YÜZÜKLERİN EFENDİSİ: İblisin Yalan ve İftiralar - TopicsExpress



          

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ: İblisin Yalan ve İftiralar Masalı Bunu E-postayla GönderBlogThis!Twitterda PaylaşFacebookta Paylaş Bu yazımızda, İngiliz edebiyat profesörü J.R.R Tolkien tarafından 1954 yılında piyasaya sürülen; yazımı 17 yıl süren üç ciltlik kitap Yüzüklerin Efendisi Masalını ve içindeki şeytani kavramları analiz etmeye çalışacağız. 50 küsur yıl önce, Tolkiene yazdırılmış olan hikâye, içerdiği kavramlar açısından ele alındığında; Allaha, meleklere, Süleymana, atılan iftiralar; Süleymanın mührü-yüzüğü, Deccal, Yecuc – Mecuc, kıyamet savaşı, medyumluk – büyücülük, cin–şeytanlar ve karanlık-ışık dualitesi gibi birçok kavramlar içermektedir. KİTABIN ETKİSİ 1954 yılında piyasaya çıkışından itibaren sadece İngilterede, 1968 yılına kadar 38 kere baskı yapması, bu şeytani kavramlarla dolu kitaba olan ilginin, o yıllardan itibaren yüksek olduğunu gösteriyor. Bu güne kadar 40 dile çevrilen kitabın, 100 milyon kişi tarafından okunduğu tahmin ediliyor. Kitap, 60lı yılların öğrenci hareketleri çerçevesinde öyle bir etki uyandırmış ki; kampüslerde Frodo yaşıyor ya da Cumhurbaşkanı adayımız Gandalfgibi rozetler görülüyor. Ayrıca ünlü rock şarkıcısı Sting, adını Frodonun kılıcından, ünlü New Age müzik topluluğu Shadowfax(Gölge yele) ise adınıGandalfın atından almıştır. YAZAR TOLKIEN John Ronald Reuel Tolkien: Yoksa İblisin elçisi mi? Oxfordta bir edebiyat profesörü olan Tolkien, Silmarillion, Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit gibi daha birçok kitabın yazarıdır. Bu kitapları yazmış mı, yazdırılmış mı? Bakın silmarillion masalı hakkında yazar ne diyor: Hayatımda, Silmarillion kitabında anlattığım hikâyeyi düşünmediğim bir an bile yok Acaba Tolkieni hayallendiren kim? Bu kavramları, karmaşık olayları ve antik çağlara ait verileri, Tolkien nereden biliyor? Yaratılış ve sonrasındaki tarihe dair bir çok gerçekleri bilmesini sağlayan ve bunları kasıtlı bir şekilde çarpıtmasını fısıldayan kim?Ben sadece kırmızı kitabı tercüme ettim diyor. Şayet filme kendinizi kaptırmamış; o hayal alemine dışarıdan bakabilecek durumdaysanız; parçaları birleştirince siz de fark edebilirsiniz ki; tüm bunlar, Tolkienin hayal ürünü olamaz. Aksine ona ilham edilerek yazdırılmış kitaplar, belli bir amaca hizmet etmektedir. ŞEYTANLAR KİME VAHYEDER? Sonsuz Yüce olan Allah, insanlığa en son vahyi olan Kuranda bizi şöyle uyarıyor: Böylece, Biz her bir nebi için insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onların bazısı bazısına aldatıcı güzel sözlerle vahyeder(konuşur). Şayet senin Rabbin dilemeseydi, bunu yapamazlardı. Onları, iftiralarıyla başbaşa bırak. [ENAM(6)/112] Üzerine Allahın isminin anılmadığı şeyi yemeyin. Muhakkak o fısktır. Şüphesiz şeytanlar, sizinle mücadele etsinler diye dostlarına vahyeder. Şayet siz onlara itaat ederseniz, muhakkak sizler de müşrikler olursunuz. [ENAM(6)/121] Şeytanların, kimin üzerine indiğini size haber vereyim mi? Her günahkar-iftiracının üzerine iner. Onlar (şeytanlara) kulak verirler ve bunların çoğu yalancıdırlar. [ŞUARA(26)/221-223] Aşağıda inceleyeceğimiz Silmarillion kitabında da görüyoruz ki, bu yazılanlar; Tolkienin bilmesi mümkün olmayankadim gerçeklerin çarpıtılması ve yalanlarla süslenmesiyle ortaya çıkmıştır. Kadim çağlarda gerçekleşmiş bu olayları bilen ve amaçları doğrultusunda çarpıtan, insanlığın düşmanı antik baykuş İblistir. Bu kitaplar, şeytanca bir dilde yazılmış ve kavramlar ters düz edilmiştir. Hak ve Batıl savaşının batıl tarafı olan İblis, bu filmde, batıl mücadelesinin birçok şifrelerini saklamış ve insanlığı da saptıracak tuzaklar kurmuştur. Bilinçsiz bir izleyicinin ve okurun, bu tuzakları fark etmesi mümkün değildir. Biz bu yazımızda, bu film ve kitaplardaki şeytani planları deşifre ederek; İblisin ve sırtını ona dayayan Küresel Güçlerin gerçek yüzünü ortaya koymaya çalışacağız. YÖNETMEN VE FİLMLERİ Üç kitaptan oluşan bu hikâye, kutsal bir metin gibi özen gösterilerek, birebir uyarlama ile ünlü yönetmen Peter