Devrimci Sentez Ibrahim Eligül Büyük proleter kültür - TopicsExpress



          

Devrimci Sentez Ibrahim Eligül Büyük proleter kültür devriminde ögrenelim 1965ten günümüze Büyük Proleter Kültür Devriminin üzerinden yillar geçti. Kasım 1965teMarksizm - Leninizmin büyük ustalarından Mao Zedung çizgisinin önderliğinde başlatılan bu devrim, dünya devrim tarihine ve Marksist - Leninist - Maoist literatüre Büyük Proleter Kültür Devrimi olarak geçmiştir. Kimileri için büyük bir umut ve devrimci coşku, kimilerine ise, büyük bir korku yaratan bu devrimin ideolojik-siyasi etkileri dün olduğu gibi bugün de tartışılmakta. Dolayısıyla Büyük Proleter Kültür Devrimini doğru kavramak, doğru sonuçlar çıkarmak, güneşinden ışık almak ve o ışıkla ilerlemek, tartışmak zorunluluk arz ediyor. Burjuva kapitalizminin alaşağı edilmesini izleyen sosyalizm, bir geçiş rejimidir ve onun rolü toplumu gelecekteki komünist topluma her açıdan hazırlamaktır. Sosyalizmde her şey çözülmüş, her şey mükemmel değildir. Sosyalizm aşamasında çeşitli eşitsizliklerin, sosyal çelişmelerin bulunması da şaşılacak bir olgu değildir. Sosyalist aşamada sınıflar yine var olacaktır ve savaşlar, dönüşler olabilecek, sapmalar olacak ve binlerce yıllık eski kültür insanların iliklerine kadar var olacak. Amaç bunu görmek ve yıkmak ve yeniyi yaratmak olmalıdır. Yöneticilerle yönetilenler, iktidarda olanlarla halk, kol emeği ile kafa emeği, köy ile şehir, işçi ile köylü vb. arasındaki ilişikler ve çelişkiler... Mesele bunu alt edebilecek bir devrim sorunudur. Köylü dernekleri, kadın örgütleri ve çeşitli kitle örgütleri canlandırılmaya çalışıldı. Yöneticiler ve aydınlar, bu kapsamlı kampanyanın bir parçası olarak, köylük bölgelere gönderildi. Amaç; köylük bölgelerdeki hayat üzerine rapor hazırlamak, köylük bölgelerdeki hayatın somut gerçekleriyle karşılaşarak görüşleri zenginleştirmek, siyasi ve moral anlamda proleterleşmek için kol emeği çalışmalarında yer almaktı. Sosyalist Eğitim Hareketi, kitleleri seferber etmede bir adımdı. Bürokratların, yetkililerin yanlışlarını, tavrını, tepeden tırnağa kontrol edecek; suiistimaller olduğu zaman bu olayları teşhir edecek ve mahkum edecek olan halktı (kitlelerdi). Böyle bir düşünce, Sosyalist Eğitim Hareketiyle birlikte kendini var ediyordu. Sosyalist Eğitim Hareketi, sadece köylük bölgelerde değil; şehirlerde de yayıldı. Okullarda ve üniversitelerde ideolojik tartışmalar ve revizyonizme karşı mücadele başlamıştı. Edebiyat ve sanat meselelerine dair önemli tartışmalar oluyor ve buna dair makaleler yazılıyordu. Fabrikalara denetim grupları yollandı. Fabrika işçilerinin meselelere dair tartışmaları sağlandı. Şehirde yaşayan birçok kişi köy çalışmalarına katıldı. Böylece bu hareket büyük proleter kültür devrimine doğru yol alıyordu. Çin Komünist Partisinin resmi yayınları Kültür Devriminin başlangıç tarihini, 10 Kasım 1965 olarak verirler. Bu tarihte, Şanghayda günlük olarak çıkan Yen Hui Pao Akşam haberleri gazetesinde, Hay Juy Daireden Kovuldu başlıklı oyuna şiddetle saldıran bir yazı yayınlandı. Eski bir