Hazar Kağanlığı Vikipedi, özgür ansiklopedi (Hazar - TopicsExpress



          

Hazar Kağanlığı Vikipedi, özgür ansiklopedi (Hazar Hanlığı sayfasından yönlendirildi) Bu bir seçkin maddedir. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın. Hazar Kağanlığı Hazar Kağanlığı — Türk devleti — ← 630-1048 → Arma Başkent Semender, İtil[1] Dil(ler) Türkçe Din Tengricilik, Şamancılık, Musevilik Yönetim Monarşi Kağan Türk tarihi Kashgari map.jpg Ön Türkler[göster] Bozkır imparatorlukları[göster] Memlûkler / Türkmenler[göster] Moğolların mirasçıları[göster] Anadolu / Rumeli[göster] Türk cumhuriyetleri[göster] Hazar Kağanlığı, 7. ve 11. yüzyıllar arasında Hazar Denizinin çevresinde; Van Gölünden, Karadeniz kıyılarından, Kieve; Aral Gölünden, Macaristana kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş[2] ve Doğu Avrupada düzenli bir Türk devletidir.[3][4] Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir.[4] Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir.[5][6] Hudūd al-Ālam adlı esere göre, Hazar Kağanları Ansa sülalesindendir[7] (bunun Batı Göktürkün Aşina olduğuna dair iddialar bulunmaktadır) ve Orta Asyadan gelmişlerdir.[8][9] Hazarların bir süre Büyük Hun Devletine bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır.[10] 586dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, Türkler olarak geçmektedir.[11] İslamiyetten önce Türklerin tamamına yakını Tengrici olmasına rağmen Hazar Kağanı ve yönetim kademesindeki Türklerin çoğu, 740lı yıllarda Museviliği benimsemiştir.[12] Birkaç akademisyen, Hazar Türklerinin birçok Doğu Avrupa ve Rus Yahudisinin ataları olduğunu düşünmektedir. Tüm bunların yanı sıra Hazarlar dini toleransın yaygın olduğu ve Paganizmin serbestçe yayıldığı bir toplumdu.[12] 10. yüzyılın başına kadar genişlemesini sürdüren ve Hazar Denizine adını veren Hazarlar,[9] daha çok Halife Osmanın başında bulunduğu İslam Devleti ve Sasanilerle savaştılar. Kağanlık doğudan gelen Peçenekler sebebiyle zayıfladı ve Kiev Knezliği tarafından yıkıldı. Konu başlıkları [gizle] 1 Hazarların kökeni 2 Siyasi tarih 2.1 Kağanlığın kuruluşu 2.2 Kağanlığın yükselişi 2.2.1 Hazar-Arap ilişkileri 2.2.2 Hazar-Bizans ilişkileri 2.2.3 Hazar-Rus ilişkileri 2.2.4 Hazar-Diğer Türk boyları ilişkileri 2.3 Kağanlığın çöküşü 3 Devlet teşkilatı 4 Ekonomi 5 Kültür ve sanat 6 Dil ve yazı 7 Din 8 Hazar Kağanları 8.1 620 - 690 8.2 690 - 715 8.3 720 - 732 8.4 730lar - 840lar 8.5 840 - 8.6 Bulan hanedanı 8.7 Geç Hazar kağanları 9 Kaynakça 9.1 1915ten önceki çalışmalar 9.2 Dipnotlar 10 Dış bağlantılar 11 Ayrıca bakınız Hazarların kökeni[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Hazarlar Hazarların etnik kökeni hakkında kesin bir kanıt olmamakla beraber bu konuda araştırma yapmış bazı SSCBli tarihçilere göre, Kuzey Kafkasyanın yerli halklarından biridir. D.M. Dunlop ve P.B. Golden adlı araştırmacılarsa Hazarların, Tiele veya Uygur soyundan geldiğini kabul etmektedirler.[13] Fransız araştırmacı tarihçi René Grousset, Hazarların Rouran Kağanlığının iktidalarının Göktürkler tarafından elegeçirilmesi sonucunda batıya göçeden Türki halklardan biri olduğunu öne sürmektedir[14]. El-Mesûdîye göre, Hazarlar, Sabar Türklerinin devamıdır ve Hazar adıyla Bizanslı ile İranlılar tarafından tanınmışlardır, fakat aynı zamanda Türk olarak da anılmışlardır. D. M. Dunlop, Çin kaynaklarında Tu-küe Ho-sa-Ko-sa (突厥可薩部)[15] adı ile zikredildiğini ortaya çıkarmışsa da[16] Peter Golden, Hazarlar ile Uygurlar arasında bir bağlantı kurmanın mümkün olmadığını ve gerçek bağlantının Ogurlar arasında var olduğunu belirterek Dunlopa karşı çıkmıştır.[17] Bazı bilim adamlarına göre Hazar adı gezgin anlamına gelen -kaz kökü ve adam anlamına gelen er ekinden türetilmiştir.[16] Eski Rus kayıtlarında Hazarlar Beyaz Ugriler, Macarlar da Kara Ugriler olarak anılmaktaydı.[18] Yunan tarihçi Theophanes kayıtlarında, Hazarları doğudan gelen Türkler olarak ifade eder.[19] Hazarcanın, eski Türk dili ve Uygurcanın etkisinde kalmış, Hunca ve Bolgarca gibi Türk lehçelerinin Oğur öbeğine bağlı bir lehçe olduğu görüşünde birleşen araştırmacılar da vardır. Hazarların çağdaşı olan Arap seyyah ve coğrafyacı İbn Havkal ve İstahrî, Hazar ismini; ne bir milletin, ne de bir halkın ismi olduğunu belirtip sadece başkenti İtil olan ülkeye verilen isim olarak nitelemişlerdir.[20][21] Hayfa Üniversitesinden Dr. Simon Kraiz, Dimitri Vasilyevin bulgularına dayanarak, Eylül 2008de Hazarlardan kalma Samosdelka köyünde bulunan yazılarda Hazarların; Ruslar, Gürcüler, Ermeniler ve diğer milletler hakkında birçok yazı yazdığını keşfedildiğini belirtmiştir. Buna rağmen Hazarlar, kendileri hakkında neredeyse hiçbir şey yazmamışlardır.[22] Hazarları; Ak-Hazarlar.[23] ve Kara-Hazarlar olarak ikiye ayıran İstahrî, Ak-Hazarların çarpıcı bir yakışıklılığa, mavi göze ve kırmızımsı bir saça sahip olduklarını; bunun yanında Kara-Hazarların sihayımsı derilli bir çeşit kızılderili olduğunu ileri sürer.[24] Bunula birlikte, bilim adamları bunun bir ırk ayrımı değil, sosyal bir sınıflandırma olduğu konusunda fikir birliği içerisindelerdir. Buna göre, Kara Hazarlar aşağı tabaka, Ak Hazarlar ie soylular sınıfı ve kraliyet mensuplarıdır.[25] Siyasi tarih[değiştir | kaynağı değiştir] Kağanlığın kuruluşu[değiştir | kaynağı değiştir] 600lü yıllarda Batı (mor) ve Doğu (mavi) Göktürk kağanlıkları. Açık renkli alanlar mutlak hâkimiyet bölgesini, koyu renkli alanlar ise etkisini gösterdiği bölgeleri ifade etmekte. Sabir Türklerinin ve Batı Göktürk boylarının devamı olan Hazarlar, Göktürk birliği döneminde Göktürklerin Batı kanadını oluşturmaktaydı.[26] Göktürklerin yıkılmasından sonra bağımsızlaşıp, Kuban Irmağıyla Azak Denizi arasındaki araziye yerleşmişlerdir.[26] Bu bölgedeki diğer Türk kavimlerini içlerinde eritip[27] 7. yy ile 10. yy arasında Hazar Denizi ile Karadenizin kuzeyinde egemenlik kurmuşlardır.[28] X. yüzyıl İslam tarihçisi Mesudî, İranlıların Hazar adını verdikleri kavime Türklerin Sabar (Sabir) dediklerini bildirmektedir.[29] Ayrıca bu bölge doğudan batıya doğru gelişen büyük göç hareketlerinin yolu üzerinde bulunduğundan; Hun, Ogur, Fin-Ugor ve Avarlardan kalan kütleler de burada hayatlarını devam ettirmişlerdir.[30] Hazarların Orta Asyadan bu bölgeye gelmelerinin tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hazarlar hakkında bilgi veren Gürcü kaynaklarına göre, Hazarlar bu bölgeye milattan önceki devirlerde gelmişlerdir.[31] Hazarların tarih sahnesine çıkışları kaynakların ifadesine göre, 2. yüzyılın sonlarına doğru olmuştur.[31] 198 yılında Barsillerle beraber Ermenistana saldırmışlardır. 3. yüzyılın başlarından 4. yüzyılın ortalarına kadar Ermenistan bölgesinde Bizansa karşı Sasani Devletiyle beraber savaşan Hazarlar,[12] 4. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Sasanilerin Ermenistanı ele geçirip komşularına karşı istilacı bir siyaset izleyince, Hazarlar bu defa Bizansla anlaşarak, onlara karşı savaşmaya başlamışlardır.