BESLAN 2004 İLK GECE İÇERİDE NEFES ALMAK İÇİN DAHİ HAVA - TopicsExpress



          

BESLAN 2004 İLK GECE İÇERİDE NEFES ALMAK İÇİN DAHİ HAVA YOKTU Nihayet yavaş yavaş akşam karanlığı çökmeye başlar. Gündüzün yakıcı sıcaklığı az da olsa yerini hafif bir serinliğe terk eder. Rehineler geceyi burada geçireceklerini anlamışlardır ve herkes oturup ayaklarını itinalı ve “terbiyeli” bir şekilde bulabildikleri boşluklara yerleştirir. Küçük çocuklar annelerinin ve anneannelerinin kollarında uykuya dalarlar. Sütbebekleri açlıktan, havasızlıktan ve ortamdan dolayı sürekli ağlamaktadırlar. Teröristler sessizliği ve disiplini sağlamak için emziren annelere bir başka odaya sırayla gitmelerine izin verirler. Erkekler de gözlerini kapatıp bütün bu olanları analiz etmek ve anlamaya çalışmak için vakit bulmuşlardır nihayet. On iki saatten beri salondadırlar ve tuvalet ihtiyaçları için tuvalete gitmelerine izin verilmemiştir. Çocuklar ana babalarının, diğer çocukların ve başkalarının önünde altına yaparak utanç verici duruma düşmektense olağanüstü bir çabayla kendilerini tutmaktadırlar. Anı şey yetişkin kadın ve erkekler için de geçerlidir. Sıcaktan anneler çocuklarının giysilerini yavaş yavaş çıkarmaya başlar. Salon o kadar sıcak ve havasızdır ki teröristler dahi maskelerini ve ceketlerini çıkarmak zorunda kalmışlardır. Dr. Larisa Mamitova, bir ayağı ile basket potasının altına yerleştirilen bombanın detonatörünü tutan silahlı teröriste yakınlarda bir yerlerdedir: “Gözümü ondan ayıramıyordum, ya bir yanlışlık yaparsa diye… Özellikle “nöbet” değişikliklerinde çok dikkatli bir şekilde davranıyorlardı…” Okulda beden eğitimi öğretmeni olan Alik Tsagolov diabet hastasıdır ve açlıktan, susuzluktan ve ilaçlarını alamamaktan dolayı yarı baygın halde oturmaktadır: “Bir ara biraz ayağa kalkayım bari dedim kendi kendime, ama kalkmak için ellerimi yere koyacak kadar yer bulamadım, her santimetre kare doluydu salonda…” Gecenin sessizliği sık sık teröristlerin dışarı açtığı silah sesleriyle bozulur, ayrıca sabaha doğru şiddetli bir yağmur yağar. Elvira Tuaeva: “Kulaktan kulağa teröristlerin koşulları salonda dolaşmaya başladı ve ben Çeçenya’daki Rus birliklerinin çekilmesi şartını öne sürdüklerini öğrenince “eyvah” dedim, bu olmayacak şey, kesinlikle kabul edilmez Moskova’da…” Dışarıda Beslan halkı da içeridekiler gibi okulun çevresinde uykusuz ve endişeli bir gece geçirmiştir. Nihayet yavaş yavaş sabahın ilk ışıkları Beslan’ı da aydınlatmaya başlar. Üç çocuk annesi Larisa Tomaeva, “O ilk gecenin nasıl geçtiğini bir biz bir de Tanrı bilir.” İKİNCİ GÜN – 2 EYLÜL 2004 Gece yağmur yağmasına rağmen sabah güneşi günün çok sıcak geçeceğini haber verir gibiydi. Çocuklar uyanmış ve aşırı bir sinirlilik içindeydiler. Ulusal haber kanalları hala içeride 120 kadar rehine olduğunu ve “görüşmelerin de devam ettiğini” yayıyorlardı tüm dünyaya. Bu nedenle teröristler de ikinci güne aşırı sinirli ve daha fazla tehditkar başlamışlardı. Rehinelere, “Sizin onlar için bir koyun sürüsünden farkınız yok, kimse sizin hayatınızla ilgilenmiyor bile…” Elvira Tuaeva, 12 yaşındaki kızı Karina ve 10 yaşındaki oğlu Khetag ile teröristlerden birine yakın bir yerdedir. “Ona çocukları neden rehin aldıklarını, onların ne günahı var, diye sordum. Bana “Benim de çocuğum öldürüldü; senin çocuğun neden benimkinden daha değerli olsun ki” diye yanıt verdi. Tekrar denedim ve çocukları bırakın diye ısrar ettim. Bu kez “Dzasokhov sizin Başkanınız değil mi? Ona oy verdiniz ve onu seçtiniz. Peki o ne yaptı? Osetya topraklarını gelsin Çeçenya’da bizim