tarih profesörü ve Pekin Belediye Başkan Vekili olan Vu Han tarafından 1961de yazılan oyun, Suç ov köylülerinin, topraklarına el koyan Ming Hanedanı memurlarından çektikleri çileleri anlatıyordu. Köylülerden yana olan Hau Juy, çabalarından ötürü daireden kovuluyordu. Bu oyuna en büyük saldırı bir avuç kapitalist yolcudan biri olan Pekin Belediye Başkanı, Pekin Parti Komitesi Sekreteri Pena Çenden gelmiştir. Bu saldırılarda oyunun siyasetle ilgili olmadığı, edebiyat ile sınırlı olarak tartışılabilineceği söyleniyor ve akım yatıştırılmaya çalışılıyordu. Hay Juy Daireden Kovuldu adlı oyun ve üzerinden gerçekleşen tartışmalar aslında savaşın başladığını ve Kültür Devriminin hareketlenmeye başladığını göstermişti. Büyük ileri Atılım ve Sosyalist Eğitim Hareketiyle tohumu atılan Kültür Devrimi, Mayıs 1966da Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin on birinci plenumunda çıkarılan genelgeyle (16 Mayıs genelgesi) somut hale gelmişti. 16 Mayıs genelgesinde Büyük Proleter Kültür Devrimi teorisi, çizgisi, ilkeleri ve politikasının programı belirlenmişti. Bütün partiyi ve bütün ülke halkını partiye sızmış olan burjuva temsilcilerinin maskesini indirmeye çağırıyordu. Siyasi bir devrimi başlatmak için, bütün kitleleri seferber eden bir çağrıydı. Mea Şu çağrıyı yapmıştı: Partinin propaganda bölümü cehennem kralının sarayıdır. Kahrolsun cehennem kralı! Bütün kölelere özgürlük. Her eyaleti ayaklanmaya çağırıyorum. Merkeze Karşı başkaldırahm... Her yerden milyonlarca bilge maymun başkaldırmalı. Cehennem kralının sarayını paramparça etmelidir. Gerçekten de Kültür Devrimi Hareketinin gidişatı ve genelge kitleler üzerinde etkisini gösteriyordu. Kitleler tartışmalara katılıyor ve kapitalist yolcuları ve ihmallerde bulunan yöneticileri teşhir ediyordu. Artık her insan fikirlerini herkese açıklayabiliyor, yetkili mevkideki kişileri açık açık eleştirebildiği duvar gazeteleri (dozuba) asıyordu. 25 Mayıs 1966 günü Pekin Üniversitesinde öğrenciler tarafından asılan duvar gazetesi muazzam bir yankı uyandırdı. Duvar gazetesinde Pekin il yönetiminin üniversite işlerinden sorumlu iki üyesine ve üniversite başkanı Lu Pinge şiddetle saldırılıyordu. Üniversitede Kültür Devrimi hareketine getirilen kısıtlamalar, üniversitedeki üç kişinin kültür devrimi hareketinin siyasi yanını asgariye indirip, harekete tamamen akademik bir görünüm kazandırdıkları, gazetede belirtilmişti. Ayrıca yüksek mevkilerdeki insanların da eleştirilebilmesi hakkı talebi gazetede yer alıyordu. Üniversitedeki bu etki, diğer okullardaki gençliğe sıçramıştı. Öğrenciler, gençler sınav sistemi ve eğitim metotları ile ilgili çeşitli eleştirilerde bulundu. Mevcut öğretimin gerçekle pek az ilgisi bulunduğunu, kendilerinin halkın gerçek yaşantısı ile, bilimsel pratik ile, siyasetle veya üretim faaliyetleri ile, ciddi bir ilişkilerinin bulunmadığını ifade ettiler. Yüzüstü bırakılan, eziyet gören işçi ve köylü çocuklarının haberinin bile olmadığı birçok avantaja, burjuva çocuklarının sahip olduğunu iddia ettiler. Mevcut öğrenimin bireyci rekabeti ve burjuva