[27] 363 yılında Bizans imparatoru Julianın Ermenistanda bulunan Sasanilere karşı yaptığı savaşa Hazarlar da katılarak Bizansa yardım etmişlerdir. Bunun üzerine Sasaniler, Kafkasyada bulunan kabilelerle anlaşarak onların Hazarlara saldırmalarını sağlamışlardır.[27] Hazarlar, 5. yüzyılda, Attilanın 434 yılında Hun imparatoru olması üzerine bir süre Hunlara tâbi olmak zorunda kalmışlardır.[32] Ancak Attilanın ölümünden sonra dağılan Hun İmparatorluğundan ayrılan Hazarlar, yeniden Sasani topraklarına saldırmaya başlamışlardır. Bu durum karşısında Sasani imparatoru, Bizanstan yardım istemek zorunda kalmıştır.[33] Bundan sonra Hazarlar ile Sasaniler arasındaki savaşlar 558 yılından itibaren sürekli olarak devam etmiş ve Sasani hükümdârı Derbent ve Kafkasyadaki geçitlerde bir dizi kaleler inşa ettirmiştir.[33] 5. yüzyılda ortaya çıkan Avarlar da bir süre Hazarları hâkimiyetleri altına almışlardır. Sasani hükümdârı Anuşirvan, Hazarlara karşı Derbend (Bâb el-Ebvâb) kalesini yaptırmıştır. İyice kuvvetlenen Hazarları yenemeyeceğini anlayan Anuşirvan onlarla dost olma yoluna giderek, onlardan gelecek tehlikeleri önlemeye çalışmıştır.[34] Hazarlar, 626-627 yıllarına doğru Bizans imparatoru Herakleiosla anlaşmaya varıp kumandan Çorpan Tarhan önderliğinde, Aras Nehrine kadar bütün Kuzey Azerbaycanı ele geçirerek bazı Ermeni kitlelerini egemenliği altına almışlardır. 628 yılında kış mevsiminin başlaması yüzünden o yıl alınamayan Tiflis, ancak 629 yılında Hazar kumandanı Çorpan Tarhanın başarıyla yürüttüğü harekat neticesinde Hazar Yabgusu tarafından zapt edilmiştir. Böylece Sasaniler artık büyük bir devlet olmaktan çıkarılmış ve Hazar Hakanlığı, İran karşısında Bizansın en iyi müttefiki haline gelmiştir.[27] Bu sırada Hazarlar, henüz bağımsız bir devlet değillerdi. Fakat Göktürk Devletinin 582 yılında Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrılmasından ve daha sonra da Batı Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra kendi başlarına bağımsız bir hanlık olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Süratle siyasi ve askeri nüfuzlarını genişleten Hazarların tam bağımsız bir devlet haline gelmeleri ise 630 yılını bulmuştur.[35][36] Kağanlığın yükselişi[değiştir | kaynağı değiştir] Kağanlığın yayıldığı alan; Batı Göktürk İmpartorluğunun batıda en uçta kalan noktalarıydı: Kırım, Kafkasya, Dinyeper, Don Nehri ve Volga arası ile Hazar Denizi çevresidir. Hazar-Arap ilişkileri[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Hazar-Arap ilişkileri Halifeliğin 730larda genişlemesi. Historical Atlas, William R. Shepherd, 1923 Hazar-Bizans işbirliği karşısında zayıflayan Sasani İmparatorluğu, 632-634lerde İslam kuvvetleri tarafından çökertilip İran toprakları Arapların eline geçince İslam İleri Harekâtı bir yandan Ermenistan yolu ile Kafkaslara doğru bir yandan da Suriye üzerinden Anadolu içlerine kadar gelişmeye başlamıştır. Araplarla Hazarların mücadeleleri şiddetli ve devamlı olmuştur. İlk büyük taarruz, 651-652 yıllarında Halife Ömer zamanında yapılmış ve İslam orduları Hazar topraklarına girip Derbenti alarak Hazarların bu sıralardaki başkentleri olan Belencere[37][38] kadar ilerlemiş ancak Hazarlar tarafından geri püskürtülmüşlerdi. Belencerin Araplar tarafından istila edilmesinden sonra Hazarlar, başkentlerini Aşağı İdil civarına nakletmişlerdir. Daha sonra güneye doğru ilerleyerek Ermenistana girmişlerdi.[39] Karadenizin kuzeyindeki Büyük Bulgarya Hanlığının kuvvetli Hazar genişlemesi karşısında dayanamayarak İdil Bulgarları ve Tuna Bulgarları olarak ikiye ayrılması sonucunda Dinyepere kadar olan düzlükler Hazarların eline geçmiş[40] ve Hakanlık, Kafkasların güneyinde de İslam İleri Harekâtına karşı yolları kapamıştı. 7. yüzyıl sona ermeden Hazarlar, Kırımı ele geçirip Azak Denizi çevresinde tam bir hâkimiyet sağlamışlardır ve böylece Hazar Denizinden Dinyestere Kafkasların güney eteklerinden Oka Nehrine kadar bütün bölgeyi ve Kırımı ellerine geçirmişlerdir.[41] 651-652deki ilk karşılaşmadan sonra Halife Osmanın 656da şehit edilmesinden ve Halife Alinin halife seçilmesinden sonra meydana gelen karışıklıkların Kafkaslar yönündeki İslam saldırılarını azaltması üzerine harekete geçen Hazarlar, Arrâna kadar indiler. Hazar-İslam savaşları yaklaşık yarım asırdan fazla süren sınır boyu çarpışmalarıyla devam etmiş ve daha sonra da İslam orduları, Emevi Halifesi Muaviye zamanında Kafkas taarruzlarına yeniden başlamıştır. Ancak Arapların 717de İstanbula yürümek üzere Kafkaslardan ayrılmak zorunda kalmasıyla, Hazar taarruzu karşısında kalan diğer Arap kuvvetleri geri çekilmiştir. Bunun üzerine Hazar ordusu 717-718 yıllarında Şirvana girmiş ve Azerbaycanın büyük bir kısmını işgal etmiştir.[42] Bundan sonra Kafkaslar bölgesi, iki devlet arasında sürekli el değiştirdiği için İslam orduları, Kafkasyanın kuzeyinden öteye geçememişlerdir.[43] Hazarlar, Kafkasyada ilerleyen Araplara karşı, 731de büyük bir güç toplayarak karşı saldırıya geçip Arapları ağır bir mağlubiyete uğratarak, geçmişte Hazarlara karşı birtakım başarılan kazanmış, Ermenistan valisi Cerrahı öldürdüler.[43] Hazar ordusu bu savaşta Musul önlerine kadar gelmiştir. Araplar böylece tekrar Azerbaycana gerilemek zorunda kaldılar. Buna karşı Sait El-Hareşi komutasında yeniden toparlanan Araplar, Hazarları geri püskürttüler. Döneminin en etkili devletlerinden biri olduğu 820 yılında Hazar Kağanlığı. 732-733 yıllarında daha sonraları halife olacak olan Mervan bin Muhammed, Ermenistana ve Azerbaycana vali tayin edildi. Araplar en önemli başarılarını onun zamanında elde ettiler.[43] Araplar, Semender ve birkaç Hazar şehirini de ele geçirdiler. Bu savaşta ölü ve esirler veren Hazar hakanı, Arap hâkimiyetini ve İslamiyeti kabul etmek şartıyla barışa razı oldu. Bunun üzerine, yapılan antlaşmaya göre başkent İdilde iki fakih kalacak ve Hazarlara İslamiyeti öğretecekti. Ancak Hazar hakanının Müslümanlığı çok uzun sürmemiş ve hakan, Arapların gitmesini müteakip eski dinine dönmüştür.[43] Böylece de İslamiyet, gerek Hazarlar arasında gerekse de bu topraklardaki diğer kavimler arasında güçlü bir şekilde yayılma fırsatı bulamamıştır. Mervanın bu seferinden sonra İslam-Hazar ilişkileri genelikle dostane seyretmiştir.[44] İslam halifeliğinde Abbasilerin iktidara geldiği, 763ten sonra, Arap-Hazar mücadeleleri eski hızını kaybetmiştir.[45] Hazarların Müslüman ülkelerine son akınları Halife Harun Reşid zamanında olmuştur. Halife Harun Reşit, kumandanı Yezidi Hazarların üzerine göndermiş ve o da Hazarları Ermenistandan çıkarmayı başarmıştır.[46] Bundan sonra Arap kaynaklarında Hazarların hücumlarından bahsedilmemektedir. Böylece Güney Kafkaslarda hâkimiyet için yapılan Arap-Hazar mücadelesi sona ermiştir. Hazar-Bizans ilişkileri[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Hazar-Bizans ilişkileri Hazarlar, 7. ve 8. yüzyıllarda nüfuzlarını arttıran Hazarlara, 7. yüzyılda Kırım Gotları tâbi olmuşlardır. Hazarlar 787 yılında Güney Kırımdaki Doros (şimdiki Mangup) kalesini ele geçirmişler ve böylece Gotların Kırımdaki hâkimiyetini sona erdirmişlerdir.