Bediüzzaman Said Nursî Dokuzuncu Nükte Ramazan-ı Şerifin - TopicsExpress



          

Bediüzzaman Said Nursî Dokuzuncu Nükte Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir. Hadisin rivayetlerinde vardır ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?” Nefis demiş: “Ben benim, Sen sensin.” Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.” (Ben benim, sen sensin.) Hangi nevî azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene? Ve mâ ente?” Nefis demiş: “Ente Rabbiye’r-Rahîm, ve ene abdüke’l-âciz.” Yani, “Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.” “Allahım! Efendimiz Muhammed’e ve âl ve ashabına Senin razı olacağın ve onun lâyık ve müstehak olduğu bir rahmetle, Ramazan ayında okunan Kur’ân’ın harfleri adedince salât ve selâm et. Âmin.” “İzzet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıklarından münezzehtir. Bütün peygamberlere selâm olsun. Hamd ise Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” (Sâffât Sûresi, 37:180-182.) İtizar: Şu İkinci Kısım (Ramazan Risâlesi), kırk dakikada sür’atle yazılmasından, ben ve müsvedde yazan kâtip ikimiz de hasta olduğumuzdan, elbette içinde müşevveşiyet ve kusur bulunacaktır. Nazar-ı müsamaha ile bakmalarını ihvanlarımızdan bekleriz. Münasip gördüklerini tashih edebilirler. Mektubat, s. 684 LÛ­GAT­ÇE: riyazet: Nefsi kırma, fani şeylerden nefsini çekerek kanaat içinde yaşamak. cihazat-ı insaniye: İnsana ait cihazlar, organlar, duygular. muvakkat: Geçici. tatil-i eşgal: Meşguliyete ara verme. müşevveş: Karışık. tekemmül: Mükemmelleşme, kemale erme. telezzüz: Lezzetlenme. letâif: Latifeler, duygular. tefeyyüz: Feyizlenme. mevhum: Vehmî olan, olmadığı halde varmış gibi kabul edilen. rububiyet: Rablik, terbiye edicilik sıfatı. ubûdiyet: Kulluk. abd: Kul.
Posted on: Wed, 17 Jul 2013 09:11:24 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015