Jacksontarafından 2001, 2002 ve 2003 yıllarında; 285 milyon dolarlık bir bütçe ile 8 yıl süren bir çalışmanın sonucu, üç ayrı sinema filmi halinde izleyiciye sunulmuştur. Film 11 dalda Oskar ödülü aldı. Dünya genelinde sinemada 500 milyonun üzerinde kişi tarafından izlendi. Yönetmen Peter Jackson aynı zamanda; Sevimli Hayaletler, bir uzaylı hikâyesinin anlatıldığı 9. Bölge ile 2011 ve 2012de vizyona girecek olan Hobbit 1 ve Hobbit 2 filmlerinin yapımcısı ve yönetmenidir. İblisin temel yöntemi olan gerçekleri ters düz etmek ve süslü hayaller üretmek sanatı, sözünü ettiğimiz filmde başarıyla kullanılmıştır. Filmde bahsi geçen birçok efsanevi kahraman, karakterler ve semboller, İblisin kadim planına uygun biçimde dizayn edilmiş ve izleyiciye yutturulmaya çalışılmıştır. İşte biz bu analizimizde, filmdeki şifreli mesajları deşifre edeceğiz ve kısmen açık olan mesajların da, gerçek anlamlarını ve yorumlarını ortaya koyacağız. Bu sebepledir ki önce Yüzüklerin Efendisi masalının başlangıcını anlatan ve şifre kavramlar içeren aynı yazara ait Silmarillion adlı kitaba bir göz atacağız: Filmin esası, yüzük kavgası. Bu yüzük gerçekte Süleymanın yüzüğü. Ancak anlaşılmasın diye değiştirilmiş. Süleymanın yüzüğü Davud Yıldızlı Mühürdür. YÜZÜKLERİN EFENDİSİ FİLMİNİN REFERANSI: SILMARILLION KİTABI Silmarillion, Tolkiene ölünceye kadar muhtemelen İblis tarafından fısıldanarak yazdırılan ve ölümünden sonra oğlu tarafından el yazması notlarından toparlanarak yayınlanan bir kitaptır. Bu kitap, Yüzüklerin Efendisi hikâyesinin çok öncelerine giderek; meleklerin ve evrenin yaratılmasıyla başlayıp; İblisin, Allaha olan isyanını, Dünyaya sürgün edilmesi ile devam eden süreci ve cinlerin Dünya üzerindeki tarihini, yalan ve saptırmalarla süsleyerek anlatmaktadır. Silmarillion kelimesi, kitapta elflerin(cinlerin) atası Feanor tarafından ak ağaçtan yapılan ve hesaptaSauron adlı bir melek tarafından çalınmış olan 3 yüzüğe verilen isimdir. Kitabın önemli kısımlarına, aşağıdaki birkaç paragrafla kısaca göz atacağız. İblistarafından ters düz edilmiş kavramlarla dolu olan bu metnin, ne ifade ettiğinin anlaşılması için, biz bu şifresel kavramlarla kastedilen ve bizim tarafımızdan ifade edilen anlamlarını parantez içinde vermekteyiz. Dolayısıyla, parantez içerisinde verilen anlamlar, orijinal metinde yer almamaktadır: SİLMARİLLİONDAN BİR ÖZET Önce Eru (Allah-Tanrı) vardı, Tek olan (Tanrı); Ardada(Arz-Dünyada) Illúvatar(Allah-Tanrı) diye isimlendirilirdi ve ilk önce düşüncesinden doğurduğu Ainuru(Mela-i Ala – Başmelekleri); (yani) Kutsal Olanları yarattı ve onlar, hiçbir şey yaratılmadan önce onunlaydılar. Sonra Ainur(Mela-i Ala-Başmelekler) ile birlikte Büyük Müziki üretmiştir. Ardından,Ainura(Mela-i Alaya), müzikteki evreni inşa etmelerini emretmiştir. Fakat müziğin normal seyrine aykırı davrananMelkor(İblis), Illúvatarın(Tanrının) istediği evrenin inşası sırasında da, aynen müzik icra edilirken yaptığı gibi isyanetmiş ve yanına daha az güçlü olan başka yaratıklardan(cinlerden) de toplamıştır. J. R. R. Tolkienin, hayali evreni, Orta Dünyanın(Orta Doğunun) başlangıcını anlattığı eseri Ainulindalëde; kainata verilen isim Eädır. Arda(Arz) ise, bu evrende Dünyaya, Elfler(cin-şeytanlar) tarafından verilen isimdir. Arda(Arz), Eänın(evren) tam ortasında yer almaktadır. (…) Illuvatarın(Tanrının) aklında, Manwe (Mikail), Melkorun(İblisin) kardeşiydi. Illuvatarın(Tanrının), Melkorun(İblisin) ahenksizliğine karşı yükselttiği ikinci temanın ana enstrümanıydı. (…) Ve Manwe(Mikail), Melkora(İblise) dedi ki: Bu krallığı haksızlık ederek kendine almayacaksın, çünkü başkaları da burada senden daha az çalışmadı. Manwe(Mikail) veMelkor(İblis), Illuvatarın(Tanrının) düşüncesinde kardeştiler. Dünyaya giren Ainur(Mela-i Ala-Başmelekler) arasında en güçlüsü başlangıçta Melkordu(İblisti). Ancak Manwe(Mikail), Illuvatarın(Tanrının) en çok sevdiğiydi. Onun isteklerini en açık biçimiyle anlayanıydı. Ainurun(Mela-i Ala-Başmelekler) en soylusu olan Manwe(Mikail), en çok havayı ve rüzgârı düşünmüştür. Orta Dünya: Hayali bir yer olsa da; Süleymanın