[47] 8. ve 9. yüzyıllarda büyüyerek sınırları batı ve kuzey yönünde genişleten Hazar Kağanlığı, Doğu Avrupanın güçlü devletlerinden biri olarak her kavimden belli şartlara göre vergi almıştır.[48] Karadenizin kuzeyi, Karadeniz sahilleri, Kuban Nehri boyları ve Kırımın Hazarların eline geçmesi üzerine Bizans ile Hazarlar arasındaki ilişkiler büsbütün sıklaşmıştır.[49] 695 yılında askeri bir darbeyle tahttan indirilen II. Jüstinyen, Kırımdaki Gotların yanına kaçmış, Gotlar da onu Kırımın o zamanki hakimi olan Hazar hakanı Busire teslim etmişlerdir. 704te Busir, kızkardeşini II. Justinianos ile evlendirmiştir. Tarihçi Theophanese göre; Bizansın yeni imparatoru III. Tiberius, 705te II. Justinianosun ölü ya da diri yakalanıp kendisine teslim edilmesi karşılığında büyük bir armağan teklif etmesi üzerine Busir, Tmutarakan temsilcisine II. Justinianosun ölüm talimatını verdiyse de[50] II. Justinianos, karısının yardımıyla kurtularak Konstantinopole döndü ve Bulgar hükümdarı Tervel Hanın yardımıyla tekrar tahta geçti. Bu arada Chersonu ele geçiren Hazarlara 710da savaş açtı. Chersonu ele geçirmesine karşın Hazar hakanından da yardım alan Chersonlu isyancılar, Kırımı ele geçirdi. Bu sırada savaşa giden ordu, 711de Philipin tarafına geçti ve II. Jüstinyen asıldı.[51] 950 yılında Hazarlar Araplar karşısında Hazarlar ve Bizanslıların beraber hareket etmesi III. Leon zamanında da devam etmiş ve III. Leo, oğlu V. Konstantini Hazar kağanı Biharın kızıyla evlendirmiştir. Bu evlilikten doğan Hazarlı Leon 775te tahta çıkmıştır. Kurulan akrabalık bağlarıyla birlikte iki ülke arasında ticari ilişkiler gelişti. Hazarlar da 834-835 yıllarında saldırılardan korunmak için Sarkel Kalesini yaptırmak isteyince, Bizans imparatoru Theophile elçi göndererek kendisinden destek de aldılar.[52] Hazar-Bizans ilişkileri, imparator Romanos Lekapenos döneminde Bizansın Yahudilere olan tutumu nedeniyle bozulmuştur. Bu yüzden Bizanstan kovulan birçok Yahudi, Hazar ülkesine sığınmış ve 932 yılında Bizansla Hazarzarların arası tekrar açılmıştır.[52][53] Bunun üzerine Hazar hakanı ülkesindeki Hıristiyanları takibe başlamış, bunu duyan I. Romanos da Kiev Knezi I. İgor ile anlaşarak onu Hazarlara karşı bir sefer düzenlemeye ikna etmiştir.[54] Bir süre sonra Bizans-Hazar ilişkileri daha da bozulmuş ve Bizans; Uz, Peçenek, As ve Alan kabileleriyle anlaşarak onları Hazarlara karşı saldırtmışsa da Hazarlar bu saldırıları geri püskürtmüşlerdir.[55] Hazar-Rus ilişkileri[değiştir | kaynağı değiştir] 9. yüzyılın ortalarında; Ruslar (Kırmızı), Slavlar (Gri), Gotlar (Mor) ve mavi çizgiyle belirtilen Hazarların egemenlik alanı. Rus-Hazar ilişkileri yıllıklara göre 859da başlamıştır. Yıllıklarda 859 olayları anlatılırken: Hazarlar, Rus kabileleri olan Polyan, Severyan, Radimiç ve Vyatiçlerden her ev başına bir sincap kürkü ile gümüş para aldılar. şeklinde geçmektedir.[56] Rurikin yerine geçen Novgorod Knezi Oleg bu duruma bir son vermek için 884 yılında Severyanların üzerine gidip, onların Hazarlara vergi ödemelerini istemediğini söylemiştir.[56] 884 yılında Ruslar, diğer Slav kabileleriyle birleşerek Hazarlara karşı birlik meydana getirdiler ve Hazarları iyice zayıflattılar. 892 yılında Ruslar, 55 gemiyle Hazar Denizine inmişler; Ciyl ve Deylem sahillerine, Taberistan ve Abiskon topraklarına asker çıkarıp, çevreyi yakıp yıkmışlar ve topladıkları ganimetlerle geri dönmüşlerdir. Geri dönüşleri sırasında da elde ettikleri ganimetlerin bir kısmını Hazar hakanına vergi olarak vermişlerdir. Ancak; Rusların yaptıklarını öğrenen Hazar hakanının müslüman askerleri, hakandan Ruslara saldırmak için izin istemişler ve bu izni alarak Ruslara saldırmışlardır.[57] 9. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ruslar, Hazar ülkesinde özellikle ticari alanda etkili olmaya başlamışlardır. Rusların sahip olduğu bu rahatlık, Kiev Knezi I. İgorun Kiev şehrini ele geçirerek buraya yerleşmesini sağlamıştır.[47] Girdiği uzun mücadeleler sonucunda Dinyeper Nehri üzerinden Karadenize inen büyük ticaret yolunu ele geçirerek, bazı Slav kabilelerini Hazar egemenliğinden almıştır. Ruslar, yine bu bölgede Hazar hâkimiyetine son vererek, dağınık bir halde yaşayan Slav kavimlerini bir daire altında toplayarak devlet haline getirmişlerdir. Ruslar, ilk defa 913te Hazar ülkesine bir sefer düzenlemişlerdir. Ona göre bu Rus akını Hazar hakanının izniyle olmuş ve Ruslar elde edecekleri ganimetlerin bir kısmını hakana vermişlerdir. Ancak Hazar hakanı 925te kendisinin izni olmadan Rusların tekrar bir akın düzenlediğini öğrenince, kuvvetlerini göndererek geri dönen Rusların yolunu kesmiştir. İgorun 935lerde tekrar Tmutarakan şehrine saldırdığı bir sırada Bizans da Rusların yardımıyla Kırımdaki Hazar topraklarına saldırıp bir kısmını ele geçirmişlerdir. Hazar kağanı II. Aaron, buna 939da bir misilleme yapmış ve Kırımı tahrip etmiştir. Hazarlar, İgorun 941de Bizansa yaptığı sefer sırasında da Bizans donanmasını imha etmişlerdir. 944te Ruslar, o dönemde Müslüman Kafkasyanın merkezi olan Azerbaycanın Berde şehrine kadar inerek her tarafı yağmalamışlar, ancak Hazarlar onlara karşı hiçbir tedbir almamışlardır.[58] I. Svyatoslav, 965te Hazarlar üzerine yürüdü ve Sarkeli aldı.[59][60] I. Svyatoslav daha güneye inerek Peçenek ve Uzları Hazarlar üzerine saldırttı. Sonra Kerç Boğazını ve Kafkasyanın Kuban sahillerini ele geçirdi. Hazar-Diğer Türk boyları ilişkileri[değiştir | kaynağı değiştir] 9. yüzyılın ortalarına kadar gelişmesini sürdüren Hazar Kağanlığı, topraklarında yaşayan Türk kavimleri tarafından 9. yüzyılın sonlarına doğru birtakım saldırılara uğramıştır. Doğudan gelen Kıpçak ve Uzların Hazar ülkesine saldırmasına karşın Hazarlar bu saldırıyı durdurdu ancak, onları tam olarak mağlup edemediler.[61] 854 yılında Kabarlar, daha sonraları Macarlar ve Bulgarlar, Hazar hakimiyetinden ayrılmışlardır. Ayrıca doğudan gelen Peçenek saldırıları da Hazar Kağanlığı’nın zayıflamasında etkili olmuştur. Peçenekler 860-880 yılları civarında Uzların baskısından kurtularak Hazar yurdu içinden batıya doğru geçmişler ve İdil Nehrini aşarak Don ve Kuban boylarına gitmişlerdir.[62] Volga boylarına yerleşen Macarların Hazarların idaresinde teşkilatlanması sonucu Arpad Hanedanı ortaya çıkmıştır.[63][64] 9. yüzyılın sonlarına doğru Bulgarlar ve Peçenekler, Macarlara saldırınca, Hazarların himayesindeki bu devlet yıkılmış ve Macarlar bu olaydan sonra bugünkü Macaristana yerleşmişlerdir.[63] 9. yüzyılın başlarında Peçenekler, Hazarlara yeniden saldırmışlar, fakat Oğuzların Hazarlara yardım etmesi sonucu Peçenek saldırısı savuşturulmuştur. 