Mehmet Emin Koç 13 Eylül 2013Drakula siyaseti AKP hükümeti, - TopicsExpress



          

Mehmet Emin Koç 13 Eylül 2013Drakula siyaseti AKP hükümeti, işbaşına geldiği 3. iktidar döneminden beri “istikrarsızlık”tan medet uman, istikrarsızlığı kışkışlayan bir politika izliyor. Halbuki devlet ve millet meselelerine dair proje ve projeksiyonu bulunan hükümetler istikrar isterler. AKP hükümeti tam tersini yapıyor. İçeride kaosu gazlıyor, istikrarsızlığı kışkışlıyor; dışarıda ise savaş naraları atıyor. Enteresandır, AKP erkanı, Türkiye ile Suriye düzleminde kaosu kışkışlıyor; tam ortaya konmuş “açılım ve barış masası”nda terör örgütü ile federasyon ve özerklik kotarılıyor. İçeride Türk devleti ve milletinin birliğini ve bölünmez bütünlüğünü, devletin temel niteliklerinin korunmasını, ülke kaynaklarının ve vatan topraklarının yabancılara peşkeş çekilmemesini, temel hak ve özgürlüklerin demokratik ülkelerdeki standartlara yükseltilmesini isteyen meydanlardaki “gezi”ci milyonları gazlıyorlar… Dışarıda, hemen sınır boylarımızda ise geniş çaplı kanlı müdahale ve savaş naraları atılıyor. Tam ortasında ise, bağımsız yargının kanlı terör örgütü diye hükmettiği ve elebaşlarına idam cezaları takdir ettiği PKK’nın sırtı sıvazlanıyor, federasyon, özerklik ve teröristlere af pazarlıkları yürütülüyor. Ülkemizde ve bölgede istikrar isteyen bir idare, dünya savaşına dönüşeceği bilinen böyle bir kanlı Suriye operasyonu ister mi? Ülkemizde ve bölgede kaos istemeyen bir irade, ihtilalci isyankarlara lojistik destek ve mühimmat sağlar mı? AKP’nin Suriye atraksiyonları böyle bir Drakula siyasetini andırmıyor mu? AKP hükümeti, uluslararası arenadaki son “kimyasal tepkimeler”de iyot gibi açığa çıkmadı mı?! Rusya ile Amerika, Suriye’ye ilişkin “savaşsız çözüm”de mutabakata varıyor. Bundan en çok AKP hükümeti gocunuyor. Hükümetin politikaları, Suriye’de tam bir Müslüman katliamı tezgahlanması için can atan İsrail’in dahi önüne geçmiş vaziyette, illa savaş illa savaş yaygarası yapıyorlar. Bu Drakula siyaset tarzıyla acaba AKP hükümeti, Türkiye başta olmak üzere bölgeyi vahşi bir savaş ve kaos sürecine sokarak milletten saklı bazı icraatlarının üstünü örtmek, taahhüt ettikleri bazı şeyleri oldu-bittiye getirmek mi istiyorlar, sorusunu akla getiriyor. Rusya, Suriye’de sarin ve sair kimyasal silahları Esad yönetiminin kullanmadığını, belgeleriyle Amerika’nın önüne koydu, savaş lobisinin kimyasal bahanelerini ellerinden aldı, oyunu bozdu. Hatta 1400 kişinin ölümüyle sonuçlanan kimyasal silah faciasının, acemi muhaliflerin ellerine tutuşturulmuş sarin gazlarının patlaması sonucu yaşandığını gözler önüne serdi. Rusya, Esad yönetimini de kimyasal silahları teslim etmeye ikna etti. Dünya ve ABD, askeri müdahale konusunda geri adım attı. AKP hükümeti ise, kırık plak gibi takılmış, “illa savaş, illa kelle” diyor! Tam bu noktada birkaç “kimyasal problem” görünüyor. Muhaliflerin ellerindeki kimyasal silahların ve sarin gazlarının ne olacağı, bunları muhaliflere hangi ülkelerin verdiği konusu, bir. Kimyasal silah bahanesiyle Suriye için geniş çaplı savaş yaygarası basan AKP hükümetinin, kimyasal silah sözleşmesini dahi imzalamayan İsrail’in zulalarındaki tonlarca kimyasal silahlarla ilgili tek kelime etmemesi manidar değil midir? Tüm dünyanın Suriye savaşından çark ettiği şu süreçte, acaba Drakula siyasetinden çark edemeyen kimi İslamcı siyasetçilerin, Suriye’deki kimyasalların ihtilalci muhaliflere ulaşmasında destekleri var mıdır? Varsa, bu çok ağır bir insanlık suçu dosyası olarak önlerine gelmez mi?! Bölgeyi ve dünyayı ısrarla savaş ve kaos ortamına sürüklemek isteyen Drakula siyaseti ma’lulu bu İslamcı iyotlar, acaba kendi kimyasal dosyalarının ve kanlı ihtilalcilere sağladıkları desteklerin önlerine konmasını engellemek için mi yangını körüklüyorlar!? Yoksa deliğe süpürülmemek karşılığında Amerikan şeflerine verdikleri PKK açılımı taahhütlerini, savaş ve kaos ortamında daha rahat oldu-bittiye getireceklerini mi hesap ediyorlar?! Bu yaklaşım her halükarda Türkiye’yi bitirir, Türk milletini mahveder. Bu ağır akıbeti yaşamamak için Türk milletinin yapması gereken ilk iş, içeride istikrarsızlığı gazlayan, dışarıda savaş tamtamları çalan AKP ve onun payandası siyaseti belediye sandığına gömmektir. Bu ilk sandıktan Türk devleti ve milletinin birliğini ve bölünmez bütünlüğünü sağlayacak, devletin temel niteliklerini, ülke kaynaklarını ve vatan toprakları koruyacak, temel hak ve özgürlükleri doya doya yaşatacak, milli ekonomi modeli ile milleti ve devleti dünyanın en zengini yapacak bir partiyi çıkartmak gerekiyor. Bağımsız Türkiye Partisi ve Prof. Dr. Haydar Baş’tan başka böyle bir adres yok; var diyen varsa, beri gelsin… Bu gerçeği görene kadar başımız, kaos, bela ve savaştan kurtulmaz! yenimesaj.tr/?artikel,12007124/drakula-siyaseti/mehmet-emin-koc
Posted on: Sat, 14 Sep 2013 08:54:45 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015