Erdoğan hükümeti Kaide Örgütü üyesi radikal teröristleri, - TopicsExpress



          

Erdoğan hükümeti Kaide Örgütü üyesi radikal teröristleri, kimyasal silah üretme ve kullanma suçundan tutuklayıp serbest bırakırken; milli ve ulusalcı tutumlarından dolayı generalleri ve gazetecileri tutuklayıp hapsediyor. Onun için mümkün olduğunca çok paylaşalım lütfen... Ayrıntılara önem verenler için İddianame Metninin Tamamı Bölüm 12 16-24.05.2013 günü saat:17.34’de şüpheli Halit ÜNALKAYA ile diğer şüpheli Halit USTA, Ebu ABDO (K) Khaled OUSTO isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, Halit ÜNALKAYA : o numuneyi almışsınız Halit USTA : numune evet evet aldık arkadaş bir iki gün zarfında geldi mi inşallah onu da satmaya çalışacağız Halit ÜNALKAYA : tamam inşallah … Halit ÜNALKAYA : o fiyata zor bulur Halit USTA : biz de fazla yani bildirmedik iki dedik Halit ÜNALKAYA : o zaten anca biz de öyle Halit USTA : Suriye’den aradık evet Halit ÜNALKAYA : bizde o yani on ton olursa tabi on sent yirmi sent Elhamdülillah diyoruz da ama on tondan az olursa o fiyata vermeyiz yani Halit USTA : evet evet … Halit USTA : evet biliyorsun parasını peşin versinler de öyle Halit ÜNALKAYA : he hayır hayır şeyi diyorum hani biliyon Araplar diyor ki 100 ton ister sonra iş fiyatı veriyorum Halit USTA : sonra yarım ton ver valla Araplar var ya Halit ÜNALKAYA : artık böyle kardeş böyle konuşacağız 17-25.05.2013 günü saat:12.43’de şüpheli Halit ÜNALKAYA ile diğer şüpheli Halit USTA, Ebu ABDO (K) Khaled OUSTO isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, … Halit USTA : evet, mark artık kalmadı euro kaldı Halit ÜNALKAYA : Euro kaldı, hadi hayırlısı olsun. Halit USTA : evet Halit ÜNALKAYA : emret abi Halit USTA :estağfurullah ne diyecektim ya, onun için seni aradım, arkadaşınız şu ham madde için tekrar canlandır ya Halit ÜNALKAYA : he Halit USTA :şimdi bana kapora verdi şu bunlar için, adam söylediğini yaptı. dedi git ayarla Halit ÜNALKAYA : tamam Halit USTA :ne istiyorsan ayarlayım tamam diyim, tamam dedim, dedi ki bu beyaz fosfordan bir kilo bana temin edebilir mi, temin etse bütün listeyi alıyorum Halit ÜNALKAYA :he valla o beyaz fosfor Adana’da temin edilmiyor da, başka şehirde temin edileceği için … Halit USTA :bir numune bir tek numune yarım kilo bir kilo Halit ÜNALKAYA :yok hayır onun numunesi de paraylanda çünkü ithal geliyor ya … Halit ÜNALKAYA :yok o sıvısına vermişti sıvısı diyor o tozunu istiyormuş ya Halit USTA :evet tozunu Halit ÜNALKAYA :he bu sıvısından mı numune istiyor mu Halit USTA :yok tozundan Halit ÜNALKAYA :işte onu diyorum tuzu da bir İzmir’de var bir Ankara var bu işi yapan Halit USTA :o zaman Halit Ankara’ya gittiğimizde alırız Halit ÜNALKAYA :yav işte telefonda konuşamıyoruz Halit USTA :anladım… 18-22.05.2013 günü saat:17.24’’de şüpheli Halit ÜNALKAYA ile 0 542 524 00 75 numaralı telefonu kullanan Zafer GÖK isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, HALİT ÜNALKAYA : Zafer Bey ya kusura bakma unuttum seni aramayı ya ZAFER : Estağfullah abi ben o kamyoncu sana getirdi mi getirmedi mi onun için aradım HALİT ÜNALKAYA : he he aldılar aldı aldı şuan da Antep’te bizim elimizde yani tamam teşekkür ederim kusura bakma ya ZAFER : eyvallah çok sıkıntı çektik onu gönderene kadar son çare kamyoncuya verdik HALİT ÜNALKAYA : Allah alla… ZAFER : bunun ne zaman sonucu çıkar abi ona göre bilim HALİT ÜNALKAYA : bugün ne günlerden ya en geç cumartesine kadar çıkar abi cumartesi pazar… c-) Ele geçen malzemeler: Şahsın üst aramasında yapılan aramada; 1-) 1 Adet Samsung Marka, Gt-C3200 model, RF4B559474T seri numaralı Cep Telefonu, 2-) 1 Adet Cep Tlf. Ait batarya, 3-) 1 Adet 0502160376395 numaralı Sım Kart, 4-) 1 Adet 0726K59182U numaralı, Kingston marka, 1 GB hafıza kartı, 5-) 1 Adet Toshıba marka, 1201BP0007J3NMK seri numaralı Flash Disk, 6-) 1 Adet LG Marka, LGX13 model, 003QTEQ025564 seri numaralı, üzerinde MEZ62225702 numara bulunan dizüstü bilgisayarı (laptop), 7-) Dizüstü (Laptop) bilgisayara (ait, üzerinde DTA100A0804881 şeklinde numara bulunan şarj cihazı, 8-) Üst araması sırasında ele geçen ve tarafımızdan 1’den16’ya kadar sıra numarası verilen değişik kartvizit ve not kağıtları, 9-) 2 Adet üzerinde yabancı ülkeye ait, üzerinde Yahala yazılı ve birincisinin üzerinde 89963010621G2404567 ve ikincisinin üzerinde 8996301082214590577 yazılı Sım Kart, 10-) 1 Adet yabancı ülkeye ait üzerinde MTN yazılı, 018877229V1000 yazılı sım kart, 11-) 1 Adet yabancı ülkeye ait üzerinde S ibaresi olan ve 89994011002080046486 yazılı sım kart, 12-) 1 Adet yabancı ülkeye ait üzerinde 8993047100027708590 yazılı sım kart, 13-) 1 Adet Tırkcell Sım Plus, 0404120046046 yazılı sım kart çıkmış ve materyallere incelenmek üzere el konulmuştur. Ev Adresi: 1-) Füze, Stinger ile başlayarak, mermi ve aksesuarları ile biten, tarafımızdan 1 şeklinde numaralandırılan A4 kağıdı, 2-) %30 taştan koyalım ile başlayan ve mermi ve aksesuar ile biten, tarafımızdan 2 şeklinde numaralandırılan A4 kağıdı, 3-) Arkalı önlü yazılı vaziyette, üzerinde fiyat listesinin yazılı bulunduğu, tarafımızdan 3 ve 4 şeklinde numaralandırılan not kağıdı, 4-) Üzerinde telefon numaralarının yazılı olduğu ve tarafımızdan 5 şeklinde numaralandırılan not kağıdı, 5-) Üzerinde Remzi BOZDAĞ isimli şahsa ait adres ve telefon bilgileri yazılı olan ve tarafımızdan 6 şeklinde numaralandırılan not kağıdı, Ele geçen malzemelerin incelemesinde şüpheliden temin etmesi istenilen silah ve mühimmatların listesi olduğu, dolayısıyla şahsın sadece tıbbı ve kimyasal ile yaşamsal malzeme haricinde temin etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Bilişim materyalleri incelenmek üzere Bilişim Suçları Şube Müdürlüğüne gönderilmiştir. d-) Emniyet Müdürlüğünde alınan ifade özeti: Şahin ÖZKAYA’nın amcasının oğlu olduğunu, Halit USTA’yı 35 yıldır tanıdığını diğer şahısları tanımadığını. Halit USTA’nın kendisinden 5-6 kimyasal madde lsmhdms gönderdiğini. 