tarzı tercihleri teşvik ettiğini savundular. Mao, gençliğe hitaben l Ağustos 1966 tarihli mektubunda Halk gericilere karşı ayaklanmakta haklıdır. Sizi yürekten destekliyorum. Bu arada birleşebilecek herkesle birleşmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çok ciddi hatalar yapan insanlara yanlışları iyice kavrattıktan sonra kendilerini düzeltmeleri ve yeni bir insan olabilmeleri için olanak tanınmalıdır şeklinde açıklama yapmıştı. Kitlelerin tartışmaları, yanlıştan teşhir etmesi her geçen gün bir yoğunluk kazanıyor, duvar gazeteleri dolup taşıyordu. Bu hareketlilik ile ışığını 16 Mayıs genelgesinden alan, kültür devrimine ve Maoya sadık olan Kızıl Muhafızlar ortaya çıkmıştı. ilk çıkışında Kızıl Muhafızlar, üniversite öğrencilerinden ve öğretmenlerinden meydana gelen bir kitle örgütüydü. Kızıl Muhafızlar, çıkışı Kültür Devriminin etkisiyle olduğu gibi amacı Kültür Devrimine katılarak, onu yaymak, Kültür Devriminin hedefi doğrultusunda kitleleri seferber etmekti. Kızıl Muhafızlar Çinin her yerinde örgütlenmeye başladı. Yüz binlerce Kızıl Muhafız, Pekin ve Şanghaya akın etmişti. Kızıl Muhafızların hedefi; ideallerin, arzuların ve hareketin az bir gelişme gösterdiği bölgelerde eleştiri bakış açısını uygulamak ve kapitalist yolcuların, sağcıların, kara çete (Pana Çeng, Liu Şao Çi ve grubu) kesiminin açığa çıkarılmasını ve eleştirilmesini teşvik etmekti. Kızıl Muhafızlar halkın tartışmasını ve Kültür Devrimi Hareketine katılmalarını sağlamaya çalışıyordu. Halkı, afişleri ve duvar gazetelerini kullanmaya, bürokratik metotları eleştirmeye teşvik ediyordu. Partinin talimatlarını ve parti kararını on altı maddeyi mümkün olan en geniş kitlelere yaymaya çalıştılar. Eski kapitalistler ve gayrimenkul sahipleri arasında aramalar yapıldı. Altın mücevher, afyon vb. eşyalar toplandı. Bunun yanında Kızıl Muhafızlar fabrikalarda, köy komünlerinde kol emeğine katıldılar. Kızıl muhafızların gelişimi doğrultusunda, muhafızlar fabrikalara da girmişti. işçilerle tartışılıyor, kültür devriminin amacı propaganda ediliyor ve harekete katılım teşvik ediliyordu. Böylece Kültür Devrimi Hareketi işçiler arasında da hareketlilik yaratmış ve işçiler seferber edilmişti. Öğrenci gençlikle başlayan hareket, işçilerde aynı mücadeleyi yaratmıştı. Gerçekten de Kızıl Muhafızların rolü Kültür Devriminin amacı doğrultusunda çok önemli mücadele yürütmüştü. Mao ve parti üst düzey yöneticileri Kızıl Muhafızlann hareketini desteklediklerini ifade etmişti. Kültür Devrimi amacına doğru ilerliyor ve yayılıyordu. Kültür Devrimi Hareketinin sancılı olacağı, zikzaklar izleyeceği Kültür Devrimi Hareketinin başlangıcında belirtilmişti. Nitekim Kızıl Muhafız Hareketinde de bazı aşırılık durumları belirmişti. Sonuçta sınıf savaşımı söz konusuydu ve kapitalist yolcular, revizyonistler boş durmayacaktı. Kargaşa ortamından faydalanıp Kızıl Muhafızlara karşı Kızıl işçi Ordusu ve sahte Kızıl Muhafız örgütleri kurulacaktı. Bunlar Kültür Devrinıine zarar verip zikzaklı bir hal almasını sağlıyordu. Devrim karşıtı grupçuklar, çeteler oluşmuştu. Şiddete de başvurdukları oluyordu. 