hakimiyet alanı olan, Kudüs merkezli Orta Doğudur. (…) Valarla(Ainur - Mela-i Ala ile) birlikte, varlıkları Dünyanın yaratılışından önceye dayanan başka ruhlar da Dünyaya girdi, Valarla(Mela-i Ala-Başmelekler ile) aynı iradenin yarattığı ama daha düşük seviyeli olanlar. Onlar, Maiardı(meleklerdi).Vaların(Mela-i Alanın-Başmeleklerin) halkı, onların hizmetkarları ve yardımcıları. (…) Melkorun(İblisin) hizmetindeki en kötü ve en ünlü Maia(melek) ise Saurondu. Kötülükte neredeyse Melkora(İblise) denkti. Melkorun(İblisin) bütün planlarında,Sauronun(melek) bir payı vardır. İlk başlarda Demirci Aulënin Maiası olanSauron(melek), sonradan taraf değiştirip Melkorun(İblisin) yanına geçti. Birinci Çağın sonunda Melkor(İblis), Valar(Mela-i Ala-Başmelekler) tarafından başlatılan Öfke Savaşında(Allahın Gazabıyla) yenilerek Boşluka(Cennetin dışına) atıldığında,Sauron(melek), Orta Dünyanın (Orta Doğunun) doğusuna(Babile) kaçtı ve sonraki çağlarda kötülüklerin başı Kara Efendi olarak Aman dışındaki bütün dünyaya korku saçtı. İlk başta mitolojik bir metin gibi algılanan ve birçok kişi tarafından ne manaya geldiği anlaşılamayan kavramlarla dolu olan bu kitapta İblis, Tolkiene, Allahın yaratmaya başlamasından itibaren geçen olayları, Allaha karşı olan isyanını,Mela-i Ala(Başmelekler) ve diğer meleklerle ilgili olayları, bazı mihenk noktalarında kritik değişiklikler yaparak anlatıyor. KİTAPTAKİ KAVRAMLARIN DEŞİFRESİ Karmaşık görünen bu metnin, normal okur tarafından anlaşılması güç olduğundan, biz burada mini bir sözlük oluşturarak bu kavramların gerçek manalarını daha açık hale getireceğiz: Illuvatar(Eru): Tek olan ve herşeyi yaratan Tanrı: Allah Ainur(Valar): İlk yaratılan Dört Kutsal Ruh. Dört büyük Başmelek(Cebra-El, Mika-El, Azra-El, İsraf-El): Mela-i Ala. Melkor: Aslen cinlerin önderlerinden olup; Allaha kölelik-bağlılık ve ibadette gösterdiği dereceden dolayı; Allahonu melek boyutuna çıkardı, Mela-i Ala(Başmelekler) ile birlikte oldu. Bunun içindir ki ismi; başlangıçta Aziz-El(Elin Azizi=Allahın şereflisi) idi. Önceleri Aziz-El, Dünyaya gelip, kafir cinlerle mücadele ederdi. Yanında meleklerden yardımcıları vardı. Sauron da muhtemelen bu yardımcı meleklerden birisiydi. Aziz-El, başarılarından ve amellerinden dolayı şımarıp aklını beğendi ve mantık yaptı. Ademin kendisine bağlı-saygılı olmasını bekliyordu. Kibriyle-mantığıyla yanıldı ve Ademe secde etmekten kaçındı. Böylece Allahın bire-bir emrine direnmiş oldu ve kovuldu. Hem melek boyutundan düşürüldü, hem de Allahın lanetiyle tüm güzelliğini ve itibarını kaybetti, ümitsiz(İblis) oldu. Kendisine, Yaklaşansaatın sonuna kadar süre verildi. O günden beri ademoğullarını saptırmak için; tüm hırsı ve kiniyle insanoğlunu kandırmak ve kaydırmakla meşguldür. Yeminli Kadim Planı işlemektedir. Bugün en çok sözü edilen isimleri; Şeytan, Satan, Lucifer ve İblistir. Bu isimlerden birini, diğerinden ayıranlar, farklı görenler, İblisin tuzağına düşmüş aldanmışlar, yahut İblisin emrinde olanGüç Simsarlarıdır. Manwe: İblisin anlatımından, bunun Başmelek Mika-El olduğunu anlıyoruz. İblis, Aziz-El iken elbette tümBaşmeleklerle aralarında İslam kardeşliği vardı. Mika-Ele yakınlığı daha fazla da olabilir. Ancak Allaha karşı saygısızlık yapan ve şeytanlaşan bir adama, hiçbir melek, ya da müslüman yakın olamaz ve behemahal onu reddeder. Allahın ve ademoğlunun düşmanını, düşman bilir. İblis, arkadaş olduğunu söylediği Başmelek Mika-Elin adını kullanarak; insanları, kendisi oymuş gibi kandırıyor. Archangel Michael(Başmelek Mikail) diye Dünyada faaliyet gösteriyor ve insanlığa yönelik şeytani manipulasyonları yönetiyor. Maia: Vaların(Başmeleklerin) yardımcısı olan bir melek. Maiaın çoğulu Maiar: Baş Meleklerden sonra gelenyardımcı melekler. Melekler arasında tam bir boyut hiyerarşisi vardır. İblis, bu hiyerarşiyi taklit ederek; kendisine bağlı şeytan ordusuna; çaldığı spirtüel hiyerarşi adını kullanıyor. Her konuda, bir maymun gibi davranıyor ve Allahın Sistemlerini taklit ediyor. Sauron: Kendisi de bir Maia yani Melek. Kitaptaki İblisin anlatımı doğruysa; İblis, Aziz-El