3’ ünün izne tabi olduğunu Oflsh AMHF/ şf söylediğini, bu kimyasallar için Ankara gitmek gerektiğini söylediğini ve bir bahane uydurarak gitmediğini, kendisine gelen mailde geçen maddeleri almadığını, görüşmelerde geçen kimyasallardan “Sarin gazı’’ üretebileceğini bilmediğini, Halit USTA ile bir telefon görüşmesinde kendisinden dinamit fitili ve özelliklerini söylediğini, ayrıca 10 ton antifiriz istediğini, firmaları arayarak bu konuda araştırma yaptığını, İstanbul’daki Zafer GÖK’ün kendisine numune gönderdiğini ve numuneleri amcaoğlu Şahin ÖZKAYA aracılığıyla Halit USTA’ya ulaştırdığını, Halit USTA’ ya istediği diğer malzemeleri özel bir araçla ve izinle almak için Ankara’ya gitmek gerektiğini söylediğini ve bu konuda dinamit fitil rulosunun fiyatlarını söylediğini, antifiriz fiyatları ile ilgili Halit USTA ve Zafer GÖK ile görüştüğünü, Halit USTA antifrizleri Suriye’de kime gönderdiği hakkında bilgisinin olmadığını, Ali KURAN’ın aile dostu olduğunu, süt stoklama tankı için onu aradığını ve yardımcı olacağını söylediğini, ayrıca süt stoklama tankı için Konya ve İstanbul illerinde araştırma yaptığını, süt tankının süt stoklamada kullanacaklarını ve tankı Osmaniye’de mandırası bulunan Faruk isimli şahsın istediğini, Muhittin isimli şahıs LPG tanker dorse ile ilgili olarak Dubai de olan müşterisinin kendisinden nasıl gideceği ve ne kadar gideceği yönünde bilgi istemesi üzerine nakliyecilerle görüştüğünü, Türkmenistan da tanıştığı şahıs olduğu, Arkon Tek bir gıda şirketi olduğunu, görüşmelerinin kendisinin malzeme aldıklarında faturayı kimin adına kestikleri ilgili olduğu, Aramada ele geçen dokümanlar ile ilgili olarak ise kendisinin dış ticaretle uğraştığı için Suriye ülkesine ne satılır ne satılmaz diye düşündüğünü ve bundan dolayı askeri malzeme, techizat ve mühimmat temini için Ankara’ da resmi olarak bu işi yapan Nihat isimli şahısla görüştüğünü, devletin izni olduğu taktirde “Füze, Stinger veya Mekanik Varsa, Lav, Mekanik, Uçak Savar, RPG 7, BKS Mermisi, El Bombası Taruz ve Savaş İçin, Haberleşme Cihazı, Komutanlar ve Diğerleri için En İyisi Hangisi ve Bütün Bu Malzemelerin Mermi ve Aksesuarları bu malzemeleri verebileceğini söylediğini, diğer notların ise inşaat malzemeleri olduğunu beyan etmiştir. e-) Sonuç: Halit USTA ile birlikte kimyasal maddeleri araştırdıkları, söz konusu kimyasalları tedarik edebilmek için birçok işyerine mail göndererek araştırma yaptığı, kendisine gönderilen 6 Kimyasal maddeden bazılarının izne tabi yasak maddeler olduğunu bilmesine rağmen Halit USTA isimli şüpheli ile bu konuda görüşmeye devam ederek söz konusu kimyasalları temin etmeye yönelik çalışmaları sürdürdükleri, Bunun dışında Halit USTA’nın isteği doğrultusunda Dinamit fitili tedarik edebilmek için birçok görüşme ve fiyat araştırması yaptığı tespit edilmiştir. IV. ŞÜPHELİLERİN İFADELERİ: 1-ŞÜPHELİLERİN SAVCILIK AŞAMASINDA VERDİKLERİ İFADELERİ: a-Şüpheli İbrahim AKÇA savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben daha önce emniyette ayrıntılı ifade vermiştim, o ifdemi aynen tekrar ederim, emniyet müdürlüğünde gözaltında bulunan şahıslardan sadece Bekir KARAOĞLAN isimli şahsı tanırım, kendisi beni telefonla arayarak Suriyeden gelen bazı şahısların bazı kimyasal maddeler satınalmak istediklerini benim bunları temin edip edemeyeceğimi sordu, hatırladığım kadarıyla bu maddelerin isimleri, izopropil, alkol, metenol, beyaz fosfor, 1-amino isimli malzemelerdi, ben bu malzemelerin isimlerini not alarak araştıracağımı söyledim, daha sonraki görüşmelerimizde Bekir KARAOĞLAN Rezersinol isimli bir malzeme daha söyledi, ben bunun üzerine bu malzemeleri ithal eden şirketi arayarak ellerinde olup olmadığını sordum, şirket yetkilileri bana sorduğum malzemelerden bazılarının tehlikeli maddeler olduğunu ve bomba yapılmasında kullanıldığını söylediler. Bu nedenle bu maddelerden ikisinin getirilmesinin getirilmesi için izin alınması gerektiğini belirttiler, bende bu şirketten fiyat listesi alarak bu iki madde dışındaki maddelerin fiyatlarını Bekir KARAOĞLANa ilettim, bunun üzerine Bekir KARAOĞLAN beni tekrar arayarak Suriyeli şahısların küçük bidonda birer kiloluk numune istediklerini söyledi, ancak ben kendisine bunların 200 Kg lık ambalajlarda satıldığını, bölünüp verilemeyeceğini söyledim. Ben şahısların bu malzemeleri ne yapmak için kullanacaklarını bilmiyordum, benim bu malzemeleri sorduğum kişiler bana tiyonil klorür ve beyaz fosforun çok tehlikeli maddeler olduğunu, bu maddeler ile bomba yapılabileceğini söyleyince ben bu işten vazgeçmek için Bekir KARAOĞLANı oyalamaya başladım, ayrıca telefon görüşmesinde 50 Kg kaldığını söyleyerek ve haber olursa mahvolacağımızı söyleyerek onu oyalamaya