Hiç bir Kürdün, Kürtçenin eğitim dili olması - TopicsExpress



          

Hiç bir Kürdün, Kürtçenin eğitim dili olması mücadelesinden vazgeçmeye hakkı yoktur Yerel seçimlerin yaklaşması ile birlikte AKP Hükümeti, “çuçuka xapxapok”(kandırıkçı kuş. Bu kuş, uçamıyor taktiği yaparak sürü çobanını arkasından koşturup ona yakalanıyormuş gibi yapar. Çoban kendisine yaklaştıkça kuş aynı taktikle biraz daha uzaklaşır. Çoban sürüden uzaklaştıkça, korumasız kalan sürü kurda-kuşa yem olur.) misali Kürtleri oyalayıp, aldatmaya çalışıyor. Bu politik tutum Cumhuriyet dönemi boyunca da Kürtlere uygulana geldi. “Kürt yok” denildi. Katliamlar uygulandı. Kürtler tarih sahnesinden silinmek istenildi. Vatanlarından sürüldü, dilleri yasaklandı, yerleşim yerlerinin adları değiştirildi. Ama hiçbir uygulama Kürtleri yok edemedi. Neden mi? Bu özelliğin kökeni tarihte gizlidir. Çok kısa da olsa bazı tarihi değerleri ve olayları birlikte anımsayalım: Kürt sözcüğü, Karduklara kadar uzanır. Tarihçi Sr. Mark Sykes, yazdığı kitapta M.Ö. 7. yüzyılda Karduk ülkesinden söz eder. Çağdaş anlamıyla Kürdistan kelimesini ilk olarak Selçuklular kullandılar. Bir başka Kürt boyu olan Lorlar dört büyük topluluktan oluşuyorlardı. Mamesani, Kohgelovi, Bahtiyari Korlaraverine değişik adlardır. Bundan da önemlisi Lorlar, Goranlar ve Lekler aynı ırktan gelirler, aynı halka mensupturlar. Doğubilimcisi Thureau Dangin, “iki tarihi levhaya rastladım. Utsunda “Kar-Daka” yazıyordu. İsa’dan 2 bin yıl öncesine dayanıyordu.” diye yazar. M.Ö. 16. yy. Mitani boyu (aşireti) ise ovalara hakimdiler. O dönem Hurriler de dağlık bölgede yaşıyorlardı, diyor. Kan, dil ve vatan; tüm Kürt boylarında ortak değer olmuştur. Tarihin başlangıcından beri Lul, Guti-Cuti, Kasi, Khaldi-Kaldi, Subaru-Hurri boyları kaynaşmış bir biçimde yaşıyorlardı. Prof. Speiser, yaptığı araştırmada Hurri halkının dili ile Urartu (haldi) halkının dilinin çok benzer olduğunu belirtiyor. Araştırmalar; Hurrilerin, değişik dönemde Hurlili, Hurlaş,Hurlu, Kurhuruhe, Huruhe, Hari, Hurit adları vardır. “Urartu “Kaldivi - Kaldi” “Xeldi-Xaldi”bu isimler farklı zamanlarda verilen adlardı. Xaldilerin kralı olan 1. Sarduris tarafından Tuşpa-Van kenti kurulmuştur. Urartu ülkesinde o güne kadar yazı ve edebiyatta kullanılan Asur dilinin yerine Urartu dili resmi dil olarak ilan edilmiştir. Mitanilerde, Mitani ve Mitlani olarak anılırlardı, ayrıca Mısırlılar onlara Naharam diyorlardı. Tevrat’ta bunlardan Naharam şeklinde söz edilir. Lulu halkına da verilen değişik isimlerdi. Medlere, Med, Amed, Mada derlerdi. Med imparatorluğunun ilk temeli M.