965teki Rus seferinden sonra eski gücünü kaybeden Hazarların yıkılmasında Ruslar birinci derecede etkiliyken diğer Türk boyları ikinci derecede etkili olmuştur.[61][62] Gerek Peçenek, Uz, Kuman-Kıpçak gibi Türk kabilelerinin saldırıları gerekse 970ten itibaren Hazarların hakimiyeti altında yaşayan kabilelerin birer birer kopmasıyla Hazarlar büyük bir güç kaybına uğramıştır.[65] Hazarların bir kısmı 965ten sonra Kırıma; diğer bir kısmı da Hazar Denizi ile Kafkaslar arasındaki bölgeye çekilerek varlıklarını devam ettirmişseler de zamanla Hazarların kontrolünden çıkan topraklardaki Hazarlar arasındaki bağlantı çeşitli Türk boyları tarafından kesilmiştir.[58] Doğu kaynaklarının Kıpçak, Bizans kaynaklarınınsa Kuman dedikleri boyların, Batı Sibiryadan ayrılarak Volga boylarına doğru ilerlemesi, Hazarların Harezm ve Türkistanla olan ilişkilerini kesmiş ve buralarla olan ticari ilişkilerini bitirmiştir.[66] Askeri ve ekonomik yönden buhran yaşayan Hazarlara son darbeyi Kıpçakların indirmesinden sonra Hazarlar, bir müddet daha Kırım’da kalsa da 11. yüzyıl içerisinde bir kısmı Kumanlara bir kısmı da Ruslara karışarak onların içerisinde kaybolup gitmişlerdir. Kuman-Kıpçak ülkesi de 1299’da Moğollar tarafından istilaya uğramıştır.[67] Kağanlığın çöküşü[değiştir | kaynağı değiştir] 1015 yılında Hazarlar Bizans ile Hazarlar arasındaki siyasi rekabet, Kırım üzerinde hakimiyet kurma isteğinden dolayı çıkmıştır. Hazarlar, I. Svyatoslavın güneye inerek Kerç Boğazını ve Kafkasyanın Kuban sahillerini ele geçirmesinden sonra Azak ve Kırım taraflarında varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bizans kaynaklarına göre, Ruslar ve diğer Türk boylarıyla anlaşıp Hazar Devletinin yıkılmasına sebep olmuştur. Öyle ki 1016-1019 yılları arasında Bizansla işbirliği yapan Ruslar, Hazarların Tmutarakandaki Hazar topraklarına saldırmışlar ve Tmutarakan ile civar topraklar, Bizans imparatoru II. Bazilin gönderdiği donanmanın yardımıyla I. Svyatopolk tarafından zaptedilmiştir. Bu savaştan Hazarların son hakanı olan Georgius Tzul esir edilmiştir. Hakan Hıristiyanlığı kabul ederek Arbon unvanını almıştır. Mstislav bundan sonra Tmutarakan knezi olmuş ve 1022de ordusuna aldığı Hazarların da yardımıyla Kievdeki kardeşi I. Yaroslava karşı savaşmıştır. 1016dan sonra egemenliklerini Aşağı İdil boylarında, Azak ve Kırımda küçük prenslikler kurarak sürdüren Hazarlara son darbeyi 1030 yılında Peçenekler indirmiştir.[40] Rus yıllıklarındaki 1095 yılına ait kayıtlardaysa Hazarlar artık Rus knezlerine tâbi olarak zikredilmektedirler.[67][68] Hazarlara karşı savaşması için kışkırtılan Bizans imparatoru da, Rus ordusuna yardım etmek üzere Bizans donanmasını göndermiştir. Hazar Kağanlığı, Bizans İmparatorluğunun da etkileri sebebiyle 11. yüzyılda çökmüştür.[52] Şaban Kuzgun, Hazarların çöküş sebepleri iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır. Dış sebeplerin en önemlisi, Hazarların coğrafi bakımdan son derece önemli bir bölgeyi ellerinde tutuyor olmalarıdır. İç sebeplerin başlıcaları ise; Ülkede Hazarların geniş bir alana yayılmasıyla; din, dil, kültü, menfaat ve kader birliğinin yok olması, Ülkede zevk ve sefahatin artması, Askeri sistemle hakanlık müessesinin bozulmasıdır.[69] Goldena göre, kağanlığın 10. yüzyılın ikinci yarsısındaki beklenmeyen çöküşü kaçınılmazdı. Ona göre Hazarların yıkılışı Musevi olmalarından dolayı değil, merkezi olmayan güçlerden oluşan konar-göçer devlet yapısının zayıflıkları ve İtil boylarında değişen ekonomik dengelerle ilgilidir.[23] Devletin çökmesinden sonra hemen kaybolmayıp aralarında Macarların da olduğu çeşitli ulusların arasına dağılan Hazarların bir kısmı Macar sınırlarını korumada görev almıştır.[70] Timothy Miller, 11. yy. civarında Musevi Hazarların Bizans İmparatorluğundaki Pera Yahudi Cemaatinin üyesi olduklarını keşfetmiştir.[71] Dunlopa göre, Rusların bir deniz gücüne sahip olmasına karşın Hazarların sahip olmayışı, karada sağlanan savaş üstünlüklerini kaybetmelerine yol açmıştır. Devlet teşkilatı[değiştir | kaynağı değiştir] Bir Hazar askeri savaş esiriyle birlikte Hazar Kağanlığının devlet teşkilatı aslında Göktürk Devletinin teşkilatının bir devamı olmakla beraber bazı konularda farklılık göstermektedir. Hudud ul-alam adlı esere göre, devletin başında bulunan hakan, Aşina sülalesinden gelmekte ve Türk geleneklerine uygun olarak ilahi kaynaklı sayılmaktaydı. Bu yüzden hakan (kağan) olmak için belirli bir sülaleye mensup olmak gerekliydi.[7] Kağanlık babadan oğula geçerdi ve kağanların Asena adlı dişi bir kurdun soyundan geldiğine inanılırdı.[72] Hem Batı Türklerinde hem de Hazarlarda kağan katletme âdeti vardı. Arap tarihçi İstahrîye göre, kağan göreve başladıktan sonra yaşayacağı süre için bir limit belirlenirdi ve bu süre dolar dolmaz kağan öldürülürdü.[73] İbn Fadlana göre, kağan en azından 40 yıl tahtta kalmışsa maiyetindekiler ve tebaası, yaşlılıktan dolayı muhakeme yeteneğinin bozulmuş olacağını düşünürlerdi ve bunun sonucunda da kağan katledilirdi.[74] Diğer Türk devletlerinde olduğu gibi Hazarlarda da kağanın sihirli bir kudreti olduğuna inanılırdı. Halkın başına kuraklık, kıtlık, savaşlarda başarısızlık ve başka uğursuzluklar geldiği zaman, kağan bundan sorumlu tutulur ve bu durum onun ölümüne neden olurdu.[75] Kağanın yardımcısına Kündür, onun da yardımcısına çavışgır denmekteydi. Bu 3 kişinin dışında kimse kağanın yanına giremezdi. Kağanın düşmana karşı gönderdiği ordu yenilgiye uğrarasa, kaçarak geri dönenler öldürülür, kumandan ve kağan yardımcısı cezalandırılırlardı. Hazarlara bağlı diğer kavimler, merkezden gönderilen İl-teber veya tudun denilen kişiler tarafından yönetilirlerdi.[75] Kağanın karısına diğer Türk devletlerinde olduğu gibi Hatun denirdi. Kağanölümünden sonra özenle hazırlanmış bir anıt mezara gömülürdü.[72] Zaman ilerledikçe, Hazar kağanının konumu zayıfladı. O. Pritsaka göre, tarihçi El-Yakubînin 9. yüzyılda tuttuğu kayıtlarda, kağanın 799 yılına hem en üst düzeyde yönetici hem de ordu komutanı olduğunu; ancak, 833 yılına gelindiğinde yetkilerini bir diğer yönetici olan Bek ile paylaştığını yazıyordu.[76] Kağanın göstermelik bir ruhani lider konumuna indirgendiği 10. yüzyılda devlet meseleleriyle ilgilenen kişi Bek idi.[77] İbn Fadlanın anlattığı kadarıyla, bek her türlü yasak koymaya, cezalandırmaya, affetmeye ve devlet işlerini yürütmeye yetkiliydi. Yine de o dönemin hiyerarşisinde bir unvandan ibaret olan kağanın ardında, ikinci sırada yer alıyordu. Bekin en önemli sorumluluklarından biri de ordu komutanlığıydı. Hazar yönetiminde üçüncü kademede bulunan kişiye Kender, dördüncü sırada gelen Kenderin vekiline de Javişgar denmekteydi. Yönetim hiyerarşisinde beşinci sırada Tarkan bulunmaktaydı. Görevi, Hazar ordusunda alay komutanlığı yapmak ya da yardımcı orduları komuta etmekti. Tarkan aynı zamanda 8. yüzyılda Atilin yerel valisinin de unvanıydı.