çalışıyordum. Ben bu malzemeleri başka bir yerden alıp bulmamaları için oyalamaya çalıştım. Benden numune istenince malzemenin bölünemeyceğini söyleyerek işi yokuşa sürdüm. Aslında benim elimde 50 Kg lık bahsedilen tiyonil klorür yoktu ancak ben elimde var olduğunu söyleyerek gerektiğinde ithalatçı firmadan getirtebileceğimi düşündüm, ancak daha sonra tehlikeli oludğunu duyunca vazgeçtim. Kaparo alabilseydim, ithalatçı firmaya ithat etmesini söyleyecektim, üzerinde fenil asitik asit üretiminin tarifi bulunan kağıt parçası bana 3-5 yıl önce İranlı bir müşteri tarafından verilmişti ben bu asitin ne amaçla kullanıldığını bilmiyorum, tarifinide hiç kullanmadım, yırtmayı unutmuşum, benim El-Kaide terör örgütü ve buna bağlı Ahrar-ı Şam ve Nusra cepheleri ile bir ilgim yoktur, ben sadece ticari olarak yasak olmayan malzemeleri ticari amaçla satmak istedim. Bu nedenle atılı suçlamaları kabul etmiyorum, tutuksuz yargılanmak istiyorum, dedi. b-Şüpheli Raif AY savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben emniyette daha önce ayrıntılı ifade vermiştim aynen tekrar ederim, 1994 yılında babam Gasup AY tarafından işletilen Cem AY isimli nakliyat firmasında çalışmaya başladım, bu şirkete Mustafa YILMAZ isimli şahısla ortaktık, 2010 yılına kadar bu şirket adı altında arap ülkelerine nakliye işi yaptık, aynı zamanda Orta Asya ve Avrupa ülkelerinede nakliye işine devam ettim. Son 4-5 aydır Suri Arabistan ülkesinden Türkiyeye gelen insani yardım malzemelerinden ilaç olanları Türk Kızılayına diğer yiyecek, giyecek, çadır, uyku tulumu, süt tozu, çocuk bezi, hurma gibi malzemeleri ise Suriye sınırına götürerek sınır kapısında Nasır ERDOĞANın söylediği kişilere teslim etmekteyiz, baba dostumuz olan Suriye uyruklu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Nasır ERDOĞAN yaklaşık 7-8 ay önce beni Suriye vatandaşı olan ve Türkiyede bulunan Hytham QUASAB (Abu SALAH) isimli şahıs ile tanıştırdı, bu şahsın ticaret yapmak için güvenilir biri olduğunu ve kendisinin kefil olduğunu söyledi, yaklaşık 2 ay önce Abu SALAH ile birlikte Nasır ERDOĞAN iş yerime geldiler, Nasır ERDOĞAN bana Abu SALAHın bazı kimyasal maddeler istediğini, bu maddelerin ihracatını yapıp yapamayacaklarını sordular ayrıca bana Abu SALAH isimli şahıs bu maddeleri Suriyedeki iç karışıklık sırasında Suriye uçaklarının kentleri bombaladığı sırada beyaz duman çıkararak sanki oraya uçaklar tarfından bomba atılmış gibi göstereceğini ve bu sayede bombalamanın engelleneneceğini söyledi. Bende bunun üzerine Çukurova Ünivertesinde araştırma görevlisi olan amcamın oğlu Burak AYı arayarak Suriye ülkesine ihraç etmek üzere bazı malzemelere ihtiyacım olduğunu, belirtilen malzemelerin ihracında bir sorun olup olmadığını sordum, malzemelerin isimlerini bilmediğim için telefonu Nasır ERDOĞANa verdim, aralarında yaptıkları görüşmede Burak AY anlatılanlardan anlayamadığını e-mail yoluyla gönderilmesi durumunda malzemeler üzerinde araştırma yapabileceğini, ithalataçı firmalara sorarak malzemelerin özelliği ve ihracında sorun olup olmadığı hususlarında bize bilgi verebileceğini söyledi, yaklaşık 3-4 gün sonra iş yerime Hytham QUASAB (Abu SALAH) isimli şahıs geldi ve bana Burak AY ile doğrudan görüşüp görüşemeyeceğimizi sordu bende Burak AYı telefonla arayarak daha önce belirttiğim malzemeleri isteyen Abu SALAH isimli şahsın yanımda olduğunu, kendisi ile tanışarak görüşmek istediğini söyledim. Daha sonra telefonu Abu SALAHa verdim Burak ile Abu SALAH ingilizce kunuştular, bana Burağın yanına gitmek istediğini söyledi ben işim olduğunu söylerek götürmedim, Abu SALAH bana Burakın malzemeleri araştıracağını söylediğini söyledi. Yaklaşık 3-4 gün sonra Abu Salah benim yanıma gelerek ısrarla Burak AYın yanına giderek kendisi ile tanışmak istediğini söyledi, ancak Burak AY bu şahıs ile görüşmek istemediğine dair bana mesaj gönderince ben görüşmeleri için aracı olmadım. Burak bu mesajında bana o adamla görüşmek istemiyorum, Suriyede bukadar insan ölürken bu adamın niyeti kötü şeklinde idi bende daha sonra Burakı telefonla aradım, Burak bana sorulan malzemelerden 4 tanesinin Türkiyede faturalı olarak alınıp satılabildiğini ve alınıp satılmasında sakınca bulunmadığını, ancak diğer iki maddenin tehlikeli olduğunu ve temin edemeyeceğini, Türkiyede bulunamaycağını söyledi. Aynı gün akşam saatlerinde Abu SALAH tekrar iş yerime geldi ben kendisine bu maddelerin tehlikeli olduğunu ve ne yapmak istediğini sordum, kendisin bana gülerek kimyasalların tehlikeli olmadığını, yasak olan malzemeleri Türkiyeden almak istemediğini, yasak olmayan diğer 4 maddeyi almak istediğini söyleyerek ısrarla Burak AYla tanışmak istediğini söyledi. Saat 19:15 sıralarında Adanaya geldik ve Burak AY ile Çukurova Üniversitesinde bir kafede buluştuk, bu buluşmada Burak AY bana yine bu şahsın niyetinin kötü olduğunu ve bu şahıstan uzak durmam gerektiğini, ithalatçıların isim ve adreslerini verdikten sonra ondan uzak durmamız gerektiğini söyleyerek bu adamın suratına bak şeytan gibi dedi. Yaklaşık 5 dakika oturduktan sonra Abu SALAH ile birlikte tekrar Hataya döndük, yolda giderken kendisi ile hiç konuşmadım. Bu görüşmeden yaklaşık bir hafta sonra Abu SALAH beni telefonla aradı, benim Nasır ERDOĞAN ile birlikte Mersine gideceğimi öğrenmiş, kendiside bizimle birlikte gelmek istediğini söyledi. Ben