03 Temmuz 2013 - 02:30 Milliyet.tr » Gündem Ana Sayfa » Gündem - TopicsExpress



          

03 Temmuz 2013 - 02:30 Milliyet.tr » Gündem Ana Sayfa » Gündem Yazarları » DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ « Yazarın Önceki Yazısı Yeni toplumsal muhalefet: Gezi Gezi Parkı eylemleri, ‘Yeni Toplumsal Muhalefet’ olarak adlandırılabilecek bir hareket başlattı. Hareket ilk defa bir kentlileşme, burjuvalaşma ve kentli yaşam formlarına sahip çıkma hareketi diye özetlenebilir. Peki, Yeni Toplumsal Muhalefetin geleneksel siyasi hareketten farkı ne? Maydanlarda yeni karşılaştığımız 90’lar kuşağı bize ne gösterdi? inShare DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Bir Milliyet klasiği [email protected] Tüm Yazıları » PROF. DR. MUAMMER?TUNA 1987’de Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sosyoloji Bölümünü bitirdi. 1993’te doktora yapmak amacıyla ABD’ye gitti. 1998’de çevre sosyolojisi alanında doktorasını tamamlayarak Türkiye’ye döndü ve Muğla Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünde çalışmaya başladı. 2009’da profesörlüğe yükseldi. Halen Muğla (Sıtkı Koçman) Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünde çalışmalarını sürdürmektedir. Gezi Parkı eylemleri olarak ortaya çıkan hareketi birkaç ana başlıkta değerlendirmek mümkün olabilir. Bu hareketi gerçek anlamda bir “çevre/kentlileşme hareketi” olarak ve bu bağlamda ‘Yeni Toplumsal Muhalefet’ olarak hareketi olarak anlamak mümkün olabilir. Türkiye 20. yüzyıl boyunca modernleşme, sanayileşme ve kentleşme sürecinde çok önemli mesafeler kat etmiştir. Ancak modernleşme sürecinde asıl gösterge olması gereken, “kentlileşme” süreci ve kent kültürü konusunda aynı gelişme kaydedilememiştir. İşte Gezi Parkı Eylemi ya da hareketi ilk defa bir kentlileşme, (burjuvalaşma) yaşadığı kente ve kentli yaşam formlarına sahip çıkma hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de toplum ilk kez, kentli bir toplum gibi refleks göstermiş; kentine, kentli yaşam biçimlerine (formlarına) sahip çıktığını ve bu formlara, kendi iradesi dışında müdahalede bulunulmasına izin vermeyeceğini gerekirse buna karşı direneceğini ortaya koymuştur. Bundan dolayı Gezi Parkı hareketi bir “çevre/kentlileşme” hareketidir. POST-MODERN HAREKET Bu harekete Yeni Toplumsal Muhalefet (YTM) denilebilmesinin temel nedeni ise mevcut muhalefet hareketinin ilerisinde ve ötesinde olmasıdır. Geleneksel siyaset bilimi jargonuna göre, Gezi Parkı Hareketine tam anlamıyla bir siyasi hareket bile denilemez. Ancak, olaya daha derinden bakıldığında, bu hareketin mevcut muhalefet hareketlerinden oldukça farklı ve bunların ötesinde olduğu görülmektedir. Siyasal iktidar gibi mevcut muhalefet de Gezi Parkı Hareketinin gerçek niteliğini halen anlamamıştır. Bir anlamda bu hareket, bir tür post-modern bir harekettir denilebilir. Çünkü Türkiye’deki ve birçok başka ülkedeki mevcut siyaset yapılanması, kavramları ve jargonu büyük ölçüde 20. yüzyıl ve 19. yüzyıl yapılanmalarını referans almıştır. Bu yapılanmaların temel karakteristiği ise her şeye mukdedir olduğunu sanan ve bir ölçüde de mukdedir olan, güçlü merkezi ulus-devlet ile özdeşleşmiş olan erken kapitalizm oluşturmaktadır. İLETİŞİM DEVRİMİ Buna karşın, 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl başında ortaya çıkan oluşumların temel farkı ise iletişim devriminden kaynaklanmaktadır. 19. ve 20. yüzyılda devlet direk ve dolaylı yollardan iletişimi çok büyük ölçüde kontrol edebilirken, 21. yüzyıldaki elektronik iletişimi kontrol edilmesi artık oldukça güç görünmektedir. Dolayısıyla Gezi Parkı Hareketinin, YTP olarak nitelenmesinin temel faktörlerinden birisi bu iletişim devrimidir. Bu yeni iletişim biçimi, geleneksel eylem ve iletişim biçimlerinden son derece farklı, belirli bir biçimi, yapısı, mekanı hatta kuralsal bir dili olmayan bir niteliktedir. YTP hareketinin örgütlenme alanı artık evler, iş yerleri, fabrikalar hatta üniversite kampüsleri değil; belli bir mekanı olmayan sanal dünyadır. Bu muhalefet hareketi, sosyal medya denilen sanal dünyada çok kısa sürede örgütlenmiş ve ilginç eylem biçimleri ortaya koymuştur. Önceleri Gezi Parkı’nın işgali ve işgale son verilmesine karşı direniş şeklinde ortaya çıkan eylem, işgalin sonlandırılmasından sonra, “duran adam” eylemine dönüşmüştür. Eğer “duran adam” eylemi bir şekilde sona erdirilirse çok kısa sürede başka bir eylem formuna dönüşecektir. Çünkü bu eylem ve örgütlenme biçiminin temel niteliği, belirgin bir eylem ve örgütlenme biçimi olmaması, konjonktürel olarak en uygun eylem ve