görür görmez çok etkilendim. Ona karşı büyük bir sevgi oluştu içimde. Biliyorum; benim gibi fakir birine sultan kızını vermez. Duyulursa benim için de hiç iyi olmaz. Fakat kendimi bu sevdadan bir türlü vazgeçiremiyorum. Aslında vazgeçmek de istemiyorum. Çünkü çok seviyorum. Bana lütfen bu konuda yardım eder misiniz? Ne yapmam gerekir? Ne olur bana bir yol gösterin..” diyerek ağlamaya başladı genç adam. Durumu anlayan Allah dostu zat, genç adama; - “Evladım, madem ki çok seviyorsun; eğer şu dediklerimi sabrederek yaparsan Allah’ın izniyle neticesini göreceksin.” demiş. Genç çocuğun yüzünde merak, heyecan ve göz yaşı ile karışık bir ifade belirerek: - “Nedir efendim? Nedir? Lütfen söyleyiniz!” diye sordu. Allah dostu zat devam etmiş: - “Sultanın geçtiği yollara gideceksin. Sultanın geçtiği yolların kenarına oturup “Allah, Allah, Allah” deyip zikir çekeceksin. Bunu sabrederek ve neticesini görene kadar yapacaksın. Kim sana ne sorarsa, ne yaparsa, ne derse desin Allah demeye devam edip başka cevap vermeyeceksin. Sonrasında Allah’ın izniyle muradına erersin.” demiş. Çocuk bu haberi alınca sevinçle abdestini alıp bu büyük zatın dediğini yapmak için sultanın geçeceği yollardan birinin kenarına oturup zikir çekmeye başlamış. - “Allah, Allah, Allah, Allah…” Gel zamaaan git zaman… Aradan bir ay gibi bir zaman geçtikten sonra genç adam şehirde duyulmaya, “Allah diyen genç” ismi ile anılmaya başlanmış. Bu haberi alanlar çocuğun yanına gidip derdi nedir diye öğrenmeye gelseler de, genç adam derdini soranlara ”Allah, Allah” diye cevap vermiş. Bu durum sultanın kulağına kadar gidince, sultan da merak edip vezirini genç adamın derdini öğrenmesi için yanına göndermiş. Vezir genç çocuğun yanına varınca; - “Evladım, derdin nedir? Neden hep burada oturup Allah diyorsun? Bir sıkıntın mı var?” diye sormuş. Genç adam herkese olduğu gibi vezire de aynı karşılığı vererek “Allah, Allah, Allah” demeye devam etmiş. Vezir durumu sultana arz edince, sultan iyice şaşırarak “Acaba bu genç adamdaki durumun hikmeti nedir?” diye merak etmiş ve kendisi bizzat gidip görmek istemiş. Sultan giderken Allah dostu o zatın da gelmesini rica ederek, genç adamın durumundaki hikmeti öğrenmek istemiş. Sultan ve Allah dostu o zat genç adamın yanına vardıklarında, genç adam edep ile ayağa kalkarak zikrine devam etmiş. Sultan: – “Evladım bir sıkıntın mı var? Nedir derdin? Söyle yardımcı olmaya çalışalım.” Genç adam ise zikrine devam etmiş. Sultan: – “Sevdiğin biri mi var? Ya da evlenmek mi istiyorsun? Eğer evlenmek istiyorsan istersen seni kızımla evlendireyim?” diye sormuş. Genç adam ise başını doğrultarak: – “Teşekkür ederim. Fakat ben hiçbir şey istemiyorum. İlginiz için size tekrar teşekkür ederim.” demiş ve zikrine devam etmiş. Sultanın yanında bulunan Allah dostu bu duruma şaşırarak genç adama sormuş: - “Evladım, sen değil miydin bunca zamandır sultanın kızını istiyorum diyen? Ne oldu, ne değişti de şimdi bu şans ayağına kadar gelmişken vazgeçtin?” Genç adam edep ile başını yere eğerek: - “Efendim, size her şey için çok teşekkür ederim. Fakat ben bunca zamandır bir kız için bu kadar “Allah” dedim. Ben başka hangi zamanda, kaç kere Allah demişim ki? Sultanı ayağıma kadar getiren Allah, O’na daha da yaklaştığımda kim bilir bana ne lütuflar, ne güzellikler ihsan edecek… Artık ben gerçek manada, karşılıksız ve kimse için değil; Allah için Allah demek istiyorum.” demiş. Allah dostu zat ise şaşkınlık ve sevinç içerisinde: - “Evladım, görüyorum ki bunca yaşanan şeyler seni bu manevi makama ulaştırmak içinmiş. Ve yaşadıkların artık seni belli bir manevi makama ulaştırmış. Ne güzel dedin, ne güzel konuştun.” demiş ve bu genç adam bu Allah dostu zatın yanında manevi terbiye altına girmiş. Her şeyin anahtarı “Allah” Her şeye kadir “Allah” Bizim yanımızda “Allah” Celle Celaluhu varken bizim kime ihtiyacımız olur ki? “Allah” şayet bizi dostu kabul ettiyse, bizi kime, kimlere muhtaç bırakır ki?.. Eşref Zeki PARLAK
Posted on: Mon, 01 Jul 2013 17:15:19 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015