Halkımızın refahı için Önceki yazımda Neoliberal ekonomi - TopicsExpress



          

Halkımızın refahı için Önceki yazımda Neoliberal ekonomi modelini anlatmaya çalışmıştım. Batı neden Neoliberal, küresel serbest piyasa sistemini tüm dünya ülkelerine dayatmıştır, dayatmaktadır? Çünkü Emperyalist Batı’nın (ABD ve Avrupa) bir taraftan hammaddeye (petrol, krom, bakır…) ihtiyacı vardır, diğer taraftan ucuz emeğe ve ürettikleri ürünleri satacak ülke pazarlarına… Bu amaçlarla hedefleri gelişmekte olan ülkelerdir. Ama önlerindeki en büyük engel Türkiye gibi Ulus Devlet yapılarıdır. Ulus Devletler sanayisini, tarımını, emek gücünü dış rekabete karşı koruyan ve sosyal refah politikası güden devlet modelleridir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu devlet işte böyle bir Ulus Devlet’tir. Batı’nın ve işbirlikçilerinin Atatürk’e gösterdiği düşmanlığın tek nedeni budur. O nedenle Neoliberalizmin ana hedefi, Ulus Devletin ekonomiden çekilmesi, elinde ne varsa satması ve küçülmesidir. Ardından Devletin hiçbir engellemesi olmadan Ülke, küresel serbest piyasaya açılmalıdır. 24 Ocak 1980 kararları ile belirlenen amaç Devletin küçültülmesiydi. 12 Eylül darbesi Neoliberalizmin yolunu açtı, adım adım bugünlere geldik. Neoliberal ekonomik model 1980’den itibaren Halkımıza medya üzerinden değişim ve yenilik diye yutturuldu. Küreselleşmeye ayak uydurmamız gerektiği söylendi. Devletin ekonomideki gücü karalandı. Bu karalama kampanyasının etkisi bu gün hala sürmekte; Birçok insanımız şöyle düşünmektedir: “Devletin ekonomide ne işi var? O eskidendi..!”. Neoliberal sistem yalnızca sanayisi, tarımı, ticareti güçlü ülkeler için yararlıdır. Gelişmekte olan ülkelerin sanayisi, tarımı, ticareti Devletlerinin korumasına, müdahalesine muhtaçtır. İktisadi tarih bunu böyle göstermektedir. 1838’te İngilizlerle serbest ticaret anlaşması yapan Osmanlı’nın bu nedenle mali ve siyasi çöküşü bizim tarihimizdir. Devletin ekonomiye müdahalesinin yanlış olduğunu söyleyen Batı ise tarihi boyunca gerek gördüğü dönemlerde ekonomilerinde devletçilik modelini uygulamıştır. İngiltere 1700’lü yılların başından itibaren ihracatını artıcı, ithalatını sınırlayıcı Merkantilist politikalar uygulamıştır. 1754’de bağımsızlığını ilan etmiş olan ABD, 1816’dan itibaren korumacı gümrük vergileri uygulamaya başlamıştır. 1870’lerden itibaren bilhassa ABD ve Kanada’nın rekabeti üzerine; 1879’da Almanya tarım ve sanayi ürünleri ithalatına gümrük vergileri uygulaması getirdi. İsviçre korumacılığı 1884’te, İtalya 1887’de başlattı. Rusya 1868 tarihli vergi kanunları ile sanayisini dış rekabetten korudu. 1929’da Büyük Bunalım’ın patlak vermesi üzerine, ABD, Haziran 1930’da, “Gümrük Tarifesi Yasası’nı çıkarıp ithalatını kısıtladı. İngiltere, 1929’dan sonra ithal mamul mallara %50’den %100’e kadar gümrük vergisi uygulamaya başladı. Alman ve Fransız gümrük tarifeleri 1927 ile 1931 yılları arasında iki katına çıkarılarak %40’a ulaştı. Volkswagen, 1936’da Hitler tarafından devlet sermayesi ile kuruldu. 1980’lerin başlarına kadar, Fransa, enerji sanayisinin %94’ü, telekomünikasyon sanayisinin %83’ü, ulaştırmanın %46’sı, bankacılığın %44’ü ve diğer sanayilerin %6’sını içeren güçlü bir kamu sektörüyle, karma bir ekonomiye sahip durumdaydı. Almanya’da 1950’lerde, havagazı üretiminin %90’ı, elektrik üretiminin %60’ı, otomobil sanayisinin, demir cevheri, kurşun ve çinko üretiminin %50’si ve maden kömürü, kokkömürü, ham petrol, ham demir ve çelik üretiminin %20’si kamuya ait şirketlerin elindeydi. 1980 yılına gelindiğinde 2 milyon insan (toplam emek gücünün %12’si) kamu şirketlerince istihdam edilmekteydi. Belçika’da 1980’e gelindiğinde devlete ait şirketler işgücünün %70’ten fazlasını istihdam ediyordu. (Kaynak: Avrupa’nın İktisadi Tarihi- İş B.) Finlandiya’da 1965’te, aktif nüfusun %34’ü kamu sektöründe çalışıyordu. Türkiye’nin tek bir çıkış yolu vardır; Neoliberal ekonomik modelden ve Gümrük Birliğinden çıkarak M. K. Atatürk’ün “Tam Bağımsızlık “ ilkesi ile ulusal ekonomi politikası gütmek ve “Halkçılık” ilkesi ile de Halkımıza refah sağlamak. Aksi halde Halkımızı kölelik beklemektedir. Bu konulara kulağı tıkalı Muhalefet Partilerine duyurulur. apelvanlar50@gmail Adnan PELVANLAR
Posted on: Wed, 02 Oct 2013 11:59:26 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015