Tank Başlığın diğer anlamları için Tank (anlam ayrımı) - TopicsExpress



          

Tank Başlığın diğer anlamları için Tank (anlam ayrımı) sayfasına bakınız. Tank, ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı bir savaş aracıdır. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.[1] Tanklar güçlü savaş makineleri olsalar da, nadiren tek başlarına hareket ederler. Zırhlarına ve hareket yeteneklerine rağmen omuz üstünden ateşlenen anti-tank füzelerine, mayınlara, topçu ateşine, ve hava saldırısına karşı zayıftırlar. Bu nedenle genellikle diğer birliklerle bir arada hareket ederler. Aynı zamanda ormanlık arazide ve kentsel bölgelerde uzun mesafeli atış imkânının ortadan kalkması, görüş açısının darlığından tank mürettebatının tehditleri fark etmekte zorlanması ve hatta taretin hareket yeteneğinin kısıtlanması nedeniyle dezavantajlı duruma düşerler. Tanklar ilk defa I. Dünya Savaşında, siper harbi çıkmazını yok etmek için kullanılmış ve zamanla savaş alanında klasik süvari görevlerini üstlenmişlerdir. Tank ismi ilk kez İngilterede tank fabrikalarında kullanılmaya başlanmıştır. Bir savaş aracı yapıldığını saklayabilmek için işçilere İngiliz Ordusu için paletli su depoları üretildiği izlenimi verilmiştir.[2] Bir başka rivayete göre, Winston Churchilla İngiliz Ordusunda görevli Subay Ernest Swinton tarafından sunulan gizli raporda yeni motorize silahtan bahsedilmekte ve üç adet olası isim önerilmektedir. Bunlar cistern (sarnıç, su deposu), motor-war car (motorlu savaş aracı) ve tanktır. Ancak tank söylenmesi kolay olduğu için tercih edilmiştir.[3] Ancak en zorlama senaryo Winston Churchillun resmi biyografisinde geçmektedir. Bu yeni silahları saklamak için, çizimlerde ve projelerin üzerinde Rusyaya su taşıyıcı (Water Carriers for Russia) diye yazılmıştır. Ancak yazarken kısaltma olarak Rusyaya WC yazılabileceği düşünülmüş ve çizimlerde Rusyaya su tankları olarak değiştirilmiştir. Bunun üzerine bu silahların adı tank kalmıştır.[4] II. Dünya Savaşına kadar tanklar piyadelerin yüksek ateş yüzünden aşamadığı yerlerde kullanılıyordu. Bunun için her piyade bölüğünün belli sayıda tankı vardı. Tankı ana silah olarak kullanan ilk ülke Nazi Almanyasıdır. Yaklaşık olarak yüz yıldır tanklar ve zırh taktikleri birçok gelişimden geçmiştir. Silah sistemleri ve zırhlar geliştirilmeye devam etmekle birlikte, birçok ulus konvansiyonel olmayan savaş döneminde bu kadar ağır silahların gerekliliğini tekrar gözden geçirmektedir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Langres, Fransa, tankları film klibi (1918) Batı Cephesindeki savaş koşulları Birleşik Krallık Ordusunu, siperleri geçebilecek, dikenli telleri aşabilecek ve makineli tüfek ateşinden etkilenmeyecek kendinden tahrikli bir araç geliştirmek için araştırmaya itmiştir. 1914 yılında Kraliyet Deniz Hava Kuvvetleri tarafından bir Rolls-Royce zırhlı aracın kullanıldığını gören ve Binbaşı Ernest Swintonın paletli bir savaş aracı üretme fikrinden haberdar olan, zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı Winston Churchill bu yeni silahın geliştirilmesini izlemek için Landships Committee (Karagemileri Komitesi)nin kurulmasına önayak oldu. Karagemileri Komitesi, Little Willie adı verilen ve Birleşik Krallık Ordusu tarafından 6 Eylül 1915 te test edilen ilk başarılı tank prototipini ortaya çıkardı.[2] Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından karagemisi diye adlandırılsalar da, gizliliği sağlamak açısından ilk araçlar su depoları ya da kısaca tank olarak adlandırılmıştır[6]. İşçilere paletli su taşıyıcıları ürettikleri izlenimi vermek için kullanılan tank kelimesi 24 Aralık 1915 te resmi olarak kullanılmaya başlanmıştır.