OTORİTER BABA SERTLİĞİYLE DEĞİL; MÜŞFİK BABA - TopicsExpress



          

OTORİTER BABA SERTLİĞİYLE DEĞİL; MÜŞFİK BABA ŞEFKATİYLE YAKLAŞAN KAZANACAKTIR Çağımızda bilişim ve iletişim teknolojisinin meydana getirdiği ve adına “siber dünya” dediğimiz bir oluşum var. Bu dünyada, ülkeler arasındaki sınırlar mevcut değil. Dünyamızda yaşayan insanlar birbirlerine dijital ağlarla bağlanmış vaziyette. “Siber Dünya”da en etkin insanlar “Y Kuşağı” olarak adlandırılan gençlikten oluşuyormuş. Y Kuşağı, 1980 – 2000 yılları arasında doğduğu kabul edilen kuşağa verilen isim. Bu yeni ve yakın geleceği şekillendirecek olan kuşağa ait bazı belirgin özellikler şöyle sıralanıyor: •Türkiye nüfusunun % 25-30’u bu kuşağa ait. •Internet ve çok kanallı televizyon ile birlikte büyüdüler; “sosyal medya”yı çok iyi kullanıyorlar. •Çok sabırsızlar. •Kendilerine güven duyguları yüksek. •Buna karşılık maalesef sadakat duyguları zayıf(belki de en kötü yanları bu…) •Kariyer ve gelişimleri için her türlü talepte bulunmaktan çekinmiyorlar. Hızla iş değiştirebiliyorlar ve bunu gayet normal ve sağlıklı bir hareket olarak görüyorlar. •Para için çalışmak istemiyorlar. Kendi işlerini kurmayı, özgürleşmenin bir adımı olarak benimsiyorlar •Çalışmaya başlar başlamaz, yönetici pozisyonuna yükselmek istiyorlar. •Emeklilik ve benzeri yan ve sosyal haklar, onlar için çok önemli. •Aile ve iş yaşantısını dengelemeyi benimsiyor ve uzaktan çalışma, yarı zamanlı (part time) çalışma alternatiflerine sıcak bakıyorlar. *En önemlisi, kimin söylediğine değil; ne söylendiğine bakıyorlar. Sevgili Okur, Y Kuşağı dünyada geleceği görebilen insanları, ziyadesiyle heyecanlandırıyor. “Gezi Parkı” sembolizmasında, ülkemizin hemen hemen her ilinde meydana gelen olaylarda, Y Kuşağı Gençleri ön plandaydı. Bu gençler, ülkenin geleceğine hâkim olmaya yatkın… eğitim açısından elit bir toplum olarak ön plana çıktılar. Hatırlamanızı rica ediyorum, “Gezi”ye başta A.B.D, İngiltere, İsviçre, Almanya, Brezilya, Avustralya, Papua Uğur Yertutni Gine başta olmak üzere birçok ülkeden destek gelmişti. Bu insanların hepsi, “sosyal medya” üzerinden organize olmuşlardı… olmaya devam da ediyorlar. “Gezi” eylemlerinin bir kutuplaşma sonunda değil, fakat gündelik hayatın dinamiklerinden ürediği hususunun, toplumumuzca kabul gördüğünü biliyoruz.. Bunun yanı sıra ve ne yazık ki bu eylemlerde, değişik politik düşüncelere sahip, onaylanması mümkün olmayan tahrikçi insanların da varlığını itiraf etmeliyiz. Sözümüz onlarla ilgili değil. Ülkemizin sağduyu sahibi, duyarlı insanları, hepimiz… o tür terbiyesizleri, toplum düşmanlarını lânetledik. Sözümüz “Gerçek Gezi Eylemcileri” için. Onların içinde henüz hiç oy kullanmamış… henüz hiçbir siyasal partiyi tutmayan büyük bir çoğunluk vardı. Bunlar bizim “Y KUŞAĞI”mız. Onlar bizim yarınlarımızın güvencesi. İçinde bulunduğumuz “Bilgi Çağı”- akl-ı selimi de içine alıp-, “Bilgelik Çağı”na dönüşmek üzere. Artık birçok sosyal, politik düşünce de evrim geçiriyor… çağa ayak uyduruyor. İster Y Kuşağı deyiniz… ister başka bir tanımlama getiriniz. Bu yeni ve evrimsel düşünceye sahip insanlar önümüzdeki yıllarda siyasete nasıl yansıyacaklar, nasıl bir rol üstlenecekler, Allah ömür verirse yaşayarak göreceğiz. Ama bildiğimiz bir husus var. Dünya genelinde, ülkemiz özelinde mevcut devlet yapısıyla… bu yapıyı yönetmeye talip olanlarla, bahse konu insanlar arasında büyük bir kültürel fark var. Bu farkı mevcut iktidar ve muhalefet partileri görmeliler. Çünkü bu farkı algılayabilen siyasal parti, o ülkede iktidar olacaktır. Bu insanları-özellikle gençlerimizi- en çabuk çözebilen parti, o ülkede iktidar olacaktır. Ve siyaset, “kadın, çevre, tüketici hakları, insan hakları” ve benzeri konularda çok mesai sarf etmelidir. Aksi takdirde siyaset ciddi sorunlarla karşılaşacaktır. Özetle ve önemle sevgili Okur, bu insanlara: OTORİTER BABA SERTLİĞİYLE DEĞİL… MÜŞFİK BABA ŞEFKATİYLE YAKLAŞAN KAZANACAKTIR…
Posted on: Mon, 15 Jul 2013 07:40:07 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015