örgütlenme biçiminin en kısa sürede üretmesi ve yeniden üretmesidir. GELENEKSELDEN FARKLI Bu eylem ve örgütlenme biçiminin “eski muhalefet” biçimlerinden bir diğer farkı ise klasik siyaset etme biçimlerinden farklı olmasıdır. Klasik siyaset etme biçimlerinde, belirli bir ideolojik motivasyona dayalı olarak örgütlenme söz konusu iken; YTM hareketinde, belirli ideolojik motivasyonlar yerine, somut sorunlardan hareketle örgütlenme gerçekleşir. Gezi Parkı örneğinde, hareketin temel motivasyonu Gezi Parkı’nda gerçekleştirilmesi planlanan yapılaşma ve bu yapılaşma sonucunda bir kentsel/kamusal olan ve kentin en merkezi yerlerinden birisinde yer alan bir parkın ortadan kaldırılması riskidir. Bu riske karşı, farklı ideolojik kökenlerden, hatta “apolitik” denilen toplum kesinlerden gelen ve çoğunlukla gençlerden oluşan kitlenin çok kısa sürede sosyal medyada örgütlenerek, parkın ortadan kaldırılmasına karşı çıkmışlardır. Klasik siyaset bilimi jargonuyla düşünüldüğünde, Gezi Parkı Hareketi ideolojik motivasyonlu bir hareket değildir; bundan dolayı da politik değil, apolitik bir harekettir. Ancak bu hareketin politik niteliği, farklı bir boyuttan yorumlanırsa, bu hareket son derece politiktir ve temel politik motivasyonu, kentlilik ve çevre bilinci ve kent kültürünün bir sonucu olarak, kentsel kamusal alana sahip çıkma ve bu alanın niteliğinin değiştirilerek özel kullanım alanına dönüştürülmesine karşı çıkmaktır. Bu anlamda söz konusu motivasyon son derece politiktir ve somuttur. SON DERECE POLİTİK Dolayısıyla, YTM temel niteliğini şu şekilde özetlemek mümkündür: Somut ve yaşamsal motivasyonlar, soyut ideolojik motivasyonlardan daha önemli ve önceliklidir. Bu nitelikler aynı zamanda 90’lar kuşağı olarak adlandırılan kuşağın sosyolojik niteliklerini de tanımlamaktadır. Bu niteliklerinden dolayı da 90’lar kuşağı, 60’lar, 70’ler ve 80’ler kuşaklarında oldukça farklıdır. 90’lar kuşağının temel niteliklerini şu şekilde ifade edilebilir: İdeolojik anlamda apolitik olan, ancak toplumsal sorunlara duyarlılık anlamında politik olan; birey olan ve bu anlamda kişi haklarının farkında olan ancak bencil olmayan; soyut ve belirsiz toplumsal hedefler yerine, somut ve ulaşılabilir hedefler belirleyen ve en son olarak bilgi ve iletişim teknolojilerini en etkili şekilde kullanabilen... 90’lar kuşağının yukarıda sayılan faktörlere dayanan devrimci ve yeni muhalif niteliklerinin, halen 20. yüzyıl hatta 19. yüzyıl kavramlarıyla düşünen, 60’lar, 70’ler ve 80’ler kuşağının “politik devrimcileri”nin anlaması beklenemez ve bundan dolayı da 90’lar kuşağı “apolitik” olarak nitelendirilir. VERİLEN MESAJ AÇIK Sonuç olarak, bu hareketin vermesi gereken mesajlar ve bu hareketten alınması gereken mesajlar şu şekilde özetlenebilir. YTM olarak adlandırılabilecek olan bu hareket, öncelikle kentine ve çevresine (kentsel çevre) sahip çıkma hareketidir. Bu hareketin ve eylemin sonucunda oluşan temel beklenti; kentlilerin, kentine ve kentli yaşam biçimine sahip çıktıklarının siyaset kurumunca kabul edilmesidir ve politikaların buna göre yapılmasıdır. İkinci olarak bu hareket, mesela CHP gibi her hangi bir siyasi hareketle özdeşleştirilemez. Çünkü CHP halen geleneksek siyaset jargonuyla ve refleksiyle hareket ettiğimden bu hareketi örgütleyebilme niteliklerine sahip değildir. Bazı siyasi gruplar Gezi Parkı hareketini sahiplenme niyetine girmişler ancak, Gezi Parkı Hareketinin çok sesliliği, oluşturulmaya çalışılan tek düzeliği bastırmıştır. En son olarak, bir YTM biçimi ya da gerçek bir sivil itaatsizlik örneği olarak Gezi Parkı Hareketi (olayı) arka planında yer alan sosyal medya örgütlenme biçimiyle, daha önce örneği görülmeyen, son derece dinamik ve çok kısa sürede örgütlenebilen ve yeniden örgütlenebilen bir karaktere sahiptir. Bu anlamıyla YTM, Türkiye’de yeni bir demokrasi hareketine dönüşebilir ve mevcut siyasi parti yapılanmalarını ve siyaset kurumunu değiştirme potansiyeline sahiptir. Ne yazık ki mevcut iktidar ve muhalefet partileri bu hareketin söz konusu dinamik yapısının henüz farkına varabilmiş, yani verilmek istenen mesajı alabilmiş değildir. Ancak bu YTM hareketi, kısa vadede olmasa da orta vadede, kaçınılmaz olarak Türkiye’de siyaset yapma biçimini ve giderek siyaset kurumunu değiştirebilecek niteliklere sahiptir ve bu anlamıyla bu hareket kaçınılmaz olarak, kavramın geniş anlamıyla devrimci bir harekettir. İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:[email protected]
Posted on: Wed, 03 Jul 2013 07:34:10 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015