Mersin Valiliğinden Mersin Limamında bekleyen ilaçların denetlenmesi ve sakıncası olmayanlar için resmi izin verilmesi işlemlerini takip etmek üzere Mersine gitmiştim, Abu SALAHta bizimle birlikte gelmek üzere Adanaya hareket ettik. Abu SALAH bana Adanada bir firmada 20 cmlik krom alacağını söyleyince ben nerede kullanacağını sordum bana Libyada altın madeni olan bir arkadaşının orada kullanacağını, bu nedenle istediğini, söyledi. Birlikte krom istediği işyerine gittik, işyeri yetkilisi bize 20 cmlik krom olmadığını, en fazla 5 cm olduğunu ancak istendiği taktirde döküm olarak yapılabileceğini söyledi. Fiyat konusunda ise araştırma yapması gerektiğini söyledi ve bize kartvizitini verdi bizde oradan ayrıldık ve Mersine gittik. Mersin Valiliğinden izinleri aldıktan sonra geri Hataya döndük. 27/05/2013 tarihinde Hytham QUASAB beni telefonla arayarak 10 kişilik yeşil renkli 5 tane çadır lazım olduğunu, Humusta bulunan köyündeki evlerin yıkılması nedeniyle köylülerinin kullanması için bu çadırı göndereceğini söyledi, 100 m kamuflaj kumaşı lazım olduğunu, ve kaliteli avrupa kumaşı olmasını istediğini, kamuflaj malzemesi ile yapılan bombalama sırasında çadırların farkedilmesini engelleyeceğini söyledi. Bunun üzerine Burak AYı arayarak Suriye ülkesine gönderilmek 5 adet çadıra ihtiyacım olduğunu söyledim. Burak AY nasıl olacağını söyleyince ben telefonu Abu SALAHa verdim onlar kendi aralarında konuştular. Ertesi gün Burak AYı arayarak çadırları ve fiyatlarını sorduk. Yapmış olduğum telefon görüşmesinde adam derki Türkiyede teslim edilmez şeklinde geçen cümlede arapçamın çok iyi olmaması nedeniyle karşıdaki kişiye ne demek istediğimi tam olarak anlatamamış olabilirim, bu konuşma sanıyorum diyabet hastaları için kullanılacak bir bitkisel şeker ile ilgiliydi Abu SALAH bana istediğim malzemeleri sordukça ben kendisi ile bu işi yapmak istemediğinden oyalıyordum ve Burakın araştırdığını söylüyordum, ben firma isimlerini bile almadım. Hytham QUASAB beni arayarak Antepe bir havale yapmak istediğini, ancak kendisinden yüksek masraf alındığını söyleyerek havale yapıp yapamayacağımızı sordu, bende internet üzerinden usta soyisimli bir şahsa 6200 Dolar parayı havale ettik. Ben bu havaleyi muhasebecim olan Turgut aracılığı ile yaptım, onla ilgili muhasebe kayıtlarım mevcuttur. Nasır ERDOĞAN isimli şahıstan kendisine satmış olduğumuz ve nakliyesini yapmış olduğumuz hurma karşılığında alacağımız olan 45-50000 Dolar parayı alabilmek amacıyla Hytham QUASAB isimli şahıs ile bağlantımı koparamadım, bu süre içerisinde alacağımı tahsil edebilmek amacıyla görüşmeye devam ettim, ancak Hytham QUASAB tarafından istenilen malzemelerin temininde, alınıp satılmasında herhangi bir rol oynamadım, benim EL-KAİDE terör örgütü ve bu terör örgütüne bağlı olduğu belirtilen Nusret Cephesi ve Ahrar-ı Şam cephesi ile herhangi bir ilgim yoktur. Hytham QUASABında bu örgütlerle ilgisi olup olmadığını bilmiyorum, bana Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadem sırasında böyle birşey söylendi, ben kendisin istediği ve Türkiyede alınıp satılması yasak olmayan 4 adet maddenin alınması konusunda bile kendisine yardımcı olmadım. Bu nedenle kimyasal silah üretme, malzemeleri temin etme ve terör örgütüne silah sağlama, üye olma, şeklindeki eylemleri kabul etmiyorum, suçsuzum tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ederim, ben 1993 yılında Bingölde 33 askerin şehit edilmesi sırasında orada askerdim ve şehit edilen askerlerle aynı otobüsteydim, ben o vahşeti yaşadım, daha sonra askerliğim süresince terör örgütü üyeleri ile çatıştım ve kazandığım başarı karşılığında ödüller aldım ben halen MHP Hatay İl Yönetiminde 8 yıldır yöneticiyim, benim terör örgütleri ile Türkiye düşmanları ile herhangi bir bağlantım olamaz, Türkiyeye zarar verecek bir eylemin içerisinde olmam mümkün değildir. Uluslar arası nakliyeciler derneğinin yaklaşık 9 yıldır Cem AY nakliyet olarak bölge sorumlusuyuz, tüm yapılan güvenlik toplantılarına katılan tek nakliyat şirketi biziz, yurt dışında Suriyede, Irakta, Arabistanda Lübnanda yapılan KUK ve KEK toplantılarına bakanlarla birlikte katıldım, Suriyede öldürülen 4 adet Türk şoförün cenazelerini Halep konsolosu ile birlikte gidip ben teslim aldım, bu şekilde benim ülkemin zararına bir eylem içerisinde bulunmam mümkün değildir. 2010 yılında Hatayda Ortadoğuya en fazla nakliye yapan şirket olarak ödül aldım, Cilvegözünde yapılan üst düzey güvenlik toplantısına katılan tek sivil şirket biziz, İstanbulda laz Ziya lakaplı şahıs tarafından öldürülen Amerikakadın için İstanbul Emniyetinden gönderilen 13 kişilik polis ekibi benimle irtibata geçti bende kendilerine hertürlü bilgiyi verdim ve bu sayede bu şahıs Halepte yakalanarak Türkiyeye getirildi, bu kadar ülkesi için olumlu eylemlerde bulunan bir kişi olduğumdan yukarıda belirtilen atılı suçlamaları işlemem mümkün değildir, kesinlikle kabul etmiyorum, dedi. c-Şüpheli Hytham QASSAP savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben emniyette daha önce ayrıntılı ifade vermiştim, aynen tekrar ederim, aslen Suriye Humusluyum yıllar önce babam Suriyede idama mahkum olduğundan Sudi Arabistana göç ettik, ben Sudi Arabistanda doğup büyüdüm, daha sonra asıl ülkem olan Suriyede yaşanan iç savaş nedeniyle rejim karşıtı gruplara yardım etmek amacıyla