Presentation Transcript 1. KURAN-I KERİM’İN BİLİMSEL - TopicsExpress



          

Presentation Transcript 1. KURAN-I KERİM’İN BİLİMSEL MUCİZELERİ 2. Kuran-ı Kerim’in bir çok mucizevi yönü vardır: Kuran’ın hiçbir insan tarafından taklit edilemeyen edebi özellikleri, Hiçbir çelişki taşımaması, Geleceği haber vermesi, Şifreler, Bazı gizli bilgiler… 3. Kuran-ı Kerim’in önemli mucizevi yönlerinden biri de, ancak günümüz teknolojisiyle ulaşabileceğimiz bilimsel gerçekleri 1400 sene evvel haber vermesidir. Evet, azıcık düşünen bir insanın asla göz ardı edemeyeceği bilimsel gerçekler … Lütfen biraz Sabır… 4. Allah O’dur ki gökleri dayanak olmaksızın yükseltti.(Ra’d-2) Dikkat edin; Ayetin indiği dönemde Araplar bilimden yoksun, evren ve doğa hakkında görüşleri hurafe,batıl inanç ve efsanelerden ibaretti. Örneğin;dünyanın düz olduğuna ve göklerin dağların üstünde yükseldiğine inanıyorlardı. 5. 20 yüzyılın başlarına kadar evrenin sonsuzdan beri var olduğu,dolayısıyla yaratılmadığı statik bir evren görüşü hakimdi. Fakat bugün bilimsel olarak kabul edilmiş “Big Bang” teorisiyle bunun böyle olmadığı,15 milyar yıl evvel madde ve zaman boyutları ile birlikte sıfır anında bir noktanın patlamasıyla yoktan var edildiği ispatlanmıştır. Evrenin bir başlangıcı vardır ve yokken büyük bir patlamayla var edilmiştir. O, gökleri ve yeri yoktan var edendir.(En’am-101) 6. Evrenin sürekli genişlemekte olduğu günümüz teknolojisiyle yapılan bilimsel hesaplar ve gözlemler sonucunda ispatlanmış bir gerçektir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde olduğu ve genişlediği teorik olarak ortaya atılmıştır. Evrenin sürekli genişlediği 1929 yılında Amerikalı astronom Edwin Hubble tarafından gözlemsel olarak ispatlanmıştır. Hubble kullandığı dev teleskopla yıldızların ve gök cisimlerinin birbirinden sürekli olarak uzaklaştıklarını keşfetmiştir. Her şeyin birbirinden uzaklaştığı evren, sürekli genişleyen bir evren anlamına gelmektedir. Biz onu “büyük bir kudretle” bina ettik ve şüphesiz Biz onu sürekli genişleticiyiz. (Zariyat-47) 7. Hani Rabbin meleklere: “Gerçekten Ben çamurdan bir beşer yaratacağım” demişti onu bir biçime sokup ona ruhumdan üflediğim vakit siz onun için hemen secdeye kapanın .(Sad 71-72) İnsan bedeni hala tüm sırları keşfedilememiş olan kusursuz bir tasarımdır. İnsan bedenindeki dokularda toplam 26 element bulunur.Bunlardan 6 tanesi ise en çok bulunanlardır. Karbon,hidrojen,oksijen,nitrojen,fosfor,sülfür tüm dokuların yaklaşık %95’ini oluşturur. İnsan bedeni oluşturan bu yapı taşları toprakta da serbest ya da bileşik halde bulunurlar. Bilim, insanın bedenindeki malzemeyle toprağın içerdiği elementlerin ortak olduğunu göstermektedir. 8. Şu an dünya üzerinde yaşayan ve tarih boyunca yaşamış olan insanları düşünün.Bu insanların herbirinin parmak izleri birbirinden farklıdır. Hatta aynı DNA dizilimine sahip tek yumurta ikizlerinin bile.Çünkü parmak izinde çok özel bir tasarım vardır.Doğumdan önce cenin üzerinde yaratılır ve kalıcı bir yaralanma olmazsa ölüme kadar sabit kalır. Parmak izi herkese özel, çok önemli bir kimlik kartıdır. Bu gerçek bilim adamları tarafından 19. yüzyılın sonlarında keşfedilmiştir. Fakat 1400 sene evvel indirilen Kuran’da o dönem kimsenin dikkatini bile çekmeyen parmak izinin bu özelliği dikkatimize sunulmuştur. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. (Kıyamet 3-4) 9. Yukarıdaki ayette sarıp örtme olarak adlandırılan Arapça kelime “tekvir”dir.Tekvir’in tam karşılığı ise yuvarlak bir cismin üzerine bir cisim sarmaktır. Ayette, gece ve gündüzün dünyanın üzerine tekvir edildiği bildirilerek dünyanın yuvarlak olduğu işaret edilmektedir. Oysa Kuran’ın indirildiği dönemde dünya düz bir yüzey olarak düşünülmekteydi. 1400 sene evvelki şartları düşünerek o dönemde indirilen bir ayette bundan söz etmesi Kuran’ın Allah tarafından indirildiğinin somut bir göstergesidir. O gökleri ve yeri hak ile yarattı, geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor , gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor . Ay ve güneşi emrine amade kılmış, her biri belli bir süreye doğru akıyor.Uyan!, O çok güçlü, çok bağışlayandır. (Zumer-5) TABİ Kİ GÖREN GÖZLER, İŞİTEN KULAKLAR, ANLAYAN GÖNÜLLER İÇİN 10. Yukarıdaki Kuran ayetinde dağların çok önemli bir özelliğine dikkat çekilir.Dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici özelliği. Bugün Jeoloji bilimi dağların bu özelliğini kanıtlamıştır. Önceleri dağların sadece yeryüzünde olan yükseltiler olduğu sanılıyordu.Ancak 20.yy’da çok önemli bir gerçek fark edildi. Dağların sadece yüzey yükseltileri yoktur. Dağ kökü adı verilen yer altındaki uzantıları yer üstündeki uzantılarının 10-15 katı olabilmektedir. Everest dağının zirvesi 9km iken yer altındaki uzantısı 125 km dir. Bugün, dağların yer altındaki uzantıları sayesinde, yer kabuğunu oluşturan tabakaların birbiri üzerinde ya da magma tabakası üzerinde kaymasını engelleyerek büyük yer sarsıntılarını önlediği bilimsel olarak ispatlanmıştır. Dağların bu özelliğini tıpkı tahtaları bir arada tutan çivilere benzetebiliriz. Yeryüzünde, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık, rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş yollar var ettik. (Enbiya-31) Biz yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?. Dağları da birer kazık ? (Nebe-6/7) 11. Spermler yumurtaya ulaşıncaya kadar anne karnında bir yolculuk geçirirler.Sonuçta 5 dk. süren yolculuktan sonra 250 milyon spermden sadece 1000 kadarı yumurtaya ulaşmayı başarır. Yarım tuz tanesi büyüklüğündeki yumurta spermlerden sadece birini kabul eder. Yani insanın özü meninin tamamı değil, ondan küçük bir parçadır. Ayette de insanın meninin tamamından değil, onun içindeki küçük bir parçadan oluştuğu belirtilmektedir. Modern bilimin söylediği de budur.Bilim bir kez daha Kuran’ı doğrulamıştır. İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır? O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi? (Kıyamet 36-37) 12. Modern biyoloji bebeğin gelişiminin tıpkı ayette belirtildiği gibi olduğunun ortaya koymuştur. Ayetteki 3 karanlık içinde ifadesi embriyonun gelişimi sırasında bulunduğu 3 karanlık bölgeye işaret eder. 1-Batın karanlığı 2-Rahim karanlığı 3-Döl yatağı karanlığı Ayrıca ayette insanın 3 karanlık evrede meydana geldiği vurgulanmıştır: “Rahimdeki hayat 3 evreden oluşur. Preembriyonik(ilk 2,5 hafta), embriyonik(8. haftanın sonuna kadar),fetal(8.haftanın sonundan doğuma kadar)-Williams P. Basic Human Embryology 3. Baskı,1984 Sh.64]” … Sizi analarınızın karınlarında üç karanlık içinde bir yaratılıştan diğerine yaratıp duruyor. İşte Rabbiniz Allah O'dur. Mülk O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl haktan çevrilirsiniz? (Zumer-6) 13. DİKKAT BUYURUN LÜTFEN… BÜTÜN BUNLAR İNSANLIĞIN TIBBİ KONULARDA HİÇ BİR DETAYLI BİLGİYE SAHİP OLMADIĞI BİR DÖNEMDE, SON DERECE AYRINTILI VE DOĞRU ŞEKİLDE BİLDİRİLMEKTEDİR. BUNU ANCAK ZAMANDAN BAĞIMSIZ BİR YARATICININ BİZE BİLDİRMESİYLE BİLEBİLİRİZ.BU DA KURAN’IN ALLAH’IN SÖZÜ OLDUĞUNUN ÇOK AÇIK BİR DELİLİDİR. 