M. Kemal ve Kürtlere özerklik vaadi Mustafa Kemal Paşa, 1919 - TopicsExpress



          

M. Kemal ve Kürtlere özerklik vaadi Mustafa Kemal Paşa, 1919 Mayıs’ından sonra çeşitli konuşmalarında Kürtler ve Kürdistan kelimelerini kullanmıştır. Bunlardan Nihat (Anılmış) Paşa’ya gönderdiği emirlerde “Kürdistan’daki iç politika El-Cezire cephesi kumandanı tarafından koordine edilecek” diye yazabiliyordu. Hatta aynı emirlerde “Kürdistan’daki Kürtlerin himaye altına alınması”ndan da bahsetmekteydi. (TBMM Gizli Celse Zabıtları III, s. 551.) Nihayet 1923 yılının Ocak’ında İzmit’te gazetecilerle konuşurken söyledikleri… 15 Ocak günü İzmit Kasrı’nda Adnan ve Halide Edip (Adıvar), Ahmed Emin (Yalman), Velid Ebüzziya, Subhi Nuri (İleri), Yakup Kadri, İsmail Müştak, Falih Rıfkı (Atay) ve Kılıçzade Hakkı gibi gazetecilerle konuşurken Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmed Emin Bey bir soru sorar ve der ki: “Kürtlük meselesi nedir?” Gazi Mustafa Kemal’in sonradan sansürlenen ve aslı ancak 1993 yılında ortaya çıkarılan cevabı önemlidir. “Binaenaleyh başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmekten ise bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (Anayasa) mucibince zaten bir nevi mahallî muhtariyetler (yerel özerklikler) teşekkül edecektir. O halde hangi livanın (ilin) ahalisi Kürt ise onlar kendi kendilerini muhtar (özerk) olarak idare edeceklerdir. (…) Şimdi TBMM hem Kürtlerin ve hem de Türklerin sahib-i salahiyet (yetkili) vekillerinden mürekkeptir ve bu iki unsur bütün menfaatlerini ve mukadderatlarını tevhid etmiştir (birleştirmiştir). Yani onlar bilirler ki bu müşterek bir şeydir. Ayrı bir hudut çizmeye kalkışmak doğru olmaz.” (Eskişehir-İzmit Konuşmaları (1923), s. 104.) Tarih: Ocak 1923. Lozan görüşmeleri bütün hızıyla devam etmekte. Bu arada Kürtlere de vaatler yağmakta. Hatta Kürt milletvekillerinin ayrılıkçılığa sapmalarına mani olması için bizzat Mustafa Kemal tarafından Bediüzzaman Hazretleri Ankara’ya davet edilmişti (asıl niyeti fark ettikten sonra uzaklaşmayı tercih edecektir). Lozan’da Türkler ve Kürtlerin beraberliğinin sık sık vurgulandığı bu kritik aşamada Kürtlerin ayrılıkçı taleplerinin önünü kesmek gerekiyordu ve bu tür vaadler ve umutlar cömertçe sunulmaktaydı. Ancak yeni kurulacak Cumhuriyet’te kendilerine hakları, hatta özerklikleri verileceği beklentisiyle umut dolan Kürtler, halifeliğin kaldırılmasının ve yeni anayasanın laikliği getirmesinin ardından hayal kırıklığına uğradılar. Aldatıldıklarını düşündüler. Şeyh Said olayına giden yolu bu ümit kırıklıklarının döşediğini söylememize gerek var mı? “Kürdistan” tartışmalarını 1923’te dili kesilmiş olan bir ülkenin yeniden konuşmaya başlamasındaki acemilikle göğüslememizi anlıyoruz. Oysa tarih bize olayları daha geniş bir görüşle görme imkânını sunuyor.zaman.tr/mustafa-armagan/kurdistani-evliya-celebi-bile-kullanmis_2171733.html
Posted on: Sun, 24 Nov 2013 17:21:07 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015