5 Ağustos 1966 yılında Mao (Burjuva) Karargahları Bombalayın başlıklı bildirisini kendi duvar gazetesinde yayınlayarak büyük bur tartışma başlatmıştı. Mao gazetede, parti içindeki burjuvaları, parti düşmanlarını ve çetecileri kastederek Bu yoldaşlar bir burjuva diktatörlüğü kurarak proletaryanın yükselen Kültür Devrimi Hareketini baskı altına almaya çalıştılar. Ülke gerçeklerini kendi kafalarına göre yorumladır. Beyaz bir terör uyguladılar, kendilerini herkesten üstün görmeye başladılar. Burjuva hoyratlığını öne çıkararak proleter ahlakını ayaklar altına aldılar. Bunlar iğrenç insanlara dönüştüler şeklinde açıklama yapmıştı. Böylece parti içindeki Burjuvalara (Liu Şao Çi ve grubuna) açıktan saldırıya geçilmiş ve tasfiye edilmesi gerektiği savunulmuştu. Bu gelişmeler parti içinde uzun süredir bir arada bulunan burjuvazi ile proletarya arasındaki iki çizgi mücadelesini alevlendirdi. Kitleler sokaklarda astıkları gazetelerde Liu Şao Çi ve grubunu teşhir ediyor, eleştiriyordu. Muhalefet de boş durmuyor, kendi saldırısını yapıyordu. Kitleler arasındaki eleştiriler, tartışmalar sert bir hale gelebiliyordu. Muhalefet bu çelişkilerden yararlanarak bunları çatışmaya dönüştürmeye ve kendi çizgilerini uygulayıp Kültür Devrimini provake etmeye çalıştı. Bu karmaşıklık Kültür Devriminin sancılarını oluşturuyordu. Liu Şao Çinin sert bir şekilde eleştirilmesini, teşhir edilmesi ve lanetlenmesi Liu Şao Çinin yetkilerinin elinden alınması ve etkisiz hale gelmesi izledi. Merkez komitesi, Liu Şao Çiyi ve çizgisini lanetledi. Fakat çizgisinin etkisi devam ediyordu. Bu çizgiyi savunanlar hala mücadele ediyordu. Ocak 1967de Kızıl Bayrak gazetesinin 2. sayısında şöyle yazıyordu: Proleter Devrimciler, parti içinde yetki sahibi olan, kapitalist yolu tutan, böylelikle Şanghay ilinin siyasi, ekonomik ve kültürel gücünü sıkıca ellerinde bulunduran bir avuç kişinin ellerinden iktidarı almak için birleşmişlerdir. işçi sınıfının Şanghaydaki ayaklanması, Ocak Devrim fırtınası olarak hız almıştı ve işçi sınıfı devlete öncülük etmeye doğru yol alıyordu. işçiler, Kızıl Muhafızlar ve devrimci kadrolar arasındaki büyük ittifak, proletaryanın yeni gücünü temsil ettiği gibi yönetimi ele geçiren, işçiler yeni kurumlar oluşturmaya başladı. Kültür Devrimi karşıtları alaşağı edilmişti. Kültür Devrimi sürecine baktığımızda sağ ve sol akımların artarda birbirinin yerini aldığı görülmüştür. Ocak Devriminden sonra iktidarın el değiştirmesinde çıkan sorunlar, kadrolar sorunu, işçiler arasındaki gruplaşmalar ve aşırılıklar karşı bir akıma imkan tanımıştı. iktidarın el değişmesi sürecinde devrimci kadroların tasfiye edilmesi isteği Şubat ayında karmaşa doğurmuştu. Mao ve parti üst düzeyi, kadroların iyi değerlendirilmesi gerektiğine, proletarya iktidarının inşa edilmesinde devrimci ve Kültür Devrimi yanlısı kadroların önemine sık sık değinmişti. Bunun için kampanyalar düzenlenmişti. Liu Şao Çi çizgisinde olan Tarım bakanı Tan Çenlin devrimci kadrolara saldırmış ve isyancıların (Kızıl Muhafızlar, Devrimci işçi