• MUSTAFA SARIGÜL BUYURUN Mustafa Sarıgül, Düğün Evinin - TopicsExpress



          

• MUSTAFA SARIGÜL BUYURUN Mustafa Sarıgül, Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı 27/1/2005 - 14:23 - Atin Hakkımda açılmış bir tek dava yok” diyen Mustafa Sarıgül şu an İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık sandalyesinde hangi suçtan yargılanıyor ? Sarıgül’ü Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşüren GİZLİ damgalı yazının altındaki imza kime aitti ? Cumhuriyet Savcılığına “Mustafa Sarıgül için adam vurdum ama şimdi konuşmayayım diye Sarıgül ve adamları beni öldürmek istiyor” diye dilekçe veren silahlı tetikçi kim ? Çocuğunun kirveliğini yaptığı uyuşturucu kaçakçısı, katil kim ? Sarıgül’ün TBMM tarihinde eşi benzeri görülmemiş skandalının perde arkası... Mustafa Sarıgül’ün Şişli Belediyesi’ne ait araçların sigorta işlerini verdiği kardeşi Bülent Sarıgül ve eşi ne suç işlediler de mahkemeye düştüler ? Şişli Belediyesi’ndeki kilit kadrolarda görev alanlar niçin Erzincanlılar arasından seçiliyor ? Sarıgül’ün belediye kasasından fonladığı Ercincanlı dernek, lokal ve kahvehaneler listesi... CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı Sarıgül hakkında ne dedikten 28 gün sonra ayaklarından vuruldu ? Uçan kuşa borçlu hesapları hacizli Şişli Belediyesi’nin borçlular listesi... Sarıgül köstebek mi ? Arkasında ABD var mı ? Ünlü para sihirbazı Soros ile Sarıgül’ü buluşturan bağlantı ne ? Binlerce insanı mitinglere taşıyan özel uçak/helikopterle dolaşan Sarıgül parayı nereden buluyor ? Sarıgül’ün şirketleri, ortaklıkları... Doğduğu Ermeni köyü... Açlıktan verem tedavisi gördüğü günler.. Niçin polis olmak istiyordu... Araba yıkadığı günler... 32 kısım tekmili birden belgelerle Mustafa Sarıgül’ün hayatını Ömer Yılmaz İnanç kaleme aldı. Mutlaka okuyun... Kitapçılarda.. Mustafa Sarıgül Düğün Evinin Tefçisi Ölü Evinin Yasçısı Ömer Yılmaz İnanç İrtibat: Elif Kitabevi Sahaflar Çarşısı Beyazıt İstanbul tel: 0212 522 20 96 Kitaptan Bazı Bölümler (Sayfa 24-39) Ayın Karanlık Yüzü “Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgülün arkasında nasıl bir destek olduğunu bilmiyorum.” [1] Bülent Ecevit Mustafa Sarıgül her gün gazetelerde boy boy yer alan yerüstü faaliyetlerinin yanı sıra yeraltı dünyası ile de ilginç ilişkiler içindeydi. Kamuoyunda 1. MİT raporu olarak bilinen ve 1987 yılında basına yansıyarak uzun süre gündemde kalan Banker Bako Olayı, Polis İçindeki Çekişme ve Yeraltı-Polis-Kamu Görevlileri İlişkileri isimli istihbarat raporunda adı yeraltı dünyası ve mafyayla birlikte anılan şarkıcı Hülya Süer ile bir dönem birlikte yaşamıştı. [2] Sarıgül, Duygu Asenayla 1989 yılında yaptığı ve Hülya Süerle evlenmeyeceğim başlıklı söyleşide ilişkisini inkar ederek Süerin kalbini kırmıştı. Süer de Sarıgülle dokuz aydır bir ilişkileri olduğunu belirtiyor, ondan evlenme teklifi aldığını açıklıyor ve şöhret dünyasının şanlı klişelerinden biriyle cevap veriyordu; Bu beyefendi ile şu anda ilişkim yok. Fakat görüyorum ki, hep gündeme benim ismimle, benim olayımla geliyor. [3] Mustafa Sarıgül, adı MİT ve TBMM Susurluk Komisyonu Raporlarında [4] geçen Ahmet Vefa Küçük ile 7 Eylül 1995 tarihinde ortaklaşa VEFA PETROL ve TURİZM İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ni kurmuşlardı. [5] Sarıgül’ün ortağı ve Fenerbahçe camiasının yakından tanıdığı Küçük, yeraltı dünyası ile de yakın ilişkiler içinde idi. Küçükün kayınpederinin işleriyle ilgili anlaşmazlıklar ve Bağbankın batışı sonrasında ortaya çıkan yeni durumlar Küçük ile Mafya Babası Alaattin Çakıcı’yı karşı karşıya getirmişti. 