[78] El İstahrîye göre, Hazar ordusu 12.000 kişilikti. Askerin küçük bir kısmı hariç düzenli bir şekilde ücret almaz, maaşlarını uzun vadelerle ve düzenli olmayan aralıklarla alırlardı. Hazarların ücretli askerleri yoktu ve şehirlerin savunmaları gönüllüler tarafından yapılırdı. Ancak, 9. yüzyılın ortalarında ticaretin gelişmesiyle askerlik mesleğiyle uğraşanların sayısı azalmış ve bu durum, ücretli askerlerin sayısının artmasını da beraberinde getirmiştir.[75] Öte yandan, Harezmden getirilen ve Arsiya adı verilen İran kökenli Müslüman askerler Hazar kağanının özel muhafızlığını yapmaktaydı. Hazar ordusunda bunlardan başka Slav Rusları da görev alıyordu.[79] Ayrıca, Hazarların deniz gücü olduğu görülmemektedir.[80] Hazaryada görev yapan yerel valilere Tudun adı verilirdi ve bunlar Hazar Kağanı tarafından atanırdı. Tudunlar vergi toplarlardı ve gümrükten sorumluydular.[81] Balıkçı adı verilen sahil güvenlik görevlileri de mevcuttu. Ancak bazı şehirlerde tudunlar ve balıkçılarla aynı görevi üstlenen ve seçimle işbaşına gelen yöneticiler de vardı. Babaghuq (şehrin babası) adı verilen bu yöneticilerden biri Chersonu 705-840 yılları arasında yönetmiştir. Bir başka babaghuq da 703 yılında Tmutarakanın yöneticisiydi.[82] Ayrıca, Hazarlar, Kiev Ruslarının da kurdukları Kiev Knezliğinin yönetim biçimini etkilemişlerdir. Rusların Kumanlar üzerine yaptığı seferdeki mağlubiyeti destansı bir biçimde anlatan İgor Destanında Novgorod-Sversk Prensi İgorun unvanı kağandır.[83] Hudūd-al-Ālam adlı eser de İgordan Rus Kağanı olarak bahsetmektedir.[84] Tüm inançların mahkemede temsil edilmesini sağlayan ve böylece hoşgörü ortamını da yaratan Hazarlar düzenli bir hukuk sistemi de kurmuşlardı. Başkentte 4 farklı inancı temsil eden 7 baş yargıç yüksek mahkemeyi oluşturuyordu. Atildeki mahkeme esas olarak ticari davalara bakıyordu.[85] Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir] Hazarların en önemli gelirini ticaret akışı oluştursa da, ihraç edecek fazla malları bulunmamaktaydı. En çok bal, tutkal, balmumu, un, kadife ve kürkler ihraç edilmekteydi. Ayrıca, ticaret kervanları ve gemileri, Hazar Kağanlığına onda bir oranında vergi öderlerdi. Hazar Denizinden gelen gemilerden de gümrük vergisi alınırdı. Hazarlar, Müslüman ve Rus tüccarların ülkelerinden serbestçe geçmelerine izin vermişlerdir. Bu tüccarlar özellikle 10. yüzyılda İtilin devamlı müşterisi olmuşlardır ve bir süre sonra da birçoğu buraya yerleşmiştir. İtil dışında Sakşın şehrini de bir ticaret merkezi yapan Hazarlar, 8. yüzyılla 11. yüzyıl arasında topraklarının geniş bir bölümünde güven ve asayişi sağladığı için Doğu Avrupada tam anlamıyla bir Hazar Barışı çağı yaşatmışlardır.[86][87] Sarkel Kalesinde ele geçen eşyalardan Hazarların birçok kavimle ve başka Türk topluluklarıyla büyük boyutlu ticaret ilişkileri olduğu, ayrıca tarım ve hayvancılıkta da ileri bir düzeye vardıkları anlaşılmıştır.[9] Hazarlarda ziraatin ve özellikle de ticaretin gelişmiş olmasına rağmen, ekonomik hayatlarının esasını yine de hayvan yetiştiriciliği teşkil ediyordu. Nehir boylarındaki otlak ve sazlıklar, hayvan yetiştirmeyi kolaylaştırıyordu. Ancak, Hazarlar giyim eşyaları ve bir kısım ihtiyaçlarını Araplardan ve Bizanslılardan ihtal etmekteydiler. Ayrıca Hazar kılıçları da Ruslar tarafından oldukça ilgi görmekteydi.[87] Hazar Kağanlığının birçok bölgesinde, özellikle de kuzeydeki ormanlık alanlarda tahıl tarımı oldukça yaygınken, güneydeki bozkırlarda göçebe çobanlık hâkimdi. Hazar bozkırlarında darı, buğday, arpa, çavdar, kendir ve bezelye gibi çeşitli bostan sebzeleri yetiştiriliyordu.[88] Hazar yerleşimlerinde yapılan kazılarda kavun ve hıyar tohumları ile üzüm ve kiraz kalıntıları bulunmuştur.[89] Hazaryada yapılan balıkçılğın yanında hayvan yetiştiriciliği de yapılıyordu. Hayvanların evcilleştiirlmesi yaygındı. Beslenen hayvanlar arasında koyun, keçi, at, eşek ve domuz bulunmaktaydı. Çiftlilk hayvanlarının dışında çok sayıda deveye de sahip olan Hazarlar, arıcılık da yapmaktaydı.[90] Bunların yanı sıra, yaban domuzu, kunduz, geyik ve tavşan gibi çeşitli yabani hayvanlar da avlanıyordu.[91] Ticari etkinlikler açısından gelişmiş olan Hazar Kağanlığı, Asya ile Avrupa arasındaki birçok ticaret yolunu kontrol altında tutuyordu. Avrasyanın birçok yerinde ticari bağları bulunan Hazarlar, Harezmde pamuklu dokuma, keçe, yastık kılıfı ticareti yapıyorlardı. Hatta Hazar Kağanlığı, İsveçle bile ticaret yapmıştır. Gezgin tüccarlar olan Radhanitler ise Orta Asyayla Rusya ile Hazaryayı sosyal, kültürel ve ticari açıdan çeşitli bağlar kurmaktaydı.[91] Kültür ve sanat[değiştir | kaynağı değiştir] Hazar kalesi olan Sarkelin havadan görünüşü. Kazılar, 1930larda Mikhail Artamonov tarafından yürütülmüştür. Günümüze yazılı bir belge kalmayan ve bu yüzden dilleri ve kültürleri üzerine yeterli bilgi sahibi olunmayan[12] Hazarlar, Türk kökenli bir ulus olarak Orta Asyadan gelme göçebelik karakterlerini tümüyle silememişlerdir. Özellikle yaz ve kış aylarında değişik bölgelerde oturma geleneği, Hazar Kağanlığında da sürdürülmüştür. Kış aylarında genellikle kentlerde yaşayan Hazar toplumu, ilkbahar gelince kentlerden çıkar ve kışa kadar yayla ve bozkırlarda yaşardı.[92] Sovyet arkeologların yaptıkları araştırmalarda elde ettikleri bulgulara göre Hazarlar, Hunlardan daha farklı olarak çok ileri bir medeniyet seviyesine erişmişlerdi.[93] Hazarlarda evler, Türklerin derme evleri (hargâh, büyük çadır da denir) denen, ağaçtan yapılmış ve üstleri keçe ile örtülü türdendi. Ayrıca, kağana ve kamuya ait olan binaların yapımında tuğla kullanılıyordu.[73] Sarkel Kalesindeki dehlizlerde Hazar yapımı mücevherlerin, süslü tabakaların, ayna gibi çeşitli süs eşyalarının bulunması, hem Hazarlarda altın ve gümüş işlemeciliğinin çok ileri bir noktada olduğunu hem de Hazarların süse ve giyime düşkün olduklarının bir göstergesi olmuştur.[94] Hazar kültürünün etkisi hâkimiyetine yakın olan bölgelerde de görülmüş ve Hıristiyanlık dinini kabul etmesiyle tanınan I. Vladimirin kağan unvanını kullanmıştır.[95][96] Ruslar kısa ceketler giyerken, Hazarlar, Bulgarlar ve Peçeneklerin ceketleri uzundu. Bu ceketler, aslında Aşkenazi Yahudilerin 19. yüzyılda giydikleri cüppelere benzeyen kaftanlardı. Türk erkekleri ve kadınları saçlarını örerlerdi. 7. yüzyıla ait Çince bir kaynağa göre, yalnızca Türk kağanı uzun saçlarını (bir kurdeleyle bağlayarak) serbest bırakabilirdi. Kağan dışında kalan tüm soylular ve savaşçılar da saçlarını örmek zorundaydılar.[97] Dil ve yazı[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız: Hazarca Hazar alfabesiyle yazılmış ve günümüze ulaşmış tek cümle HWQWRWM = Hukurim = OKUDUM[98] Hazarca Eski Türkçe dönemi (6-10. yy) içinde değerlendirilir.[99] Hazarların diliyle yazılmış bir eser, günümüze kadar ulaşamadığı için Hazarların konuştuğu dil hakkında kesin bir bilgi yoktur.