arayış içerisine girdim, bu bağlamda Suriyede rejim karşıtı silahlı faaliyet yürüten Ahrar-ı Şam isimli grubun üst düzey yetkililerinden Ebu VELİD isimli şahısla tanıştım, bu şahısla Sudi Arabistanda tanışmıştım, 2012 yılı Mayıs ayında yine yardım için faaliyette bulunmak amacıyla İstanbula geldim, İstanbulda yaklaşık bir ay kaldım, burada yine Suriye için çalışan kişilerle yaptığım görüşmelerde düşünülenler beni tatmin etmedi, bu sırada yine Ahrar-ı Şam grubunun yetkililerinden olan Ebulhasan ve Tammam isimli şahıslarla tanıştım, bu şahıslara somut bişey yapmak istediğimi söyleyince onların yönlendirmesi ile Antakyaya giderek ev kiraladım, Antakyaya geldikten sonra Suriyede rejim muhalifi çeşitli gruplar benimle temasa geçtiler, bunlardan bazıları insani yardım malzemeleri ilaç talep ederken bazılarıda askeri malzeme talep ediyordu, Ebu UKBA isimli muhalif grupla birlikte rejim karşıtı olan şahıs benden patlayıcı maddelerde kullanılmak üzere entegre türü bazı malzemeler bulmamı istemişti, bu malzemeler ile ilgili kağıt üzerine elektronik devreler ile ilgili bazı çizimler ve şemalar çizdim bu dökümanlar evimnde yapılan aramada tespit edilmiştir. ben bu şekilde Antakyada bulduğum bu malzemeler ile 30-40 adet elektronik devre oluşturarak Ebu UKBAya hastane civarında teslim ettim. Oluşturmuş olduğum bu devrelerin zırhlı araçlara yönelik patlayıcı maddelere yönelik kullanılacağını biliyordum. Suriyede rejim karşıtı muhaliflerle birlikte hareket eden Adem isimli bir şahıs başka bir şahıs aracılığı ile benimle irtibata geçerek soruşturma evrakı içerisinde isimleri bulunan 6 adet kimyasal maddeyi bulmamı istedi, bende bu kimyasal maddelerin temini için Halit USTA ve Raif AY isimli şahıslarla görüştüm, Halit USTA beyaz fosfor olduğunu düşündüğü beyaz bir maddenin fotoğrafını mail yoluyla bana gönderdi, bu maddenin beyaz fosfor olup olmadığını teyit etmek için Raif AYın amcasının oğlu olun Burak AY isimli şahsa bu fotoğrafı mail yoluyla gönderdim, Burak AY ise söz konusu maddenin fosfor olmadığını söyledi. Bu beyaz fosforu Adem isimli şahıs bende isteyince ne için istediğini sordum kendisi bana rejim ordusunun halkı keskin nişancı ile vurduğunu, bu keskin nişancıların kendisini görmemesi için beyaz bir duman oluşturmak amacıyla kullanmak istediklerini söyledi. Burak AY ile yaptığımız görüşmede kendisi bana bu kimyasal maddelerin içerisinden beyaz fosfor ve Tiyonil klorür isimli maddelerin tehlikeli maddeler olduğunu, kimyasal silah yapımında kullanıldığını ve bu nedenle bu maddeleri bize temin edemeyeceğini söyledi. Ben kendisine de söylediğim gibi bu maddeleri kimyasal silah yapmak için istemedim, ben sadece orada yukarıda belirttiğim gibi duman çıkartmak amacıyla bu maddeleri istedim, çünkü bendende bu nedenle istenmişti. Suriye Humusta faaliyet gösteren Livail Hak (Hak Tugayı)ndan Ebu Muhammed isimli bir şahıs beni arayarak havan topu yapmak amacıyla 5-10 tane 1.75 cm uzunluğunda 20 cm çapında 2 cm kalınlığında krom boru istedi bu borular ile ilgili Raif AYdan yardım istedim, Raif AYa korkmaması için bu boruları Libyada altın madeni olan bir arkadaşıma göndereceğimi söyledim, Raif AY amcasının oğlu Burak AY ile görüşerek bu boruları nereden bulabileceğimizi sordu, onun tarafından metal sanayide bulunan Yepar Makine isimli işyerinde çalışan Ferhat isimli bir şahsa yönlendirdi, Raif ile birlikte Yepar isimli işyerine giderek ferhat isimli şahıs ve işyerinin yetkilisi ile görüştük, onlarada bu boruları Libyaya göndereceğimi söyleyerek fiyat çıkarmalarını ve mail adresime göndermelerini istedim. Kendiler bana Almanya ve İstanbuldan araştırma yapacaklarını ve maliyetinin çok yüksek olacağını söylediler. Nasır AY isimli şahıs ile önceden tanışıyordum, kendisi aslen Suriyelidir ancak Türk vatandaşıdır. Raif AYla Nasır ERDOĞAN aracılığı ile tanıştım, daha sonra Raif AY ile birlikte birçok kez Suriyeye insani yardım gönderdik, bu nedenle Adem isimli şahsın benden istediği kimyasal maddeler ile ilgili Raif AYdan yardım istedim. Halit USTA isimli şahısla Ebu Muhammed aracılığı ile tanıştım Ebu Muhammedin telefonunu bana Ebu UKBA vermişti, Ebu UKBA daha önce benden nitrik asit istemişti, ben bulamayacağımı söyleyince beni Ebu Muhammedle tanıştırdı Ebu Muhammed aracılığı ile de Halit USTA ile tanıştım, Mersinde oturan Muhamad Hussam MACHARKA (Ebu FARİS) isimli şahıs ile 7-8 ay önce Nasır ERDOĞAN ile Mersine gittiğimizde tanıştık, evinde bir gün kaldım, kendisi kuyumculuk yapan bir tüccardır, ancak herhangi bir alışverişim olmadı. Burak AY isimli şahsı Raif AY aracılığı ile tanıdım, istenen kimyasal maddeler ile ilgili konuşmak üzere Raif AY ile birlikte Burak AYın yanına Çukurova Üniversitesi Kimya Bölümüne gittik, Burak AY bize listede bulunan kimyasallardan beyaz fosfor ve tiyanilin tehlikeli olduğunu ve bulunamayacağını söyledi, bu görüşmeden sonra biz oradan ayrıldık, daha sonra Halit USTA bana beyaz fosfor olduğunu iddia ettiği bir maddenin fotoğrafını gönderdi, bende bu fotoğrafı Burak AYa gönderdim, ben Burak AYa beyaz fosfor ve tiyonil ile ilgili soru sordum kendisi bana beyaz fosforla ben ilgilenmiyorum, ben temin edemem, fotoğraftanda anlaşılmaz deyince kendisi ile birdaha görüşmedik. Benim El-Kaide terör örgütü ile herhangi bir ilgim yoktur, El-Kaide ve alt birimi olduğu belirtilen Nusra