Küfleniyoruz küfleniyor. Yüzler asık, bakışlar düşünceli, dudakların yanında aşağı doğru süngüleşmiş çizgiler... Sürüklenen adımlarda bir isteksizlik... Bir sıkıntılar dünyasının hayaletleri gibi her gelip geçen... Yaşama sevincimiz buruşuyor... Gitgide taşınması güçleşen bir yükün altında bezgin bezgin kımıldıyoruz... Yürekten kopan kahkahaları kaybettik. Nüktelerin yerini küfür, ışıklı heyecanların yerini omuz silkmeler aldı... *** Çok çok içinde olduğumuz için bu umumi ezikliğin belki pek farkında değiliz. Ama dışarıdan bakan bir göz, her aşkını yitirmiş, her şevkini eritmiş. Lethe ırmağının günahkâr gölgeleri gibi gölgelerle karşılaşıyor caddelerde... Müthiş bir şey bu... *** Ilık bir banyodan sonra şarkı söyleyerek tıraş olan erkekler, kaldırımlarda yürürken ağaç dallarını tutmak istercesine hafif, neşeli, çevik kişiler nerede? *** Hayatın insanı zinde tutan, her an saadeti yudumlatan küçük zevkleri vardır... Kapısından etrafa aydınlık, gitar seslerinin yayıldığı bir kahvede bir ikindi çayı içmek, yakın bir arkadaşla bir su kıyısında eğlenerek dolaşmak, sofrada özlenmiş bir yemeği yemek gibi... *** Aslında dünyayı dünya yapan bunlardır. Eğleneceğiz diye ıkınmadan, sıkınmadan; plân, program hazırlamadan, yaşamanın içindeki küçük küçük zevkler... Bir hediye, bir tesadüf, bir beraber oluş... Pörsümemiş toplumların dokusunda kendiliğinden tüter bu zevkler, bu neşeler... *** Şoförler babacandır, polisler dost bakışlıdır, garsonlar anlayışlıdır. Kimsenin yüzü kimseyi karartmaz. Kimsenin içinde her an belaya girme kuşkusunun tereddütleri yoktur. *** Duşu ayarlayınca su birden kaynak akmaz, birden buz kesmez. Pencereler rahat açılır, rahat kapanır. Telefonda aradığını şıp diye bulursun. Radyoda daima neşeli bir müzik vardır. Kolacılar gömleğin düğmelerini koparmazlar. Üst katta oturan, balkonda halı silkmez. Otomobillerin önünde kümesini kaybetmiş tavuklar gibi koşuşmaz halk. *** Yarına bakarken keyfin kaçmaz. İstediğin ilacı istediğin eczanede bulursun. Hastaneden geri çevrilme akla hayale gelmez. Mahkeme koridorları saray koridorlarından daha muhteşemdir. Pantolonlar yırtık değildir, kadınları kara çarşaflar örtmez. *** Seve sevine yaşarsın, seve sevine çalışırsın. İşin yorgunluğu vitrinlerin önünde kendiliğinden uçar. Sinema biletleri karaborsadan alınmaz. Yumurtalar daima taze, sütler daima pastörizedir. Sade parası olanların değil, parası olmayanların da eğleneceği bin bir köşe vardır. *** Aşağılık duyguları, tokaçlaşmış kompleksler, tafrafuruşluk, ukalalık sinsi fıskiyelerden fışkırarak toplumu cıvık çamurlara bulamaz. *** Ne tezgâhtar kazığı, ne kadın üzüntüsü, ne yalnızlık çilesi... Bir medeniyetin insanca çiçekleri dökülür her yürekten... *** Biz bir türlü kendimize böyle bir dünya kuramıyoruz. Şarkılarımız kaybolmuş, yaşama sevincimiz ıslak bir paspas gibi... *** Yüzler asık, bakışlar düşünceli, dudakların yanında aşağı doğru süngüleşmiş çizgiler... Sürüklenen adımlarda bir isteksizlik... Gitgide taşıması güçleşen bir yükün altında bezgin bezgin kımıldıyoruz. Nüktelerin yerini küfür, ışıklı heyecanların yerini omuz silkmeler almış. *** Müthiş bir şey bu... Müthiş bir şey yaşayamamak, yaşamasını becerememek... ÇETİN ALTAN
Posted on: Wed, 19 Jun 2013 15:18:32 +0000