HER MÜSLÜMANIN OKUMASI GEREKEN BİR HADİSİ - TopicsExpress



          

HER MÜSLÜMANIN OKUMASI GEREKEN BİR HADİSİ ŞERİFTİR........................ Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- birgün ashâb-ı kirâma kıyâmetten bahsetmişti. Onlar da çok duygulanıp ağladılar. Sonra içlerinden on kişi Osman bin Maz’ûn’un evinde toplandı. Aralarında Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ali de vardı. Yaptıkları istişâre neticesinde, bundan böyle dünyadan el etek çekmeye, kendilerini hadım ettirmeye, gündüzlerini oruçla, gecelerini de sabaha kadar ibâdetle geçirmeye, et yememeye, hanımlarına olan alâkayı azaltmaya, güzel koku sürünmemeye ve yeryüzünde gezip dolaşmamaya karar verdiler. Bu haber Peygamber Efendimiz’e ulaşınca, kalkıp Osman bin Maz’ûn’un evine gitti, fakat kendisini evde bulamadı. Hanımına, Osman ve arkadaşlarının kendisine gelmeleri için haber bıraktı. Onlar da bir müddet sonra Peygamber Efendimiz’in huzûruna çıktılar. Efendimiz, karar aldıkları hususları kendilerine tek tek sayarak: “–Bu konularda ittifak etmişsiniz, öyle mi?” dedi. Onlar da: “–Evet yâ Rasûlallâh! Bizim böyle karar almakta hayırdan başka bir gâyemiz yoktur.” dediler. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- şöyle buyurdu: “–Şüphesiz ki ben bunlarla emrolunmuş değilim. Elbette sizin üzerinizde nefislerinizin hakkı vardır. Bâzen oruç tutun, bâzen tutmayın. Gece hem ibâdet edin hem uyuyun. Ben hem ibâdet ederim hem de uyurum. Oruç tuttuğum günler de olur, tutmadığım günler de. Et yediğim gibi hanımlarımla da berâber olurum. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” Sonra ashâb-ı kirâmı toplayıp onlara bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: “Birtakım kimselere ne oluyor ki hanımlarıyla beraber olmayı, yeme içmeyi, güzel koku sürmeyi, uyumayı ve meşrû olan dünya zevklerini kendilerine haram kılıyorlar. Şüphesiz ki ben size keşiş ve ruhban olmanızı emretmiyorum. Benim dînimde et yemeyi terk etmek, kadınlardan uzaklaşmak bulunmadığı gibi, dünyadan el etek çekip manastırlara kapanmak da yoktur. Ümmetimin seyahati oruç, ruhbanlıkları (takvâları) ise cihaddır. Allâh’a ibâdet ediniz, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız, hac ve umre yapınız, namazlarınızı kılınız, zekâtınızı veriniz, Ramazan orucunu tutunuz. Siz dosdoğru olunuz ki başkaları da öyle olsun. Sizden önceki ümmetler, aşırılıkları yüzünden helâk oldular. Dîni kendilerine zorlaştırdılar, Allah da onlara zorlaştırdı. Bugün kilise ve manastırlarda bulunanlar, onların bakiyeleridir.” Bu hâdise üzerine şu âyet-i kerîme nâzil oldu: “Ey îmân edenler! Allâh’ın size helâl kıldığı güzel ve temiz şeyleri kendinize haram etmeyin, haddi aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (el-Mâide, 87) | Vâhidî, s. 207-208; Ali el-Kârî, el-Mirkât, I, 182-183
Posted on: Mon, 12 Aug 2013 06:52:26 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015