GENELGEYLE DEVRİM OLMAZ, ELİF, LAM, LİM 10 KASIM 1939 Üç gerçek tarihi hikâye; *Genelgeyle Devrim Olmaz;* 1924 yılının ilkbaharıydı. Erzurum ve Pasinlerde depremde birçok köyün evleri yıkılmıştı. Zarar gören halkla görüşmek için Pasinlere gelen Atatürk, Halkın içinden ihtiyar bir köylüyü çağırdı: -Depremden çok zarar gördün mü, baba? Diye sordu. Atatürk ihtiyarın şüphesini görünce, tekrar sordu: -Hükümet sana kaç lira verse, zararını karşılayabilirsin? İhtiyar, Kürt şivesiyle; -Valle Padişah bilir! Dedi. Atatürk gülümsedi. Yumuşak bir sesle: -Baba, padişah yok; onları siz kaldırmadınız mı? Söyle bakalım zararın ne? İhtiyar tekrar etti: -Padişah bilir! Bu cevap karşısında kaşları çatılan Atatürk, kaymakama döndü: -Siz daha devrimi yaymamışsınız! Dedi Bu sırada görevini başarmış insanlara özgü bir ağırbaşlılıkla ortaya atılan tahribat kâtibi: -Köylülere genelge yolladık Paşam, dedi. Atatürkün fırtınalı yüzü, daha çok karıştı: -Oğlum, dedi, genelgeyle devrim olmaz! Ahmet Hidayet Reel *İnanmayanlarda Haklıydılar;* Mustafa Kemal Realist bir liderdi. Lekelemelerin politika kadrosunu nasıl daraltacağını ve kendisini bir avuç partizan takımı elinde bırakacağını düşünerek, açıkça bir suç işlemiş olanlar dışında yalnız kişisel değerlere saygı gösterdi. Sicil yoklamalarına rağbet etmedi Bir gün bana: -Kuvvayı Milliyeye inanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler, demişti. Kaynak: Falif Rıfkı Atay-Mustafa Kemal, Mütareke Defteri, 1955 *Elif, Lam, Mim Ne Olacak?* Atatürk, Kuranın Türkçeye çevrilmesine karar verdikten sonra Kazım Karabekir Paşa kaygıya düşmüştü. Büyük bir heyecan ve şaşkınlık içinde bir gün dayanamayarak Atatürke sordu: -Kuranın Türkçeye çevirisini emretmişsiniz. -Evet. -Peki, o zaman elif, lam, mim ne olacak? Atatürk hayretle Karabekirin yüzüne baktı ve en kolay bir şeyin cevabını verir gibi: -Ne olacak, elif, lam, mim yine elif, lam, mim olarak kalacak dedi.kurani kerımın türkçeleşmesınden o zamanın kara hocaları -yani hiçbırşey bilmeyen yanlızca arapça kuran okumayı bılen geri zekalı şarlatanları çok korkuyorlardı.ılım-bılım-tahsıl nıye yapılır.bılınmeyenı oğrenmek-çözmek ve ınsan oğluna anlatmak.BÜYÜK ATATÜRK YOBAZLARIN KARA HOCALARIN MASKESINI BU ŞEKILDE DÜŞÜRDÜ.HALA BU GÜN ATATÜRKÜN KIYMETINI BILMEYEN VARSA -YA VATAN HAİNİDİR YADA İBLİSTİR.YANİ ŞEYTANA TAPANDIR.EN BÜYÜK ŞEYTANDA YAHUDİLERDİR. Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi, Hamdullah Suphi Tanrıöver, 13.08.1966
Posted on: Thu, 07 Nov 2013 18:37:14 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015