BELGE :1 “İKİ HALKI ÇARPIŞTIRAN HAİNDİR!” Mustafa - TopicsExpress



          

BELGE :1 “İKİ HALKI ÇARPIŞTIRAN HAİNDİR!” Mustafa Kemalin, 17 Eylül 1919 günü, İstanbuldaki Senato Üyesi Fuat Paşaya gönderdiği mektuptan: “...Bu Başbakanın (Damat Ferit) cinayetlerine ortak olan İçişleri ve Savaş İşleri Bakanları da ulusun sesini boğmak, yasal bir toplantısını (Sivas Kongresi) tanımamak, Kürtü Türkü birbirine düşürerek, Müslümanlar arasında çarpışmalara neden olmak gibi haince girişimlerde bulunuyor...” (Atatürkün Özel Arşivinden Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayını, Sayfa: 71) BELGE:2 “KÜRT, TÜRK KARDEŞİNDEN AYRILMAYACAK” Mustafa Kemalin, 3. Ordu Müfettişi olarak Amasyadan, Erzurumdaki Kazım Karabekir Paşaya gönderdiği, 24 Haziran 1919 tarihli mesajın ilk maddesi: “1- Mr.Novil adındaki bir İngiliz Yüzbaşısı, Urfadan Siverek yoluyla Viranşehire giderek, Milli aşiretlerinin ileri gelenleriyle görüşmüş ve Urfaya dönmüş. Osmanlı hükümeti için çok kötü propağandalar yapmış. Ancak aşiret reislerinden aldığı kesin cevaplara sevinmemiştir. Kürtler, Türk kardeşlerinden kesinlikle ayrılmayacaklarını, bu uğurda son kişilerine varıncaya kadar ölüme hazır olduklarını söylemişler. Ayrıca İngilizlerin kendilerine vermek istediği önemli miktardaki parayı almayarak namus ve yurtseverliklerini göstermişlerdir...” (Atatürkün Tamim Telgraf ve Beyannameleri, Nimet Arsan, Sayfa: 43) BELGE:3 “KÜRTLER OYUNUN FARKINA VARDI” Mustafa Kemalin, Sivastan 24 Eylül 1919 günü, Amerika Birleşik Devletleri İnceleme Kurulu Başkanı General Harborda gönderdiği ayrıntılı rapordan: “İmparatorluğu bölmek ve Türkler ile Kürtler arasında bir kardeş savaşı çıkarmak ve bağımsız bir Kürdistan kurma planlarına ortak etmek üzere Kürtleri kışkırttılar. İleri sürdükleri tez, İmparatorluğun nasıl olsa dağılacağıdır. Bu düşüncelerini gerçekleştirmek için büyük paralar harcadılar. Her türlü casusluğa başvurdular. Noil adında bir İngiliz subayı, uzun süre Diyarbakırda bu yolda çaba gösterdi ve her türlü yalan ve aldatmaya başvurdu. Ama bizim Kürt yurttaşlarımız düzenlenen oyunun farkına vararak, Onu ve yüreklerini para ile satan bir grup haini bölgeden kovdular...” (Atatürkün Tamim Telgraf ve Beyannameleri, Nimet Arsan, Sayfa: 74-84) BELGE: 4 “TÜRK, KÜRT, ÇERKES KARDEŞİZ” Mustafa Kemalin, Ankaradan, Çerkes Ethemin ağabeyi Reşit Beye gönderdiği 7 Ocak 1920 tarihli telgrafından: ... konu dışı olarak, şunu da belirteyim ki, Anzavurun alçaklığı, kendisine ve kışkırtıcı olan İngilizler ile ayakçılarına yöneliktir.Bu din ve devletin sağlam bir uyruğu olan Çerkez kardeşlerimiz, hepimizin övdüğümüz baştacımızdır. Asıl, bugün düşmanlarla çevrili Türk, Kürt, Çerkez ve diğer din kardeşlerimizin elele vermesi, sarsılmaz bir bütün oluşturmaları, namus ve yaşamımızı kurtarmak için bir zorunluluktur...” (Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 34, Belge no: 849 ) BELGE: 5 “KÜRTLER, TÜRKLERLE BİRLEŞTİ” Mustafa Kemalin, “NUTUK” adlı eserinin, “Samsuna Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş” başlıklı bölümünden: “Anadolu halkı, baştan aşağı bölünmez bir bütün haline getirildi. Bütün kararları, bütün komutanlar ve