[12] Hazarlardan günümüze kadar kalan iki belge vardır ve bunlar İbranice yazılmıştır. Bunlardan biri, Hazar kağanı Yusuf tarafından, 960 yıllarında Emevilerin Kurtuba emiri III. Abdurrahmanın hizmetinde çalışan devlet adamına yazılan mektup ve diğeri de, yine aynı hakan zamanında ismi belirsiz bir Musevi Hazar tarafından yazılan mektubun Mısırda bulunan parçalarıdır.[7] Barthold ve Minorsky gibi Rus araştırmacılar, Hazarcanın İdil Bulgarlarının diline benzediğini, bugün Çuvaşçanın da, Bulgarca ve Hazarcaya benzediğini ve sonuç olarak, Hazarcanın Türk dillerinin ayrı bir kolu olan Çuvaşçaya çok yakın olduğunu ifade etmektedirler.[6][98] Ayrıca, yapılan araştırmalara göre, Hazar ülkesinde Hazarcanın dışında çeşitli Türk lehçelerinin de konuşulmakta olduğu ortaya çıkarılmıştır.[100] Ayrıca, Karaçaylar, Balkarlar ve Kafkasyalılar da bu dilden arta kalan birtakım sözcükleri de dillerinde kullanmaktadırlar. Polonyada yaşayan Karaylar da Musevi olup eski Hazar Türkçesini kullanmaktadırlar.[92] Din[değiştir | kaynağı değiştir] Ayrıca bakınız: Şamanizm, Hıristiyanlık, İslam ile Musevilik Hazar Kağanlığı içinde birçok din yaşama olanağı bulmuştur. Hazarların asıl ve en uzun süreli dini, Gök Tanrı Diniydi. Diğer eski Türk halkları gibi tabiat güçlerine dini anlamda saygı gösteriyorlardı. Devlet içerisinde erken dönemlerden itibaren ortaya çıkan bir başka din de Hıristiyanlıktı. Arap istilaları döneminde de Müslümanlık, Harezmli tüccarlar aracılığıyla yayılmıştır. Dağıstandaki Museviler de, Museviliği yaymaya çalışmıştır. Hazarlarda Hıristiyanlığın yayılması, 8. yüzyıl başlarında Güney Kafkasya ve Azerbaycanda genişleyen Arap istilasıyla sona ermiştir. Ancak, Hazar Kağanlığının yıkılmasından sonra Hıristiyan halk, Rus Kilisesi içerisinde erimiştir.[101] Hazar Kağanlığı, devletin resmi dini olarak Museviliki kabul etmiş olsa da, Yahudilikin hangi mezhebine bağlı oldukları kesin değildir.[70] Hazar kağanı, El-Mesûdîye göre, halife Harun Reşid döneminde (786-809) Musevilike geçmiştir. Ancak, Constantinenin Hayatı adlı esere göreyse, Hazar hakanının Yahudiliki kabul edişi 861 yılını bulmaktadır.[102] Hazarların Museviliki nasıl kabul ettikleri bilinmese de, daha önceden Doğu Avrupada Musevi toplumların yaşadığı ortaya çıkarılmıştır. Ancak, Sasanilerin ve Bizans Devletinin Yahudileri takip ettirmesi üzerine, Dağıstana yerleşen Yahudiler, bir süre sonra dinlerini yaymaya başlamışlardır. Ayrıca, Hazarya Mezopotamya ve Harezm (bugünkü Özbekistan) dahil birçok bölgeden de Musevi göçü alıyordu. El-Mesûdîye göre; başkent İtilde Müslüman ve Hıristiyan toplulukların Musevilerden fazla olmasına karşın, ülkede bulunan belli başlı 7 kadıdan 1i eski Gök Tanrı dinine tâbi olanların, 2si Hıristiyanların, diğer 2si Musevilerin ve kalan 2si de Müslümanların davlarına bakardı.[103] Bulan Kağan ve Obadiah Kağan zamanlarında halk arasında yayılma hızı artan[104] Musevilik inancının yayılması için herhangi bir gayret içerisinde olmayan hakanlar, halkın dini inancına karışmamıştır. 10. yüzyıla gelindiğinde ise, Musevilikin Hazarlar arasında hakim din olmuştur. Mervan bin Muhammed komutasındaki İslam kuvvetlerine yenilen hakan, zor durumda kalınca İslamiyeti kabul edeceğini bildirse de, kısa süre sonra eski hâline dönmüştür.[43] İslam ordularının çekilmesinden sonra kalan iki fakih, İslamiyeti yaymaya çalışmışlardır. Harezmde İslam savaşları başladığı ve hastalıklar çıktığı zaman, halkın bir kısmı Hazar ülkesine taşınmış ve daha sonra serbest olarak ibadet edebilme, ezan okutma, cami yapabilme ve müslümanlara karşı savaşmama gibi şartlar karşılığında orduya girmişlerdir.[105][106] Diğer taraftan, Omeljan Pritsak ise Hazarların Museviliğe dönüşünümünü yalnızca gezgin Radhanitler ve İranlı Yahudi tüccarların etkilerine bağlamaktadır.[107] 1999da Aşkenaz Musevilere ait Y kromozomlarında yapılan genetik araştırmalarda DNA yapılarının, İsrailoğlu kökenli Yahudilere değil, Türk kökenlilere yakın sonuçlar verdiği ortaya çıkmıştır.[22][108][109] Hazar Kağanları[değiştir | kaynağı değiştir] Hazarlardan günümüze yeterince bilgi kalmadığı için birçok yerde kesin tarihler verilememiştir.[110] 620 - 690[değiştir | kaynağı değiştir] • 620 - 630 Tong Yabgu Kağan (Batı Göktürklerin kağanı) • 630 - ~650 Böri Şad • ~650 İrbiş 690 - 715[değiştir | kaynağı değiştir] ~690 - 715 Busir (İbuzir Gliavan) 720 - 732[değiştir | kaynağı değiştir] • 720lerin sonları-731 Baryik • ~732 Bihar 730lar - 840lar[değiştir | kaynağı değiştir] • 730ların sonları Prisbit (Kağan naibi) • 737 - 740 Halifelik idaresi • ? - 760lar Bağatur • 825 - 830lar Tuvan Kağan • 840lar Tarkhan[111] 840 -[değiştir | kaynağı değiştir] • ~861 Zekeriya Bulan hanedanı[değiştir | kaynağı değiştir] 740lar Bulan Sabriel ~786 - 800ler Obadiah Hizkiya I. Menaşe Hanuka İshak Sabulon II. Menaşe Nişi ~900 I. Aaron Menahem ~920 Benjamin 920ler - 940lar II. Aaron 940lar - 960lar Yusuf Geç Hazar kağanları[değiştir | kaynağı değiştir] ~986 - 988 David (Tamanda) ? - 1016 Georgius Tzul (Kerçte) Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir] Arkheograficheskoĭ kommissii. Летописи по Ипат Cкому Список, Saint Petersburg, 1871. Artamonov, Mikhail İllarionoviç. Hazar Tarihi (çev. A. Batur), İstanbul, 2004. Bálint, Csánad. Some Archaeological Addenda to P. Goldens Khazar Studies, Acta Orientalia Academiae Sciendarun Hungaricae, 1981. Barkun, Michael. Religion and the Racist Right: The Origins of the Christian Identity Movement, UNC Press, ISBN 0-8078-4638-4 Baştav, Şerif. Hazar Kağanlığı Tarihi, Tarihte Türk Devletleri I, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara, 1987 Barthold, Vasiliy Vladimiroviç (1996). Khazar. Encyclopaedia of Islam (Brill Online). Eds.: P. Bearman, Th. Bianquis, C.E. Bosworth, E. van Donzel and W.P. Heinrichs. Brill. Bowman, Stephen B., Ankori, Zvi The Jews of Byzantium 1204-1453 Bloch Pub Co (Aralık 2001). Brook, Kevin Alan. The Jews of Khazaria. 2nd ed. Rowman & Littlefield Publishers, Inc, 2006. Brook, Kevin Alan. Bir Türk İmparatorluğu: Hazar Yahudileri, Nokta Kitap, İstanbul, 2005. ISBN 975-8823-73-6. Kevin Alan Brook. Are Russian Jews Descended from the Khazars? Khazaria Kevin Alan Brook. Tales about Jewish Khazars in the Byzantine Empire Resolve an Old Debate. Los Muestros, No. 54, p. 27. Brutzkus, Julius. The Khazar Origin of Ancient Kiev, Slavonic and East European Review, 1944. Cameron, Averil. Byzantines and Jews: some recent work on early Byzantium, Byzantine and Modern Greek Studies 20 (1996): 249-274. Dunlop, Douglas M. The History of the Jewish Khazars, Princeton, N.J.: Princeton University Press, 1954. Dunlop, Douglas M. The Khazars. The Dark Ages: Jews in Christian Europe, 711-1096. 