iken, Dünyada müslüman olmayan cinlerle savaşta onun yardımcısı olan meleklerden birisi Sauron. İblis, kendisi gibi Allaha isyan eden ve kovulmuş melekler palavrasını yutturmaya çalışıyor. İblis, kendisiyle beraber başka meleklerin de kovulduğu yalanını, tarih boyunca birilerinin kafasına üflemiş. Sauronun da bunlardan birisi olduğunu; kötülüğün efendisi olarak Dünyada kaldığı yaldızlı palavrasını atıyor. Kötülüğün-karanlığın efendisi, gerçekte kendisi olduğu halde; kendisini ışık getirici(Lucifer) yahut Başmelek Mikail olarak yutturmaya çalışıyor. Kuran, açıkçaİblisin dışında tüm meleklerin secde ettiğini ve Allaha itaat ettiğini bize bildirmektedir. Ancak cinlerden, Allahın kölesi olmak yerine, Aziz-Elin kölesi olan bazı kibirlilerin, onunla beraber isyan ederek İblisin askerleri olduğu söylenebilir. Elfler: Sözlük anlamı da cin olan bu kavramdan, cin-şeytanların kastedildiği çok açıktır. Ancak elfler, hem güzel hem de insanlardan daha güçlü olarak filmde gösteriliyor. Bu, gerçeğe aykırıdır, yalandır. İnsanlar, cinlerin hayranlığını çekecek kadar güzel yaratılmışlardır ve aynı zamanda da güçlüdürler. Kuran, bu gerçeğe şahittir.İblisin bu gerçeği-yalanla değiştirmesi, elbette onun sık baş vurduğu bir yöntemdir. Ve yine Kuran, cinlerin,insanlardan daha önce yaratıldığına da şahittir. Ea: Evren Arda: Arz yani Dünya. Yukarıda kısa bir özetini verdiğimiz Kitabı, ancak bu düzelttiğimiz kavramlar ışığında değerlendirebilirsiniz. Sonuç olarak İblis, bazı gerçek olayları anlatıyor, ancak kavramlarla oynuyor; Hakkı Batıl; Batılı da Hak olarak gösteriyor. Bu genel şeytani yaklaşımını, yaldızlı sözlerle-yalanlarla süslüyor. Örneğin, isyan ettiği ve kovulduğu doğru, ancak kendisinin ışık getiren Başmelek Mika-El olduğu, gerçeğin alt-üstedilmesidir. Kendisiyle birlikte isyan eden melekler edebiyatı ise, yaldızlı bir yalandır. Sauronun da bu isyan eden meleklerden olduğu yalanı, dualite yasasıgereğince, bir Karanlık Efendi ihdas etmek içindir. Çünkü gerçekte insanlık tarihi; bir Hak(nur-aydınlık-ışık)-Batıl(zulumat-karanlık) savaşı tarihidir. Sonsuz yüce olan Allahın dualite yasasını bilen İblis; Işık-karanlık mücadelesinin ışıkçılığına soyunuyor. Kendisine tabi olanlara ışık işçileri derken; karşı olanlara da karanlık güçler(enerjiler) yaftasını yapıştırarak; her zamanki gibi gerçeği ters yüz ediyor. FİLMİN ÖZETİ: Frodo Baggins: Hobbit Film, dokuz ayrı ırktan oluşan Orta Dünyada, ışık-karanlık güçler arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır. Karakterler karanlık güçler ve ışık güçleri olmak üzere iki tarafa ayrılmıştır. Karanlık güçler şunlardır: Yüzüğün gücünü elinde bulunduran ve Orta Dünyanın özgür halklarını köleleştirmek isteyen Sauron. Gücünü toplayarak, savaşı kazanmak için yüzüğü ele geçirmenin peşindedir. Bir zamanlar bilge konseyinin başında olan Saruman. Daha sonra şeytanın gücüne boyun eğip onunla işbirliğine başlamıştır. Eski bir Hobbit olan Gollum. Gollum yüzüğü tesadüf eseri, bir gölün dibinde buluyor ve yüzlerce yıl karanlık mağaralarda kimseye söylemeden saklıyor. Bu süreçte yüzüğün etkisiyle deforme olup, çirkinleşiyor. Sarumanın emrindeki Orta Dünyanın en çirkin, en pis, en vahşi ve en korkulan ırklarından Orklar. Orklar daha önce elf olup, daha sonra Sauron’a hizmet etmeye başlayınca bu hale dönüşüyorlar. Sarumanın ajanları olan kuşlar. Saruman için Orta Dünyada dolaşıp ona bilgi topluyorlar. Işık güçleri ise şunlardır: Cesur, haşin, uzun yılları sürgünde, doğada dolaşarak geçiren Aragorn. Aynı zamanda Gondor krallığının tek varisi. Yüzüğü yok etme görevini üstlenen bir hobbit olan Frodo. Büyük bir fedakarlık yaparak yüzüğü Hüküm Dağına kadar taşımayı ve yok etmeyi kabul ediyor. Yüzüğün yok edilme planını organize eden büyücü Gandalf. Gollum: Gerçekte, Süleymanın yüzüğünü çalan bir cin-şeytandır. Işık güçlerine; aynı zamanda Elf kralları, Cüceler, Hobbitler, insanlar ve konuşup, hareket etme yeteneğine sahip olan ağaçlar(entler)de dahildir. Yüzüğün hikayesi ise şöyledir: yüzük Saruman tarafından binlerce yıl önceHüküm Dağında dövülerek yapılmıştır. Yüzük, daha