arkadaşlarımızla birlikte alınıyor. Vali ve mutasarrıfların hemen hepsi bizden yanadır. Anadoludaki ulusal örgütler ilçe ve bucaklara kadar yayıldı. İngiliz koruması altında bir bağımsız Kürdistan kurulmasıyla ilgili propağanda ortadan kaldırıldı ve bu amacı güdenler yola getirildi. Kürtler Türkler ile birleşti...” (Nutuk, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1976, Sayfa: 15) BELGE: 6 “KÜRDİSTANI AYAKLANDIRIYORLAR!” Mustafa Kemalin, Nutuk adlı eserinde yer alan ve 6. Kolordu Komutanının, Padişaha gönderdiği mektuptan söz ettiği bölümden: “...komutanlar, mektupta hükümetin savaş yoluna gidep kongreyi basarak Müslümanlar arasında kan dökmeye kalkıştığı ve Kürdistanı ayaklandırarak, yurdu parçalatma planını da para karşılığında yüklenmiş olduğu belgelerle anlaşıldığından, hükümetin bu işte kullandığı adamların bozguna uğrayarak kaçmak zorunda bırakıldıklarından söz ediyorlar...” (Nutuk, İnkılap Yayınevi, Ankara,1966, Sayfa: 100) BELGE: 7 “KÜRDİSTANA OTONOM YÖNETİM!” Altında “Büyük Millet Meclisi ve Mustafa Kemal” imzası bulunan ve El-Cezire Komutanı Tuğgeneral Nehat Paşaya gönderilen masaj: “Kişiye Özel. El-Cezire Cephesi Komutanı Tuğgeneral Nihat Paşa Hazretlerine, 1-Aşamalı olarak, bütün ülkede ve geniş ölçekte doğrudan doğruya halk gruplarının ilgili ve etkili olduğu bir biçimde yerel yönetimlerin oluşturulması iç politikamızın gereğidir. Kürtlerle dolu bölgede ise, hem iç politikamız ve hem de dış politikamız açısından ölçülü yerel bir yönetim kurulmasını savunmaktayız. 2-Ulusların kendilerini yönetmeleri yetkisi bütün dünyada benimsenmiş bir ilkedir. Biz de bu ilkeyi benimsiyoruz. Kürtlerin bu döneme kadar yerel yönetime ilişkin örgütlerinikurmuş ve başkanları ile yetkilerini bu amaç için bizce kazanılmış olması ve oyladıklarında kendi kaderlerine gerçekten sahip oldukları BMM (Büyük Millet Meclisi) buyruğunda yaşam istekleri yayınlanmalıdır. Kürdistandaki bütün çalışmaların bu amaca dayalı politikaya yöneltilmesi El-Cezire Cehpesi Komutanlığının görevidir. 3-Kürdistanda Kürtlerin Fransızlar ve özellikle Irak sınırında İngilizlere karşı düşmanlığını silahlı çarpışmayla durdurulamaz bir düzeye vardırmak ve yabancılarla Kürtlerin birleşmesini engellemek aşamalı olarak yerel yönetimler kurulmasının zeminini hazırlamak ve bu yolla yürekten bize bağlılıklarını sağlamak Kürt yöneticilerinin sivil ve askerlik görevleriyle görevlendirilerek bize bağlılıklarını pekiştirmek gibi genel yollar benimsenmiştir. 4-Kürdistanın iç politikası El-Cezire Cephesi Komutanlığınca belirlenecek ve yönetilecektir. Cephe Komutanlığı bu konuda Büyük Millet Meclisi Başkanlığıyla yazışmalar yapar. İller tarafından izlenecek yolu düzenleyip uyumu sağlayacağı için sivil yöneticilerin de bu konuda bağlı oldukları yer, Cephe Komutanlığıdır. 