Müslüman gençliğin sorumluluğu ve geleceği İnsanlığın bir bütün olarak savrulduğu, nereye ait olduğu belli olmayan bu süreçte Müslüman gençliğe büyük bir sorumluluk düşüyor. Savrulma bilinçsizlik ve yok oluşa sürükleniştir. Savrulma bulunduğu yeri yitirme ve nereye ait olduğu bilinmemedir. Savrulma ayakların yere sağlam basmaması ve güvensizliktir. Yabancı düşüncelerin insanlığın üzerine alabildiğine boca olduğu bu zamanda Müslüman gençlik kendi temel değerlerini daha iyi kavrama, algılama ve bilinçle var olma ile yükümlüdür. Müslüman gençliği bekleyen büyük bir gelecek var. Gelecek belirsiz bir uzam değil. Bugünü iyi değerlendiren yarına daha emin adımlarla yürür. İnsanlık, çıkar bataklığına sürükleniyor. Bu sürüklenişte kendisine sunulanlar sadece göz boyamalık. Müslüman insan sadece bugün ve bu dünya için var değil. Kendisine sunulan yol ve yönelim büyük bir gelecek. Geleceğe sağlıklı yolculuk sürdürebilmek için bilinç gerek. Bilinç çok yönlü bir açılım gerektiriyor. Tarih bilinci. Tarihin arkaik kısmı ile değil, ondan edineceği birikim ile dinamik, diri, canlı geleceğe katkı sağlayacak bir bakış açısı gereklidir. Tarihi yeniden yorumlama ve ondan bugüne çıkarımlar sağlamak da bir o kadar önemlidir. Geçmişin başarıları ile övünmek bir katkı sağlamaz, insanın olduğu yerde kalmasına neden olur. Tarih yaşanmış ve geride kalmıştır. Yaşanan başarı ve başarısızlıklar oradadır. Tarihin yeniden yorumlanması için bilgi birikimi gereklidir. Bilgi insana kendiliğinden gelen bir şey değil. Tarihin yeniden yazılması için yeni başarılara gereksinim var. Müslüman gençlik zengin bir kültür tarihine sahip. Bunlar yeniden okunmayı ve yorumlanmayı bekliyor. Müslüman gençliğe düşen sorumluluk durmaksızın bilgilenmesi, durmadan okuması, durmadan yolunu sağlıklı yürümesiyle başarılara ulaşabilir. Öncülerimiz, düşünce, kültür ve siyasa alanında önemli başarılar elde etmişlerdir. Müslüman gençliğe düşen onları örnek alması, açılan yolu sürdürmesi ve daha sağlıklı yürünebilir olmasını sağlamasıdır. İstanbul’un fethinin kutlanması bir değer olarak ve insanlığa anımsatılması önemli. Ancak ondan daha önemli olan bugün bir kuşatma altında olan İstanbul’un yeniden fethi gerekiyor. Kültürel fetih. Yozlaşmış bir toplumun var olması bilincinin sağlanması, kültür tarihinin korunması bir zorunluluk. Bunu İslâmî düşünüş ve duyarlığa sahip olan bir gençlik yapabilir. Çıkarcı, siyasanın alaborasına tutulmuş insanlar ile olması asla olası değil. Siyasal savruluşlar insanların aklını başından alıyor. Onları farklı ve yeni tapınmalara, çıkarcılığa, insanlara tapınmaya kadar sürükleyebiliyor. Siyasa düşünce ve inanç merkezli olmadıkça çıkar eksenli olur. Siyasal mitler yaşadıkları dönemle var olurlar. Sonrasında tarihin karanlıklarına gömülürler. Ancak tarihe yön veren ve kalıcı etkiler bırakanlar var olabilirler. Müslüman gençlik yapay savrulmalardan kurtulması için bilinçli olmalı. Tarih önümüzde yol alıyor ve bir yürüyüş içinde. Bu yürüyüşe sağlıkla ayak uydurabilenler ayakta kalabilirler ve var olurlar. Müslüman gençlik sadece kendi beni için var değil. İslâmî bilinç sahibi olduktan sonra sorumluluk alanı genişler. Kendisinden, yakınlarından, komşularından ve bütün insanlıktan sorumludurlar. Bu, alana girdikten sonra daha bir manevi güç elde eder. Müslüman gençliğin günümüzde yıldızlar gibi parlamaları şansları. Çünkü onlardan başka kesimlerin bilinç ve değer sahibi olmaları beklenemez. Müslüman gençlik yıldız olmaya aday. Göğümüzü çoğalarak aydınlatabilirler. Müslüman’ız ve sorumluluk alanımız çok geniş. Tarih bir su gibi akıyor. Akan bu zaman nehrinde bu günün gençliği var. Bugünün gençliği akan bu büyük nehri bulandırmadan duru akışını sağlamakla yükümlü. Bugünün akan su debisinde olduğu gibi bugünün zaman debisinde bugünün Müslüman gençliği akıyor. İşte bunun bilinciyle yol alma durumundadır. Bu yol sonsuz, insanlık tarihi ise bu yol izleğinde var olmak durumundadır. A.H.HAKSAL
Posted on: Sat, 02 Nov 2013 05:15:55 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015