1966. Edwards, Mike. Searching for the Scythians, National Geographic, s.56, September 1996. Gauthier, Yuri V./Готье, Юрий B. Хазарская культура, Новая Восток, 1925 Golden, Peter B. Khazar Studies: An Historio-Philological Inquiry into the Origins of the Khazars. Budapeşte: Akademia Kiado, 1980. Golden, Peter B. Hazar Çalışmaları, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006. ISBN 975-8839-44-6. Golden, Peter B. Khazar Turkic Ghulâms in Caliphal Service (Journal Asiatique adlı gazetetede makalesi, 2004.) Golden, Peter B. Khazar Turkic Ghulâms in Caliphal Service: Onomastic Notes (Journal Article in Archivum Eurasiae Medii Aevi, 1993.) Golden, Peter B. Khazars (Book Chapter in Turkish-Jewish Encounters: Studies on Turkish-Jewish Relations through the Ages, 2001.) Golden, Peter B. The Conversion of the Khazars to Judaism, 2007 Marcel Erdal. The Khazar Language. In: Golden et al. 2007, pp. 75–107. Minorsky, V. (Haz). Hudūd-al-Ālam حدود العالم, Londra, 1936. Kafesoğlu, İbrahim. Türk Millî Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1999. ISBN 9754372366 Kinder, Hermann & Hilgemann, Werner, Dünya Tarihi Atlası, 1. Cilt, ODTÜ Yayıncılık, Ankara, 2007. ISBN 9944-344-00-1 Kitapçı, Zekeriya. Hz. Peygamberin Hadislerinde Hazarlar, Türk Dünyası Dergisi, Mayıs 2002, no, 185, s. 38-42. Koestler, Arthur. (1976): The Thirteenth Tribe: The Khazar Empire and Its Heritage. Random House, New York. ISBN 0-394-40284-7 Kmosko, Michael. Araplar ve Hazarlar, Türkiyat Mecmuası, 1935, C. III (çev: A. Cemal Köprülü) Kovalev, Roman K. Creating Khazar Identity through Coins: The Special Issue Dirhams of 837/8. East Central and Eastern Europe in the Early Middle Ages, ed. Florin Curta, pp. 220–253. Ann Arbor, MI: University of Michigan Press, 2005. Kurat, Akdes Nimet. IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi, Ankara, 1992. ISBN 975-7734-00-4 Kuzgun, Şaban. Hazar ve Karay Türkleri: Türklerde Yahudilik ve Doğu Avrupa Yahudilerinin Menşei Meselesi, Alıç Matbaacılık, Ankara, 1993. ISBN 975-95695-0-7 Minorsky, Vladimir Feodoroviç (1936) Hudūd-al-Ālam حدود العالم Londra. Miller, Timothy S., The Legend of Saint Zotikos According to Constantine Akropolites, Analecta Bollandiana c.112, 1994 Noonan, Thomas S. Did the Khazars Possess a Monetary Economy? An Analysis of the Numismatic Evidence. Archivum Eurasiae Medii Aevi 2 (1982): 219-267. Noonan, Thomas S. What Does Historical Numismatics Suggest About the History of Khazaria in the Ninth Century? Archivum Eurasiae Medii Aevi 3 (1983): 265-281. Noonan, Thomas S. Why Dirhams First Reached Russia: The Role of Arab-Khazar Relations in the Development of the Earliest Islamic Trade with Eastern Europe. Archivum Eurasiae Medii Aevi 4 (1984): 151-282. Noonan, Thomas S. Khazaria as an Intermediary between Islam and Eastern Europe in the Second Half of the Ninth Century: The Numismatic Perspective. Archivum Eurasiae Medii Aevi 5 (1985): 179-204. Noonan, Thomas S. What Can Archaeology Tell Us About the Economy of Khazaria? The Archaeology of the Steppes: Methods and Strategies - Papers from the International Symposium held in Naples 9-12 November 1992, ed. Bruno Genito, pp. 331–345. Napoli, Italy: Istituto Universitario Orientale, 1994. Noonan, Thomas S. The Khazar Economy. Archivum Eurasiae Medii Aevi 9 (1995-1997): 253-318. Orkun, Hüseyin Namık. Türk Tarihi, Akba Kitabevi, Ankara, 1946. Ögel, Bahaeddin. İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi: Orta Asya Kaynak ve Buluntularına Göre, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2003. ISBN 975-16-0417-6. Pritsak, Omeljan. The Khazar Kingdoms Conversion to Judaism. (Journal Article in Harvard Ukrainian Studies, 1978) Pritsak, Omeljan. The Pre-Ashkenazic Jews of Eastern Europe in Relation to the Khazars, the Rus, and the Lithuanians. Ukrainian-Jewish Relations in HIstorical Perspective, ed. Howard Aster and Peter J. Potichnyj. Edmonton, Alberta: Canadian Institute of Ukrainian Studies Press, 1990. p. 7. Rossman, Vadim. Russian Intellectual Antisemitism in the Post-Communist Era, University of Nebraska Press, 2002. ISBN 0-8032-3948-3 Rásonyi, László. Tarihte Türklük, Örgün Yayınevi, 2007. ISBN 9757651635 Rice, Tamara Talbot. The Seljuks in Asia Minor. Thames and Hudson, Londra, 1961. pp. 18–19. Günah Çıkartıcı Theophanes,Günah Çıkartıcı Theophanes Vakainameleri (kronikler), Oxford University Press, 1997. ISBN 0-19-822568-7 Togan, Zeki Velidi. Hazarlar md. İslam Ansiklopedisi, Cilt V, İstanbul, 1970 Vasiliyev, Aleksandr Aleksandroviç. Bizans İmparatorluğu Tarihi I, İstanbul, 1943. Vital, David (1999): A People Apart: A History of the Jews in Europe. Oxford University Press. ISBN 0-19-821980-6 Zuckerman, Constantine. On the Date of the Khazars Conversion to Judaism and the Chronology of the Kings of the Rus Oleg and Igor (Revue des Études Byzantines 53), 1995 1915ten önceki çalışmalar[değiştir | kaynağı değiştir] The Book of Climates-Collection of Materials Relating to Places and Peoples of the Caucasus, El İstahrî, sayı:29, Tiflis, 1901. Kitâbüt-Tenbih vel-İşrâf, El-Mesûdî, VIII. (Leiden, 1894) The Book of Roads and Kingdoms-Collection of Materials Relating to Places and Peoples of the Caucasus, İbn Havkal, sayı:38, Tiflis, 1906. El-Memâlik vel Mesalik, İbn Hurdâdbih, Leiden, 1889. A Forgotten Turkish Nation in Europe-The Gentlemans Quarterly, Karl Blind, Cilt: CCXLI, No.19. Londra: Chatto & Windus, 1877, s.439–460. Itinéraires de la Terre Sainte, Carmody, Brüksel, 1847. Sur le Khazars. Vivien St. Martin. Paris, 1851. Der khazarische Königsbrief, Cassel, Berlin, 1877. Der Ursprung der Magyaren, Vambéry, Leipzig, 1882. Das Buch se-Chazari, Hirschfield, Breslav, 1885. Pre- and Proto-historic Finns, Abercromby, Londra, 1898. Osteuropäische und Ostasiatische Streifzüge, Marquart, Leipzig, 1903. An Unknown Khazar Document-Jewish Quarterly Review, Cilt III, s. 181–219, n.s., Filadelfiya, 1913. Dipnotlar[değiştir | kaynağı değiştir] ^ Ankaranın Başkent Oluşunun 89. Yılı Kutlu Olsun (WMV). ttk.org.tr. 2012. Erişim tarihi: 16 Ocak 2013. ^ İbranice tekil Kuzari כוזרי çoğul Kuzarim כוזרים; Türkçe tekil Hazar çoğul Hazarlar; Rusça tekil Хазарин çoğul Хазары; Tatarca tekil Xäzär çoğul Xäzärlär; Kırım Tatarca tekil Hazar, çoğul Hazarlar; Yunanca Χαζάροι/Χάζαροι; Farsça خزر khazar; Latince Gazari ya da Cosri bu konuda ayrıca bakınız: İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1999. ISBN 9754372366 ^ Roux, Jean Paul (1984). Türklerin Tarihi (Historie des Turks). Ad. ISBN 975-506-018-9. ^ a b Kafesoğlu, s.157 ^ Togan, s.398; Hazarlar konusunda geniş kapsamlı bir araştırma yapmış olan Şaban Kuzgun, Arap kaynaklarında bu kelimenin ayrıca çekik ve küçük gözlü anlamına geldiğini belirtir. Bkz: Ş. Kuzgun. Hazar ve Karay Türkleri: Türklerde Yahudilik ve Doğu Avrupa Yahudilerinin Menşei Meselesi, Alıç Matbaacılık, Ankara, 1993. ISBN 975-95695-0-7 ^ a b Rásonyi, s.114 ^ a b c از فرزندان انسا است az farzandān-i Ansā ast (حدود العالم Hudūd al-Ālam) ^ Kuzgun, s.43 ^ a b c Hazarlar. Temel Britannica Ansiklopedisi. 8. Cilt. İstanbul: Ana Yayıncılık. 