Alnımdan silinmişliğine inat, sayfalarca yazdım - TopicsExpress



          

Alnımdan silinmişliğine inat, sayfalarca yazdım seni... Sessizliğinden sesli harfler türettim içimin koridorlarında yankılanan.. Sen intiharlara yatırdıkça kendini; ben yaşattım… Sardım sarmaladım, acılarımla kendimi kanatmak pahasına… Ömürsüzlüğümden ömür biçtim sana.. Düşsüzlüğümden diktim, yamadım en eksik yanlarını… Siyaha yatırılmış ihanet karası bir sevdadan, Temize çektiğim sevmelerle sevdim seni….. Sense hep uzağımdaydın... Görmezden geldin en yaşanmamış yerinde biten öykümüzü.. Yok saydın…! En acıtan sözlerinin ardından suskunluğunu doldurdun kulaklarıma.. Ve ben bir “sev(m)iyorum” daha duymamak adına; Sessizliğini dinledim kanaya kanaya…. Ne yana baktıysan orda değildim... Hep gölgen düştü payıma… Hep karanlığın… Bakmaya korktuğum o gözlerde boğulmak pahasına, Hazırken düşmeye, Düş bile olamayacak kadar uzağımdın... Var olan her şeyi yokluğuna feda ettim.. Sen yoksan hiçbir şey yoktu çünkü.. Senin yokluğun bile her şeyi önemsiz kılacak kadar her şeydi.. Aylara yıllara yatırılmış yokluğunun soğuk duvarları arasında yaşadım…. Kayıp ve telafisiz zamanların üstünü örttüm anılarla… Acılarıma kattığım gözyaşlarımla, Islak bir şehirde sessizliğinin en can yakıcı ezgisiydi dinlediğim….. Ve bir gün çıka geldin gurbetlere biriktirdiğim vuslatıma… Karanlıklara yatırdığım günlerime doğarcasına, Ve ben geldiğinin bile duyulmasını istemediğindim… Onca yokluğunu yaşattığım ben varlığında bile değersiz uzak bir gecekondudan yanan Bir mum ışığı kadar önemsizdim bu şehirde… Bir nasılsın esirgenen ve bir merhaba bağışlanmayacak kadar hiç’tim gözünde.. Bana uğramadan geçtiğin şehrimden çok şeyler götürdün giderken ! Ve bu sefer gidişin bu şehirden değil bendendi.. Haddinden fazla kırgın olan içim, seni taşımazdı artık…. Bu kez yazmak için değil silmek içindi bu şiir… Suya yazılacak sana dair ne varsa en kıyısına kumsalların, dalga dalga silineceksin…! Sonra bir gemi kalkacak içimden; Götürecek sana dair ne varsa… Kalan son kırıntıları da kuşlara yem edeceğim… Bitişlere çevireceğim bu sefer bütün başlangıçlarımın rotasını… Bitmek için başlayan bir serüven değil miydik zaten…? Karalama defterine iliştirdiğin onlarca isimden biri değil miydim…? Düş gönül hanenden adımı.. Üstü kalsın acılar bırakmadan GİT… Sonuna bir –me iliştirmeden çık git.. Çık 'GİT' içimden... İşte içimde devriye gezen yüklemlere aldırmadan GİT……. Ardından su dökemeyeceğim bu defa , Kuruttum gözlerimdeki yağmurları, Umursamazlığının kurak iklimlerinde….. Ve ilk kez gözlerinden başlıyorum silmeye.. Gözlerime değdiği her yerde bağıra bağıra aşkı çağıran gözlerini siliyorum.. Bu şehirde ve bu şiirdeyken... Henüz senken.. İçimin vuslatını sonsuz bir hasrete yatırmadan önce; Son kez baktım gözlerimde henüz canlılığını yitirmemiş gözlerine….. Ellerindeki izlerini siliyorum şimdi de.. Tenimdeki kokunu bütün anıları unutmalara uyutmadan önce son kez içime, Derinlerime işlercesine çektim içime hala ezberimdeki kokunu.. Bu şiir bitene kadar unutmuş olmalıyım seni... Saçlarımdan ellerinin sıcaklığını silmeliyim ! Kim bilir kaç tene dokunmuş kirli sevdalara bulanmış ellerin…. Yüzünü, gözlerini silmeliyim ve sevgini silmeliyim.. Şimdi de kalbime hücre hücre işlediğim sevgini, Ve bendeki sil sil bitmeyen bütün izlerini…. Bu kadar acı bir şiire sığınamaz bir şiir de seni unutmama yetmedi belki…. Ama…… Ama unutacağım seni….. Söz bitti.. Sözün bittiği yerde suskunluğuma devrederken adın silik ve okunaksız bir şiirsin artık İçimde… Her hatırladıkça yeniden unutacağım seni… UNUTACAĞIM SENİ...
Posted on: Sun, 16 Jun 2013 09:50:10 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015