önce Elflere, Cücelere ve İnsanlara verilmiş olan diğer yüzüklere hükmetme gücündedir. Yok, edilebileceği tek yer ise ilk defa yapıldığı yer olan ve Sauronun hükmü altında bulunan Mordor diyarındaki Hüküm Dağıdır. Sauron insanlara karşı yaptığı bir savaşta bu yüzüğü kullanmış ve galip gelmek üzereyken, insanların kralı ve Aragornun atası olan İsildur tarafından parmağı kesilerek yüzük elinden alınmıştır. Aradan geçen binlerce yıl sonunda yüzüktesadüf eseri, bir gölün dibinde Gollum tarafında bulunmuş, yıllarca karanlık mağaralarda saklanmıştır. Yüzük, yine tesadüfen bu kez bir hobbit olan Bilbo Bagginsin eline geçmiştir. Bilbo yaşlanınca, yüzüğü akrabası olan Frodoya emanet etmiştir. Yüzük, Sauronun elindeyken, ona karşı başlatılan son savaşta, galip gelmenin imkanı yoktur. Bu çok eski bir mücadeledir. Filmde ışık güçleri olarak gösterilen taraf, çareyi bu yüzüğü yok etmekte bulur. Bunun için yüzük kardeşliği adında bir grup oluşturulur. Yüzük kardeşliği, Gandalf, Aragorn, bir cüce olan Gimli, Hobbitlerden Frodo, Sam ve Pippin, Elflerden Legolas ve Gondor vekilharcının oğlu Boromirden oluşmaktadır. Bu ekipte yüzüğü taşıyan Frododur.Filmin sonunda yüzük kardeşliği, amacına ulaşır ve yüzük, Hüküm Dağına atılarak yok edilir. Işık ve karanlıkarasındaki bu son savaşta, yüzüğün de yok edilmesinin etkisiyle, karanlık güçler kaybeder. Aragorn, kazanılan bu zafer neticesinde varisi olduğu tahtına oturur ve Orta Dünyanın diğer ırkları özgürlüklerini kazanmış olurlar. FİLMDEKİ KARAKTERLER: Sauron: Başmeleklerin emrinde, Süleymana yardım eden önemli bir melek. Hilal, İslamın sembolü. Göz ise; Allahın herşeyi gören olduğunu gösteriyor. Ancak yalancı İblis, Sauronu, karanlık güç lideri ve çirkin göstererek iftira ediyor. Şimdi filmdeki kahramanlara, kavramlara, mesajların gerçek anlamlarınave verilmek istenen şeytani mesajlara bir göz atalım: Sauron: Silmarillion kitabında bahsi geçen ve eski bir Maia(melek) olanSauron, Melkora(İblise) tabi olarak karanlık tarafa geçmiş ve kötülüklerin efendisi olmuştur. Filmde Saurona yüklenen anlam budur. Bunun İblisin büyük yalanı olduğunu yukarıda açıklamıştık. Ayrıca filmde karanlık Lord Sauron, içinde acımasızlık, kötülük, tüm ırklara hükmetme isteği ile dolu olarak Orta Dünyanın özgür ırklarını köleleştirmiştir. Bu Allahın peygamberi Süleyman vasıtasıyla Orta Doğu merkezli hakimiyetine şeytanca bir göndermedir. Aslında her şeyi gören göz Allahtır.Karanlık gücün lideri olarak anlatılan Allahın meleği Saurondur. İslamı temsil eden Hilal ve ortasında her şeyi gören gözle, Sauron-Sarumancephesi sembolize edilmiştir. Sauron(Melek), Sarumanla(Süleymanla) beraber Allahı ve İslamı temsil eder ve gerçekte Hakk-Aydınlığın(ışığın) taraftarı oldukları halde, karanlık güçler olarak gösterilmiştir. İblis, aydınlıkile karanlığı ters yüz ettiği gibi, arkalarını sıvazladığı masonların tepe gözlü piramitlerine de Yüce Mimar olarak yerleşmiştir. Allah tarafından Süleymana bahşedilmiş olan ve onunla şeytanları emri altına aldığı yüzük, tek başına bir güç ifade etmez. Yüzük, bir sembol ve mühürdür. Yüzüğün gücü, Allahın, Süleymana gönderdiği melek(Sauron) sayesinde mevcuttur. Saruman: Büyücü olarak gösterilen Süleyman Peygamber. Saruman: Saruman, olarak sunulan karakter, aslında Allahın peygamberi Süleymandır. Allah, cinleri ve şeytanları, Süleymanın, emrine vermişti. Şeytanlar, dalgıçlıktan, taş işçiliğine kadar her türlü işte çalıştırılmaktaydılar. Süleymanın ordusu; cinlerden, kuşlardan ve insanlardan oluşmaktaydı. Allah, rüzgârı onun emrine vermişti ve rüzgârla hareket ederdi. Yüzük ise bu mülkü ve gücü temsil eden bir mühürdü. Kısacası karanlığın emrinde, büyücü- kahin olarak gösterilenSaruman, gerçekte Süleymandır. Gerçekler ters-yüz edilerek, Süleymandan intikam alınmaktadır. Şeytanlar, gerçek hayatta da; eskiden beri özellikle Süleymanı hedef almışlar, ona büyücü diyerek iftira etmişlerdir. Süleyman öldüğünde şeytanlar onun tahtına bir Büyü Kitabı koyarak, onun bir büyücü olduğu iftirasında bulundular.