İslam Ülkesi değiliz, Müslümanlıktan uzağız. İşte - TopicsExpress



          

İslam Ülkesi değiliz, Müslümanlıktan uzağız. İşte ispatı !" Günümüz Müslümanlarının Ahiret inancı kısaca şöyle; Sur’a üfürüldü. Kalktık ve dirildik. Çekirge sürüleri gibi bulunduğumuz yerden çıkıp, mahşer meydanında toplanıyoruz. Mahkeme-i Kübra kurulmuş, Mizan getirilmiş. Herkes sürücüsü ve şahidiyle tek tek mahkeme meydanına çıkarılıyor. Hesabı çabuk gören Allah, bir an içinde mahkemeyi tamamlıyor. Bir de bakıyorsunuz herkes cennette! Meğerse cehennem boşa yaratılmış ve hepsi şakaymış! Burada kimleri görmezsiniz ki! Peygamberleri, onlara inananları ve onların can düşmanlarını, İffetli Meryem’i ve hayat kadınlarını! Tesettürlü kızları ve onlara dünyayı dar eden Nur Serter’leri! Zekatı vermeyen dini bütün zenginleri ve Ebubekir’i, Ebuzer’i Ne şaşırtıcı değil mi? Hani ahiret hak ve batılın ayrıştığı yerdi? Hani suçlular cehenneme, müminler cennete gidecekti? Ama bu nasıl olur ki? En iyisi oradakilere sormak galiba. “Bakar mısınız, bu toptan kurtuluş nasıl oldu?” CEVAP: “Efendim, bizler falan hazrete bağlıydık, onun sayesinde bu lütfa mazhar olduk. Gerçi dünyadayken Kur’an okumadık ama sırf onun eteğine tudunduk diye, onun yüzü suyu hurmetine bu nimetler bize ikram edildi. Şu diğerleri ise boğuldu öldü, doğurdu öldü. Kimini akrep soktu, kimini yılan. Hepsi hükmen şehit! Gurbette ve malı için kavga edip ölenlerle, âşık olup, sevdiğine kavuşamadan ölenler, Yangında yananlar, deprem kurbanları zaten şehit! Onlara sorgu sual bile olunmadı. Şu gördükleriniz kadir gecesini, regaib kandilini ihya edenler! Şunlar ise seçkin millet Yahudiler, ötekilerse günahını İsa’ya devreden Hristiyanlar! Şu en büyük kalabalık ise; Muhammed’in şefaat ettikleri! Şu koyunların ve sığırların üstünde oturanlar var ya, onlar da kestikleri kurbanlar sayesinde sırattan uçarak geçtiler! Vahdet-i vücutçular işi baştan çözmüş. Allah kendisinden bir parça olan insanı hiç yakar mı? Said Nursi gibi büyük Kâmetler, bizim adımıza yiğitlik yapmış, “Allah’ım benim cesedimi o kadar büyült ki, cehennemi ben doldurayım, müritlerim oraya girmesin, ben onların imanlarını kurtarmak için cehennemde yanmaya razıyım” demiş! İşte bu yüzden bu kadar insan da onlar sayesinde cennette, Selsebil pınarlarının başında, koyu gölgelerin altında, sarhoş etmeyen şaraplarını yudumluyorlar! İşte toptan azadın gerekçesi” Maalesef, bugün vahiy yerine hurafelerden, aslı astarı olmayan rivayetlerden beslenen ve “Ben Müslümanım” diyenlerin ahiret algısı bu şekildedir. Piyasadaki mevcut kaynakların içeriği, maalesef cehennemin varlığını ikrar ve tasdik ederken, uydurulan rivayetlerle adeta ilga ve ibtal edilmiş, cehennem hükümsüz kılınmıştır. Günümüz müslümanının algısına göre, “ezbere de olsa amentü duasını okuyan” cennete gidecek! Ya da; en kötü ihtimalle hafif sıyrıklarla cehennem badiresini atlatacaktır. Kuran’ı yaz kursunda birazcık söken oğlunun şefatiyle kurtulacak! Son nefeste getirdiği kelime-i şehadet ile kurtulacak! Hiç birisi kurtarmasa bile Peygamberinin şefatiyle kurtulacak! Hem o dememişmiydi, “Bana salâvat getirene şefaatim vacib olur.” Epey de salâvat çekmişti! Birçok kimse torpille, şefaatçinin ricasıyla paçasını kurtaramayacak olsa bile eninde sonunda günahı kadar cehennemde yanacak ve er geç cennete girecek ve de sonsuza kadar cennette kalacak! Ancak hiç kimse şu soruyu kendisine sormamaktadır. “Ya sevabımız kadar cennette kalır da ebedi cehenneme gidersek, ne olur? Olamaz mı?” Üstelik Allah, cennetin de cehennemin de ebedi olduğundan bahsetmekte, oraya girenin bir daha çıkamayacağını söylemektedir. “Sayılı birkaç günden fazla cehennemde kalmayacağız diyenler” Yahudilerdir. Bu yüzden Allah, bu iddiayı ortaya atan Yahudileri iftiralarından dolayı aşağılamaktadır. İşte bu batıl düşünceler ve iftiralar müslümanın doğru istikamet tutturmasını asırlardır engelledi. Allah’tan başka bir sürü şefaatçinin olduğu, tüm kebair/büyük günahların affedildiği, cezanın sıfırlandığı, birilerinin bizim yerimize yanmak için kendini feda ettiği ve buna benzer daha birçok hurafenin sürüklediği insanlar ne diye gayret etsin ki? Bu yüzdendir ki İslam dünyası asırlardan beridir sorumsuz, tembel bir vaziyette kurtarıcı bekler. En kötü ihtimalle bir şey yapamadan ölse bile müslümandır ve eninde sonunda cennetliktir. O zaman sınav kağıdını boş da verseniz dolu da verseniz sınıfı geçecek olduktan sonra ders çalışmanın anlamı nedir? İşte o gün anlayacak ve görecek bu sorumsuz Müslümanlar! Bakalım şefaatçi varmış mı? Sığınılacak bir melce, serin bir gölge varmış mı? Bugün cübbesine sığındıkları o gün orada nasıl sığınacak yer aradığını görecekler! Kurban ettiğimiz kurbanlıkların sırtına biz mi biniyoruz? Yoksa bir koyun gibi boğazlanan, kurban edilen insanlar mı bizim sırtımıza biniyorlar? Semud kavmine taş çıkartan villalarında otururken, fakirlerle bir araya gelmeyen Müslümanlar orada hangi döşeklere oturacağını görecekler! Asgari ücretle işçi çalıştırıp, işçilerin sırtından kazandıklarıyla bol bol hac ve umre yapıp, orada annelerinden doğdukları gibi masum olup, olmadıklarını görecekler![1] [1] Cemal Çağlak, Ahiret Tasavvuru, kuranianlamak.blogcu/ahiret-tasavvuru-cemal-caglak/4500613 Yararlanılmıştır!
Posted on: Wed, 31 Jul 2013 19:54:59 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015