BOZKIRDA SEVDA ZORDUR* * * * * *Bozkır deyince - TopicsExpress



          

BOZKIRDA SEVDA ZORDUR* * * * * *Bozkır deyince anlatılmamış, söylenmemiş ama yüreklerde sonuna kadar dolu, dizgin yaşanmış sevdalar gelir aklıma...* * * *Bu sevdalar ki, bozkırda ılık rüzgarın, kekik kokusunda hissedilen, çeşme başında bir bakışla başlayıp devam eden, dere kenarında görülen. Bazen başlayıp yaşanan, bazen başlayamadan biten sevdalar.* * * *Her iki durumda da ister insanın yüzünü güldüren, isterse ağlatan, insanın yüreğini yakan bu sevdaların hepsi, bozkır gibi saf, temiz, kirlenmemiş aynı zamanda sert ve acımasızdır. Bozkırında yaşanılan sevdalar mı? Güzel. Yoksa günümüzde yaşanıldığı sanılan sevdalar mı? Derseniz, ben oyumu bozkırda yaşanılan sevdalar adına kullanıyorum.* * * *Bu sevdalar! bazen dar patika yollarda gördüğün birisinin heyecanı ile telaşlanıp, farkına varamadığın bir taşa takılıp çektiği acıyı hissetmediği bir anda, bazen etraftaki söğüt, kavak ağaçlarının gölgesi ,kuş seslerinin eşliğinde, bazen de çeşme başında bir avuç su ile çıkar ortaya...* * * *O anda insan, acıyan canının, ağaç gölgesinin, kuş sesinin ve çeşme başının onda bırakacağı izlerin, çok daha büyüğünün yüreğinde bırakılacağını? Konuşulan birkaç kelimenin, kaçamak birkaç bakışın bir ömür boyu yetecek cümleler kurduracağını? Neşet ustanın dediği gibi’’ Evvelim sen oldun, ahirim sensin dedirteceğini...’’ Nerden? Bilebilir ki…* *Bizim oraların acımasız aynı zamanda insanın yüreğini ısıtan sevdalarına bir çok örnek bulabiliriz.* * * *Mesela dedem, babaanneme bir kez olsun seni seviyorum dememiştir. Şu anki aklımla düşündüğümde bunu bir zulüm olarak nitelendirebilirim. Ancak ne ilginçtir ki, babaannem bu durumdan gayet memnun hiç şikayetçi değildi. İkisi arasında sanki bizim bilmediğimiz özde bir ilişki vardı da kelimeler ve davranışlar bu ilişkinin büyüklüğünü ifade edemiyorlardı. Söz ve davranışlar şekil olarak soğuk ve kötü olsa bile onlar arasında farklı bir anlamı vardı. Bunu dedemin yedi yıllık felçli döneminde babaannemin ona nasıl baktığına, nasıl davrandığına, bir kez bile bu durumdan dolayı şikayet etmediğine yakinen şahit oldum. Ve ... bir insan ancak sevdiğine karşı bu kadar verici, merhametli, şefkatli olabilir diye düşündüm. Babaannemin, dedemin ölümünden çok kısa bir süre sonra gücünü yitirip, hastalıklara yenik düşmesi, bu ikisinin arasında sözle ifade edilemeyen ancak yaşanılan büyük sevdanın bir kanıtı gibiydi. Dedeme buradan rahmet, babaanneme acil şifalar diliyorum.* * * *Ve aklıma bir başka söylenmemiş ama dolu dizgin yaşanmış aşkı anlatan Ahmet Turan Akan’ın o meşhur hikayesi geliyor:”Zatın biri askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında diyor ki: Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane nokta koyacağım; O üç nokta senin içindir, anladın değil mi? Eskiden askerliğin uzun olduğu yıllarda, derbeder fasıllarla eve gönderilen her mektubun sonunda hep o üç nokta vardır. Analar, babalar, teyzeler, amcalar ve tanıdıklar hatırlarının sorulmasına memnun oluyorlar, dualar gönderiyorlar mektubun sahibine ama sonundaki o üç noktaya hiç mi hiç dikkat etmiyorlardı. Üç nokta nın muhatabı ise, her defasında bir öncekinden leziz, hasret ve aşk dolu cümlelerle okuyordu. Hiç bir yazarın o güne kadar kaleme almaya muvaffak olamadığı güzellikteki bu aşk mektupları, üç noktanın içindeki daracık mekanda, uzun, uzun yolculuklar ediyordu. O mektuplar günlerce kayınbabanın emekli cüzdanında, kayınvalidenin Yasin cüzünün arasında bir muska ihtimamı ile gezdirildikten sonra lütuf kabilinden gelin hanıma da gösteriliyordu. onun mektupta yazılanlara aldırış ettiği yoktu ki; son satırın sonundaki üç noktayı arıyor, buluyor, okuyor, taze havadisler, mahrem sevgi sözlerini deşifre ediyor ve daima, o üç noktayı gözlerinden süzdüğü üç damla gözyaşı ile yıkıyordu.* * * *Seneler sonra, yüreğinin tam üzerinde sakladığı son mektubu çıkarıp sonundaki üç noktayı okşarcasına seyrederek sevdiğine şöyle demişti:* * * * -Sahi Ahmet bey, ne güzel mektuplar yazardın eskiden?”* * * *Sonuç olarak bu örneklerde olduğu gibi, bizin oralarda yaşanan sevda, görünüşte çift kişilik yalnızlığı ifade ederken, aslında tek kişilik birlikteliği gösteriyor.* * Bozkırda sevda zordur, yüreğe ağır gelir… * "KADER"
Posted on: Mon, 19 Aug 2013 14:08:51 +0000

Trending Topics



style="margin-left:0px; min-height:30px;"> Before you complain of how your food taste, think of those who
Today, July 4, 2013, in response to the new guidelines of Facebook

Recently Viewed Topics




© 2015