Defolup Gitsin mi? MHP hakkında, "Ülke yönetebilir mi" endişesi olanlar, gidip bu partinin bir üyesinin şehrini nerelere yükselttiğini görmelidirler.” Sizin kadar keskin gözlerim yok. O yüzden geleceği göremiyorum belki de. Sizin kadar zeki değilim. Olan biteni hesaplayamayışım bundandır sanırım. Sizin kadar gerçekçi değilim. Evet, bildiğiniz romantiğim ben. Sizin kadar okuyamıyorum tabloyu, akıllı değerlendirmeler yapamayışım bundandır. Siz olmasanız belki CIA benim ruhumu ele geçirirdi. Yenimahalle beynimi iğfal ederdi. Omuzu kalabalıklar, derin abiler gazozuma hap atıp kandırırlardı beni. Ama mesele ben değilim. Aklıma takılan kişi Behçet Saatcı… Fethiye Belediye Başkanı… Tanır mısınız bilmem? Tanımıyorsanız kayıpta olduğunuzu söyleyebilirim. Ağır şartlarda mücadele eden, Şişli Siyasalın 20 kadar ülkücüsünden biri. Daha sonraki adıyla benim de mezunu olduğum Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü mezunu. 1999 seçimlerinde bizzat seçim kampanyasına destek verdiğimde tanıdım kendisini. O zamandan beri tam 3 dönemdir Fethiye belediye başkanlığını kazanıyor. Fethiye tarihinde bir ilk bu. Sarıgül’e öykünenler için tam bir evdeki buzağı örneğidir Behçet Saatcı; çünkü genç yaşında olmasına rağmen hacıdır ve samimiyetle her sabah namazını camide kılarak başlar mesaiye. Hacıdır, namazını kılar ama belediye seçimlerinde Fethiye’de yaşayan İngilizler kendisine büyük destek verirler, kampanyalar düzenlerler. Her kesim tarafından o kadar sevilir ve takdir edilir ki, Ertuğrul Özkök köşe yazısında Behçet Saatcı’dan şöyle bahseder. “Fethiye’nin MHP’li Belediye Başkanı Behçet Saatcı, üç dönemdir belediye başkanı seçiliyormuş. MHP hakkında, "Ülke yönetebilir mi" endişesi olanlar, gidip bu partinin bir üyesinin şehrini nerelere yükselttiğini görmelidirler.” Ne kadar başarılı olduğunun objektif göstergesi ise seçim sonuçları. Rakamlar yoruma gerek bırakmayacak kadar açık. MHP’nin oyu % 15’lerdeyken Behçet Saatcı % 41 oyla seçiliyor. Ben Fethiye Belediye başkanlığının ne zorluklarla kazanıldığını biliyorum. Kazanmak zor, kaybetmek kolay, birbirimizi yemek en kolay. Fethiye Belediyesi sürekli denetim altında, yıllardır en küçük açığı aranıyor. Behçet Saatcı için en kolayı bir istifa dilekçesi ile AKP saflarına katılmak olurdu şüphesiz. İlk mahalli seçimde %50’den fazla oyla seçileceği de garanti olurdu. Ama o tüm baskılara direndi. Yetiştiği camia içinde kalmak adına türlü çilelere göğüs gerdi. Şimdi Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı diyor ki; "Bu ortamları 1980 öncesi yaşamış birisi olarak, haklıyken haksız duruma düşmemek için dikkatli davranılmasını, şiddetten, çatışmadan uzak eylem biçimlerinin tercih edilmesini benimsiyorum. Sadece orada üç- beş ağaca sahip çıkmanın dışında, toplumun bir kısım değerleri yok sayılmaya çalışıldı. Emniyet güçlerimizin orantısız güç kullanması bu olayları tetikledi. Bu eylemleri ezilen, dışlanan, başkalaştırılmaya çalışılan halkımızın bir tepkisi olarak görüyor ve sonuna kadar destekliyorum." Evet şimdi merakla bekliyorum. Fethiye tarihinde ilk defa üst üste üç dönemdir belediye başkanlığını kazanan, ülkücülüğü tartışma götürmeyecek, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış, hizmeti seçim sonuçlarıyla tescilli, dürüstlüğü, ahlakı, çalışkanlığı hepimizin yüzünü ağartan Behçet Saatcı bu açıklamaları sebebiyle nasıl bir muameleye maruz kalacak? Nobran, acımasız, hoşgörüsüz tavrımızla dışlayacak mıyız onu da? Yoksa hepimiz için böylesine gurur vesilesi olan birine layık olduğu değeri vererek kendi insanımıza güvenecek miyiz? Ne diyorsunuz? Taksim eylemlerine destek veren Behçet Saatcı defolsun gitsin mi? Tamam, biz gidelim, makarnacı kömürcü koyun dediğiniz AKP’liler gitsin, eyleme destek vermeyen BDP’liler zaten gitsin, eyleme ellerinde Türk bayraklarıyla katılan o zeki, esprili, cesur, concon gençleri hiç istemiyorsunuz, hayranı olduğum Çarşı grubuna basit tribüncüler diyorsunuz, tazyikli suya, biber gazına karşı yürüyen kadınlar zaten bizden değil, sorması ayıp peki biz hangi milletin milliyetçileriyiz? Cüneyt ÖZTÜRK
Posted on: Thu, 06 Jun 2013 14:38:23 +0000
Recently Viewed Topics
© 2015