Karargâhları) burjuva çizgisinde olduğunu belirten saldırılarda bulunmuştu. Bu saldırılar Devrimci işçi Karargâhları’nda, Kızıl Muhafızlar (isyancılar) saflarında ve parti saflarında tartışmalara ve gruplaşmalara sebep oluyordu. Bu süreçte muhalefet, kitleleri isyancılara karşı saldırtma eğilimindeydi ve isyancıların parti ve Kültür Devrimi karşıtları olduğunu söylüyordu. Mao ve devrim taraftarları muhalefetin bu saldırılarını teşhir etmeye çalıştı. Kapitalist yolcuların devrimci saflara sızmaya çalıştıkları belirtildi. Şubat ayında karşı akımın köylük bölgelerde yarattığı ekonomist dalga Halk Kurtuluş Ordusu’nun devreye girmesini sağladı. HKO bu işi yaparken silahsız olacaktı, kitle örgütlerine emir veremezdi. Kitleler içinde okullarda, fabrikalarda tartışmalara katılıyordu. Kültür Devriminin doğru çizgisini ve amacını tartıştırıyordu. Kargaşa içinde ortaya çıkan yozlaşmaları engelliyordu. Doğru -yanlışı, kavratmak, siyasi - ideolojik tartışmaları teşvik etmek esas göreviydi. Bununla yapılmak istenen Üç Birlik Devrimci Komiteleri oluşturmaktı. Üç birlik; halkın temsilcileri, halk tarafından seçilen ve tespit edilen devrimci çizgi yanlısı parti kadroları ve ordu temsilcilerinden oluşuyordu. Ordu temsilcileri sadece il ve eyalet seviyesindeki komitelerde bulunuyordu. Kültür Devrimi Hareketi, parti içi ve dışındaki burjuvaları, kapitalist yolcuları büyük bir oranda etkisiz hale getirdi. Devrim amacına doğru ilerleme gösteriyordu. Sancılı ve zikzaklı dönemler geride bırakılmıştı. Kitleler büyük bir coşkuyla ve eylemlerle Kültür Devrimi Hareketinin sürecini değerlendirmeye başladı. Yapılan doğrular - yanlışlar tartışılmaya başlandı. Kültür Devriminin amacı kavranmaya başlandı. Liu Şao Çi ve grubu lanetlendi. Liu Şao Çinin tezleri, siyaseti reddedildi ve Liu Şao Çi, Çinin Krusçevi ilan edildi. Kültür Devriminin amacında da belirtildiği gibi savaş iki çizginin savaşıydı (proleterya ile burjuva arasındaki savaş). Nasıl ki kapitalist yolcular ve sağ burjuvalara savaş açılmıştı, sağ burjuva ile aynı özü paylaşan sol burjuvalarla da mücadele edilecekti. Nitekim Liu-Şao Çiden sonra Lin Biao Akımı oluşacaktı. Bu akım devrim aleyhtarı olarak boy gösterecekti. Sağ kanat çizgisinin sona ermesiyle yerini, bu kez aynı derecede hatalı sol kanat çizgisi alacaktı. Lin Biao, Mao yanlısı görünerek ve Maoyu yücelterek gizliden gizliye kendi çizgisini yaymaya çalışmıştı. Çen Boda ile birlikte Çu En Laya saldırılarda bulunuyordu. Orduya bel bağlayan Lin Biao, ordunun partiye bağlılığım savunuyordu. Nisan ve Mayıs aylarında ortaya çıkan 16 Mayıs örgütü (516 örgütü ismiyle de anılır) Lin Biao ve Çen Boda kanadının kurduğu gizli bir örgüttü. Lin Biao çizgisinin amacı; Kültür Devrimini provake etmek ve bir darbe ile iktidarı ele geçirmekti. Yabancı düşmanlığının artmasında ve ingiliz Büyük Elçiliğinin yakılmasında 516 örgütünün rolü olduğu sonradan öğrenilmiştir. Lin Biaonun Askeri işler Komitesinde ve ordunun çeşitli kademelerinde ilişkisi vardı ve taraftarları çoğalıyordu. Aynı zamanda ordudaki Mao ve devrim yanlısı