İsrailoğullarından bir kısmı da bu iftiraya kanarak fitneye düştüler. Yahudi mistizmi-Kabalanın mimarları, kendilerine bu iftirayı dayanak yaparak, ezoterik bir sistem geliştirmişlerdir. Kuran, İblisin kölesi şeytanların, Süleymana iftira ederek; insanları fitneye düşürdüklerini bize bildirmektedir: Onlar, Süleymanın mülkü konusunda, şeytanların sözlerine uydular. Süleyman, hakkı örtmedi ancak şeytanlar hakkı örttüler... [BAKARA(2)/102] Elflerin(cin-şeytanların) lideri ve savaşçı bir elf. Elfler: Elf kelimesinin(Elves) sözlükte Türkçe karşılığı cin-şeytanlar demektir. Gerçekte cinler, insanlardan bir üst boyutturlar ve bundan dolayı da Kuranın bildirdiği gibi insanlar onları göremez, ancak onlar insanları görebilirler. Kendisi de aslen cin olan İblis ve avanesi, bu boyut farkını, şeytani planları doğrultusunda, çeşitli şekillerde geçmişten beri kullanmaktadırlar. İşte bu sayede,Avatar filmine benzer şekilde, bu filmde de kendilerini gayet güzel, akıllı ve sadık olarak insanlara pazarlamışlardır. Telepati ile anlaşan ve ışığın krallığı(!) olan elf milleti(cin-şeytanlar), filmde aynı zamanda ölümsüz oldukları yalanıyla takdim ediliyorlar. Önceki filmlerdeki gibi bu filmde de elfler(cin-şeytanlar) kutsanıyor. Aragorn (Yolgezer): Yolgezer de denilen Aragorn; filmde, Gondorun (insanların şehri) varisi, insanların beklediği kayıp kral, savaşçı ve çok iyi bir yönetici olan kahramandır. İsa gibi yaraları iyileştiriyor. Kıyamet savaşına benzetebileceğimiz, son savaşta da kurtarıcı olarak herkesin umutlarını bağladığı Aragorn, kurtarıcı-mesihtir. Tüm İblis imzalı filimlerin bir mesih kahramanı vardır. Beyinlere yerleştirilmeye çalışılan kurtarıcı-mesih; mesih-i Deccaldir. Bu filmdede mesih-i Deccal; Aragorndur. Peygamberimiz Deccale; çok gezen, çok dolaşan ve çok yüzlü diyor. Yani filmdeki yolgezer; Aragorn. Aragorn(Yolgezer): Mesih Deccal Filmde Aragorn, kral olarak dönmek için uygun zamanı bekliyor ve bu zaman gelinceye dek saklanıyor. Saklandığı süreçte, küçüklüğünden beri elfler(cin-şeytanlar) tarafından yetiştiriliyor ve bu 30 yılın sonunda neredeyse bir elf gibi yeteneklere sahip oluyor. Gerçekte ise Deccal, Allahın, çıkışına izin vereceği güne kadar, şeytanlar tarafından hazırlanmaktadır. İblisin kadim planı gereğince; insanlık, önce yaşayacağı felaket ve kaos döneminde, bir kurtarıcıya ihtiyaç duyacaktır. Arkasından mesih-i Deccal,kurtarıcı olarak ortaya çıkacaktır. Kahraman(!) Aragornun düşman ordusunun kalbine dalma taktiği bile, karanlık güç olarak takdim edilen İslam ordularının en büyük kahramanı Halid bin Velidden çalınmıştır. Filmdeki filli savaş sahnelerinin ve baskın taktiklerinin , Kadisiyeve Yermük savaşlarından uyarlandığı ilgili uzmanlarca kolayca anlaşılacaktır. Savaşa sürülen filler. Hobbitler: Hobbit kelimesinin Mısır tanrısı Ranın(Güneş Tanrısı İblisin) kahini(elçisi) olan bir karakterden geldiği ifade edilmektedir. Bu açıdan bakılıncaTolkienin, hobbitler yoluyla(İblisin elçisi yoluyla) mesaj verdiği söylenebilir.Hobbitler, filmde sevgi dolu, barış içerisinde yaşayan ve sorunlarını savaş değil, sevgi ile çözen bir millet olarak veriliyor. Yani bugünkü şeytani New Age akımlarının sahte sevgi felsefesinin birçok özelliğini üzerlerinde taşımaktadırlar. Yüzüğü taşıyıp yok ederek, İblisin sevgi elçileri olarak filmde yerlerini alıyorlar. Sonuçta Hobitlerin, cin-şeytanların bir kabilesi olduğu anlaşılmaktadır. Gandalf: Işığın temsilcisi gösterilen, ancak karanlığı temsil eden İblisin kahini-medyumu. Sağında bir elf(cin-şeytan), solunda insanlığa pazarlanan Mesih Deccal: Aragorn. Gri Gandalf: Bilge, yol gösterici ve büyücü. Gri iken her nasılsa birden Ak (!)Gandalf oluyor. Gandalf, herkesin hayranlıkla ve merakla ne söyleyeceğini beklediği, büyüyü ustalıkla kullanan bir karakter. Her seferinde, büyü gücünü sınayarak daha da güçleniyor. Orta Dünyanın kaderinde belirleyici bir rol oynuyor. Gandalf, filmde bir peygamber gibi gösterilirken, Saruman, büyücü olarak takdim edilmiş. Gerçekte filmdeki Gandalf, tam bir İblis elçisidir(medyum-büyücü) veSüleymana ve Allahın meleğine karşı savaş vermektedir. Peygamber gibi takdim edilen