REŞAT’’ NURİ GÜNTEKİN’İ YENİDEN KEŞFETMEK ! - TopicsExpress



          

REŞAT’’ NURİ GÜNTEKİN’İ YENİDEN KEŞFETMEK ! Reşat Nuri Güntekin Türk Edebiyatı’nda roman ve hikaye türünde üstün bir kalem ve ifade yeteneği olan bir edebiyatcımızdır. Roman ve hikayelerinde kahramanlarının ruhlarını derinlemesine işleyen klasik ve sade bir ifadesi vardır. Anadolu Notları gibi gezi ve denemeleri , Leyla ile Mecnun gibi hikayeleri hariç tutulursa 22’ye yakın romanı , 9 piyesi ve 10 kadar da tercüme eseri kısa hayatına sığdırmıştır. Verimli bir edebiyatcımızdır. İnklap ve Aka Yayınevi’nin 7’ci baskısını yaparak yayınladığı , ‘’Leyla ile Mecnun’’ adlı hikaye kitabını okuyarak ; 21.09.2013 tarihinde , İzmit/ Yahya Kaptan’da Reşat Nuri’yi keşfetmeye başladım. Daha önce okuduklarımı bir şekilde unutmuşum , ya da heyecanı kalmamış, televizyonlardan seyrettiğim romanlarının filimleri de hep aklımı karıştırmıştır. Ne kadarı acaba Reşat Nuri’nin eserindeki anlatımlardır gibi beni şüpheye sevk etmiştir. İnsanı bu kadar tabii bir şekilde etkisine alıp, olayların içinde insanı gezdirebilen ve yaşatan bir hikayeci ile başbaş kalmak zevki mi , yoksa kanlı canlı etrafında yaşıyorlarmış hissi uyandıran kahramanların içtenlikle inanılmış duygularımı sürüklüyor anlayamıyorum , biteviye okuyorum , Leyla ile Mecnun’u… Kitabın içinde kaç tane hikaye var baştan saymadım.Baş ve son tarafını da kontrol ettim . İçindekiler listesi yoktu. Hikayeleri okudukça listeleyecek ve ilginç bulduğum noktaları not edeceğim. Birinci hikaye , kitaba adını veren hikaye ‘’Leyla İle Mecnun ‘’ idi. Tarihteki Leyla ile Mecnun ‘un özgün hikayesi değildi.Belki de daha etkin ve anlamlı bir felsefi tartışmayı iki bilge kişi bizim tarihi algımızın dışında ; aşığın maşukta, maşuğun da aşıkta mahvolma girdabını bir yanılgı ve hastalık seviyesinde gören biriyle tartışılıyordu.Okuyucu olarak bir yargıya varmak için hikayeyi bizzat kitaptan iyice okumak lazım. İkinci Hikaye ; ‘’Bir Sahtekarlık Davası ‘’ 3’ncü hikaye ;’’Başkasının Eliyle’’, 4’ncü hikaye ; Masum Bir Hile , 5’nci hikaye ; ‘’Çocuk Kavgası ‘’ , 6’ncı hikaye ; ‘’ Gamsızın Ölümü ‘’ 7 ‘nci hikaye ; ‘’ Bir İntihar Şakası ‘’ ,8’nci hikaye ; ‘’Sönmüş Ocak ‘’ , 9 ‘ncu hikaye ; ‘’Gurur ‘’, 10 ‘ncu hikaye ; ‘’ Nikah Yüzüğü ‘’ , 11’nci hikaye ; ‘’Bir Gümrük Kaçakcılığı ‘’ 99 ‘ncu sayfadaki Hırsız’da ;insanların gizli ve derin iyilik düşünceleri işlenmektedir. 103’ncü sayfadaki ; ‘’BİR ESKİ GAZETECİ ‘’Hikayesi bu gün bile yaşanan ve heyecan veren tatlı bir hikayedir. 108’nci sayfadaki ; ‘’MUKADDES HATIRA’’da da , mukaddes kişilik gibi görünen ve mukaddes hatıra gibi korunan sırların içinde bizi şaşırtacak basitliklerin ve acı sübrizlerin olabileceğini usta kalemiyle işlemiştir , Reşat Nuri Güntekin. 