5-El-Cezire Cephe Komutanlığı yönetim, adalet ve maliye (parasal) konularda değişiklik ve düzenlemeye gerek gördükçe, bunun uygulanmasını hükümete önerir. BMM Başkanı Mustafa Kemal.” (TBMM.Gizli Celse Zabıtları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1985, Cilt: 3, Sayfa: 550) BELGE: 8 “KÜRDİSTANDA BULUNMAKTAN KIVANÇ DUYDUM!” Mustafa Kemalin, Adanadan, 24 Mart 1919 günü, kendisi ve arkadaşlarıyla ilgili olarak ortaya atılan bir iddiaya karşılık, İstanbula Savaş İşleri Bakanlığına gönderdiği mektuptan: “Arkadaşlarımın bu alçakça suçlamaya karşı ne diyeceklerini bilemem. Yalnız kendi adıma açıklıyorum ki; Benim Anafartalarda, Kürdistanda, Suriyede, başlarında bulunmaktan kıvançz duyduğum kahraman ordular, haydutların değil, Osmanlı ulusunun namuslu çocuklarından kurulmuştur..” (Öyküleriyle Atatürkün Özel Mektupları, Sadi Borak, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1980, Sayfa: 139) BELGE: 9 “AYRILIKÇI KÜRTLER KAZANILDI!” Mustafa Kemalin, Amasyadan, 22 Haziran 1919 günü, Sivas Valisi Reşit Paşaya çektiği telgrafın ikinci parağrafı: “Devletin bütünleşmesinin önem kazandığı bir sırada İngiliz propağandasının etkisinde ortaya çıkan ve Kürdistanın bağımsızlığını isteyenler, görüşmeler yoluyla kazanılarak Halifelik ve Saltanat çevresindeki ortak amacımıza getirildi. Çok şükür hata anlaşılarak aramıza dönmüşler ve kongreye (Sivas) çağrılmışlardır. Bu ulusal ve yaşamsal sorun için sizin gibi yurtsever, sözünü bilir düşünürlere düşen özveri, özellikle çok büyüktür..” (Tarih Vesikaları Dergisi, Ankara, 1949, Sayı: 15, Sayfa: 162) BELGE: 10 “BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İSTEYENLERLE GÖRÜŞÜLDÜ Mustafa Kemalin, 3. Ordu Müfettişi ünvanıyla, İstanbula, başta Halide Edip Adıvar, Senato Başkanı Ahmet Rıza Bey ve eski Başbakan Ahmet İzzet Paşanın da bulunduğu çok sayıda aydın ve polotikacıya gönderdiği mesajdan: “...Bu düşünceme siz de katılıyorsunuzdur, herhalde. Anlattığım durum, bugün genel bir kongrenin acele olarak taplanmasını gerektirmektedir. Bu çağrı her yere ulaştırılmıştır. Devletin parçalanmasının sözkonusu olduğu bir sırada, İngilizlerin propağandasıyla ortaya çıkan ve Kürdistanın bağımsızlığını isteyenler gibi akımlar da, karşılıklı görüşmelerle, bu düşüncenin savunucuları, halifelik ve saltanat çevresindeki ortak amacımıza çekilerek durdurulmuş ve kongreye çağrılmışlardır..” (Milli Mücadele, Sebahattin Selek, Cilt: 1, Sayfa: 324) BELGE: 11 “OSMANLI ÜLKESİNİN PARÇALARI” 11 Eylül 1919 günü yayınlanan Sivas Kongresi Bildirgesinin 1. Maddesi: “1- Yüce Osmanlı devletiyle anlaşık devletler arasında yapılan antlaşmanın imzalandığı 30 Ekim 1918 günündeki sınırlarımız içinde kalan ve her yerde ezici çoğunluğu Müslüman olan Osmanlı ülkesinin parçaları (ki, bu parçalar bir sonraki belgede, yani Amasya Protokolünün ilk maddesinde –Osmanlı toprağı, Türkler ve Kürtlerin yaşadığı topraklardır.- diye açıklanıyor.) birbirlerinden ve Osmanlı bütünlüğünden hiçbir nedenle koparılamaz bir bütün oluşturur. Bu parçalarda yaşayan bütün Müslümanlar; birbirlerine karşı, karşılıklı saygı ve özveri duygularıyla dolu, etnik ve sosyal haklarıyla, bulundukları yöne koşullarına bütünüyle bağlı öz kardeştirler...” Sivas Kongresi, Vehbi Cem Aşkın, Ankara, 1963, Sayfa: 158 BELGE: 12 “TÜRK VE KÜRTLERİN OTURDUKLARI YERLER” Amasya Protokolü Tutanağının 1. Maddesi aynen şu cümlelerle başlıyor: “Bildirgenin 1. Maddesinde Osmanlı devletinin düşünülen ve kabul edilen sınırları, Türk ve Kürtlerin oturdukları yerleri kapsadığı ve Kürtlerin Osmanlı topluluğundan ayrılmasının olanaksızlığı belirtildikten sonra, bu sınırın en az bir istek olmak üzere elde edilmesinin sağlanması gereği ortaklaşa kabul edildi.Bununla birlikte yabancılar tarafından, görünüşte Kürtlerin bağımsızlığı amacı altında uydurulan yalanların önüne geçmek için de, bu durumun Kürtlerce şimdiden bilinmesi uygun görüldü...” (1-Yurt Ansiklopedisi, Cilt: 1, Amasya maddesi. 