büyücü Gandalfın oynadığı role benzer bir rolü, bugünİblisin medyumları oynuyor. Yani bugünkü medyumlar da; şeytanlara (Kryon, Tobias, Saint Germen, İblis vs. ), kanallık vazifesi yapıyorlar. Bu şeytan elçisi insan medyumlarının her biri, celselerde, kalplerinde yaşattıkları şeytanlardan sürekliyalan haber naklederek, canlı yayın görevi yapıyorlar. Daha sonra da bu şeytani fısıltıları, kitap, video ve film olarak yayınlıyarak; İblisin Kadim Planına hizmet ediyorlar. İblis, bu elçileri ve filmleri aracılığı ile insanlara vadediyor, ancak İblis,Kuran diliyle vadetmez sadece aldanmayı vadeder. Ork: Yecuc-Mecuc Orklar: Filmde farklı boy ve şekillerde, laftan anlamaz, insan etiyle beslenen, savaşçı, kendi arkadaşlarını bile yiyen vahşi bir topluluk. Orklar, Yaklaşansaatte,Deccalin, İsa tarafından öldürülmesinin ardından, İblise boyun eğmiş güç simsarlarını ve tabiinlerini yok etmek üzere, her bir tepeden saldıracak olan Yecuc – Mecucu sembolize etmektedirler. Yecuc – Mecuc, muhtemelen Atlantis zamanında insan, cin-şeytan karışımıolarak üretilen bir nesildir. Atlantis, dünyaya hakim şeytanlaşmış bir insan uygarlığıydı. İblisin adamları, insanlara, Güneş enerjisinden yararlanma yöntem ve teknolojisini öğretirken; insanlardan kendilerini çoğaltmaya(kopyalamaya) çalışıyorlardı. Böylece ara karma bir nesil; Orklar(Yecuc-Mecuc) ortaya çıktı. O dönemlerde Dünya, hiç olmadığı kadar ifsada uğramıştı. Bu nedenledir ki; evrensel Nuh tufanı oldu ve Dünya azgın kafirlerden temizlendi. Yecuc-Mecuc, yeraltı mağara ve sığınaklarında yaşıyordu. Batan karalarla beraber yeraltına geçtiler. Orada Yaklaşansaata kadar çoğalacaklar ve sona yakın tekrar yeryüzüne çıkıp; Mesih Deccale tabi olan azgın kafirleri-hakimleri yok edeceklerdir. Bunda ilginç bir ironi vardır. Bu mesele, Cin-şeytanlar: Yecuc-Mecuc bölümünde açıklanacaktır. Orklar: Yecuc – Mecuc ordusu. Bu konu, Kuranda ve özellikle sahih hadislerde yer almaktadır. Eski Ahitde(Tevratda) değişik peygamberlerin Yaklaşansaat tasvirlerinde çokça tekrarlanır. Peygamberimizin hadislerine göre; Yecuc – Mecuc, cehennem ehli, kâfir, azgın ve vahşi bir toplumdur. Devlerden ve cücelerden oluşan Yecuc – Mecuc, Allahın helak ordusu olup; İblisin kandırdığı azgın kibirli kâfirlerin sonunu getirecek olan karşı konulamaz bir güce sahiptir. Hakka karşı plan ve tuzak kuran Lucifer(İblis) kafalıların helakı; bu kavmin(Yecuc-Mecuc) çıkışıyla tamamlanacaktır. Yecuc-Mecuc saldırısı, Kuranda, açık ve kapalı tehdit olarak önemli yer tutmaktadır. İşte açık bir tehdit ayeti: Bir Karyete(İsrailoğulları) ki, onları helak etmeyi haram (kıldık). Şüphesiz onlar, (hakka) dönmezler. Ta ki Yecuc, Mecuc çıkıncaya ve her bir tepeden akın edinceye kadar! Hak vaad(helak) yaklaşmıştır. O zaman, hakkı örtenlerin gözleri, bir noktaya dikilecek ve Vay başımıza, biz bu şeyden(helaktan), gaflet içindeydik. Bilakis bizler, zalimleriz (diyeceklerdir). [ENBİYA(21)/95-97] Savaşa, İblisin ordusu safında katılan Ent(Ağaç): Büyük yalan! Entler(Ağaçsakal): Entler, filmde hareket etme yeteneği olan ve konuşan ağaçlardır.Kuran bize maddenin en küçük yapı taşının melakut olduğunu ve her şeyinmelakutunun Allahın elinde olduğunu söylemektedir. Aslında cansız gibi görünen maddelerin bile bir ruhu, özü yani bilinci vardır. Allah maddeye hitap ettiği zaman anlar ve Onun emrine itaat eder. Peygamberimizin(s.a.v.) de ağaçları çağırdığı ve ağaçların Allahın izniyle geldiğine dair hadisler vardır. Ayrıca başka bir hadisden de şunu biliyoruz ki; kıyamet savaşında bir ağaç, arkasında saklanan Yahudiyi,Müslümanlara bildirecek ve ağaç, onlarla konuşarak: Arkamda bir Yahudi gizleniyor diyecektir. Filmde ise ağaçlar, Süleymanın(Sarumanın) düşmanı olarak gösterilmiştir. Ağaçlar, aslında her zaman Allahın emrinde ve Müslümanlardan yanadır. İblis, bu gücün sadece Allaha ait olduğunu ve ağaçların Onun sözünden çıkmayacağını çok iyi bilir, ancak şeytanca, batıla hak elbisesi giydiriyor. İblis, ağaç figürünü, Avatar gibi diğer filmlerde de kullanıyor. Bunu, Greenpeace gibi çevreci New Age akımlarıyla ilişkilendirerek doğayı