113’ncü sayfada başlayan , ‘’MİNYATÜR’’de de iç içe geçmiş , onur ve duygusallıklar ve yetenekler sonbaharlardaki yaprak dökümleri gibi anlatılmış , Kamuran Hanımın hüzünlü hikayesinde Osmanlı Dönemi bir sevda kadının hangi dirençler içinde duygularını yaşatmaya çalıştığını anlatmıştır. 119’ncu sayfada ise ; ‘’HAVVA YENGE’’hikayesinde halden anlamak la , imalı anlatış ustalıkları iç içe verilmiş görülüyor. Güngörmüş halden anlayan bir karekter midir ? Havva Yenge yoksa kendisine kıymete çeken kurnaz bir işbozucu mu ? Nasıhat ediyor. Takdir okuyucuya bırakılıyor. 124’ncü sayfada ;’’KARAKOLDA ‘’ var.Çok ilginç bir hikaye kaş yapayım derken göz çıkarmanın başka bir anlatımı. Hikayeleri zevki ve tatlı bir heyecanla okurken , satırlarda günümüzde artık rastlayamadığımız , ilginç , ancak anlamını sözlüklere başvurarak anlayabileceğimiz kelimelere ve deyim ve tamlamalara da sıkça rastlıyoruz. Ama işin ilginç tarafı bu kelime ve tamlamalar hiç anlaşılmaz ve cümle içinde budak gibi rahatsız edici gelmiyor . Aksine –‘’bunu ben niye bilmiyorum ‘’dedirtecek kadar, gediğine yerleşmiş bir taş gibi görünüyorlar. Krepdöşin çarşaf; ‘’küçük bir sivilite yapmak ‘’ne demek bu ‘’sivilite’’ çok merak ediyorum. ‘’zembilli imamlar. ‘’ … Şimdi seçtiğim bu ilginç kelime ve deyimlerin sayfa numaralarını da vererek sürdüreceğim incelememi ; ‘’mingayri haddin’’(130) , ‘’Hasbetenallah’’(130) , 131 ‘nci sayfada ‘’ESKİ HATIRA ‘’ adlı hikaye ;Kaymakam Sırrı Bey ile Defter-i Hakani’de memur Münir iki eski arkadaştırlar.Yirmi sene sonra İstanbul Boğaz’da bir araba vapurunda karşılaşmalarının derin hikayesidir bu… Yine dönemin günlük hayatında , sohbet ve yazılarında kullanılan bu gün için ilginç gelecek sözcükler. ‘’müsterib’’(134) ,’’Defter-i Hakani’de memuriyet’’(134) ,’’ hamakat’’(135) ,Ve hikayeden bir cümlede şöyle ;’’Elbet hatırlarsın Pakize enfes bir kızdı değil mi ? ‘’(135) , ‘’ökseye tutulmak’’(138) , Ve o pot kırmanın iki candan arkadaş arasındaki nezaketi, ama bir o kadar da kadın hakkındaki dönemin anlayışını yansıtan ilginç cümleler. ‘’Kolay canı çıkar mı o yezidin ?...Sırrı hemen aziz kardeşim. ..O, senin hemşiren ,ben bir halt ettim. Çocuklarımın anası yok mu ya ? İşte o Pakize …’’ Bu cümleler yıllar önce yaşanıp , yıllar sonraya taşınan ,müthiş özlemler …yanılgılar …ve değişen karakterlerin hikayesi.. 140 ‘ncı sayfada ‘’RÜYAYI SADIK’’ , ‘’Hikayeler , sergüzeştler’’(140) ,’’mabad’’(145). 144’ncü sayfada ; ‘’KABİNELER NASIL DEĞİŞİR’’ adlı hikaye.’’mübahase’’(145), ‘’istidlal’’(146) ‘’muhavenet ve ihtilaf ‘’(146), ‘’Refiki muharemimizi tebrik ederiz’’(150) ,Siyaset ile gazeteciliğin parelel giden düzenbazlıkları bir güzel anlatılmış hikayede. 151’nci sayfada ;’’HIRSIZ’’, 154’ncü sayfada ; ‘’ŞİİRE TÖVBE EDEN ADAM’’, Ve yine o lügatlara bakılarak anlaşılacak sözcükler…’’su-i tegaddi’’(154), ‘’mümeyyiz’’(155) ,’’asafir’’(155) , ‘’demaşi’’(155) , ‘’nehafet kesbetti’’(155) , Ve Şiire Tövbe Eden Adam Hikayesi’nden bir ilginç cümle ; ‘’İşte o günden beri Hüseyin Beyiç bir daha mevzun söz söylemeye ve dinlemeye ecdadının ervahı adına yemin ederek tövbe etti. ‘’(163). 