Çetin Altan 17 Şubat 2011 - 21:14 Fokur fokur bir - TopicsExpress



          

Çetin Altan 17 Şubat 2011 - 21:14 Fokur fokur bir domino Habertürk’ün 16 Şubat tarihli “facebook”unda; Küba Komünist Devrimi’nin lideri Fidel Castro’nun; bendenizce, bütün dünya basınında manşet olacak değerde bir demeci yayınlandı. * * * Fidel Castro’nun demecindeki en çarpıcı cümle şuydu: -Belki “entelektüeller”; herkesten daha fazla yeteneksiz ve yetersiz olan biz politikacıları, ikna etmeyi başarabilirler. * * * Yarım yüzyıldan beri dünyaca ünlü politik bir lider; kendisi de dahil, tüm politikacıların herkesten daha fazla yeteneksiz ve yetersiz olduğunu açıklama zorunluğunu duymuştu. * * * Küba devriminin lideri, neden böyle bir zorunluk duyduğunu da; Küba’nın başkenti Havana’da açılan 20. Uluslararası Kitap Fuarı’nda yaptığı konuşmada, şöyle açıklıyordu: 1-İnsan nesli, gerçek bir yok olma riskiyle karşı karşıya. Bunu önlemek için çaba gösterilmesi lazım. * * * 2-Çevre kirliliği, iklim değişikliği ve nükleer silahlanma; böylesi bir felaketin ilk nedenleri... * * * 3-ABD’nin 1945 yılında Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine attığı, dehşeti ve binlerce insanın ölümüne yol açan nükleer bombaları hatırlarsak; “günümüzde güneşin doğmadığı bir nükleer kış meydana getirmek için, bu silahlardan 100 tanesi yeterli olur”, unutmayalım. * * * 4-İklim değişikliğinin de en büyük olumsuz etkisi, gıda ürünlerinde görülmekte... * * * 5-Gençler, bu konuları iyi bilip sessiz kalmamalı. İnsan neslinin sona ermesi bir asır sürebilir, eğer daha önce bir savaş çıkmazsa... * * * Küba haber ajansı “Prensa Latina”ya göre, Fidel Castro; yaklaşık 20 yıl kadar önce Birleşmiş Milletler’in, “Çevre ve Kalkınma” konulu bir toplantısında da, aynı uyarıları yapmıştı. Ancak o uyarıların yapıldığı tarihe oranla, aynı tehlikeler günümüzde çok daha acil bir duruma gelmişti. * * * Fidel Castro: -Şayet, diyordu; “entelektüeller”, şu anda yaşadığımız ve yanıtı ertelenemeyecek tehlikeyi özümserlerse; belki onlar, herkesten daha fazla yeteneksiz ve yetersiz olan biz politikacıları da, ikna edebilirler. * * * Şimdi bir de dünkü Star’ın manşetine bakalım: “HEDEF TAHTASI MEHMETÇİK Askerin eline pimi çekilmiş bomba veren teğmenden sonra ikinci skandal. Hedef tahtasını askerlere tutturan yüzbaşının atış talimi kan dondurdu.” * * * Aynı haber dünkü Milliyet’in sürmanşetine de: “BU NASIL KOMUTAN!” başlığıyla taşınmıştı. * * * Tunus ve Mısır’da başlayan halk ayaklanmaları; Libya’ya, Yemen’e, Bahreyn’e ve İran’a da uzanmış; milyonlarca insan, ordu gücüne dayalı otoriter yönetimlere karşı çıkmaya başlamıştı. * * * Bazılarının çağdaş bir görüntüsü de olan “militarist” yönetimlerin ırgalanmaya başlaması, bir rastlantı değildi. * * * Bundan böyle, yoksul ve “kadın-erkek eşitliği” bozuk diyarların, çağdaşlığa aktarılmasında; “militarizmin” kullanılma dönemi gerilerde kalmıştı. * * * Öldükten sonra kutsal bir mutluluğa layık olma inancıyla yaşayanlar; artık “burjuva enternasyonalizminin küresel tüketim ekonomisiyle” karşı karşıya bırakılıyordu. * * * Fidel Castro’nun sözünü ettiği tehlikeler, ancak 5 kıtada; üniversiteler, mahkemeler, hastaneler, yerleşim birimleri, prof’lar, yargıçlar, doktorlar, insanların yaşam düzeyleri; “eşdeğer bir kalitede” olması koşuluyla frenlenebiliyordu. * * * Politikacıların saltanatına ve silahlara akıtılan paralar; hem modern teknolojinin üretimlerine piyasaları kapatıyor; hem bilimsel gelişmelerle, uzay çağının yeni boyutlarını, yoksulluğa çakılı kalmışların yaşam menzili dışında tutuyordu. * * * Böyle bir süreç, bir türlü “gelişmiş” olamayan yörelerde elbet epey bir çalkantıyla ırgalanmaya da neden olacak ve ne yazık ki, bu arada 2 kuşak da, “ziyan olma” epidemisiyle burun buruna gelecekti. * * * Fidel Castro: -Herkesten daha fazla yeteneksiz ve yetersiz olan biz politikacılar... Saptamasını boşuna yapmıyordu. * * * Özellikle köylü ağırlıklı toplumlarda politikacılar, öncelikle yaratıcı beyin ve gönülleri yok ediyor; Nâzım Hikmet’e: Bugün pazar, Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar... Şiiriyle, Cahit Irgat’a: İnadına mı güzelsin Akşam üstleri, Demir parmaklıktan gördüğüm deniz? Şiirini yazdırtıyorlardı. * * * Yaratıcı beyin ve gönül adamlarını yok ediyorlardı da, ellerine ne geçiyordu? * * * Ne geçtiğini anlamak için de, bakmak gerekiyordu ellerine; örneğin Tunus’ta Bin Ali’nin eline 1.5 ton altın geçtiği şimdi anlaşılıyordu. * * * Fidel Castro’ya hak vermek gerekiyordu galiba...
Posted on: Mon, 29 Jul 2013 06:26:47 +0000

Trending Topics




© 2015