komutanlara saldırı kampanyaları başlatılmıştı. Ocak Devrimiyle iktidarın el değiştirmesi ve partinin yeniden yapılanmasına karşı Lin Biao, Yeniden yapılanan parti örgütüne burjuva çizgisinin egemen olup olmayacağı orduya bağlıdır. Toplumdaki bütün kurumların en önemlisi her şeyin belirleyicisi ordudur görüşlerini savunmuştu. Lin Biaonun üretici güçler konusundaki revizyonist tezleri ve metafizik görüşleri Mao tarafından şiddetle eleştirilmiş ve teşhir edilmiştir. Nihayetinde Lin Biao başından beri planladığı darbeyi yapma hazırlığına girişmişti. (Ölümünden sonra L.Biaonun darbe hazırlığının bütün planları ve hatta darbenin gerekçelerinin anlatıldığı metin de açığa çıkacaktı). Lin Biao ve Çen Boda kanadı partinin 1970teki Luşan konferansında eleştirilmiş ve mahkûm edilmişti. Lin Biaonun darbe girişimi başarılamamıştı. Bunun üzerine Lin Biao, karısı, oğlu ve altı taraftarı Sovyetler Birliğine kaçmak zorunda kaldılar. Uçaklarının iç Moğolistan bölgesinde düşmesiyle planları da alt olmuş oldu. Lin Biaocu tüm üst düzey yöneticiler, ordudaki yandaşları görevlerinden alınmıştı. Çin Komünist Partisinin 12. Plenumu Kültür Devriminin zaferini ilan etmişti. Kültür Devriminin süreci, doğrular-yanlışlar tartışıldı. Yeni yapılanmalar oluştu. Kültür Devriminin önemi anlatıldı, l Nisan 1969da yapılan Dokuzuncu Parti Kongresiyle Büyük Proleter Kültür Devrimi sonuçlandırıldı. Büyük Proleter Kültür Devrimi, uluslararası komünist bir manifestodur. Sosyalist bir toplumun yaratılmasının, kitlesel devrimci bir uyanıklıkla ve süreklilikle mümkün olduğunu; sosyalizmde de sınıfların savaşının olduğunu, geri dönüşümlerin olabileceğini, bunun için sürekli devrimlerin (Kültür Devrimleri) olması gerektiğini tanıtlayan bir manifestodur. Büyük Proleter Kültür Devriminin hedefi revizyonizmle savaşmaktır. içte ve dışta bilindiği gibi Kültür Devriminin revizyonizme karşı açtığı savaş aynı zamanda Sovyet revizyonizmine ve emperyalizme karşı açılmıştı. Sovyetler Ekliği ile Çin arasındaki en keskin çatışmalar ve ayrılık bu döneme rastlar. Çinde Liu Şao-Çiye açılan savaş Sovyetlerin Kruşçevine de açılmıştır. Bu bir tesadüf değildir. Maoya göre sosyalizm ve bireycilik kesin olarak bir arada bulunamazdı. Şahsi zevklerin ve dünyayı kendine dönük olarak kavramanın olduğu yerde sosyalizm imkânsızdı. Nihai hedef tam olarak kolektif bir insan yaratabilmek için, kişinin mantığını kökünden değiştirmek, yerine sosyalist bir toplum ve proleter bir kültür, yani yeni bir insan, yeni bir kültür yaratmaktı. Bu ancak kitleleri seferber ederek ve pratik savaş içinde öğrenmesi sağlanarak yapılabilir. Ki Kültür Devrimiyle -Maonun özellikle üzerinde durduğu kitle hareketi gerçekleştirilmiş ve Çinin büyük bir çoğunluğunun bu savaşa katılıp sınıf savaşının pratiklerinden öğrenmesi sağlanmıştır. Büyük Proleter Kültür Devrimi, Marksist Devrim modelinin ana temasıdır. Bugüne kadar hiçbir burjuva ve gerici toplumun kendi içinde gerçekleşmeyen bu devrim, demokratik, sosyalist ülkelerde de gerçekleşen üst yapıda ilk devrimdir. Sosyalist toplumlarda belirleyici