Gerçeklerin böldüğünü bayram birleştirmez BAŞYAZI İhsan Çaralan Bayramları “sıradan günler”den ayıran en önemli farklardan birisi, hatta birincisi, ortalığı “birlik-bütünlük” mesajlarının kaplamasıdır. Bayramlarda, bayram namazında imamın okuduğu hutbeden medya organlarına, egemen sınıf partilerinin sözcülerinden bayram vesilesiyle sahnelenen şovlara kadar her yerde birlik çağrıları ortalığa saçılır. Daha bayramın yaklaşmaya başlamasıyla bu çağrılar başlamıştır bile. Bayram boyunca da bu çağrıların artarak süreceğini söylemek yanlış olmaz. Senenin geri kalan yüzlerce gününde insanları sınıfı, dini-mezhebi, yaşam tarzı, dünya görüşü, siyasi tutumu, … akla gelen gelmeyen her yolla ayırıp, kendi ayrıcalıklarını korumak ve büyütmek için dünyayı geri kalanlara zindan eden egemenler, bayramda birden “Hepimiz kardeşiz”, “Hepimiz biriz”, “Hepimiz aynı Allah’ın kuluyuz”…. “Öyleyse birlik olalım” propagandasını yükseltirler. Nitekim bu bayramda Başbakan Erdoğan, televizyon ve gazetelerden seslenmeyle de sınırlı kalmayarak bilbordları “Birlik Olalım” mesajlarıyla donattı! Bütün bir yıl (“yıllardır” demenin de bir sakıncası yok) toplumu; benden olanlar ve olmayanlar, benim gibi inananlar ve benim gibi inanmayanlar, hiç inanmayanlar, benim gibi yaşayanlar ve benim gibi yaşamayanlar, benim verdiğim kadarına razı olanlar ve benim verdiğimden fazlasını isteyenler, benim istediğim gibi gazeteci olanlar ve olmayanlar, benim dilimden, benim dinimden, benim milletimden, benim sınıfımdan olanlar ve olmayanlar… diye her biçimde bölen, kendinden görmediklerine copu, TOMA’yı, biber gazını, zehirli suyu, özel yetkili mahkemeler’i, cezaevlerini, siyasi suçluluğu reva görüp devletin her tür baskı ve şiddet aracını üstüne sürmekten imtina etmeyen Hükümet erkanı ve onların Başbakanları (Cümle düzen savunucusu, egemen güçlerin sözcüleri), bayramda “Bir olalım, birlik olalım, birlik ve bütünlük içinde olalım”* diye çağrılar yapıyor, mesajlar yayımlıyor, bilbordları süslüyor. Toplum halinde yaşayan insanlar için elbette “birlik” son derece güzel, yakıcı ve hayati bir taleptir. Hele de karşıt sınıflara bölünmüş ve bu bölünmüşlüğün her vesileyle derinleşip sömürülen ve ezilen sınıflar üstüne çöktüğü, dil, din, mezhep, milliyet, cinsiyet, … her ayrımın yeniden yeniden üretilip sınıf bölünmelerine eklemlendiği bir toplumda “birlik-bütünlük”, son derece hayati bir taleptir. Ama, böyle bir toplumda birliğin kendisinden de önemli olan “neyin etrafında”, “ne için birlik” olunacağıdır. Egemen güç odakları ve onların propagandacıları, bu yakıcı isteği istismar ederek kendi çıkarları etrafında bir birliğin oluşmasını istiyorlar. Oysa işçi sınıfı ve halk yığınları için doğru olan, egemenlerin çıkarlarının etrafında oluşturulmuş değerler uğruna yapılan birlik-bütünlük çağrılarına kulak vermek değil, tersine onların değerlerine karşı savaşmak için birleşmektir. Bu, işçi sınıfı ve halk yığınları için asıl birliktir. Çünkü sömürülenler ve ezilenler bugünkü bölünmüşlüklerini, çatışmaları, iç savaşları, işsizliği, yoksulluğu, milliyet, din, mezhep, cinsiyet,… olarak ayrıştırmayı ancak böyle, özgürlüğün, sömürünün ve baskının olmadığı bir toplum mücadelesi içinde aşma şansına sahiptirler. Toplumsal gerçeklerin ayırdığını bayramlar birleştiremiyor. Bu İslam dünyası için 1500 yıllık gerçek; bugün de yaşayarak görüyoruz. Bu Şeker Bayramı’nı da eğer bütün bu türden “birlik” çağrılarına karşın Mısır’dan Yemen’e Türkiye’den Libya’ya, İran’dan Suriye’ye, Somali’ye kadar İslam dünyası çatışma, açlık, yoksulluk, özgürlükten yoksun yaşıyorsa, 21’inci yüzyılda hâlâ “Diyar-ı İslam virane” ise, bu tablo bir yanıyla da halkların birlik olma isteğinin istismar edilerek gerçek birliklerin önlenebilmiş olmasındandır. Ama biz Evrensel çalışanları olarak, son iki yıldır tüm dünyanın da dikkatini çeken İslam dünyasındaki altüst oluşları, görünüşteki bütün karanlık ve kaotik yönlerine karşın, yeni bir dünya arayışı gayretleri, toplumun büyük çoğunluğunun birlik ve bütünlüğüne giden yolda bir aşama olarak görüyoruz. Bu umutla, özgürlüklerin herkes için olduğu, sömürüsüz ve barış içinde bir dünya mücadelesi içinde olanların Ramazan Bayramı’nı kutluyoruz. (*) “Birlik-bütünlük” çağrısı egemen güç odaklarının sözcülerinin propagandasının merkezinde her zaman vardır. Ama, burada kastedilen bayramda bu çağrıların daha bir soyutlaşıp yaygınlaşması, ilahi bir çağrıya da dönüştürülerek etkiyi genişletmesi, bütün öteki istismar ile ilgili konuların önüne geçmesidir. evrensel.net - Bu sayfa 697 kere görüntülendi. evrensel.net/news.php?id=64273
Posted on: Thu, 08 Aug 2013 10:37:33 +0000