1985 yılında Vefa Küçükün bürosu Çakıcının adamlarınca basılmıştı. Çakıcı o sıralar 1980 öncesinde demir kaçakçılığına [6] adı karışan Suat Sürmenin haklarının koruyucusuydu. Vefa Küçük Çakıcıya asıl dolandırılanın kendisi olduğunu anlatınca, Çakıcı bu kez Suat Sürmene karşı cephe almış, sonunda her iki taraf da parayı verince de Çakıcı uzlaşmayı sağlamıştı. [7] Sarıgül’ün kurucusu olduğu 335027 sicil no’lu Vefa Petrol’ün ilginçliğini sadece Küçük’ün ilişkileri oluşturmuyordu. Ticaret sicil kayıtlarında bu firmayı sıradan bir benzin istasyonu işleten benzerlerinden ayıran, bu şirketin Yönetim Kurulu üyeleriydi. İstanbul Kasımpaşa ve Fulya’da Shell benzin istasyonları işleten bu şirketin Yönetim Kurulu üyeleri İslam Yakut [8] ve yeğeni Erhan Yakut [9], Narkotik polisinin çok yakından tanıdığı kişilerdi. İslam ve Erhan Yakut, Aralık 2002’de İstanbul Kozyatağı’nda ele geçen ve piyasa değeri 5 milyon dolar olan 255 kilo 359 gram eroinin sahibi olarak polis tarafından gözaltına alınmışlardı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubenin düzenlediği Sacayağı adı verilen 3 ayrı operasyonda gözaltına alınanlar arasında gazeteci Ayşe Arman’ın eski eşi Kaşmir Barın sahibi Zafer Yılmaz Acar da bulunuyordu. [10] İslam ve Erhan Yakut’un üyesi bulunduğu Yakut Ailesi, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin 1996 yılında başlattığı Asena Programı çerçevesinde Türkiye ve yurtdışında uyuşturucu ticareti yaptığı için mercek altına alınan ailelerin başında yer alıyordu. [11] Yakut ailesinin en önemli üyesi Cumhur Yakut ise, Van Milletvekili Mustafa Bayramın damadıydı. [12] Mart 2001’de Yunanistan ve Türkiye’de ele geçen 520 kilogram eroinin 323 kilosunun sahibi olan Cumhur Yakut firardaydı. PKK ile bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı da kanıtlanan ve 5 yıldır aranmakta olan Cumhur Yakut’un Arap yarımadasında olduğu sanılıyordu. [13] Diyarbakır Liceli olan ve İstanbul Taksim’deki Yakut Otel’in sahibi Cumhur Yakut’un adı, Aralık 1997’de Edirne’de Avar Turizm’e ait otobüste 6 kişinin uyuşturucu hesaplaşması yüzünden öldürülmesi olayına da karışmıştı. İnfaz emrini veren uyuşturucu kaçakçısı Gafur Çalışkan, Cumhur Yakut’un ortağıydı. [14] Ekim 2002’de İstanbul Narkotik Polisi tarafından düzenlenen bir operasyonda Cumhur Yakut’un kardeşi Orhan Yakut da 55 kilo eroinle birlikte yakalandı. [15] Nisan 2002’de Vanda bir otel odasında vücutlarına uyuşturucu enjekte ettikten sonra tedavi için hastaneye gelen 2 kişinin, uyuşturucuyu Kamuran Yakut isimli şahıstan temin ettiklerini belirtmeleri üzere tutuklanan Kamuran Yakut hakkında da soruşturma başlatıldı. [16] Aralık 2001’de Vanın Başkale ilçesinde jandarma ekipleri, uyuşturucu yapımında kullanılan 65 litre asit anhidrit maddesi ile yakalanan Adem Yakutu gözaltına aldılar. [17] Kasım 2000’de İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan eroin kaçakçısı Neşet Yakut Tekirdağda yakalandı. Almanyanın Hannover kentinde yakalanan 4.5 kilo eroinle ilgili olarak aranan Neşet Yakut hakkında, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından gıyabi tutuklama kararı verilmişti. [18] Mustafa Sarıgül bu camiadan uzak duran bir isim değildi. Siirtli