Ö. 701 yılında atıldı. Kral Kiyakas zamanında Medler çok parlak bir dönem yaşadılar. Medlerin dilleri bugünkü Kürtlerin dil ile aynıydı… Medler Asurları yenip, onları tarih sahnesinden devlet olarak sildikten sonra büyük Med İmparatorluğu kurulur. Genç İmparatorluğun üçüncü kralı zamanında Medler büyük bir imparatorluk kurdular ve Lulu ülkesinin Ninova ketine kadar sınırlarını genişlettiler. Ksnefon ise, Haldi-Kordi ve Kürd kelimeleri“Kurdiya” kelimesiyle aynı kökenden gelirler. Karduenlere Kardoki adınıvermiştir. “Kardoş-Kardok (Kürt) halkı, “Mezopotamya ve Kürdistan’a gizli bir seyahat” adlı kitapta, (1912 de Londra yayınlandı)“Kürtler zelil olmaz, boyun eğmez. Onu yok etmek asla mümkün değildir… Ulusal varlığını ve oldukça uzun bir geçmişi bulunan Ari dilini korumak için memleketinin ovalarında ve dağlarında dolaşmayı sever…” diye yazar. Kürt boyları ve kurdukları devletler dillerini ortak bir sentezde birleştirip sarmalın yeni bir halkasında devam ettirdiler. Kürtçe, çok eskilere dayanan bağımsız ve kendine özgü bir gelişme sürecinden geçmiş bağımsız bir dil olarak bugünlere gelmiştir. Kürtçe, Dara’nın (Darius) yazıtlarını yazdığı Farsçadan çok daha eskilere dayanmaktadır. Tarih bilimciler, Kürtçenin M.Ö. 8. yüzyılda bağımsız olarak vardı ve “yeterli” bir dildi derler… Kürtlerin özgürlüklerine düşkün olmaları, çok sayıda Kürt boyların kaynaşmış olması ve en önemlisi çok zengin bir dil ve birçok lehçeden oluşuyor olması Kürtlerin tarih sahnesinden silinmelerine engel olmuştur. Özce söylersek, Kürtler çok zengin olan dilleri sayesinde asimilasyondan kurtuldular. Bu gerçeği dostta biliyor düşman da. AKP hükümetinin “anadilde eğitim hakkında demir görmüş cin gibi korkması boşuna değildir. Çünkü AKP’nin niyeti Kürt sorununu çözmek değil, Kürtçenin eğitim dili olması için yasal düzenleme yapmak değil, Kürtleri oyalayarak “çağdaş” asimilasyona ve kültürel soykırıma terk etmektir. Kürt dili eğitim ve öğrenim dili olmazsa Kürtlerin varlıklarının devamı olanaksızlaşır. Medler dönemini yaşamıyoruz. Asimilasyon yöntemleri çok değişti ve çeşitleri çoğaldı. Bunlara karşı durmanın en önemli yolu asimilasyona tabi tutulan ulusun ana dilini eğitim ve öğrenim dili olması için ısrardan geçer. Ana dilde eğitim hakkı, tıpkı bir canlının beynine benzer. Beyni olmayan canlı kendisi olmaktan çıkar. Ana dili ile eğitim yapmayan bir halk, beyni çıkarılmış bir canlıya döner, robotlaşır. Hiç bir Kürdün, Kürtçenin eğitim dili olması mücadelesinden vazgeçmeye hakkı yoktur. Vazgeçerse Kürt olmaktan çıkar, beyni olmayan bir canlıya döner. Hiçbir canlı beyinsiz bir varlığa dönmek istemez. Kürtçe eğitim ve öğretim dili olmadan hiçbir Kürt özgür olamaz. Bu aynı zamanda insan olarak var olmanın da temel koşuludur. Sayın Öcalan’ın “yüzyıllık sorun bir raporla çözülmez… Şimdi müzakere yapmak gerekir” demesi, Kürtlerin taleplerini net olarak ifade ediyor. 20.9.2013.Ömer Ağın
Posted on: Fri, 20 Sep 2013 09:31:45 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015