olan üst yapının dönüştürülmesi sorunudur. Sosyalizmin gerçek inşasını kurmak ve komünizme geçmek için kültür devrimleri yapmak şarttır. Hem de bir değil onlarcasını yapmak. Maonun dediği gibi bir komünist partinin niteliği devrim öncesi ile devrim sonrası bir değildir. Devrimden sonra iktidarın yönetici ve yönlendiricisi kitlelerden kopuk bir şekilde komünist partisi olur ve bu güç doğru bir ideolojik-siyasi çizgide yürümezse iktidar burjuvalaşır, bürokratlaşır. Parti içinde her zaman farklı çizgiler vardır. Sağ ya da sol revizyonist (burjuva yolcusu) çizgilerin parti yönetimini ele geçirmesini önlemenin yolu, partiyi aşağıdan yukarıya doğru denetlemek ve bunu kültür devrimleriyle geniş halk kitlelerine mal etmektir. Gerek parti içinde gerekse dışında, üst yapıda kültür devrimleri yapmak zorunluluktur. Bunun en somut örneğidir Büyük Proleter Kültür Devrimi. Bütün siyasi devrimler barışçıl veya zor yöntemlerinden birisi ile yapılır. Sömürü ve baskı sistemleri altındaki siyasi iktidarlar barışçıl yöntemle değil zor yöntemiyle yapılır. Devrim sonrası dönemlerde iç siyasi devrimler, kültür devrimleri zor yöntemiyle değil, barışçıl mücadele ile yapılır. iktidar zaten devrimin öncüsü komünist partinin elindedir ve mücadele, parti içi ve dışındaki kapitalist burjuvalara karşıdır. Dolayısıyla devrim zora değil barışçıl, kansız, silahsız yönteme dayanır. Sosyalizm dönemi boyunca sınıf savaşımı vardır, esastır ve önemini korur. Sosyalist dönem boyunca proletarya ile burjuvazi arasındaki çelişki baş çelişki olma özelliğini korur. Sosyalist bir sitemde geriye dönüşler olabilir. Burjuvalaşır, kapitalistleşebilir. Büyük Proleter Kültür Devrimi bu gerçekliği net bir şekilde göstermiştir. işte Kültür Devrimi böyle bir savaşımın dayattığı bir zorunluluktur. Mao ve Kültür Devrimi, kitleleri seferber ederek iktidarda olan Komünist Partiye karşı hem ayaklandırmış hem de partinin kitleler tarafından denetlenmesini, temizlenmesini ve yapılandırılmasını sağlamıştır. Parti her şey değildir, amaç değildir. O sadece insanlığı komünizme götürecek yolun aracıdır. Maoya göre; halkın ve parti çıkarlarının çeliştiği yerde halkın çıkarları esastır. Yarı-feodal ve yarı-sömürge niteliğindeki ülkemizde, Büyük Proleter Kültür Devriminin, özellikle de gençlik hareketinin miras kabul etmesi gereken böylesi büyük bir kazanımın, bu topraklarda yeşertilecek Yeni Demokratik Devrim sonrası Yeni Kültür Devrimlerine yol gösterici örnek olması açısından da önemi kavranmalıdır. Yeni Demokrasi mücadelesi sürdükçe ve başarıya ulaştıkça oluşacak yeni toplumun sosyal, kültürel, zihinsel, cinsel vb. açıdan bütün formasyonlar Yeni insanı yaratacak şekilde ele alınmalıdır. Büyük Proleter Kültür Devrimi, yeni insanı, yeni kültürü, yeni-özgür dünyayı, sosyalist toplumu, komünist toplumu kurmanın savaşımıdır... Tüm Burjuva karargahlari ni Maoizmin bilimiyle bombalayalim Maoist halk savasini yayalim Emperyalizme kizil darbeyi indirecek Maoizme güc verelim
Posted on: Wed, 16 Oct 2013 18:25:50 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015