geniş bir ailenin reisi olan ve Haşim Ağa olarak da tanınan demir tüccarı Seyyid Haşim Öztanık’ın Ocak 2004’teki cenaze töreninde Mustafa Sarıgül adı, organize suç örgütü liderleri ve mafya üyeleriyle birlikte anılıyordu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün çelenk göndererek boy gösterdiği cenaze törenine organize suç örgütü kurmak suçundan yargılanan Sedat Peker, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcının kardeşi Gencay Çakıcı, Susurluk ve Kumarhaneci Ömer Lütfi Topalın öldürülmesi davalarının sanığı Sami Hoştan, Öztanıkın dünürü kabadayı Hasan Heybetli, Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticisi Vefa Küçük katılmıştı. Cenazeye çiçek gönderenler arasında, Ekdi Aşiretinin lideri Bedrettin Ekdi de vardı. [19] Mafya cenazesinde boy gösteren Bedrettin Ekdi ismi, Mustafa Sarıgül’e hiç yabancı değildi. Temmuz 2001‘de kamuoyuna “1 milyon dolarlık Aşiret Sünneti” olarak yansıyan, müteahhit Bedrettin Ekdi’nin oğlu Ahmet’in skandal sünnet düğününde kirvelik görevini Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül üstlenmişti. [20 Ünlülerin sünnetçisi olarak bilinen Kemal Özkanın yaptığı sünnette, 8 yaşındaki Ahmete babası altın bir tabanca hediye ederken assolistliği Ajda Pekkan yaptı. “Travestiler Kraliçesi Sisi tarafından organize edilen düğünde Muazzez Abacı, Gönül Yazar, Seda Sayan, Adnan Şenses, İbrahim Erkal, Burak Kut, Kerem Alışık, Sibel Turnagöl ve Pınar Dilşeker gibi isimler de sahne aldı. [21] Konuklara 8 mezeli ordövr tabağı, sebzeli ve tavuklu Lumpia Böreği, Böfstragonof, pasta, meyve ve limitsiz yerli-yabancı içki sunulan düğün için, yalnızca kulüp üyelerinin kullanımına açık olan Galatasaray Adası’ndaki rezervasyon işlemleri Mustafa Sarıgül tarafından yaptırılmıştı. [22] Sünnette 8 yaşındaki Ahmet Ekdi’nin kirvesi olan ve ona bir altın takan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül düğünün skandala dönüşmesi üzerine her zamanki gibi düğün sahibi Bedrettin Ekdi’yi hiç tanımadığını iddia ederek yakın bir arkadaşının ricası üzerine düğüne katıldığını söyledi. [23] Oysa Sarıgül’ün “aile dostu” olan Bedrettin Ekdi, Şişli bölgesinde otopark işletiyor ve belediyenin parke taş ve kaldırım ihalelerini alıyordu. [24] Şişli belediyesi sınırları içinde Nişantaşı ve Teşvikiye bölgelerinde çok sayıda gayrimenkulun sahibiydi. Müteahhit Ekdi, Şişli Eftal Hastanesi’nin arkasında 5’şer katlı 2 iş merkezi yaptırmıştı. [25] Eylül 1999’da Şişli’de işlettiği otoparkta ortağından 120 milyar liralık alacağını tahsil etmeye gelen Nurettin Acındırma’yı öldürmüş ve cinayet suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olmuştu. [26] Temmuz 2003’te İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği Bedrettin Ekdi ile oğlu Murat Ekdiyi, “tehdit” ve “dolandırıcılık” suçlamasıyla gözaltına aldı. [27] Haziran 2002’de Şişli Yaşar Doğu Sokak’ta silahlı saldırıya uğrayan Bedrettin Ekdi, göğüs ve bacağından ağır yaralandı. [28] Mustafa Sarıgül’ün kirveliğini üstlendiği Bedrettin Ekdi’nin sabıka dosyası da bir hayli kalabalıktı: [29] 1997’de tefecilik yapmak suçundan gözaltına alındı. 1987’de işyerinde ele geçen 6 kilo eroinden hakkında işlem yapıldı. 1985’te adam yaralama suçundan Bayrampaşa’da tutuklu kaldı. 1980’de 16 kilo esrar, sahte 100 bin Alman markı ve 50 bin ABD doları ile yakalandı. 