Cafer YAYLAN - TopicsExpress



          

Cafer YAYLAN 7 EKIM Her 7 Ekim geldiğinde... Ruhum daralıyor adeta nefes alamıyorum. Cahiliye döneminde diri diri toprağa gömülen kız çocukları geliyor aklıma. Çocuklar bunu oyun zannederlermis.”Baba gözüme toprak kaciyor” dediklerinde;Kulaklar duymaz gözler körleşirmiş. Ebed-müddet dedigimiz,uğruna ha ekmeğini yemişiz ha kurşununu dediğimiz. Aziz vatanımızın bekçisi bildiğimiz, ‘En kötü devlet devletsizlikten iyidir’ dediğimiz.. Devlet… 7 Ekim 1980 tarihinde boğazımıza urgan geçirdiğinde,‘Nefesimiz kesiliyor baba’ diyemedik… Bu bir oyun olmalıydı.Hem de çok kötü bir oyun.Ama değilmiş…Onlar cahiliye döneminin babalarından daha kötüydüler. “Asmayalımda besleyelimmi” dediler.. Son nefesimizde “Eşheduen lailahe illallah ve eşhedüenne Muhammeden abduhu ve resuluh” diye getirdiğimiz kelimeyi şahadeti bile duymadılar. Elektriksiz ve karanlık hücrede, son mektubumuzdaki; “Allah’ın davası ölmez” “Türk milliyetçiliği yaşar” cümlelerini görmediler. Yıllar sonra darbecilere hesap soracagız diye iş başına gelenler.Bu mektubu okudular. Yukaridaki iki satiri atladilar ve ağladılar. Oysa mektuba iyice baksalardı, kelimeleri iyice inceleselerdi, kelimelere ve harflere yansıyan en ufak “ titreme” göremezlerdi. Oysa biraz sonra öleceksiniz. Ölüm titretmez mi adamı? Orada ölüme meydan okuma vardır. Orada ‘ölürse tenler ölür’ mesajı vardır. Bozkurtların orada ölüme ‘nasıl, niçin, neden?’ gittiklerinin ayak izleri vardır. Bize 12 Eylül’de 7 Ekim’i reva görenler! Elinde silah olduğu için kendini devlet yerine koyanlar! O gün üç maymunu oynayanlar. Kendi ayaklarına diken battığında yeri gögü inletenler. Bizim cığlıklarımızı o gün duymayıp bu gün “Iktidar sofralarında” meze yapanlar. Her 7 Ekim geldiğinde nefessiz kalışımızı unutmadığımız gibi sizi de, nefessiz bırakanları da unutmayacağız! Belki Ozanlar türkülerimizi yapmayacak, ressamlar darağacına erkekçe gidişimizi resmetmeyecek. Romancılar belki verdiğimiz kutlu mücadeleyi yazmayacak. Ama biz.. 12 Eylül ve 7 Ekim’i kara bir gün olarak tarihe düşeceğiz. Şubedeki işkenceciden, hükmü verenlere, cezaevinde zulmedenlere… Dar ağacında tabureyi çeken cellata kadar unutmayacağız… İsimlerini; Çocuklarımıza…Genç kardeşlerimize ezberleteceğiz…Ve onların hayatlarının baharında canlarını verdikleri mücadeleyi birlikte ettiğimiz son yemindeki gibi; Son nefer…Son nefes’e kadar… yaşatacağız… Biz 12 Eylül ve 7 Ekim ikliminde yeşeren ve bugün iş başında bulunan yeşil kuşak projesinin ürünlerine de, bu zihniyetle beraber geldikleri gibi göndereceğiz… 12 Eylül ve 7 Ekimlerin yaşanmaması için, durumdan vazife çıkarmalarının son bulması için, ruhlarının şad olması için; Milli bir devlet, güçlü bir iktidar yeter… Cafer YAYLAN (3 Ekim 2013) Not; Bu yazı 2007 de yazdığım 3 ekim 2013 rutujlama yaparak hazırladığım bir yazıdır.
Posted on: Sun, 06 Oct 2013 20:00:43 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015