[7] İlk operasyonel tank olan Mark I, Kraliyet Donanmasından Yüzbaşı H.W. Mortimore tarafından 15 Eylül 1916 da Somme Çarpışması[6] esnasında Delville Korusunda kullanılmıştır. Fransızlar Holt traktörlerinden geliştirdikleri Schneider CA1 tankını ilk defa 16 Nisan 1917 de kullanmışlardır. Tankların yoğun olarak kullanılıp başarılı oldukları ilk çarpışma 20 Kasım 1917 deki Cambrai Çarpışması olmuştur. Daha sonraki Amiens Çarpışmasında da tanklar, zırhlı destekleriyle Alman siperlerini yarıp geçme konusunda etkili olmuşlardır. Tank sayesinde siper savaşı demode olmuştur. Birleşik Krallık ve Fransız kuvvetleri tarafından savaş alanlarında kullanılan binlerce tank savaşın kazanılmasında önemli katkılarda bulunmuştur. Tanklarla ilgili ilk sonuçlar biraz ikilemliydi, güvenilirlik sorunlarının karşısında komuta heyetinin sabırsızlığı sürtüşmelere yol açıyordu. İlk anda ürkütücü bir etki yaratıyor olsa da küçük gruplar halinde yayılan tankların taktik değerleri ve vuruş güçleri azalıyordu.[2] Alman kuvvetleri şoktan ve antitank silahlarının eksikliğinden etkilendi ama rastlantıyla da olsa som antitank gülleri buldular ve Birleşik Krallık tanklarının hareketliliğini kısıtlamak için daha geniş siperler kazdılar. Değişen savaş alanı koşulları ve güvenilirlik sorunları Müttefik Kuvvetler tanklarının sürekli geliştirilmesine ve çok uzun olan Mark V gibi modellerin üretilmesine neden olmuştur. Mark V özellikle geniş siperler gibi büyük engelleri günümüzün birçok zırhlı savaş aracından daha kolay aşabiliyordu. Almanya, I. Dünya Savaşı sırasında genellikle ele geçirdiği az sayıda tankı kullanmıştır. Kendi tasarımları olan A7Vden yalnızca yirmi kadar üretmişlerdir. Modern tankların atası olarak kabul edilen bir Alman Tiger II (King Tiger) (Alm. Königtiger) tankı. Bir çok ülke iki büyük savaş arasında tank tasarımları yapıp bunları hayata geçirdi. 1920lerde zırhlı birlikler konusuna büyük ilgi olduğu için Birleşik Krallık tasarımları bunların en ilerileriydi. Fransa ve Almanya, I. Dünya Savaşı sonrasının ilk yıllarında hem ekonomik durumları hem de Versailles Antlaşması nedeniyle çok fazla geliştirme yapmadılar.[2] ABD de bu yıllarda çok fazla geliştirme çalışması yapmadı, çünkü ordu içinde en kıdemli sınıflardan olan Süvari sınıfı tank geliştirmeye ayrılan fonların büyük çoğunluğunu devralmayı başarmıştı. Hatta I. Dünya Savaşında tank deneyimi kazanan George S. Patton bile bu dönemde Zırhlı Birlik sınıfından tekrar Süvari sınıfına dönmüştür. Bu dönem boyunca çoğu Birleşik Krallıkta geliştirilen birkaç tank sınıfı yaygındı. Hafif tanklar, genellikle onlarca ton ağırlığında idi ve keşif için kullanılıyorlardı. Genellikle diğer hafif tanklar üzerinde etkisi olan hafif bir silah ile donatılıyorlardı. Orta sınıf tanklar ya da Birleşik Krallıkta bilindiği adıyla kruvazörler biraz daha ağırdı ve uzun menzilli hızlı ilerlemek için kullanılıyorlardı. Son olarak, ağır tanklar ya da piyade tankları çok ağır zırhla donatılmıştı ve çok yavaş hareket ediyorlardı. Genel düşünce, ağır zırhlar düşmanın antitank silahlarına dayanıklı olduğu için piyade tanklarını piyade ile koordineli kullanıp düşman hatlarını yarmaktı. Birleşik birlik düşman hattını yardığında, kruvazör tank grupları bu boşluktan düşman hattının gerisine sarkarak tedarik zincirine ve komuta merkezlerine saldıracaktı. Bu bir-ikilik vuruş Birleşik Krallık tank birliklerinin temel çarpışma felsefesiydi ve Almanlar tarafından Blitzkrieg (Yıldırım Harekâtı) doktrininin önemli bir parçası olarak uyarlanmıştır. J.F.C. Fullerın I. Dünya Savaşı doktrini bu konudaki her öncü için temel kaynak olmuştur: Birleşik Krallıkta Hobart, Almanyada Guderian, ABDde Chaffee Fransada de Gaulle ve SSCBde Tuhaçevski. Hemen hemen hepsi aynı sonuçlara varmışlardır, ancak en gelişmişi, Tukhachevskynin havadan yön bulmayı da içeren doktrini sayılır. Bunları hayata geçiren sadece Almanya olmuştur ve Blitzkriegi yenilmesi güç yapan daha üstün silahlar değil, daha üstün taktikleridir.
Posted on: Wed, 04 Dec 2013 14:33:07 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015