Veda etmez bazen insan... gözlerine bakıpta veda edemeyeceğini - TopicsExpress



          

Veda etmez bazen insan... gözlerine bakıpta veda edemeyeceğini bilir... karşılaştığında bastırmaya çalıştığı duygularının kaburgalarını parçalayacağını bilir... ona sırtını dönüp gidemeyeceğini bilir... Veda etmez bazen insan... ne kadar öyle olması gerekiyorsa bile... onu görmeyecek olsa bile içinde yaşatır... terkedemez, terketmiş gibi davranarak avutur kendi dışında herkesi... bazen veda etmeden gider. çünkü bilir ki... Veda, gitmeye gönlü olanların özrü olduğunu... Gider... söylenmemiş sözlerle gider... zaman geçer... söyleyemedikleri ağır gelir yüreğine... dağları yıkar dediği yüreği ezilir sonunda yükünün altında... sonunda herşeyi mahveden yüreği yine konuşmaya başlar onla... herşeyden sonra, yaralar iyileşmeye başladıktan sonra, yine fısıldar... söylenmeyenler dile gelsin! der, boynu bükük kalır yüreğin sahibi, o da bilir daha fazla bu yükü kaldıramayacağını... sarılır kalemine, içindeki birinkitiyi dökmeyi göze alır artık... söylenmeyenler söylenecektir artık... Her gece uyumadan önce aynı hikayeyi anlatır kendine, kötü sonlarla biten hikayelerden... hikaye tesadüflerle tanışan iki insanla başlar. birbirleriyle zaman geçirdikçe yakınlaşan iki talihsizi anlatır hikaye. birbirlerini hiç görmemiş olsalar bile özel bir yakınlık hissederler. hani olur ya, herkesten kaçmak için sığınacak limanları olur bazı insanların, işte bu iki talihsizin de sığınakları birbirleriymiş. huzuru bu sığınakta bulurlarmış. kimsenin bilmediği bi sığınakmış bu. kimsenin giremediği... birgün kırılmış birbirlerine talihsizlerimiz. o kadar kırılmışlar ki, birbirlerinden intikam alacak kadar gözleri dönmüş. ve öyle bir karar almış ki talihsizlerimizden biri... ceza vermiştir aklı sıra, oysa ki kendini cezalandırmış farkında olmadan, en büyük yarayı kendine açmıştır. sığınaklarını yıkmıştır, her rüzgarda savrulurmuş artık, sığınacak limanı kalmamıştır. sığınağın özlermiş hep, yeniden kurmak için çareler ararmış ama artık imkansızmış... talihsizliğine yanarmış... kendisi gibi olan talihsiz arkadaşının yokluğuyla yanarmış hep. ama artık onu göremezmiş, hep merak edermiş o nasıl diye. aslında bilirmiş onunda her rüzgarda savrulduğunu, hissedermiş... derinden onu yaşarmış. onunla yürüdüğü yollarda yürürmüş, ondan bir iz kalmıştır diye... aynaya baktıkça onun hayalini görürmüş yanında. korkarmış hep, onunla birgün karşılaşmaktan... bilirmiş karşılaşırsa olmaması gereken şeylerin olacağını... ne kadar onu özlese de bir daha biraraya gelemeyeceklerini bilirmiş. belki ondan korkarmış onu görmekten. yaşamak bir nedenim kalmadı dermiş kendine. ama onla olma umudu onu hayatta tutmaya yetermiş.. bir gün dermiş... onla olmayı hayal etmek bile değermiş yaşamaya. iki talihsiz dedik ya, mutlu sonla bitecek değil elbette ama hiç bir zaman hikaye bitmemiş her geçen gün hikaye devam etmiş ve sonsuza kadar talihsizlerimizin hikayesi devam edecekmiş, yalnız tek bir hikaye olarak başlayan hikayemiz iki farklı hikayeye bölünmüş. kimsenin bilmediği bir hikaye, bu hikayeyi sadece talihsizlerimiz bilirmiş. ve her talihsiz sadece kendi hikayesinden haberdarmış. belki birgün bu iki hikaye yine birleşir. en azından talihsizimiz bunun hayaliyle yaşarmış... hani umudun gerçekleşmesi bir yana sadece umut etmek bile yetermiş onla. bununla avuturmuş kendini... İşte hikayedeki gibi, veda etmez bazen insan, sadece gider... veda etmek nokta koymaktır. nokta koymak unutmaktır... Veda etmez bazen insan,sadece gider... veda etmez bazen insan, çünkü veda etmek onu bırakmaktır... veda etmez bazen insan, çünkü veda geride bıraktıklarınadır... veda etmez bazen insan, çünkü sadece gitmiştir... veda etmez bazen insan, çünkü onu da yanına alıp gitmiştir...
Posted on: Wed, 10 Jul 2013 01:24:37 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015