1980’de adam yaralamadan 1 yıl Akşehir Cezaevi’nde yattı. Ayrıca Bedrettin Ekdi hakkında İstanbulda Şişli 6., 7., 9., ve 10. Asliye Ceza Mahkemelerinde de karşılıksız çek vermek suçundan açılmış davalar bulunuyordu. [30] Mustafa Sarıgül nedense bu alemden uzak durmamayı tercih ediyordu. Yeraltı dünyasında Oflu Osman lakabıyla tanınan ve MİT Raporu’nda “Uyuşturucu Kaçakçısı” olarak geçen Osman Cevahiroğlu’nun [31] Eylül 2004’teki cenaze töreninde uluslararası uyuşturucu ve altın kaçakçılığı ile hayali ihracat olaylarına adı karışan Berber Yaşar lakaplı Yaşar Aktürk, Susurluk ve Kumarhaneci Ömer Lütfi Topalın öldürülmesi davalarının sanığı Sami Hoştan, uluslararası kaçakçılık ve hayali ihracat olaylarının tanıdık siması Necdet Ulucan, Alaattin Çakıcının eski avukatı Muhittin Yüzüak gibi isimler boy gösterdi. Mustafa Sarıgül de cenazeye çiçek göndererek saflardaki yerini almıştı. [32] Üstelik Sarıgül’ün adı uyuşturucu gölgesinde kalan tanıdıkları sadece bunlar da değildi. 2003 sonlarında Galatasaray futbol takımının 2. yarı maçlarını harap haldeki Ali Sami Yen stadında oynanması gündeme gelince, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül her zamanki gibi bir basın toplantısı düzenleyip “Stadı 12 günde hazırlar, teslim ederim” diye ortalığa atılmıştı. [33] Gazetecilerin “Peki ama nasıl ?” sorusu üzerine Sarıgül ”Mehmet Aygün, tüm masraflarını karşılayacak…” demişti. [34] Kimdi bu bonkör kişi Mehmet Aygün? Milyonlarca dolarlık masrafı cepten üstlenmeyi kabul eden Sarıgül’ün yakın arkadaşı Mehmet Aygün, 30 yıldır Almanyada yaşıyordu. Almanya’yı döner kebapla tanıştıran girişimci olarak bilinen, Antalyada Titanic, Şişli ve Taksim’de Aygün Otel’lerin sahibi olan Aygün eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazın da yakınıydı. [35] Sarıgül ile Aygün birbirlerine o kadar yakındılar ki, 2003 Şubat’ında Almanya’da birlikte gözaltına alınmışlardı. Konuyla ilgili İHA Berlin Temsilciliği tarafından Türkiye’ye gönderilen haber, Sarıgül’ün “meşhur medya ilişkileri” yüzünden kamuoyuna ulaşamamıştı. Medyanın hasıraltı ettiği haber şöyleydi [36]: “Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Hasır Restoranlarının ve Aygün otellerinin sahibi Mehmet Aygün, tehdit ve taciz suçlaması ile geçtiğimiz çarşamba günü Tegel Havaalanında gözaltına alındı. Geçen Çarşamba günü saat 11.45te gözaltına alınan Mustafa Sarıgül ve Mehmet Aygün, saatlerce ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Berlin Polisi Basın Merkezinden alınan bilgilere göre, Berlinin ünlü güzellik salonlarından Lacomede giden Mustafa Sarıgül ve Mehmet Aygün, 5 yıl önce borç olarak verdikleri 40 bin Euro’yu geri istediler. Lacomedin sahiplerinden Dr. Yaşar Sarıgülün böyle bir borcun varlığını kabul etmemesi üzerine Mustafa Sarıgül ve Mehmet Aygün, kendisini tehdit etti. Polis zabıtlarında Dr. Yaşar Sarıgülün boğazının sıkıldığı ve çıkan ardebede mekana zarar verildiği bildirildi. Mustafa Sarıgül ve Mehmet Aygünün Yaşar Sarıgüle ne Berlinde ne de İstanbulda iş yapmasına izin vermeyecekleri yönünde tehdit ettikleri de polise yapılan suç duyurusunda bulunan iddialar arasında. Dr. Yaşar Sarıgülün İstanbul Şişlide de bir güzellik salonu bulunuyor. Mustafa Sarıgülün, ifadesi alındıktan sonra Çarşamba günü akşam saatlerinde serbest bırakıldığı açıklandı. Mustafa Sarıgülden daha önce serbest bırakılan Mehmet Aygünün ise, Mustafa Sarıgülün de serbest bırakılmasını karakolda beklediği bildirildi. Olay hakkında görüşlerine başvurduğumuz Yaşar Sarıgülün eşi Sema Özcan Sarıgül, olay hakkında açıklama yapmak istemediğini ifade etti. ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM Mehmet Aygün ve Mustafa Sarıgülün kendisini ölümle tehdit ettiklerini iddia eden Dr. Yaşar Sarıgül, Her ikisi de bana tacizde bulundu. Boğazıma sarıldılar ve beni ölümle tehdit ettiler. Benim 5 yıl önce 40 bin Euro borcum olması, komik bir iddia. Böyle bir şey yok. Olay Mustafa Sarıgülün seçimlerde kendisine destek vermesi halinde Sema hanıma yaptığı bir yer vaadiyle alakalı. Böyle bir teklifi Sema hanım kabul etmedi şeklinde konuştu. Dr. Yaşar Sarıgül olayın savcılığa intikal ettiğini ve gelişmeleri beklediklerini açıkladı. Mehmet Aygün ise polise ifade verdiklerini doğrulayarak, Kendisine 5 yıl önce verdiğimiz borcu ödemek istemeyince aramızda tartışma çıktı. Polise yapılan suç duyurusu nedeni ile ifade verdik. Olay bundan ibarettir dedi. 2004 yılı sonlarına gelindiğinde Almanya’da yaşanan bu gözaltı konusunun Internet sitelerinde [37] işlenip elektronik postalarla ortalıkta dolaşmaya başlaması üzerine Mustafa Sarıgül olayı doğrulamak zorunda kaldı ancak bunun CHP Genel Başkanlığına aday olmasından dolayı gündeme getirildiğini öne sürdü. [38] Sarıgül’ün yakın arkadaşı Mehmet Aygün’ün adı bir başka olaya daha karışmıştı… CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya, 1997 Kasım’ında Susurluktaki kazada, ”Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırıma götürülmek üzere yüklenen silah ve eroinle dolu üçüncü bir araç daha olduğunu açıkladı. Yerlikaya, “Yeşilin bu malı alıp Berlinde Türkiyemspor yöneticileri üstünden dağıtacağını” söylüyordu.[39] Yerlikayanın bu açıklaması Almanya’da büyük yankı uyandırmıştı. Gözler Türkiyemspor’a çevrilmiş, Alman polisi soruşturma başlatırken Alman Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) de Berlin Eyalet Meclisine olayla ilgili soru önergesi vermişti. [40] Susurluğun Almanya ayağının Berlinde ortaya çıkması, Çatlı ve Yeşilin Avrupadaki faaliyetlerini yeniden gündeme getirirken, Alman polisi baş aktör Abdullah Çatlı ve Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırımın Almanyadaki faaliyetleri ve bunların ilişkide bulundukları adamları araştırmaya başlamıştı. Alman polisi, basında çıkan tüm haberleri ihbar olarak kabul ederek Türkiyemsporda 1990dan bu yana yöneticilik yapmış kişileri de yakın takibe almıştı. Alman polisinin elindeki bilgilere göre, “Türkiyemspor yönetiminde yer alan bir yöneticinin ailesi eroin ticaretinden sabıkalıydı.1996nın başlarında Alman polisi bu kişi ve akrabalarının evinde yaptığı aramada eroin yakaladı ve bir kadın bu suçtan ceza aldı. Yeşilin 1990dan bu yana merkez olarak kullandığı Türkiyemspora aynı dönemde Ahmet Avar, Mehmet Aygün, Kadir Nurman ve Hikmet Ceylan adlı kişiler başkanlık yapmıştı. Mehmet Aygün, söz konusu kişiler arasında kısa zamanda “Mark Milyoneri” olmuştu. Mehmet Aygün dönemin Başbakanı Mesut Yılmaza yakın bir isimdi. 