1993. ss. sf. 110-111. ^ Artamonov, eserinin 49-52 sayfalarında Hunların batıya doğru ilerlemelerini onaylayan arkeolojik buluntulara da yer vermiştir. Buna göre; Hunların Güney Ural sahasına gelişleri MS II. yüzyıla aittir. Ayrıca Bkz: A.N. Kurat. IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi, Ankara, 1992, s.30. ISBN 975-7734-00-4 ^ Kafesoğlu, s.168 ^ a b c d e Hazar Kağanlığı. Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc. ^ Dunlop, The History of, s. 95-96 ^ 1970 -- The Empire of the Steppes. (tr., Naomi Walford). New Brunswick: Rutgers University Press. 10-ISBN 0-8135-1304-9; 13-ISBN 978-0-8135-1304-1; OCLC 90972 ^ 新唐書/卷221下 ^ a b Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.26 ^ Golden, Khazar Studies, s.55-56 ^ Brutzkus, s.119 ^ Dunlop, The History of, s.5 ^ İbn Havkal, s. 107 ^ El İstahrî, s. 41 ^ a b Scholar claims to find medieval Jewish capital. Associated Press, FoxNews. 2008-09-22. Erişim tarihi: 2008-10-28. ^ a b Gömeç, Saadettin. Hazar Çalışmaları. docs.google. Erişim tarihi: 2008-08-27. ^ Dunlop, The History of, s.96 ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.25 ^ a b Baştav, s.141 ^ a b c d Togan, s.398 ^ Koestler, s.23 ^ El-Mesûdî, s.83 ^ Kafesoğlu, s.167 ^ a b Kuzgun, s.51 ^ Bizans imparatoru II. Theodosius 448de Hazarları kendi safhına çekmak ve ülkesini Hunlardan korumak amacıyla Hazar beylerine rüşvet olarak hediyeler göndermiştir. Bunu öğrenen Attila, Bizansla anlaşan Hazar beylerini öldürterek, Hazarlar üzerinde hakimiyetini sağlamlaştırmıştır. Koestler, s.56 ^ a b Togan, s. 340-341 ^ Kuzgun, s.53 ^ Artamonova göre Hazar boyları, bu sıralarda Göktürk Kağanlığına bağlıydılar; Artamonov, s.146 ^ Kafesoğluna göre Hazarların bağımsız bir devlet kurmaları 627den sonraki bir zamana aittir; Kafesoğlu, s.158 ^ Artamanova göre Hazar başkenti Belencer, bugün Dağıstanda Sulak Irmağı üzerinde bulunan Endere Harabeleridir; Artamanov, s.185 ^ Bu şehir bazı kaynaklarda Varacan veya Varaçan olarak geçmektedir; Togan, s.389 ^ Kuzgun, s.56 ^ a b Hazarlar. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. 10. Cilt. İstanbul: Milliyet A.Ş.. 1991. ss. sf. 5143-5144. ^ Kurat, s.32 ^ Kmosko, s.148 ^ a b c d e Artamonov, s.202-213; Artamonova göre Hazarların tarihte oynadıkları en önemli rol, onların Arap-İslam istilasının Kafkasları aşmasını durdurmuş olmalarıdır. Bununla İslam dininin 8. yüzyılda Aşağı İdil Boyu ve Karadeniz yayılması önlenmiştir; Bkz a.g.e, s.457 ^ Togan, Mervanın Terek ve İdil arasındaki bozkırlardan bu kadar kalabalık bir orduyu sevk ederek İdilin doğusuna geçirmesinin Emeviler tarihinde emsali görülmemiş bir olay olduğunu belirterek Mervanın böyle bir sefer yapabilmesini daha önce 732de Belencere yaptığı seferde buradaki durumu gayet iyi öğrenmesi ile açıklanabileceğini söylemektedir; Togan, s.399-400 ^ Kurat, s.39-40 ^ Kuzgun, s.58-60 ^ a b Togan, s.399 ^ Arkheograficheskoĭ kommissii, s.10-11 ^ Kurat, s.33 ^ Teophanes, s.520 ^ Vasiliyev, s. s.298 ^ a b c Artamanov, s.233-298 ^ Koestler, s.24 ^ Togan, s.400 ^ Kafesoğlu, s.160 ^ a b Arkheograficheskoĭ kommissii, s.55-60 ^ Kuzgun, s.63 ^ a b Togan, s.401 ^ Kinder & Hilgemann, s. 113 ^ Bazı tarihçiler bu savaşta Rusların İdili ele geçirdiklerini savunurlarken; Kurat, I. Svyatoslavın sadece Tmutrakanı zapt ettiğini söylemektedir; Bkz. A.N. Kurat. Rusya Tarihi: Başlangıçtan 1917ye Kadar, TTK Yayınları, Ankara, 1999. ISBN 975-16-0550-4. Togansa Kuratın bu fikrinine katılmayarak, Rusların İdilin yanı sıra Dağıstandaki Hazar şehirlerini alarak Sarkeli yakıp yıktıklarını, bu olaydan sonra da Hazarların Azak ve Kırım taraflarında küçük bir devlet olarak varlıklarını devam ettirdiklerini belirtmektedir; Togan, s.401 ^ a b Kuzgun, s.62-63 ^ a b Kurat, s.42-44 ^ a b Artamonov, s.336-352 ^ Kafesoğlu, s.164-166 ^ Koestler, s.112 ^ Artamonov, Hazarların kesin olarak çöküşünde Kumanların büyük rolü olduğunu belirtmektedir; Artamonov, s.445 ^ a b Togan, s.402 ^ Kuzgun, s.67 ^ Kuzgun, s.71-78 ^ a b The Khazars (İngilizce). The Congress of Secular Jewish Organizations (CSJO). CSJO.org. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2009. ^ Miller, s. 339-376 ^ a b Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.113-115 ^ a b Dunlop, The History of, s.97 ^ Dunlop, The History of, s.112 ^ a b c Ögel, s.227-233 ^ Pritsak, The Khazar Kingdoms, s.278 ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.117; Bek kimi zaman genel vali olarak anılırdı. Bek unvanının Türkî dillerdeki alternatifleri Yilig ve Şad idi. ^ Pritsak, The Khazar Kingdoms, s.262 ^ Golden, Khazar Studies, s.81 ^ Dunlop, The History of, s.211 ^ Golden, Khazar Studies, s.216 ^ Pritsak, The Khazar Kingdoms, s.264 ^ Brutzkus, s.123 ^ Minorsky, Hudūd-al-Ālam حدود العالم, s.159 ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.125 ^ Kafesoğlu, s.161; Hazarlar barışı ve emniyeti sağlamayı başardıkları müddetçe şehirleri gelişmeye devam etmiştir. Hazar Denizinden Dinyepere uzanan bir alanda izledikleri mutedil siyaset (Pax Khazarica) sayesinde, dört asır süren bir imparatorluk kurmaya muvaffak olmuşlardır. ^ a b Gauthier, s.292 ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.151 ^ Bálint, s.399 ^ Noonan, The Khazar Economy, s.253-318 ^ a b Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.172 ^ a b Tarihteki Türk Devletleri, Haz: Doç Dr. Anıl Çeçen, Milliyet Yayınları ^ Hazar Türkleri Museviliği Neden Seçti. ToplumsalHaber. Erişim tarihi: 2009-09-22. ^ Koestler, s.49 ^ Kafesoğlu, s.163 ^ Kurat, s.41 ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.157 ^ a b Baştav, s.169-178 ^ Özdemir, Pınar (2013). Hazar Türkçesi ve Hazar Türkçesi leksikoloji tespiti denemesi. Karadeniz Araştırmaları, Kış 2013, Sayı: 36, 189-206 ^ Togan, s.408 ^ Artamonov, s.331-335; Artamonova göre, misyonerlik çabalarına rağmen, Hazar Kağanı Musevi kalmaya devam etmiştir. ^ Zuckerman, s.245 ^ Kafesoğlu, s.162 ^ Golden, The Conversion, s.123–162 ^ Artamonov, s.264; Artamonova göre Yahudiliğin resmi devlet dini olarak benimsenmesinin sebebi: sadece Hazar Kağanlığının bağımsız bir devlet oluşu değil, Hıristiyan Bizans ve Müslüman Araplar karşısındaki güç dengesinin yarattığı bir eşitliğin bir göstergesi olmasıydı. ^ Kurat, s.34-35 ^ Pritsak, The Khazar Kingdoms, s.80-81 ^ Nicholas Wade (2000-05-09). Y Chromosome Bears Witness to Story of the Jewish Diaspora. New York Times. Erişim tarihi: 2009-08-31. ^ Wade, Nicholas (2004-01-22). Contrasting patterns of Y chromosome variation in Ashkenazi Jewish and host non-Jewish European populations familytreedna. 2009-08-31 tarihinde erişilmiştir. ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.134 ^ Arap kaynakları bu zaman diliminde kağandan Hazar kağanı Tarkhan olarak bahsetmiştir. Tarkhan normal bir insan ismi olmasına karşın, aynı zamanda askeri bir rütbe anlamı da taşımaktadır. Tarkhanın kağan ya da general olduğuna kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
Posted on: Sat, 02 Nov 2013 11:05:54 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015