14. İnsanın anne karnındaki gelişimi mucizelerle doludur.Henüz hamileliğin 22. gününde kulaklar gelişmeye başlar.4.ayda tam olarak fonksiyonel hale gelir.Artık sesleri duyabilir.Yani işitme duyusu diğer hayati fonksiyonlardan önce gelişir. Kuran’da Allah’ın insana vermiş olduğu duyulardan hep belli bir sıra içinde bahsedilir.Kulak-Göz-Gönül (Anlama,idrak) Bir bebeğin duyuları da işte tam bu sıra ile gelişir. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne kadar az şükrediyorsunuz. (Mü’minun-78 ) Allah sizi annelerinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz. (Nahl-78) 15. Kuran’da “demir” elementine özellikle dikkat çekilir.İndirdik kelimesi için kullanılan “enzelna” kelimesi insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin diğer manasını düşünürsek ayetin korkunç bir mucizeye işaret ettiğini görürüz. Bu yağmur ve güneş ışınları için kullanılan gökten fiziksel olarak indirme anlamıdır. Modern astronomik bulgular dünyadaki demirin uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.Hatta güneş sistemindeki bütün demir dış uzaydan gelmiştir.Çünkü güneşin sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesi için yeterli değildir. Demir güneşten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilir. … Bir de kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar bulunan demiri indirdik ... (Hadid-25) 16. BİZE DÜŞEN İSE “İŞİTTİK VE İMAN ETTİK” OLMALIDIR. Nova ya da supernova yıldızlarındaki demir miktarı belli bir oranı geçince yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Demirin uzaya dağılması bu patlamalar sonucunda mümkün olur. Dünyamızdaki tüm demir bu süreç sonunda dış uzaydan gelmiştir. Yani demir aynen ayette bildirildiği şekliyle dünyaya indirilmiştir. Kuran’ın indirildiği 7.yy.da bunun bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise çok açıktır. 17. Evrende yaklaşık 200 milyar galaksi vardır ve her bir galaksinin ortalama 200 milyar yıldızı vardır.Bu yıldızların pek çoğunun gezegenleri ve gezegenlerin pek çoğunun da uyduları vardır. Bütün gök cisimleri milyonlarca yıldır kendileri için tahsis edilmiş ve çok ince saptanmış yörüngelerde kusursuz bir düzen içinde hareket etmektedir. Yıldızlar, gezegenler ve uydular hem kendi etrafında hem de bağlı bulundukları sistemle birlikte dönerler. Son derece hassas bir ayar içinde olan bu dönüşlerde en ufak bir sapma bile sistemi alt üst edebilir. Dünya yörüngesinde normalden fazla veya eksik 3 mm’lik sapma bile büyük felaketlere yol açabilir.Dünya yörüngesinde dönerken 25 km’de bir 2,8 lik sapma yapar.Bu 2,5 mm olsa yörünge çok geniş olurdu ve hepimiz donardık;sapma 3,1 mm olsa hepimiz kavrularak ölürdük. Şüphesiz bu, günümüz bilim düzeyiyle saptanabilecek bir gerçektir. 'Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun; (Zariyat-7) Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratan O'dur. Bunların herbiri kendi yörüngelerinde yüzüp gitmektedirler .(Enbiya-33) 18. Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp-gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir. (Yasin-38) Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre güneş bir yörünge boyunca Vega yıldızı doğrultusunda hareket etmektedir. Tam Kuran’da haber verildiği gibi. 19. Kuran’ın indirildiği dönemde insanlık, uzayı
Posted on: Mon, 05 Aug 2013 10:10:41 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015