164’ncü sayfadaki ‘’ESKİ BİR YARA ‘adlı hikaye Edmonde Amices ‘in ünlü Çocuk Kalbi adlı kitabındakilerden bile kat kat içli duyguların kabartan bir hikaye idi. 172’nci sayfada ; ‘’KAÇIRILMIŞ BİR FIRSAT ‘’ adlı hikaye , 178’nci sayfada ; ‘’AVUKAT’’ ,183’ncü sayfada; ‘’BALTA’’, Bu uzun hikayeden sonra 202’nci sayfada ; ‘’NİŞANLIDAN MEKTUPLAR’’ , 209’ncu sayfadan başlayan , ‘’İNCE HESAPLAR’’,212’nci sayfadan başlayan , ‘’RUHLARI DAVET ‘’ , 217 ‘nci sayfadan başlayan , ‘’KİRAZLAR ‘’ adlı hikaye ve 224’ncü sayfadan başlayan , ‘’SESLİ KAYALAR ÇİFTLİĞİ’’ ,228 ve 231’nci sayfalar arasındaki ‘’MEŞRU MAZERETLER ‘’ adlı kısa hikaye , ‘’İRİ YARI DELİKANLI ‘’,’’SOKAKTAN SESLER ‘’, ‘’RESUL HOCANIN GAZASI ‘’ ,’’AHALİYİ KOLAYLIĞA ALIŞTIRMAK KORKUSU ‘’ adlı piyes benzeri bir hikaye sonra ‘’İLK MÜŞTERİ’’, ‘’PAPAĞAN YUMURTASI ‘’, ‘’ÇOCUĞUN SELAMETİ İÇİN’’, ‘’AKŞAM PAZARI’’ , ‘’HALASKARLAR’’, ‘’HAVA TEBDİLİ ‘’ ve ‘’ŞÜPHELİ İSMİFAİL’’ gibi dokuz hikaye daha 37 sayfaya sığıştırlmış oluyor. Ünlü edebiyatcımızın bu hikaye kitabında , kimi uzun kimi kısa 44 hikayesinin olduğunu görüzyoruz. Her birinin ayrı bir tadı ve duygu zenginliği ve olay giriftliği ve usta kurgusu var. Yerli ve yabancı bir çok hikayeciyi ele alıp baktığımızda Nasrettin Hoca gibi düşündürenler ,güldürenler olduğu gibi , molyer gibi ahlakı eksikliklerden hareket edenler olduğu gibi biz de usta hikayecimizin bu eserindeki hikayelerinde ortak olarak bir yaklaşımı görüyoruz. Şöyle ki ; günlük hayrımızda biz işin hiç o tarafını düşünmemişizdir. Halbuki olaylarında kişilerini karekterinin de bir de tura tarafı olabilir. Ve anında olaylar bir den kişinin tura tarafıyle değişir . Bizde şaşırırız. Reşat Nuri insanların ruhunun tura tarafına bakarak ,birden hikayeyi yazıdan turaya çevirerek , kimin de de turadan yazıya çevirerek usta ve akıcı kalemiyle hem düşündürtmekte hem de şaşırtmaktadır. Yeniden okumalıyız. Reşat Nuri’yi şayet okumamışsak hiç zaman geçirmeden okumalıyız. Öğrenecek inanın satırları arasında çok bilgiler çok incelikler bulacağız. 1889 -1956 Yılları arasında Osmanlı Dönemi insan ve kültürümüzü ve Cumhuriyet Dönemi insan ve kültürümüzü ancak bu dönemin temsilcisi usta kalemlerden öğrenebiliriz. Şayet ayaklarınız edebiyatın sağlam toprağına basarak ayağa kalkmak isterim iddiasında iseniz mutlaka Reşat Nuri’yi okumalısınız. Güzel vakit geçirmek istiyorum derseniz yine Reşat Nuri’yi okumalısınız. Olaylar ve karekterler bu kadar yormadan anlatılabilir ancak. Keyifli okumlar dilerim. Ş.çakır. (30,09, 2013) üküdar.
Posted on: Mon, 30 Sep 2013 13:34:38 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015