Atatürk’ün ölümünün 75. yıldönümü vesilesiyle dün (11 - TopicsExpress



          

Atatürk’ün ölümünün 75. yıldönümü vesilesiyle dün (11 Kasım) Die Welt gazetesinin internet sayfasında “İslam çürümekte olan bir kadavradır” başlığı ve Florian Stark imzasıyla yayınlanan yazının Büyükelçiliğimizce yapılan çevirisi aşağıda sunulmaktadır. Yazıda, Atatürke atfedilen asılsız ve yakışıksız ifadeler, Kurtuluş Savaşı sonrası on binlerce Yunan ve Ermeni’nin katledildiği gibi gerçek dışı iddialarla birlikte, İslam dinine karşı çürümekte olan kadavra tarzı ağır ifadelere yer verilmektedir. Die Welt - İnternet sayfası (Florian Stark) 11.11.2013 Atatürk’ün ölüm günü İslam çürümekte olan bir kadavradır. Mustafa Kemal, Türkiye’yi başka hiçbir liderin yapamadığı kadar değiştirdi. Türkler onu ölümünün 75. yıldönümünde bir kez daha onurlandıracak. Ancak kendisinin lanetlediği İslam, çoktan geri geldi. “Günün birinde büyük bir güce sahip olursam, toplumumuzu hemen ve en kısa sürede değiştirmenin en iyi fikir olduğunu düşünüyorum. Zira ben başkanlarının tersine, cahillerin adım adım yüksek düzeye çıkarılmasıyla değişim sağlanacağına inanmıyorum. Ben onlara değil, onlar bana yakınlaşmak zorunda.” Bu pazar günü saat tam dokuzu beş geçe yine sirenler çalacak, Ankara veya İzmir’de trafik duracak, insanlar her yerde onun portreleri, heykelleri ve büstleri önünde saygı duruşunda bulunacak. Türkiye, devletin kurucusu ve daha hayattayken “Atatürk” adını alan Mustafa Kemal’i ölümünün 75. yıldönümünü anacak. Eğer Yunan işgalcileri yenen ve ardından ulus devleti kuran bu general olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti de düşünülemezdi. Ancak kendisiyle ilgili resim, son yıllarda önemli ölçüde değişti. Bunu yılın ortasında İstanbul’un kalbinde yer alan Taksim Meydanında yaşanan güç mücadelesi de gösterdi. Bu meydanda bir yanda “Cumhuriyet Anıtı” diğer yanda ise AKP’li Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın yıkıp yerine sultanların seçkin birlikleri olan bir yeniçeri kışlası yaptırmak istediği Gezi Parkı bulunuyor. Kemal Paşa, yeniçerileri bilek gücüyle temizlemişti. Buna karşın Erdoğan da bu yaz, Gezi Parkı’nın bu haliyle kalmasını isteyen göstericileri temizledi ve onları, Anadolu’nun dağ köylerinde yaşayan İslami yandaşlarıyla tehdit etti. Mustafa Kemal, kadınları sever, itirazdan nefret ederdi. Atatürk’e hakaret hâlâ cezaya tabi. Hangi siyasi renkten olursa olsun Türklerin hepsi Pazar günü onu saygıyla anacak, zira hala onun insanüstü görüntüsünün etkisinden kurtulamıyorlar. İngiliz rakibi Lloyd George Mustafa Kemal’i “Tarihin her yüzyılda bir çıkardığı bir asker” olarak tarif etmişti. Mustafa Kemal birçok şeyi abartarak yaptı. Bir gün süren konuşmalar yaptı. Rakı tüketimi erken ölümünün bir sebebiydi galiba. Mustafa Kemal, kadınları sever, itirazdan nefret ederdi. Aptallığa ve hızına ayak uyduramayan insanlara ise tahammül edemezdi. Askerlerini “Size ölmenizi emrediyorum” diyerek ölüme gönderiyordu ve bu talimatı binlerce askeri tarafından 1915’te Gelibolu’yu İngilizlere karşı savunduklarında yerine getirildi. O, halkın tamamını değiştiren bir liderdi ama yine de yalnızdı. Bir odun tüccarının oğlu olarak Selanik’te doğan Mustafa Kemal tarihin akışının istikrarsızlığını bizzat yaşayarak öğrendi. Bütün Balkan halklarının ihtirasları Selanik’te kesişiyordu. İmparatorluğun en modern kurumu olan ve fikirlerinden etkilendiği orduyla doğduğu Selanik kentinde tanıştı. İmparatorluğun yalnızca tüm alanlarda köklü bir değişimle bir geleceğe sahip olacağı inancı, modern askerlerden oluşan Jön Türklerin, imparatorluğun sadakatsiz uluslarına karşı mücadelede kendi, Türk milliyetçiliklerini keşfetmelerini sağladı. Bunu daha sonra kendisine ilke edinen Kemal, aynı zamanda Jön Türklere mesafeli durduğu için uzaklara veya önemsiz görevlere tayin edildi. Birinci Dünya Savaşı’nda Türklerin ilk zaferini Mustafa Kemal, 1915 yılında Gelibolu’da kazandı. Bunun üzerine general mertebesine yükseltildi ve askerlerin idolü oldu. 1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiye edilmesinden sonra Anadolu’da Yunanlılara karşı direnişi organize eden Kemal, işgalcileri bozguna uğrattı. Akabinde 1,5 milyon Yunanlı Türkiye’yi, 1 milyon Türk de Yunanistan’ı terk etmek zorunda kaldı. Bu esnada on binlerce Yunanlı ve Ermeni katledildi. Kemal’in bunlardan haberi olmuş olması gerekir, ancak Atatürk efsanesi bugüne kadar suskunluğunu sürdürüyor. Kemal, 1923 yılında Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Kendisinin şu sözleri bugün İslam dünyasında şiddetli çatışmalara neden olurdu: “İslam, tarihin çöplüğüne aittir. Ahlaksız bir bedevinin saçmalığı olan bu din, hayatımızı zehirleyen çürümüş bir kadavradır.” Atatürk, belirli ölçüde, halkını dayak atarak geleceğe yönelmeye zorlayan Rus Çarı Peter’i hatırlatıyor. Atatürk, fes gibi geleneksel kıyafetleri yasaklamış, derviş manastırları ve din okullarını kapattırmış, Kuran’ı Türkçe’ye tercüme ettirerek Latin harflerini getirmişti. Medeni Kanun’u hayata geçirerek, peçeyi yasaklamış ve kadınlara belirli haklar tanımıştı. “Dünyada oluşan her şey kadınların eseridir” sözü kendisine atfedilir. Kemalizm’in ters yüzü ise, şahsıyla ilgili dizginlenemeyen bir kült oluşması, eleştirenlere ve Kürtler gibi isyankâr azınlıklara karşı acımasız müdahale, sözde meşrulaştırılmış otokrasi ve kendisini iktidarın mirasçısı ve Atatürk’ün mirasının bekçisi olarak gören ordunun rolüdür. 1980’li yıllardan bu yana din Anadolu’ya geri gelmeye başladı. Başbakan Erdoğan ile partisi AKP döneminde bu süreç hızlandı. Onlar, Atatürk’ten ve kendisinin reformlarından hoşlanmadıklarını gizlemeye bile gerek görmüyorlar. Birkaç gün önce ilk kez bir kadın milletvekili başörtüsüyle Türk Meclisi’ne girebildi. Atatürk’ün Gelibolu Zaferi bu arada İslami bir zafer olarak gösteriliyor. Bu durum karşısında “Atatürk, mezarında ters dönerdi.
Posted on: Wed, 20 Nov 2013 11:55:22 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015