BU DAĞI ŞİKAYET DİYORUM Adını Yüce Allahın isminden alan Doğunun en yüksek ve aşılmaz dağı Allahu Ekber dağlarında gezerek çocukluğumuzun çoğu zamanını burada geçirdim.Her sene eskiden kalma adet üzere, dağın serin eteklerinde geçen yayla günlerinin orta yerinde ziyarete çıkardık.Yani Allahu Ekber dağının şehitlik yakınında kurbanlar kesilir, yemekler zitafetler şenlikler yaprdık. Çocukluğumuzun en tatlı en en hoş günleri olarak hep hatırlardık yıllar boyu bu etkinlikleri. Burada gün boyu yapılan etkinliler esnasında köyün imamı sakın etrafta ras gele yerde abdest bozmayın dediği sözleri bir türlü anlam veremiyordum.Çevrede şehit mezarlıkları belli olmasada etrafın mezarlıklara dolu olduğunu biliyordum.Yıllar geçti ama bu ziyaret şenlikleri devam etse bile hep eski günlerin anısı git gide dahada aranır olurdu.Yılda bir sefer olsada çocukluğumuza en renkli günleriydi bu şenlikler. 1990 lı yılların bir baharında yine o dağda geziyordum.Şimdi artık bu dağda başka bir maksatla bulundğumun farkında idim.1914 yıllarınıda şehit olan 90 bin askerin acaba burayı nasıl geçemeyip şehit olduğunu anlamaya çalışıyordum.Ağustos ayının kavurucu sıcağı olmasına rağmen lakin ben yinede üşüyordum.Hafif bir tümsek yamacında oturdum.Dağın yeşilliği son kıvamını bulmuş, renga renk çiçekler, sümbüller bir biriyle yarışırcasına boy vermişti.Kuzeyden esen hafif rüzgarın etkisiyle otlar bir sağa bir sola ninni söylercesine sanki tempo tutmuş sallanıyor veya eğilip doğruluyorlardı.Kulak verdim bir ses varmı diye.Ben rüzgarın basit bir ıslık sesinden başka bir şey duymadım amma, kendi kendime düşündüm, gözlerimi kapatıp gah çiçeklerden gelen gah rüzgardan gelen sesi dinledim.Dedimki acaba, ben farkedebilsem yada bu sümbüllerin şarkısını anlayabilseydim.Gerçekten öyle bir marifetim olsaydı herhalde duyabileceğim şöyle olurdu.Ilgıt ılgıt esen rüzgarın etkisiyle her çiçekten bir şahidin hikayesi çıkardı.Vatanı düşmandan kurtarmak için yemenden buraya kadar gelen bu nefer, yolda mola verirken fırsat buldukça, eşine, dostuna, kardeşine, evladına, anasına veya babasına yazdığı mektubunu okuyor olacaktı.Belkide elime bir mektup geçirseydim o mektubu okurken benden şunları duyardınız.Kiymetli kardeşim ben gelemesem eğer çocuklarım sana emanet,ihtiyar babam olurda kavuşmak nasip olmasa benden kalan emanetler önce Allaha sonra sana emanet, ha unutma bir de bana hakkını helal et.Kimsesiz eşim beni vatana hizmet etsin diye gönderdin Yolarımı bekledin.Hep yolarımı bekledin.Sabah yollarımı bekledin.Ama bir türlü bana kavuşmak nasip olmadı.Dünyanın bir ucu yemende işimişz biter gelerim diye söz vermiştim.Henüz işimiz veya görevimiz betmedi.Şimdi daha çetin bir görev başladı.Bu görev hiç bilmediğim, adını sanını duymadığım memleketin ta doğusu Kars , Sarıkamış oralara yakın kimseye yol vermeyen Allahu Ekber dağı.Bu dağda bizimde ayak izlerimizin gölgesi gerekiyormuş.Bu nedenle Kars ve civar yerleri küffar düşmanından kurtarmak için Yemen sıcağında yola revan olduk.Ama Allahu Ekber dağının dondurucu soğuğu olduğunu bilemedik.Burada küffar dümanın bir tek tansiyle karşılaşmadım ama öyle bir düşman karşımıza çıktı ki ne aman verdi nede bize ne göz açtırdı.Kendimde güç ve kuvvet bulsaydım düşmana kurşun atacaktım.Tek bir mermi bile harcamadım.Mahşer günü bu kurşunlarımı zimmetle teslim aldığım gibi tekrar geri teslim etmeyi düşünüyorum.Düşmam beklerken karşımıza kış, soğuk, yokluk, sefalet diye amansız bir düşman çıktı.Bu öyle bir düşman ki 90 bin mehmedin kanını tenini canını almaya sanki yemin etmişti.Öyle de oldu.Ey Yüce Dağ, Ey Allahu Ekber dağı, hiçmi Allahtan kormadın 90 bin Mehmedi, Ahmedi, Mahmudu Mustafayı kurda kuşa yem etmeye hiç mi Allahtan korkmadın, yada utanmadın mıı ada bu odunun kaderini mi okudun.Başka yerde telef olup itip batacak diye kıskandında kendi bağrında misafir edecek kadar cömert mi davrandın.Eğer niyetin bu ise sözüm yok sana, eğer düşmalık edip düşmandan önce sen karşısında durup yol vermedinse, Ruzi Mehşer günü sana dava açıp seni Rabbime hem şikayet ediyor hemde ecdadımın kanını, tenini canını sana helal etmiyorum.Sana dağ diyorum,Çünki her dağ gibi sende taş ve topraktansın.İsmini bir tarafa koyarsam benim için hir bir anlamın ve değerin yok.lakin ismine bakıyorum Kainatın sahibi Yüce rabbimin en büyük sıfatı olan Allah büyüktür anlamını veren Allahu ekber ismine binaen saygımın tamamını hakediyorsun.Bu adı nereden aldın kim ismi sana verdiyse en güzelini yapmış.Çünki yer yüzünde isim olarak senden daha güzel bir dağ adı yoktur.Mehmet BOZ
Posted on: Wed, 26 Jun 2013 16:14:53 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015