1989 ile 1990 yılları arasında takımda kaptanlık yapan Faruk Maya, 1991 yılında İstanbul Bakırköyde 2.5 kilo eroin ile yakalanmıştı. Aynı kişi Almanyada da eroin ticaretinden 18 ay ceza almıştı.” [41] Sadece Mustafa Sarıgül değil, yakın çevresindekiler de bir alemdi… Bir süre sonra, Sarıgül’ün, otuz yıllık arkadaşı, 15 yıllık ticari ortağı, 20 ay içinde birlikte üç parti değiştirdiği siyasi yoldaşı, belediyedeki vekili, Meclis Başkanı, Bütçe, İmar ve Daimi Encümen Üyesi [42] Bayram Özata, 12 Şubat 2004 tarihinde mafyavari bir yöntemle bacaklarından vuruldu. Özata Tur, Atasay Dershanesi, Ata Kimya ve Ata Dış Ticaret şirketlerinden oluşan Özata Şirketler Grubu’nun sahibi olan Bayram Özata, Şişli Kocamansur Sokak No:64teki dershane binasından evine gitmek üzere saat 23.00’te ayrılırken yanına yaklaşan ve kimliği belirlenemeyen bir kişi, tabancasını işadamına doğrultup 3 el ateşledi. Saldırgan olaydan sonra kayıplara karışırken, sağ bacağından 2, sol bacağından da 1 kurşun yarası alarak kanlar içinde yere yığılan Özata, çevreden yetişenler tarafından kendi otomobiliyle Şişli Etfal Hastanesine kaldırıldı. Burada ilk tedavisi yapılan Özata, daha sonra ambulansla Amerikan Hastanesine sevk edildi. Amerikan Hastanesine getirilen Özatanın yakınları, görüntü almak isteyen basın mensuplarına saldırdı. Özatanın yakınlarıyla basın mensupları arasında kısa süreli bir arbede yaşandı. [43] Olaydan sonra hemen hastaneye koşan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Sayın Özata’nın sağlık durumu gayet iyi. Kurşunlar diz altına isabet etmiş. Hastanedeki tedavisi sürüyor’’ şeklinde konuştu. [44] Bayram Özata polise, saldırganı tanımadığını ve kendisine herhangi bir şey söylemediğini ifade etmişti. [45] Ne saldırgan bulunabildi, ne olay aydınlatıldı, Ne Sarıgül, ne de Özata bu mafyavari kurşunlama konusunda hiçbir açıklama yapmadılar. Ak Parti Şişli Belediye Başkan Adayı Muhsin Divan ısrarla Sarıgül’ün Vekili Bayram Özata’nın vurulma olayının aydınlatılmasını istedi ancak sözleri ve soruları havada kalakaldı: [46] “Otopark mafyasının çalışmalarının dikkat çektiği Şişli ilçesinde, çok önemli bir olay yaşanmıştır. CHP Şişli Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün vekili sıfatını taşıyan Bayram Özata kısa süre önce ayaklarından vurulmuştur. Sayın Özata önümüzdeki yerel seçimlerde de CHP’nin Belediye Meclisi adayıdır. Fakat neden ve kimler tarafından vurulduğu kamuoyuna açıklanmamıştır. Herkes de biliyor ki bir kişinin ayaklarından vurulması olayı ,sıradan adi bir adli olay değildir. Vurulma yöntemi mafya denilen örgütlenmeninkilerle aynıdır. Şimdi soruyorum Özata’yı kimler ne için vurmuştur? Sayın Özata’nın karşı karşıya kaldığı saldırının nedenleri niçin kamuoyundan saklanmaktadır?” “Ayaklarından beş kurşunla yaralandığında Sarıgül’ün, ‘sıradan bir meclis üyesi’ dediği Bayram Özata’nın, Şişli Belediyesi Başkan Vekili, Meclis Başkanı, Bütçe, İmar ve Daimi Encümen Üyesi olduğu ortaya çıktı. Açıklama yapmaktan kaçınan Sarıgül’ün, Özata ile ortaklığı da belgeleriyle ortaya çıkınca bu kez itiraf etmek zorunda kaldı. ‘Basit bir olay” diye önemsemiyor. Olayın üzerine gitmek isteyen medyaya “o bizim sıradan bir meclis üyemiz” diye bilgi verip kamuoyu önünde tartışılmasının önüne geçiyor. ‘Bayram Özata Olayı’ halen faili meçhul olarak durmaktadır.” [47] Şişli bölgesi bu tür vakalara aşinaydı… CHP Şişli İlçe Başkanlarından Dursun Çatlı 27 Ocak 2000 tarihinde yine aynı yöntemle bacağından vuruldu. Şişli Belediyesindeki yolsuzluklarla ilgili araştırmalar yapan Çaltı, dönemin Belediye Başkanı Gülay Aslıtürkün ipini çeken kişi olarak tanınıyordu. Çaltının suç duyurusu üzerine hakkında dava açılan Aslıtürk, eşi Orhan Aslıtürkle birlikte yurtdışına kaçmıştı. [48] Dursun Çaltı’nın eşi Emine Çaltı, “İki ay önce büromuza birileri