2-Atatürkün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, Mustafa Onar, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, Cilt: 1, Sayfa: 268, Belge no: 348) BELGE: 13 “KÜRDİSTANLA İLGİLENMEK GEREKİYOR” 9. Ordu Birlikleri Müfettişi Mustafa Kemal, Havzadan, 29 Mayıs 1919 günü Genelkurmay Başkanlığına çektiği telgraf: “Bağımsız Kürdistan görüşünü savunan, Diyarbakırdaki Kürt Kulübü ile hükümet yandaşı olan öteki kulüpler arasındaki çelişkinin arttığını araştırmalarımdan öğrendim. Kürtlere ve Kürdistan üzerinde etkili, savaş sırasında yakınlık ve sevgilerini çok iyi kazandığım Kürt ileri gelenlerinden bazılarına doğrudan, bazılarına Kolordu aracılığıyla telgraflar çekerek, devletin gerçek durumunu ve kendilerince alınması gereken önlemler için gereği kadar bilgi vererek, etkili öğütlerde bulundum. Son günlerde edindiğim bazı bilgilere göre, Kürdistan bölgesiyle de ilgilenmek gerekiyor, Bunun için bağımsız Kürdistan olmak üzere, İngilizlerce de desteklenen hangi bölgelerdir ve ileride çok...(bu cümlenin sonu okunamıyor.) Yine İngilizlerce kışkırtılan bölgeler hangileridir? Bu konuda yüksek Başkanlığınızdaki bilgilerin bildirilmesi için emirlerinizi dilerim...” (Har Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 4) BELGE: 14 “KÜRTLERLE UZLAŞIN!” Mustafa Kemalin, 15 Haziran 1919da Diyarbakır Valiliğine gönderdiği telgraftan: “Bütün milletin, hayat ve bağımsızlığını kurtarmak için birleştiği şu önemli günlerde, bir yabancı devletin korumasına sığınarak düşük ve esir yaşamayı tercih eden her türlü ilkenin, ülkeyi parçalayarak her türlü derneğin kapatılması çok hayati ve gerekli bir görev olduğundan, Kürt Kulübü konusundaki uygulamanız tarafımızdan da uygun görülmüştür.. ....... Bu nedenle, Diyarbakır ve bağlı yörelerde Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Derneklerinin oluşmasına ve kurulmasına yardım edilmesini önemli salık veririm. Ve özellikle Kürt Kulübünün üyeleriyle, bugünkü telgrafım kapsamında görüşerek uzlaşmak uygundur...” (Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Sayfa: 10) BELGE: 15 “KÜRTLERİ TEMSİL ETMİYORLAR” Mustafa Kemalin Diyarbakır Valisine gönderdiği yukarıdaki telgrafa karşılık, Erzurumdaki Kazım Karabekir Paşaya gönderdiği telgraftan: “Diyarbakırda Kürt Kulübünün İngilizlerin kışkırtmasıyla, İngilizlerin koruyuculuğunda bir Kürdistan kurmak amacını izlediği anlaşıldığından kapattırılmıştır. Üyeleri hakkında soruşturma yapılıyor. Kürdistanın tanınmış beylerinden aldığım telgraflarda, dağıtılan bu Kürt Kulübünün hiçbir Kürtü temsil etmediği, birkaç kendini bilmezin girişimlerinin sonucu olduğu, ülke ve ulusun bütünüyle bağımsız ve özgür yaşaması uğrunda her türlü özveriye ve bu konuda emirlerinize hazır oldukları bildirilmektedir... ...Hükümetin (İstanbul) bayağı tutsak bir durumda olması, başkentin baskılı bir askeri işgal altında bulunması dolayısıyla ulusun kurtuluşunun, yine ulus ordusuyla gerçekleşeceği sizcede bilinmektedir. Bu nedenle, ben Kürtleri daha ötesi bir öz kardeş olarak, bütün ulusu bir nokta çerçevesinde birleştirmek ve bunu dünyaya Müdafaa-i Hukuk dernekleri aracılığıyla göstermek karar ve çabasındayım...” (Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Sayfa: 49) BELGE: 16 “EZİCİ COĞUNLUK TÜRK VE KÜRT” Mustafa Kemalin, Edirnedeki 12. Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Beye gönderdiği bir mesajdan: “Ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış bile verilemez...” (Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Cilt:1 Sayfa: 72) BELGE: 17 “BEDİRHANLAR VE MALATYA OLAYI” “Bay Novel adında bir İngiliz Binbaşı, Bedirhanlardan Kamuran, Celadet ve Cemil Beylerle ve yanında 15 kadar Kürt atlısıyla Malatyaya gelmiş ve kendilerini Mutasarrıf Bedirhanlı Halil Bey karşılamıştır. Harput (Elazığ) Valisi de, bir posta hırsızını izliyor görünerek otomobille Malatyaya gelmiştir. Bu amaçla bunlara Adıyamandaki birlik de verilmiştir. Amaçlarını, Kürdistan kurmaya söz vererek Kürtleri, işlerimizi bozmaya ve bizi öldürtmeye yollamak olduğu anlaşılmış ve karşı önlemlere başvurulmuştur. Bu arada Vali ve ötekileri yakalatmak istiyoruz. Malatya Mutasarrıfı da Kürt aşiretlerini Malatyaya çağırmıştır. Bunun üzerine 13. Kolordu işe girişti. Gereken önlemler alınmıştır. Yarın akşam Harputtan gönderilen bir birlik, ortalığı karıştıranları tepeleyecektir...” (Nutuk) BELGE: 18 “DİN VE ULUSUNU SATMIŞ KÜRTLER!” Mustafa Kemalin, Erzincanın Kemah ilçesinde yaşayan ve Kürt aşiretlere yakınlığıyla bilinen eski Milletvekili Halet Beye, Sivastan, 9 Eylül 1919 günü gönderdiği mesajdan: “...İngiliz korumasında bağımsız bir Kürdistan kurulması amacıyla propağanda yapmakta olan İngiliz Binbaşılarından Mr. Novelin, din ve ulusunu satmış Kürt Beylerinden Ekrem, Kamran, Ali, Celadetle birlikte Malatyaya geldiği ve İstanbul hükümetini tutan, açıkçası ulus ve yurt haini olan Elazığ Valisinin de bunlara katıldığı ve Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Beyle birlikte sözde postayı soyan hırsızları izlemek gibi uydurma bir gerekçeyle silahlı Kürtleri toplamaya giriştikleri öğrenildi. Şöyle ki, Kürtlerin kutsal halifelik makamına ve ülkeye olan bağlılık ve ayrılmazlıklarını göstermek üzere bazı ağaların birtakım Kürt kuvvetiyle birlikte Malatyaya doğru yola çıkıp, padişah ve ulusa karşı İngilizlerle işbirliği yapmak hainliğine kalkışan ve yörenin temiz yürekli Kürtlerini toplayarak onların askerlerce boş yere öldürülmelerine ve padişaha, ulusa başkaldırmış duruma sokulmalarına neden olan vatan hainlerinin alçaklıklarını sözünü ettiğim Kürtlere en çabuk yoldan bildirip, çağrıya uymalarının sağlanmasına çaba göstermelerini önemle bekler. Olanak varsa bu işe hemen girişilerek sonucun hemen bildirilmesini dileriz...” (Rauf Orbayın Hatıraları, YakınTarihimiz Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 30, Belge no: 1113)
Posted on: Sat, 16 Nov 2013 22:27:15 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015