Mahkeme başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan - TopicsExpress



          

Mahkeme başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 11.01.2010 tarihli oturum açıldı. Sanık Adil Serdar Saçan huzura alındı. Mahkeme Başkanı:” Avukatlarınız hazır.” Sanık Adil Serdar Saçan:” Hazır efendim.” Mahkeme Başkanı:” Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkına her zaman sahipsiniz. Lehinize olan tüm delilleri toplatma hakkına sahipsiniz. Savunmanızı hazırladınız mı hazır mısınız?” Sanık Adil Serdar Saçan:” Hazırım.” SANIK ADİL SERDAR SAÇAN SORGU VE SAVUNMASINDA ……..Efendim savunmamı iki bölüm halinde yapacağım. Tuncay Özkan buraya çıktığında şunu söylemişti; “suçumu öğrenmek istiyorum”. Ben suçumu biliyorum, ama terör örgütü üyeliği değil suçum. Neler olduğunu anlatacağım biraz sonra. Müsaade ederseniz Savcılık ifademin 55. sayfasından bir bölüm okuyarak başlamak istiyorum Sayın Başkanım. Soruldu; “ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na posta yoluyla gelen ve Sayın Savcım öncelikle ifadesiyle başlayan bir sayfa mektup ve beş sayfa ekleri içeriğiyle ilgili araştırma yapılmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Mektubun içeriğinde şahıs sizin bir takım masum insanlara komplolar kurmak suretiyle haksız yere soruşturma açtığınızı bildiğini, sizin Fethullah Gülen grubu hakkında masa başında hazırlanmış basit ihbar mektubu ve sözde eleman görüşme tutanakları ile artık bunların köklerini kazıyacağınızı söylediğinizi hatta kendi el yazınız ile tuttuğunuz ve yazdığınız notları ihbar etmiştir. İhbarda geçen konular hakkında açıklamalarda bulununuz.” Bu soruya ben Savcılıkta cevap verdim burada da cevap vereceğim ama neden burada olduğumun kanıtı olan bu sorudur. İddianamenin hiçbir yerinde bu soruyla ilgili bir kelime yok Başkanım. Bu soruyla ilgili bir suçlama da yok Sayın Başkanım. Organize Suçlar Şube Müdürü’yken Emniyet Örgütü içerisindeki Fetullahçı örgütlenmeyle ilgili DGM başsavcılığından aldığım bir proje çalışma iznini, savcılık ifadesinin 55. sayfasında bu şekilde bana soruyorlar ve diyorlar ki; “niye bu izni aldın”? Bakın ne hukuki değerlendirmede var ne iddianamenin başka bir bölümünde, hiçbir yerde yok Sayın Başkanım bu soru. Yine aynı Savcılık sorgusunda; “İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 26 Eylül 2008 tarih 2008/16 sayılı yazısı okundu” deniliyor. Bu yazıda şöyle bir iddia var; “Siz yazı suretlerini yani DGM’den aldığınız Fetullahçılarla ilgili örgütlenme ile ilgili yazının suretlerini alıp götürmüşsünüz. Şubenin arşivine bırakmamışsınız.İddia bu. Fakat aynı iddianamenin eklerinde(Ek-31) 5 Mart 2003 de tüm evrakı DGM’ye gönderdiğim hususu var.Yani Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ne yazık ki, gerçeğe aykırı yazı yazıyor Sayın Başkanım. Bu yazı ellerinde olduğu halde savcılığa gönderdikleri gerçeğe aykırı yazıda diyorlar ki;” bu yazıların hiçbirisi dosya da yoktur, arşivde yoktur.” Resmi elle, resmi yazıyla gerçeğe aykırı beyanın kanıtıdır bu durum. Haklarında birinci suç duyurusu bu şekilde başlıyor Sayın Başkanım. Şimdi parantezi açıyorum ve 1978 yılına gidiyorum. Burada ne yazık ki benim yaşamım ve yapmış olduğum operasyonlar ve işler sorgulandığı için savunmamın birinci bölümünde özellikle yaşamımdan kesitler anlatmaya çalışacağım ki söylediklerimin hiçbirisi boş değildir…… 1978 yılında Polis Koleji’ne girdiğimde Polis Koleji’nde 12 Eylül öncesinin atmosferi söz konusuydu ….. 1978’ de Polis Koleji’ne girdiğimde Polis Koleji’nde sağ , sol vardı bir de bu dinci gruplar yeni yeni oluşmaya başlamıştı, Fethullahçı gruplar. 