Nedir bu vahşet? Polislerimizin neden bu kadar şiddet yanlısı - TopicsExpress



          

Nedir bu vahşet? Polislerimizin neden bu kadar şiddet yanlısı olduklarını anlamak mümkün değil. Görüntüler çok ürkütücü ve üzücü. Polislerimizin geldikleri memleketlerinde kendi anaları, babaları, kardeşleri, eşleri ve çocukları bu yürüyüşlere katıldıkları için (bazıları muhakkak katılıyordur) oradaki görevli polisler tarafından şiddette mahruz bırakılacakları akıllarından hiç mi geçmiyor? Bunu düşünebilseler, belkide şiddet kullanmazlar. Yoksa bu polisler uzaydanmı ital edildi? Bunlarda hiç mi utanma, insaf ve acıma duygusu yok. Nasıl bir vahşet bu,iki haftadır gördüklerinme inanmakta zorlanıyorum. Bu polisler bizim evlatlarımız, çocuklarımız değilmi? Kim bunlar? Polisin görevi, biz vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak değilmi? Bunun için bizler eğitimlerini, lojmanlarını, maaşlarını ve emekliliklerini sağlamıyormuyuz? Görevlerini yapmalarınına karşı değiliz, kesinlikle karşıda olamayız. Görevlerinin arasında, toplumun huzurunu sağlamak olduğu gibi, suçuda önlemek ve suçluyu adalete teslim etmektir. Eğer ben bir yürüyüş ve mitingde, diğer vatandaşlrımın haklarını gasp ediyor veya kamuya (kendimize) zarar veriyorsam, çek beni kenara (ki o güce sahipsin) ifademi al, tutanağını hazırla ve savcılığa teslim et ve bende adalete hesap vereyim. Ama senin polis olarak, ceza verme hakkın ve yetkin yok ve olamaz da (hele hele şiddet kullanarak). Bu bir suçtur, bu durumda ise “görevi kötüye kulanmak” suçun en hafifidir. Polisin işlediği kasitli bazı suçlar: - Gezi parkını 05:00’te basarak çadırlarda uyuyan gençleri şiddet uygulayarak - kovalamak. - Çadırları yakarak zarar vermek - Kaskalrındaki sicil numaralarını kapatıp gizleyerek insan avına çıkmak. - yoldan geçen Vatandaşın arabsını tekmelemek - Barışçıl bir şekilde hakkını arayan kitlelere (çoluk cocuk, genç ve yaşlı, emekli ve hasta isanlara) bibergazı atarak yaralanmalarına ve hastalanmalarına yol açmak. - Tomalarla basınçlı su sıkarak bu insanların kaldırımlara yuvarlanarak yaralanmaları. - Tartaklanmadan yere düşmüş insanları toplu halde tekmelemek ve dipçiklemek. - Kordon boyunda gezinen vatandaşlara saldırarak yumruklamak ve joplamak. - bibergazı tüfekleriyle İnsanları nişan alarak ateşlemek - konutların içine bibergazı tüfekleriyle ateş etmek - Esnafın dükanlarına zarar vermek - İnsanların arsına helikopterden bibergazı bombaları atmak - İnsanları her tarafı morarıncaya kadar öldüresiye dövmek - Eli sopalı bazı insanları kendi aralarında barındırarak ve ve bu sopalı kişilerin insanlara saldırp dövmeleri gözardı ederek yatakçılık yapmak. - Daha çok sıralanabilecek belgeli suçlar bulunmakta. Polis evlatlarımız, çocukalrımız biraz oturup düşünmeleri gerekir. Ne diyecekler: - Emir aldık ve uygulama mecburriyetindeyiz, ekmek parası sözkonusudur. Bu tür emirleri yerine getirme mecburriyinde değildirler, polislerde suç işlemeye mecbur edilemez, anayasa ve kanunlar onları korumaktadır. Biz halk ve vatandaş olarak onların hakkı içinde sokaklara düşeriz, merak etmesinler yanlarındayız ! Bu vahşet daha ne kadar devam edecek ? Kim durduracak bu şiddet yanlılarını bu zulmü ? Ülkemizde 30 senedir terör esiyor, bu sürede çok kan döküldü, ama birileri nekadar uğraştıysalarda, insanlarımızı sokağa döküp iç savaşı çıkarmayı başaramadılar ! Şimdi başbakanımız çıkıyor ve tehtid ediyor: - „Evlerinde zorla tuttuğumuz % 50 var“ İnanılacak gibi değil, yazıklar olsun…… Diger taraftan Cumhuriyet Savcılarımız nezaman görevlerini yapacak? Hepsi aynı anda tatilemi çıktı, seminerdemi, yoksa raporlu ve hastamı? Yüzlerce kanıt ve belge var, daha ne kadar bekliyecekler? Demokrasimizin, Cumhuriyetimizin, anayasal üçüncü kuvveti , yargı ve dentim sistemimiz nerede? Vatandaşa her türlü şiddeti uygulayan polis-kulları ve onların himayesindeki sopalı sivilleri yargıdan başka kim durdurabilir ! Cumhuriyet Savcılarımızın bu pasif tutumuna anlam vemek mümkün değil! 04.06.2013 Dipl. Sosyal Pedagog / Dipl.Psikolog Hasan Karabiber
Posted on: Fri, 14 Jun 2013 09:47:18 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015