girip, dosyalarımızı karıştırmıştı. Bu olay ihtar gibi birşey. Dursun, gerek Gülay Aslıtürk, gerekse ondan sonraki dönemlerde çeşitli yolsuzlukları ortaya çıkardı. Devamlı tehdit alıyorduk. Artık alışmıştık. Bu, Artık sus gibi bir şey oldu” diyordu. [49] Medya Çaltı’nın belalısının eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk olduğunu yazıp vurulma olayının ardında da onun olduğunu iddia etse [50] da Çaltı’nın hakkında araştırma yaptığı en son kişi Mustafa Sarıgül’dü… Çaltı, vurulmadan önce Mustafa Sarıgül’ün Egebank’a kıyak geçtiği Esentepe’deki belediye binası konusunu araştırmaya başlamıştı. ”Biz Gülay Aslıtürkün yolsuzluklarını ortaya çıkardık. Ancak gelen gideni arattı. Önce ANAPlı Cüneyt Akgün ve ardından da DSPli Mustafa Sarıgül, Gülay Aslıtürkü aratmayacak icraatlarda bulundular. Kamu yararına tahsis edilen bir arazi bankaya peşkeş çekiliyor, yine belediye binası aynı bankaya kiralanıyor. Ve dahası, Aslıtürk döneminin şaibeli bürokratları hâlâ görevlerinde kalabiliyor” [51] diyen Çaltı, bu sözlerinin üzerinden 1 ay geçmeden vuruldu. Çaltı’nın vurulmasına neden olan konu şuydu: “Geçtiğimiz günlerde Londrada yakalandıktan sonra kefaletle serbest bırakılan Gülay Aslıtürkün yolsuzluk skandalıyla adını duyuran Şişli Belediyesi, şimdi de DSPli Başkan Mustafa Sarıgülün şaibeli icraatlarıyla çalkalanıyor. Sarıgülün Şişli Esentepe Mahallesinde yol yapılması kaydıyla kamu yararına terkedilen alanı Egebanka kullandırdığı ortaya çıktı. Egebankın kiracı olarak bulunduğu binanın arka kısmındaki inşaat alanında tadilat yaparak burayı kullandığı anlaşıldı. Şişli Belediyesinin Başkan Sarıgül döneminde, Bakanlar Kurulu kararıyla el konulan Egebankla garip ilişkisi, bununla da sınırlı kalmadı. Başkan Sarıgül, SHPli eski Başkan Fatma Girik döneminde alınan Esentepedeki belediye binasını Egebanka 350 bin dolara kiraladı. Sözleşmeye göre Egebank prestij bina olarak değerlendirilen binayı 10 Ocaktan itibaren kullanmaya başlayacak. Sözkonusu kira işlemi yüzünden belediye, yeni bir bina inşa edilene kadar Okmeydanı, Feriköy ve Osmanbeydeki üç ayrı binada faaliyet gösterecek. Aynı binada bulunan Tapu Kadastro Müdürlüğü ise Sultanahmete taşınacak. Şişli Belediyesinin yeni binası ise Okmeydanında 6 bin metrekare üzerine inşa edilecek. Yeni binanın proje ve yapım ihalesini Yapıtek İnşaat Tic. San. A.Ş ile Ceylan İnşaat Taahhüt İthalat ve İhracaat Ltd. Şirketi ortaklığı kazandı. Hizmet binasının yapımını, Yapıtek ve Ceylan İnşaatın, 9 trilyon 515 milyar liraya gerçekleştireceği belirtildi. Mülkiyeti Hazineye ait olan ve Şişli Belediyesine tahsis edilen arsada, yaklaşık 40 bin metrekare inşaat alanı bulunuyor. CHP Şişli ilçe eski Başkanı Dursun Çaltı, belediye binasının kiralanmasına tepki gösterirken, ”Prestij bina kapsamında değerlendirilen binayı devletin el koyduğu bir bankaya kiralıyorsunuz. Ve belediye hizmetlerini üç, hatta dört ayrı yerde görülmek üzere dağıtıyorsunuz. Bu olacak iş mi? Hazır belediyeye ait bina varken Şişli halkı neden Sultanahmette tapu işlemi yaptırsın?” diye sordu. Çaltı, şöyle konuştu: ”Biz Gülay Aslıtürkün yolsuzluklarını ortaya çıkardık. Ancak gelen gideni arattı. Önce ANAPlı Cüneyt Akgün ve ardından da DSPli Mustafa Sarıgül, Gülay Aslıtürkü aratmayacak icraatlarda bulundular. Kamu yararına tahsis edilen bir arazi bankaya peşkeş çekiliyor, yine belediye binası aynı bankaya kiralanıyor. Ve