Cephesi ile aramızda sorun vardır benim El-Kaidede Nusra Cephesi ile birlikte olmam mümkün değildir. Benden Humustan gelen talepte dinamet fitili istenmesi üzerine Halit USTAdan 250-300 metrelik 10 top dinamit fitili bulmasını istedim, bunun karşılığındada 7200 Amerikan Doları parayı gönderdim, ancak dinamit fitillerini almadım. Kimyasal maddeler ile ilgili Raif AY, Burak AY ve Halit USTA isimli şahıslarla telefon görüşmelerim vardır, ben bu maddelerin karıştırılarak kimyasal silah yapılabileceğini bilmiyordum, bana Adem isimli şahıs dumun çıkarmak için kullanacaklarını söyleyerek beni yanılttı. Ebu İYAD isimli şahıs Sudi Arabistanda simsarlık yapan bir şahıstır ve Sudi Arabistandan kendisine gönderilen paranın akışını sağlamaktadır. Bu paralarla Suriyedeki insanlara insani yardım malzemeleri, çadır, ilaç ve gıda malzemeleri göndermekteyim. Evimde ele geçirilen çizimler Ebu UKBA tarafından bana gönderilmiş çizimlerdir, bu çizimlere göre entegre malzemelerini alarak onlara gönderdim. Evimde ele geçirilen 24800 Euro para Nasır ERDOĞAN isimli şahısa aittir, kendisi gıda yardımı alıp Suriyeye göndermek için benim yanıma gelmişti, bu parayı benim yanıma bırakarak sonra gelip alacağını söyleyip gitti. Türkiyeye geliş amacım yukarıdada belirttiğim gibi Suriyede rejime karşı mücadele eden gruplara yardımcı olmaktır. Bu amaçla Suriyeden gelen birçok kişi ile görüştüm, evime birçok kişi gelip gitti, evimde bulunan patlayıcı maddeler, füzeler, çalışma sistemleri gibi konularla ilgili çizim ve bilgileri içeren dökümanlar evime gelen şahıslarla yapmış olduğum konuşmalar neticesinde birlikte çizmiş olduğumuz çizimlerdir. Buna örnek olarak Ebu CABİRLE birlikte çizmiş olduğumuz füze çizimini söyleyebilirim, dedi. d-Şüpheli Halit ÜNALKAYA savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben daha önce emniyette ayrıntılı olarak ifade vermiştim, aynen tekrar ederim, Şahin ÖZKAYA benim amcamın oğludur, Halit USTA isimli şahsı 35 yıldır tanırım, diğer şahısları ise tanımam. Halit USTA bana 5-6 tane kimyasal madde ismi gönderdi, yaptığım araştırmada bunlardan 3 tanesinin izne tabi olduğunu öğrenince kendisine söyledim, ayrıca masraf olarak 1000 Dolar gideceğini söyledim, bana verdiği kimyasal maddelerin araştırılması için birçok şirkete mail gönderdim ve araştırma yaptım, mail gönderdiğim şirketler bana sormuş olduğum kimyasal maddelerden iki tanesinin izne tabi olduğunu, izinsiz alınamayacağını söylediler bende bunu Halit USTAya söyledim. Daha sonra Halit USTA bana başka bir müşterisinin 1 ton antifiriz istediğini söyleyince ben 1 tondan para kazanılmayacağını en az 10 ton olması gerektiğini söyledim, Halit USTA tekrar müşterisi ile görüşünce o da bana 10 ton almak istediğini söylemiş, Halit USTA bana tekrar 10 ton istediğini söyleyince ben hemen gümrükçümü aradım, gümrükten izin alınıp alınamayacağını sordum, onlarda araştırıp Suriye için bir sorun olmadığını söyleyince İstanbulda bu işi yapan Zafer GÖK isimli şahıstan numune istedim ve bu numuneyi Şahin ÖZKAYA ile Halit USTAnın işyerine gönderdim. Şahin sadece numunelik antifirizi götürmek için oraya gitti. Diğer kimyasal maddelerin özel bir araçla ve izinle alınabileceğini ve bunun içinde Ankaraya gitmek gerektiğini söyledim. Yine Halit USTAnın başka bir müşterisi 250-300 metrelik 10 rulo halinde dinamit fitili istemiş bende bunun üzerine Halit USTAya yaptığım araştırmanın sonucunda edindiğim fiyatı verdim ve bunun içinde masraf olduğunu söyledim. Ali KURAN isimli şahısla süt stoklama tankı için görüşme yaptım, Konya ve İstanbul illerinde araştırma yaparak kendisine bildirdim. Muhittin isimli şahısla ise LPG tanker dorse ile ilgili olarak bir görüşme yaptım, yine bunun gibi iş görüşmeleri yaptığım telefon görüşmeleri mevcuttur, bu görüşmelerin Halit USTA veya istenen kimyasal maddelerle bir ilgisi yoktur. Evimde yapılan aramada ele geçirilen dökümanlar Suriye ülkesine yapmayı düşündüğüm ihracat ile ilgili Ankarada bulunan Nihat isimli şahısla yaptığım görüşmelere ilişkin dökümanlardır. Ben Suriyeye askeri malzeme, techizat ve mühimmat temin etmek amacıyla bir araştırma yapmıştım. gerekli izinler alarak bu malzemelerin ticaretini yapmayı düşündüm, bu nedenle emekli binbaşı olan Nihat isimli şahsı aradım, benim amacım bu işin ticaretini yapmaktı, benim El-Kaide terör örgütü ve buna bağlı olduğu belirtilen Nusra cephesi ve Ahrar-I Şam cephesiyle uzaktan yakından bir ilgim yoktur, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Kimyasal silah üretimi ile ilgilide herhangi bir eylemim katkım olmamıştır. Bana sorulan kimyasal maddelerin izne tabi olduğunu kendilerine söyledim ve bundan sonrada bu işe katılmadım. Benim bu olaydaki katılımım sadece bana sorulan maddelerin fiyatlarını bildirmekten ibarettir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, dedi. e-Şüpheli Halit USTA savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben Emniyette daha önce ayrıntılı ifade vermiştim aynen tekrar ederim, 2013 yılı Mayıs ayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldum daha önce Halepte yaşıyordum, orada yaklaşık 80 kişinin çalıştığı jole (şekerleme) fabrikam vardır, daha sonra Suriyedeki olaylar başlayınca Türkiyeye geldim. Babam ve babaannem Antepten gitme Türk oldukları için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına müracat ettim, eşimde Türk olduğundan müracatım kabul edildi ve vatandaş oldum. Yaklaşık 6 ay önce Gaziantep ilinde medikal malzemeler satan Bekir KARAOĞLAN isimli şahısla tanıştım, ithalat ve ihracat işinde birlikte çalışmaya karar verdik, 2013 yılının başlarında Suriyede meydana gelen karışıklık nedeniyle zarar gören insanlara Halep şehrinden tanıdığım Bassem isimli şahıs aracılığı ile gıda malzemeleri serum ve ilaç ve diğer medikal malzemeleri temin ederek Bekir KARAOĞLAN ile birlikte yasal izinleri alarak Kilis ve Karkamış sınır kapılarından geçirerek Halep ve Azez şehirlerinde Esat güçlerine karşı direnen özgür suriye ordusuna bağlı Livaa El Tevhit isimli direniş grubuna bu malzemeleri teslim ettim, ondan sonra da aynı şekilde hazırlamış olduğumuz yardım malzemelerini temin ederek aynı direniş grubuna teslim etmeye devam ettik. Bassem isimli şahsın aracılığı ile gelen Ebu Ahmet HALİD isimli şahıs bizden akü imalatında kullanılan sıvı madde (antifiriz ) istedi. Ben de üniversite yıllarından tanıdığım bu tür malzemelerin ticareti ile uğraşan Halit ÜNALKAYAyı aradım kendisinden 10 ton antifiriz istedim, kendiside bana küçük bir bidonda numune gönderdi, bu numuneyide Halit ÜNALKAYAnın amcaoğlu olan Şahin ÖZKAYA getirmişti. Ben bu antifirizi gerekli yasal izinlerini alarak yasal yollardan Suriyeye göndermeyi düşünüyordum. Azer şehrinde bulunan Ebu Ahmet HALİD isimli şahıs bunları alacaktı, ancak hazırlığımızı tamamlamadan polis ekibi tarafından alındık. Bana numune olarak gönderilmiş olan antifirizede el konuldu. Bulunma sebebi budur. Bassem isimli şahıs ben Türkiyeye geldikten yaklaşık 3 ay sonra o da Türkiyeye geldi ve benimle birlikte çalışmaya başladı. Yaklaşık 4 hafta önce Bassem isimli şahıs bana Ebu ASIM isimli bir arkadaşımın 5-6 tane değişik malzeme istediğini ve benimle bu konuda irtibata geçeceğini, bu malzemelerin isimlerini yazdıracağını ve bu malzemeleri araştırmamı söyledi. Ayrıca bu malzemeleri Ebu ASIMdan alarak Suriyeye götüreceğini söyledi. Ertesi gün Ebu ASIM isimli bir şahıs beni telefonla arayarak kendisini tanıttıktan sonra 5-6 tane malzeme ismi yazdıracağım, bu malzemeleri bana bulabilir misin, bulursan fiyatını araştır, bana söyle, belirli bir miktarda alacağız dedi. Ebu ASIMın yazdırdığı maddeleri şu anda hatırlamıyorum, ancak potasyum ve beyaz fosfor türünde maddelerdi, bunların isimlerini telefonla görüştüğü sırada beyaz kağıda yazmıştım. Bende Bekir KARAOĞLAN ve Adanada bulunan Halit ÜNALKAYA isimli şahısları telefonla arayarak bu malzemelerin isimlerini verdim, Halit ÜNALKAYA 3-4 gün sonra beni telefonla aradı ve bu malzemelerden 3 tanesini bulduğunu, diğer 3 ünü bulamadığını söyledi, Halit ÜNALKAYA ayrıca bulunamayan malzemelerin izne tabi malzemeler olduğunu, bulunabilen malzemelerin ise fiyatlarınıda söyledi, bende aynı gün Ebu ASIM isimli şahsı arayarak kendisine bulunan malzemelerin fiyatlarını söyledim, diğer malzemelerin bulunamadığını söyleyince Ebu ASIM bana bütün malzemeleri birlikte almak istediğini söyledi. Ben Ebu ASIMa Bekir KARAOĞLANında araştırdığını söyleyip beklemesini istedim. Yaklaşık 3-4 gün sonra Bekir KARAOĞLAN bütün malzemeleri İstanbul ilinde bulduğunu, ancak malzemelerden 3-4 tanesinin izne tabi olduğunu, yasal izinler alındığı taktirde bütün malzemeleri temin edebileceğini söyledi. Ben Ebu ASIMa bu durumu bildirince kendisi benden küçük bidonlarda numunelik istedi, ancak İstanbuldaki satıcı firma bu malzemelerin büyük ambalajlarda satıldığını, küçük miktarlara bölünemeyeceğini söyleyerek numune göndermeyi kabul etmedi. Bunun üzerine ben tekrar Ebu ASIMa bu malzemelerin kendisinin istediği şekilde küçük miktarlarda bulunamayacağını 200 Kg şeklinde büyük ambalajlarda olduğunu ve bazı malzemelerinde taşınması ve bulundurulmasının yasal izne tabi olduğunu söyledim. Ebu ASIM bana yasal izin için ne gerekiyorsa yapın, masrafınızı karşılarım dedi. Ebu ASIM numuneleri alarak Suriyeye göndereceğini, oradaki alıcılar kabul edince yüksek miktarda alarak göndereceğini söyledi. Daha sonra malzemeleri satacak olan şirket bölerek küçük bidonlarda numuna göndermeyi kabul etmeyince, numuna alıp gönderme çalışması sonuçsuz kaldı. Ben Bekir KARAOĞLAN ve Halit ÜNALKAYAnın daha sonra bu malzemeleri temin etmeye çalışıp çalışmadıklarını, ne şekilde bağlantı kurduklarını bilmiyorum, benim El Kaide terör örgütü ve bu terör örgütüne bağlı olduğu belirtilen Nusret ve Ahrar-ı Şam cepheleri ile herhangi bir ilgim yoktur. Yine iddia edildiği gibi kimyasal silah üretme gibi bir niyetim ve böyle bir şeyin yapılacağına ilişkinde herhangi bir duyum ve bilgim yoktur, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, dedi. f-Şüpheli Bekir KARAOĞLAN savcılıkta verdiği ifadesinde: Ben emniyette ayrıntılı ifade vermiştim, ifademi aynen tekrar ederim, bana sormuş olduğunuz isimlerden sadece Halit USTA ve İbrahim AKÇA isimli şahısları tanırım, Halit USTA isimli şahısla Suriyeli bir arkadaş aracılığı ile Türkiyeye geldikten sonra tanıştım, kendisi ile yaptığımız sohbet sırasında birlikte çalışmayı teklif edince kabul ettim, ve yaklaşık 4-5 aydır kendisini tanımaktayım ve 2 aydır birlikte çalışmaktayım. İbrahim AKÇA isimli şahsı ise yaklaşık 7-8 yıldır tanımaktayım. Kendisi İstanbul ilinde labaratuvar malzemeleri alıp sattığından iş icabı tanıştık. Bana saydığınız