çocuklarımızı, annelerimizi, kardeşlerimizi öldürsün diye Ruslara açtı, değil mi? Peki siz bir şey yaptınız mı onları durdurmak için, hiçbir şey!” diye bağırdı. Doktor Larisa Mamitova: “Çevremdeki rehineler arasında stresten ve sıcaktan aşırı sinirlilik ve histeri nöbetleri artmaya başladı… Teröristler de sürekli tavana ve duvarlara ateş ediyorlar ve bu da durumu iyice ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Özellikle çok küçük çocuklar felç ve bilinç kaybı semptomları gösteriyordu. Diabet hastası olan küçük bir kız annesinin yanında yere uzanmış yatıyordu ve nefes alışları ölmek üzere olduğunu gösteriyordu. Endişeli gözlerle yüzüne baktım, “Endişe edecek bir şey yok, uyuyor” dedi bana.. Öğleden sonra teröristler aniden hareketlendi ve daha heyecanlı bir havaya girdiler. Biri salona dönüp tavana bir şarjör boşalttıktan sonra “Kesin sesinizi ve salonun ortasından itibaren bir koridor açın… Birileri gelecek ve sizin kaderiniz kararlaştırılacak” diye bağırdı. Aslında gelecek olan birileri değil biriydi : Ruslan Ausev, İnguşetya’nın görevden azledilmiş eski Devlet Başkanı. Osetya hükumeti adına ilk gün öğleden sonra Vitalii Zangionov’un yaptığı telefon görüşmesinden sonra teröristlerle hiçbir ilişki kurulmadı. Moskova cephesinde de değişen bir şey yoktu. Durum giderek kötüleşiyor rehineler umutsuzluk içinde bir şey yapamamanın acısın çekiyordu. Bu arada “bir şeyler” oldu. Okulun çevresine özel birliklere ek olarak bir tank birliği getirildi ve yine bir “sahra hastanesi” getirilip donatıldı. Moskova rehineleri “kurtarmaya” kararlıydı. Bu arada FSB ve Osetya İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik güçleri arasındaki iletişimsizlik ve Moskova’nın ilk günden itibaren niyeti hakkında ilginç bir olay yaşandı. Beslan’a 1 km kadar uzakta bulunan Farn köyü halkı panik içinde en yakın karakola gidip boş olan köy okulunun teröristler tarafından basıldığını ihbar ederler. Karakol polisleri köye gelir ve Beslan 1 No’lu okulla aynı mimari yapıdaki okula yaklaştıklarında FSB birliklerinin “baskın provası” yaptığını anlarlar. Bu provadan ne civar karakolların, ne köylülerin ne de Osetya hükümetinin haberi vardır. Bu provadan haberdar olan Beslan halkı “Okula baskın yapılacak” korkusu yaşamaya başlar ve Ruslara baskı yaparlar baskın yapmayın diye. Ama onların “kesinlikle yapılmayacak” şeklindeki sözlerine de inanmazlar. İkinci gün öğleden sonra Osetya Devlet Başkanı Dzasokhov tek başına okula girmek ister, ama teröristler kabul etmezler, dördü de gelecek diye… Ayrıca Putin şahsen telefon eder “Girersen hakkında soruşturma açar, tutuklatırım” diye. Bu arada ünlü pediatr Leonid Roshal da Beslan’a gelir, ama diğer ikisi kayıplardadır. Roshal teröristlerin şefi ile telefon görüşmesi yapar ancak görüşmeyi çok kötü yönetir; azarlar ve hakaret eder karşı tarafa. O da Doktora kalayı basar ve telefonu suratına kapatır. Afgan savaşında gösterdiği yararlılıklardan dolayı Kızılordu nişanı ve Sovyetler Birliği Kahramanı madalyası ile taltif edilen Ruslan Ausev 1992’de İnguşetya Devlet Başkanı seçilir. İkinci başkanlık döneminde Çeçen savaşı ile ilgili Putin’le ters düşer ve görevden alınır. Okulun önüne geldiğinde teröristlerin listesinde olmamasına rağmen onunla görüşmeyi kabul ederler. Okula girer ve bir buçuk saate yakın “ana karargah” odasında görüşürler. Çıkarken yanından geçtiği Lydia Tsalieva’ya “Buradan çıkar çıkmaz Moskova’ya uçacağım ve gördüklerimi hepsini Putin’e bizzat anlatacağım “ der yavaşça… (Devam edecek…)
Posted on: Mon, 02 Sep 2013 17:36:49 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015