dahası, Aslıtürk döneminin şaibeli bürokratları hâlâ görevlerinde kalabiliyor.” [52] Çaltı’nın vurulma olayı 5 yıl “faili meçhul” olarak tozlu raflarda kaldı. Kimin tarafından ne için vurulduğu bilinmeyen Çaltı’nın dosyasının kapağı 17 Ocak 2005 tarihinde Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı’na verilen bir dilekçe ile aralanmaya başladı. Savcılığa başvuran Tamer Yılmaz, Dursun Çaltı’yı vurduğunu itiraf ediyor, kendisini bu suça azmettirenin de Mustafa Sarıgül olduğunu, ancak şimdi konuşmaması için Sarıgül ve adamları tarafından ölümle tehdit edildiğini açıklıyordu. [53] Ümraniye Başsavcılığı’nın 2005/1016 hazırlık numarasıyla işleme koyduğu dilekçede yer alan ifadeler, bugüne kadar sır olarak kalan birçok olayın çözülmesi için gerekli ipuçlarını içinde barındırıyordu… Bütün bunlar olup biterken Mustafa Sarıgül’ün kamuoyundan itinayla gizlediği bir başka konu daha vardı… Sarıgül gerek basın açıklamalarında gerekse düzenlediği mitinglerde her ne kadar; “HAKKIMDA AÇILAN TEK DAVA VE ALEYHİMDE SONUÇLANMIŞ TEK YARGI KARARI YOK” [54] ”BUGÜN SARIGÜL İLE İLGİLİ AÇILMIŞ BİR TEK DAVA VE YARGI KARARI YOKTUR.” [55] diyorsa da aslında bu sözler gerçeği yansıtmıyordu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, bu sözleri sarf ettiği günlerde İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Türk Ceza Kanunu’nun 240. maddesinde belirtilen “görevi kötüye kullanmak” suçundan yargılanıyordu. [56] Sarıgül’ü Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşüren “GİZLİ” damgalı belgenin altındaki imza İstanbul Defterdarı Kadir Boy’a aitti. Boy, İstanbul Valiliği’ne gönderdiği 28.08.2001 tarih ve 1841-82 sayılı GİZLİ belgede Sarıgül hakkında şunları yazmıştı: T.C. MALİYE BAKANLIĞI İSTANBUL DEFTERDARLIĞI Personel Müdürlüğü SAYI :PER:06/ KONU: İSTANBUL VALİLİĞİ (İl İdare Kurulu Müdürlüğüne) İLGİ:05.07.2001 tarih ve B054VLK 4340600.02.K. 2001/68 sayılı yazınız. Şişli Belediye Başkanlığı hakkında İl İdare Kurulunca verilen 04.07.2001 tarih ve 2001/68 sayılı karar ile ilgili olarak ilgi yazınız ekinde alınan tahkikat dosyası incelenmiş olup, Şişli Belediye Başkanı Mustafa SARIGÜLün, -Şişli Feriköy Mahallesi Kurtuluş cad.1216 Ada 10 ve 11 parsellerdeki imara aykırı ruhsatsız yapılaşmadan dolayı yasal işlemleri zamanında ve tam olarak yapmadığı, -Ayazağa Büyükdere asfaltı 8659 ada, 1-2 parsellerinde imar planına aykırı yapılaşma yapılması ile özellikle Garanti Bankası ve İhlas Finansm kiracısı olduğu iki binanın korunduğu konusunda; 23.12.1990 tarihinde Yapı Ruhsatı düzenlenen ve daha sonra yüksekliği değiştirilen 8659 ada l parseldeki bina hakkında 01.10.1997 tarihinde yapı tatil tutanağı düzenlenmesine rağmen 08.01.1998 tarihinde karar alınmak üzere Belediye Encümenine sunulmasından, 20.04.1998 tarihinde Belediye Encümeni tarafından 3194 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre yıkım kararı alınmasına rağmen bu kararı uygulamadığı anlaşıldığından,. İlgili hakkında T.C.K.nun 240. maddesinde belirtilen görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanmak üzere, M.M.H.Knun 5. ve C.M.U.K.nun 163. maddesi gereğince ”Lüzum-u Muhakeme” karan verilmesi kanaati edinilmiştir. Diğer sanıklar hakkında söz konusu raporda yer alan önerileri uygun görüşle tensiplerinize arz ederim. Kadir BOY İstanbul Defterdarı
Posted on: Sun, 20 Oct 2013 21:32:52 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015