diğer şahısları tanımıyorum. Ben Suriyeye flaster, gazlıbez, sonda, serum malzemeleri gibi sağlık malzemeleri ihraç etmekteyim, daha doğrusu benim faal bir şirketim bulunmadığından şirketi olan arkadaşlar aracılığı ile ticaret yapmaktayım, Halit USTA bana müşteriyi bulur bende İstanbuldaki arkadaşlarla irtibata geçerim ve satışı gerçekleştiririz. Benim daha önce başımdan bir iflas olayı geçti bu nedenle şirket açmam mümkün değil, bu şekilde çalışıyorum. Benim Suriye ülkesinde faaliyet gösteren EL-KAİDE terör örgütü ve buna bağlı olarak orada faaliyet gösteren Nusret Cephesi ve Ahrar-ı Şam cephesi ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Bu örgütlerle herhangi bir bağımda yoktur, ben sadece Suriyede Esat güçlerini ve özgür suriye ordusunu duydum. Halit USTA ile beni tanıştıran daha önce Suriyede eczacılık yapan ve şuanda Antepte yaşayan Abuhannan HORU isimli şahıstır. Yaklaşık bir hafta önce Halit USTA bana içerisinde 6 adet kimyasal madde ismi bulunan bir liste getirdi, bir müşterinin bu listede bulunan kimyasal maddelerden en az 200-300 Kg almak istediğini söyleyerek bulup bulamayacağımızı sorduğu, ben kendisine bilemiyorum dedikten sonra İstanbulda daha önceden tanıdığım İbrahim AKÇA isimli şahsı arayarak kendisine sordum. Kendisi araştırıp bana döneceğini söyledi, daha sonra beni arayarak malzemeleri araştırdığını, bu malzemelerin bir kısmının izne tabi olduğunu, izin alınması gerektiğini söyleyince ben Halit USTAyı arayarak kendisine aynen İbrahim AKÇAnın söylediklerini aktardım. Daha sonra ben tekrar İbrahim AKÇAyı arayarak bu malzemelerin ne olduğunu ve fiyatlarını sordum, bu sırada bana bu malzemelerin çok tehlikeli olduğunu söyleyerek buna bulaşmamamı tembihledi, ben bunun üzerine Halit USTAya bu işe girmeyelim diyerek işi geciktirmeye çalıştım. Ben bu kimyasal maddelerden bomba yapılabileceğini bilmiyordum. Bu maddelerin tehlikeli olduğunu öğrendikten sonra bu işe girmedim. Halit USTA İbrahim AKÇAdan bu malzemeler ile ilgili numune isteyince İbrahim AKÇA bu malzemelerden 200 Kg lık ambalajlarda olduğunu, bu şekilde bölünüp gönderilemeyeceğini söyledi, bu nedenle herhangi bir alım satım gerçekleşmedi. Ben Suriyede birisine serum seti sözü vermiştim ve bunu gerçekleştiremedim, daha sonra bunu gerçekleştirebilmek amacıyla İstanbul iline gittim, orada 30000 adet serum setini alarak tekrar Antepe geri döndüm, Gaziantepe geldikten sonra serum setini Suriyeye gönderemeden polis beni aldı. Suriyeli şahıslar serum setini Antepten teslim alacaklardı. Benim adıma kayıtlı olan telefonumla ilgili sınırsız tarife olduğundan Halit USTAda kısım kısım benim telefonumu kullanmaktaydı. Suriyedeki bir şahıs Halit USTAdan akü yapmakta kullanılan antifiriz malzemesi istemiş bunun üzerine Halit USTA antifiriz malzemesini Halit ÜNALKAYA isimli önceden tanıdığı arkadaşından talep etmiş, daha sonra Şahin ÖZKAYA isimli şahısla o antifirize numune olması için küçük bir bidon içerisinde antifiriz göndermişti, buda Şahin ÖZKAYA tarafından bizim işyerimize getirildi, bende bu antifiriz numunesini alarak işyerimize koydum, ne için kullanılacağının ayrıntısını bilmiyorum. Benim adıma kayıtlı olan telefonumla Halit USTA ve İbrahim AKÇA arasında yapılan konuşma ile ilgili olarak Halit USTAnın bulmak istediği 5-6 adet kimyasal maddeler ile ilgili görüşmek isteyince ben telefonu Halit USTAya verdim İbrahim AKÇA ile Halit USTA kendi aralarında görüştüler. Halit USTAnın bu görüşmede bahsettiği beyaz maddenin ne olduğunu bilmiyordum, bunun beyaz fosfor olduğunu ve kimyasal silah yapımında kullanılacağını bilmiyordum, ben İstanbulda İbrahim AKÇA ile görüştüm ancak bu görüşmenin içeriğinde kimyasal maddelerin alım satımı konusu yoktu. Ben İstanbula gittiğimde İbrahim AKÇAya mutlaka uğrarım. Konuşma esnasındaki labaratuvar malzemeleri konusu ise bu malzemelerin Suriyeden istenmesi ile bunların tedarik edilmesi ile ilgilidir, yoksa kimyasal maddelerle ilgili değildir. Ben kesinlikle istenen bu kimyasal maddeleri labaratuvara göndermedim, Mehmet ESEN isimli şahsa gönderilen 4500 TL para alınan serum malzemelerine ilişkindir. Suriyeli Abulhannan HORU şeker ölçüm çubuğu istemişti ben bu konuda bir araştırma yaptım, kendisine fiyat verdim, telefon görüşmesinde belirtilen kodlar ameliyat ettiklerine ait kodlardır. Halit USTA ile aramızda yaptığımız görüşmede serum seti nedeniyle alacağımız 6000 Dolar parayı konuştuk, Halit USTA ile İbrahim AKÇA ise aralarında istenen kimyasal maddeler ile ilgili numunelerin göderilip gönderilmemesi konusunda görüşme yaptılar, benim bu konuda görüşmem olmadı. Numune gönderilip gönderilmemesi konusunda anlaşma olmadığından bu kimyasal maddeler ile ilgili herhangi bir alım satım olmadı. Ben bu konuda mağdurdurumdayım olayla ilgili bağlantım yoktur, El-Kaide ve buna bağlı Nusret Cephesi ve Ahrar-ı Şam cephesi ile herhangi bir bağlantım yoktur. Ben İbrahim AKÇA bana bu maddelerin tehlikeli olduktan sonra bu alım satımın olmaması için büyük gayret gösterdim, görüşmeleri geçiktirdim, bu nedenlede alım satım gerçekleşmedi, başka kimselerle irtibata geçip geçmediklerini bilmiyorum, Hytham QUASAB isimli şahsı tanımıyorum, suçsuzum tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ederim, dedi.
Posted on: Sat, 16 Nov 2013 00:54:02 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015