Gezgin, U. B. (2013). Anlatıbilim Açısından Politik - TopicsExpress



          

Gezgin, U. B. (2013). Anlatıbilim Açısından Politik Bilim-Kurgu: Tür Özellikleri ve Olay Örgüleri. Fantastik ve Bilim-Kurgu Edebiyatı Sempozyumu, 14-15 Kasım 2013. Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul. yildiz.edu.tr/images/images/FantastikBr.pdf edebiyathaber.net/fantastik-ve-bilimkurgu-edebiyati-sempozyumu-14-15-kasimda/ Anlatıbilim Açısından Politik Bilim-Kurgu: Tür Özellikleri ve Olay Örgüleri Yard.Doç.Dr. Ulaş Başar Gezgin Özet Metinlerin olay örgüsü gibi yapısal özelliklerine odaklanan anlatıbilim alanı, açık ve örtük politik bilim-kurgu yapıtlarını yorumlamak ve çözümlemek için oldukça kullanışlı araçlar sunuyor. Ronald Tobias’ın ünlü kitabında, ana olay örgüleri (masterplots) olarak, şunlar sıralanıyor: Arayış; macera; kovalama; kurtarma; kaçış; öc; bilmece; çekişme; itilmişler; yoldan çıkma; başkalaşım; dönüşüm; olgunlaşma; aşk; yasak aşk; feda; bulgu; zavallı aşırılık; ve yükseliş ve düşüş. Bu 20 ana olay örgüsü üzerinden, bilim-kurgu filmlerini de kitaplarını da çözümlemek, olası. Hatta bu çerçeve, yayına hazırlanmakta olan bir anlatının güçlendirilmesi için de kullanılabilir. Politik bilim-kurguları çözümlemek için 2. nokta, yaslandıkları dünya görüşleri ve/ya da yaşam felsefeleri. Bilindiği gibi, ütopya, distopya ve ötopyalar (eutopia, iyi ütopya), yazarın dünya görüşünden ve yaşam felsefelerinden büyük ölçüde etkileniyor. Distopyalarla, kimi yazarlar, toplumsal açıdan kötüye gidişe karşı uyarıda bulunuyor. Bu tür yapıtların sonucunda, okurlardan, kötü gidişe bir dur demeleri umuluyor. İlk akla gelenler, Alvin Toffler (insancıllığın kaybının eleştirisi) ve Jack London (kapitalizm eleştirisi). Ötopyalar ise, zaten, yazarın artık bugünden umudunu kesmiş olduğu bir durumda, ulaşılmaz bir düş olarak karşımıza çıkıyor. İlk akla gelen örnek, elbette Thomas More. 3. bir nokta, anlatının dorukları ya da gazetecilik diliyle söylersek, 3. sayfa manşetleri. 4. bir nokta, anlatının çatışma tarafları. Kimi yapıtlarda, insanlarla uzaylılar çatışıyor; kimilerinde, insanlar, iki ayrı türe dönüşmüş olarak karşımıza çıkıyor (örneğin, ‘Zaman Makinesi’, H.G. Wells); kimilerinde, insanlarla insanlar çatışırken (‘Dünyanın Ucundaki Fener’, Jules Verne), kimilerinde insanlar, doğaya ya da bir doğal yıkıma karşı savaşıyorlar (örneğin, ‘Dünyanın Merkezine Yolculuk’, Jules Verne). İnsanlar, hayvanlarla, bitkilerle, virüslerle, ölülerle, düşmanlarla, değişim geçirmiş canlılarla da çatışabiliyor. Çatışmanın taraflarından hiçbirinin insan olmadığı durumda, okurun ilgisinin düşmesi olasılığı, tartışmaya açık. 5. bir nokta, anlatının ortam, karakter ve olay üçgenindeki ağırlığı. Ütopik yapıtlar, ortamı anlatmaya ağırlık veriyor; ancak, bu ağırlık, olay sayısının az olmasıyla birlikte geldiğinde, belgesel ve ansiklopedi tadında bir sıkıcılık ortaya çıkabiliyor; kişiliklerin yüzeysel olarak ele alınmasında ise, ‘uzay operası’ olarak adlandırılan, uzaya ilişkin Brezilya dizilerine dönme riski bulunuyor. Bu uzay operası riski, yapıtlarda daha az görülse de, ekranda, bol efektli ve bol ikili ilişkili sabun köpükleri olarak karşımıza çıkıyor. 6. bir nokta, anlatıdaki kişilikliklerin özellikleri ve bu kişiliklerin iç çatışmaları ve ikilemleri. 7. nokta, anlatının özdeşlik kurabileceği kitle ve bu süreci hangi öğeler üstünden başardığı ya da başarmaya çalıştığı. Hedeflenen okur, başkişilikleri büyük oranda belirliyor ya da tam tersine, başkişilikler, okuru belirleyebiliyor. Aileyi hedefleyen bilim-kurgularda, ana kişilikler (evli ya da bağımsız bireyler olabilirler), bir kadın, bir erkek, bir çocuk oluyor (örneğin, ‘Yerin Merkezine Yolculuk’, Jules Verne). Çocukların başkişi olduğu anlatılar, genellikle, çocuklara yönelik oluyor. 8. nokta, anlatının geçtiği yerler ve bunların üstünden çeşitleme yapma olanağı. 9. nokta, hem anlatının bütününün hem de her bir bölümün açılış özellikleri. Açılış, betimlemeyle, eşkonuşmayla, olay ortasıyla, çerçeveli açılışla vb. olabiliyor. 10. nokta, yapıtın bağlandığı sonucun özellikleri (mutlu-mutsuz, sürprizli-sürprizsiz, açık-kapalı, başa dönen-ileri giden vb.). 11. nokta, anlatının komşuları (diğer bir deyişle, bu anlatı, hangi anlatılara benziyor ve onlardan hangi noktalarda ayrılıyor...) 12. nokta, metindeki geriye dönüş ve ileriye gidiş kullanımı olabilir. 13. nokta, önemli ve önemsiz bölümleri hızlı geçip geçmediği. Gerekli olmadığı halde, uzun betimlemelerin olması, buna bir örnek. 14. nokta, 1./2./3. tekil/çoğul kişi kullanımları. 15. nokta, dil özellikleri (örneğin, cümle uzunlukları, sık kullanılan sözcüklerin özellikleri). 16. nokta, eşkonuşmaların metne içirilmesi yerine, bir müsamere havası verip vermediği. Bu liste, elbette uzatılabilir; ancak, bu 16 nokta üzerinden, politik bilim-kurguyu yorumlamak ve çözümlemek, faydalı olacak. Bu çalışmada, anlatıbilim açısından, bir tür olarak, politik bilim-kurgu inceleniyor; yukarıda sıralanan noktalar üzerinden, özellikle olay örgülerine ağırlık verilerek çeşitli çözümlemeler yapılıyor.
Posted on: Mon, 02 Dec 2013 16:59:13 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015