Sabahın köründe, gece 3’te kadının biri banyoda soğuk - TopicsExpress



          

Sabahın köründe, gece 3’te kadının biri banyoda soğuk taşlara oturmuş salya sümük ağlıyor. Kadın otuzlu yaşlarda, evli-mutlu ama çocuksuz! Bu zamana kadar okumuş, çalışmış, evlenmiş ve güzel bir hayatı var. Çocuk yapmayı da planlıyor. Ama ne var ki; çoğu kadının hayal ettiği hayatı yaşayan bu kadın mutsuz olduğunu ve istediği hayatın bu olmadığının farkına varıyor. Bunun için hemen kocasını boşuyor ve düşüyor yollara. 3 ülke dolaşıyor ve sonunda mutluluğu bulup bir de otobiyografik bir roman yazıyor. Kitabı dünyada 8 milyon satılınca bir de sinema filmi çekiliyor. Julia Roberts başrolde, esas oğlan ise Felipe rolüyle Javier Bardem. Filmi de kitabı gibi rekorlar kırıyor.” Kadının adı Elizabeth Gilbert. Mutlu olmak için her şeyini ABD’de bırakıyor; İtalya’da YE’dikten sonra, Hindistan’da DUA ET’iyor sonra da herkesin tatil yapmayı düşlediği Endonezya’nın Bali adasında ise Felipe adlı bir erkeği SEV’erek mutlu sona ulaşıyor! Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de salgın hastalık gibi yayılan bu kitap yıllardır bilinen bir sözün etrafında dönüyor. “Nasıl yaşarsan yaşa, asıl mutluluk insanın içinde, kendisindedir.” Bunu anlaması için yazar biraz fazla yorulmuş gibi. Ama değmiş yorgunluğuna. Zira kitap ve filmden elde ettiği gelir milyon dolarlar civarında. Bu parayla torununun torununa bile mutluluk sağlayacaktır. Genellikle ABD kaynaklı bu tür olgular tüm dünyaya reklam ile yayılıyor. Sektör de bu işten kaymağını alıyor. Mesela bu kitaptan sonra; aranılan aşkı -yiyerek, gezerek- bulabileceğiniz en son durak Bali adasına pahalı turlar bile düzenlenmeye başladı. Adalılar artık bıkmış olacak ki turistleri ellerinde “Eat, Pray and Leave” pankartları ile karşılıyorlar. Yani; ye, zıkkımlan, duanı et ve sonra defol! Avrupalı, Amerikalı kadınlar bu kitapla yatıyor, bu kitapla kalkıyor. Peki, Türkiye’de bu kitabı nasıl yorumlayacağız? Hangi mesajı almalıyız? Kitabı herkesin anlayacağı bir Türkçe’ye çeviriyorum; “Kızım evliysen, kocandan, çevrenden şiddet görüyorsan, işten sıkıldıysan ve ya aklına bir şey gelirse, mutsuzsan ya da farklı bir hayat yaşamak istiyorsan, bırak işi-gücü, kocayı, çoluk çocuğu! Bas gaza, uç İstanbul’a! Otogarda in! Önce ye, iç, karnını doyur, sakın aç acına gezme! Ama öteki tarafı da unutma! Süleymaniye cami’ne git. İbadet et, edemiyorsan; iki Kulhü, bir Elham oku! Sonra ver elini Bodrum mu, Kuşadası mı, Çeşme mi? Bir de burada manita yap kendine. Sonra, anılarını kitaba döküp para kazanmayı düşünme sakın! Birileri yazdı köşeyi döndü!” Devamı: ayhandemiral/bosan-gez-ye-sukret-sevgili-bul/#ixzz2ZaFB4nY8
Posted on: Sat, 20 Jul 2013 11:18:03 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015