kutsuyor. Küresel güç simsarlarının çevre tahribatı karşısında, prim yapan çevreci bilinciböylece yem olarak kullanıyor. YÜZÜĞÜN YOK EDİLMESİ VE KIYAMET SAVAŞI Sauronun parmağında yüzük: Gerçekte Sauron Allahın meleğidir. Yüzüğü yapan, Süleymana veren ve yardım eden görevli bir melek. Filmin başından itibaren işlenen ana temalardan birisi; güç yüzüğünün yok edilme serüvenidir. Orta Dünyayı (Orta Doğu) özgürleştirmek amacıyla Saurona ait olan ve her şeye hükmetme özelliği olan yüzüğün yok edilmesi gerekmektedir. Yukarıda da detaylı olarak belirttiğimiz gibi yüzük, Allah tarafından Süleymana verilen ve gücüyle şeytanları emri altına aldığı mühür-yüzüktür. Bu yüzüğün yok edilme amacı, şeytanları serbest bırakmaktır. Zatenİblisin binlerce yıldır, tüm insanlara pazarladığı özgürlük; insanın kendi nefsine ve şeytanlara köle olmasından başka bir şey sağlamamıştır. Filmde Sauron ve diğer milletler arasında verilen son savaş,Yaklaşansaatte vuku bulması beklenen, Kıyamet Savaşına(Armegedon) benzemektedir. Sauronun, savaşın sonunda kaybederek bedeninin erimesi ve yok olması; İsanın,Deccalin üzerine yürüdüğünde; Deccalin tuzun suda erimesi gibi eriyip yok olması gerçeğinin ters-yüz edilmesinden ibarettir. Gerçek olan şudur; İsa, Yaklaşansaatte, Dünyaya tekrar geldiğinde Mesih Deccali öldürecektir. Böylece, kör Deccalin dönemi sora ererken, geriye kalan kibirli azgın kâfirler, Yecuc – Mecuc tarafından yok edilecektir. Sarumanın(Süleymanın) benzetildiği kişi: İsrailin hava saldırısıyla öldürdüğü Hamas liderlerinden Şeyh Ahmed Yasin. Aynı zamanda filmde sıkça kuşlar da kullanılıyor. Bir sahnede kuşlardan, Sarumanın ajanları olarak bahsediliyor. Kurandan, kuşların da Süleymanın ordusuna dâhil olduğunu, örneğinHüdhüd kuşunun onun habercisi olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burada da Süleymannın emrindeki kuşlara atıf yapılıyor. Ayrıca filmdeki iyi insanların hepsi de sarışın ve mavi gözlü Avrupalı insanlar olarak gösterilmiş. Sauronun ordusunda ise esmer ve Arap görünümlü insanlar yer almaktadır. Ayrıca Saruman(Süleyman) tiplemesinin, İsrail tarafında hava bombardımanıyla parçalananHamas liderlerinden Şeyh Ahmet Yasine nasıl benzetildiğini kolayca görebilirsiniz. SONUÇ İblisin Kadim Planına hizmette bir kilometre taşı olan Yüzüklerin Efendisi kitabı ve filmi, her yaştan birçok insanı etkilemiştir. Öyleki FRP (Fantasy Role Play: Herkesin oturup filmden bir karakteri canlandırdığı oyun türü) ve bilgisayar oyunlarıyla gençler arasında bağımlılık oluşturmuştur. İblis bu filmiyle, yandaşları olan şeytanların, Süleyman zamanında yaşadıkları zillet ve aşağılanmanın rövanşını almaya çalışmıştır. Bunu yaparken; Deccal, kıyamet savaşı veYecuc – Mecuc gibi Yaklaşansaatin büyük olaylarını saptırarak, gerçekleri ters-yüz etmiş ve kendi mesajlarını beyinlere enjekte etmiştir. Filmde, başından itibaren esas amaç olarak ortaya konulan yüzüğün yok edilmesi;Süleymanın, şeytanlara yüzükle vurduğu zincirlerin, bir rövanşıdır. İblis, gerçekte insanlık tarihinin bu son savaşında, insanoğlunu aldatmak ve haktan saptırmak için tüm ordusu ile Dünya üzerinde faaliyet göstermektedir. Bu film, Nuhtan itibaren tüm peygamberlerin kavimlerini uyardıkları Deccal fitnesini pazarlama savaşının önemli bir aşamasıdır. Özetle İblis imzalı filmlerden biri, belki de en önemlisi olan bu film; İblisin ve onun liderliğini yaptığı Küresel Güç Simsarlarının ve Masonik Mahfillerin; Dünya Hakimiyeti hayallerinin yansımasıdır. Ancak sırtlarını Lucifere(İblise) dayayanların, küresel oyunları ve planları; İblisin Planının içindedir. Yani bu güçler, İblisin altın tas içinde sunduğu emperyal hakimiyetin sarhoşluğu geçmeden, zehirlendiklerini ve dünya- ahiret azabını hak ettiklerini anlayacaklardır. Tüm cin ve insan şeytanları bilsinler ki; kainattaki tüm planlar, Sonsuz Yüce Allahın Planının içindedir ve Allah ne diyorsa o olacaktır. Onun onaylamadığı tüm plan ve tuzaklar, yakın gelecekte, çok geçmedentarihin çöp sepetine atılacaklardır.
Posted on: Fri, 25 Oct 2013 18:54:42 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015