1979 senesinde Polis Koleji’ndeki Atatürkçülük faaliyet kolunun kurucusuyum. O kolu kurduğum zaman Polis Koleji’nde dayak vardı. Sağcı, solcu, dinci bizi dövüyordu. Üç kişiydik Atatürkçülük faaliyet kolunu kuran. Bunların hepsi kanıtlıdır .O tarihte benimle beraber olan 180 tane devre arkadaşım vardır. Her birine sorulabilir. 1980 senesi geldiğinde 12 Eylül 80’den birkaç ay önce Polis Koleji’ne üç tane komiser yardımcısı atandı. Bu atanan komiser yardımcılarının isimleri R.A., A. O. K. ve M. S.’dır. Bu Ramazan Akyürek İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’tir. 80 de bizim sınıf komiserimiz oldu. A.O. K. ünlü zirve davasının görüldüğü Malatya’da ki o tarihteki Emniyet Müdürü Olan kişidir şu anda da orada Emniyet Müdürüdür(.Zirve katliamı sırasında Malatya Emniyet Müdürüdür demek isteniyor) Tesadüflere bakın! hep üst üste geliyor. M. S. yazdan bu yana Diyarbakır Emniyet Müdürüdür. Şimdi bu üç kişi 1974 yılında Korkut Özal döneminde Emniyet Örgütüne girmiş olan kişilerdir. Komiser Yardımcısı olarak gelip Polis Koleji’ndeki Fetullahçı örgütlenmeyi başlatan kişilerdir. Işık evine giden, daha doğrusu devre arkadaşlarımızı ışık evlerine götüren kişilerdir. Buna o tarihte yaşayan, şu anda yaşayan bir çok devre arkadaşımı şahit olarak gösterebilirim. Tabi korkmuyorlarsa gelirler, sorabilirsiniz. 1980’den itibaren Polis Koleji’ndeki bu yapıya karşı çıkan ciddi anlamda karşı çıkan Atatürkçülük faaliyet koludur ve başında ben varım. 1981 senesinde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, doğumunun 100. yılında Polis Koleji’nden Polis Akademisi’ne geçtik. Polis Akademisi’nde de Atatürkçülük Faaliyet Kolunu kuran benim. Sayımız 12 Eylül olmasına rağmen 4 kişidir. 4 kişi kurduk Atatürkçülük faaliyet kolunu. ….. O dönemde devre arkadaşlarımdan birisi çok olaylar olduğu için örnek veriyorum, bunlarla birlikte olan şu anki Hakkari Emniyet Müdürü’dür. Bir diğeri çok enteresan bir tesadüf Erzincan Emniyet Müdürü’dür. En son Erzincan’da ki durumun farkındasınızdır, bir tek İl Emniyet Müdürü kaldı içeriye alınmayan. O da ışık evleri müdavimlerindendir. BİZİM, POLİS KOLEJİ VE AKADEMİSİ’NDEKİ BU GRUPLA MÜCADELEMİZ TA ÇOCUK YAŞTA BAŞLAMIŞ VE BU GÜNE KADAR DA DEVAM ETMİŞTİR. Aslında bu sorular sorulmasaydı ben bunları burada anlatmayacaktım. Ama bu soruyu sorup da bana bu soruyu ne amaçla sorduklarını izah etmedikleri için 16 aydır cevap vermek amacıyla bekliyorum. “NEDEN SEN FETULLAHÇILARLA İLGİLİ ÇALIŞMA İZNİ ALDIN ADİL SERDAR SAÇAN?” “GEL BAKALIM TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİSİN”. Söylenen budur . Ben mesajı aldım. Sayın Özkan gibi suçumu bilmiyor değilim, BİLİYORUM. 1979’DAN BERİ BEN SUÇUMUN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUM. 1985 yılında Polis Akademisi’ni birinci olarak bitirdim ve yurtdışına gitme hakkı elde ettim akademi yönetmeliğine göre. Fakat Fethullahçı olmadığım için yurtdışına gönderilmedim,araştırabilirsiniz…. Niye? Çünkü ben emekli başçavuş Bedri Saçan’ın çocuğuyum. Kimseyi tanımam etmem, FETULLAHÇI DA DEĞİLİM, ATATÜRKÇÜYÜM. Benim yerime ve benden sonra yurtdışına gönderdikleri de şimdi çıkıyorlar basının önüne, böyle top sakal falan bırakmışlar. Çıkıyorlar televizyona; “efendim Fetullahçı örgütlenme yok” falan diye konuşmalarda bulunuyorlar .Hepsi Fetullahçıdır. İddia ediyorum hepsi Fetullahçıdır. Hani çıkıyorlar ya Polis Akademisi Öğretim Üyesi x,y,z diye. Bunları okuyan insanlar, bunları dinleyen insanlar bilsin diye söylüyorum. Bu tarihe not düşme babında söylediğim bir şeydir. Efendim, ben size burada defalarca çıktım söyledim ; “benim biran önce ifademi alın, aksi taktirde üzüleceksiniz”. “Ben de üzüleceğim, üzülüyorum siz de üzüleceksiniz” dedim. Bu savunmadan sonra üzüleceğinize eminim.
Posted on: Tue, 06 Aug 2013 06:39:39 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015