GEZİ DÖNÜŞÜ NASIL BULDUM! Geziye çıkmadan önce - TopicsExpress



          

GEZİ DÖNÜŞÜ NASIL BULDUM! Geziye çıkmadan önce güzergahı yazmış ve yol güzergahı üzerinde ki arkadaşlara (her an gelebilirim tedbirli olun gerekirse evlerinizi terk edin diye uyarıda bulunmuş) o ilin ileri gelen mülki, askeri ve sivil zevata geleceğimi bildirmiştim. İstanbul, Edirne, Çanakkale, Bursa ve Yalova gezilerinde büyük oğlum yanımda idi. Yalova’dan sonra o bizden ayrılıp yeni başlayacak olduğu okuluna dönünce bizim de geziye devam etme şevkimiz kalmadı ve diğer illere olan geziyi iptal edip yol üzerinde ki Safranbolu’ya uğrayıp atayurt Ordu’ya ve oradan da Gümüşhane’ye dönüş yaptık. Atatürk yurt gezilerine çıktığında gittiği ille ilgili bir yorumda bulunması istendiğinde mesela “Ordu halkını çalışkan, cumhuriyetine ve devrimlerine bağlı buldum, zaten onların kurtuluşa verdikleri desteği de her cephede gördüm ve onların tanığıyım, bu katkılarından dolayı onlara müteşekkirim” gibisinden o ilde yaşayanları onura edecek yorumlarda bulunurmuş ve bu gezi süresince oğlumla gittiğimiz yerleri nasıl bulduğumuz ile ilgili bizde tespitlerde bulunduk. İSTANBUL; halkını koşuşturma halinde, yarısının (benim gibi) adres sorduğunu ve diğer yarısının da adres tarif ettiğini buldum. Taksim meydanının ve Gezi Parkının (ben geliyorum diye) temizlendiğini yakınen müşahede ettim. Arap turistlerin batılı turistlerden çok olduğunu ve iş yerlerinde İngilizce ilanların Arapça ilanlardan az olduğunu fark ettim. Kısa etek ve şortluların, uzun eteklilerle eşit olduğunu buldum. TEKİRDAĞ; halkını (oraya gece gittiğimizden) yarısını evlerinde ve diğer yarısını ise sahilde gezer iken buldum. Rakoçzi Konağını gezen Macar heyetinin arasına karışıp (Ooooo! Şale diyerek) turu tam bedava bitirdik der iken görevliye “merhaba” demem yüzünden Türk olduğumuz anlaşıldığından dolayı para ödemek zorunda kalınca Tekirdağ halkını gece de olsa çok uyanık buldum. EDİRNE; halkını gündüz Selimiye Camii ve Külliyesi etrafında çarşı ve pazarda gezer iken ve Edirne Ciğeri kuyruğunda (bende sıraya girdiğimden) bekler iken, gece ise Meriç nehri kıyısında düğün salonlarında roman havası eşliğinde göbek atar iken buldum. Merkezden Meriç nehri kıyısına doğru yaklaştıkça etek boylarının kısaldığını fark ettim. ÇANAKKALE; halkını gündüz şehitliklerde huşu içinde gece ise sahilde neşe içinde gezer iken buldum. BURSA; halkını bedesten, taşhan, çarşı ve pazarlarda yarışırcasına alış – veriş yapar iken ve camii ve külliyelerin etrafında yüzyıllık çınar ağaçlarının gölgesinde çay içerken ayrıca gelmişken bir İskender kebabı doğuş yerinde Bursa İskendercisinde yiyelim demiş olmamın acısını o işletmenin “yıllardır bizim adımızı kullanarak İskender kebap satan işletmelerde yediğiniz İskender kebaplardan dolayı bizlere hiç telif hakkı ödemediniz gelmiş iken sizlerden bunun acısını çıkaralım” dercesine hesabı çok pahalı buldum. YALOVA; halkını küçük kent olmalarının acısını çıkarırcasına adres tariflerini hep yolu uzatarak yapar iken buldum. SAFRANBOLU; halkını (eğitim birliği orada olduğundan) askerler her eğitim döneminde (aileleri geleceğinden) bir defa değil birkaç defa yemin etsinler daha kuvvetli ve sağlam olur der iken buldum. Ayrıca tarihi konakların etrafına yaptıkları alış – veriş stantlarına taktıkları Algida şemsiyelerinden dolayı tarihi konakları göremeden döndüm. Bu arada güzergah üzerinde ki dost, akraba ve arkadaşları her daim misafirperver, sıcak buldum. “Çok isterdik ama bizde evde değiliz” diyenleri ise zaten bulamadım. Dönüşte kredi kartları hesap ekstrelerini çok kabarık buldum. EVE GELİNCE OKTAY’I EVİN İÇİNDE YANIMIZDA BULAMAYINCA EVİN BİR YANININ BOŞ OLDUĞUNU BULDUM. NOT: Gezi fotoğrafları yayına hazırlanmaktadır.
Posted on: Mon, 16 Sep 2013 20:37:16 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015