Yazık oldu, hem Beşiktaş’a, hem de Türk futboluna. Galatasaray maçında (üstelik de Türkiye’nin en sorunlu stadına) 80 bine yakın taraftar toplamayı başaran Beşiktaş, zor günleri geride bırakmak niyetindeydi ama hiç hesapta olmayan işler oldu. Kartal tam da uçmaya hazırlanırken tepe üstü çakıldı ya da çaktırıldı. * * * Pazar akşamı BJK-GS maçında çıkan olayları büyük bir hayal kırıklığıyla izledik. Öncelikle şunu ifade etmeliyim olayların BJK ya da GS ile hiçbir ilgisi yok. O gün stada olay çıkarmak için gelmiş bir grup vardı ve provokasyonlarını gerçekleştirecek uygun bir ortam bekliyorlardı. Maçın ortalarında tribünde çıkan kavga bu niyetin en büyük delili. Kırmızı kart pozisyonunu bahane eden bindirilmiş kıtalar maçın bitimine az bir süre kala sahaya daldı. Neyse ki bu amaçlarına ulaşamadılar. Bu noktada yapılması gereken BJK’yi mağdur etmeden sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalı ve bundan sonrası için de daha dikkatli olunmalı. * * * Şimdi gelelim işin püf noktasına. Olimpiyat Stadı’nda çıkan olayı sadece taraftar taşkınlığına ya da provokasyona bağlamak yanlış olur. Burada en büyük sorumlu spora siyaseti bulaştıran, iktidar. Öncelikle şunu ifade edelim, siyaset elini ayağını spordan çekmediği sürece buna benzer daha çok olay yaşarız. Artık kimi kulüp başkanları AKP’ye il başkanı seçilir gibi seçiliyor. Patron kimi işaret ederse kulüp başkanı o oluyor. Anadolu takımlarının tamamına yakınında durum böyle. Ancak 4 büyüklerin konumu çok farklı. Bu kulüplere siyaseti sokarsan sıkıntı kaçınılmaz olur. Zira GS, FB, BJK ve TS tüm Türkiye’nin nadir ittifak noktalarından. Birbiriyle taban tabana zıt görüşlere sahip olan insanlar bile taraftar şemsiyesi altında kısa bir süreliğine de olsa aynı duyguları paylaşıyor. O yüzden özellikle bu kulüplerden siyaseti uzak tutmak şart. Yöneticilerin belli bir kulübün borazanı gibi hareket etmesinin engellemesi gerekiyor. Bu durumun en kötü örneği Trabzonspor’da yaşanıyor. * * * Şimdi dönelim yeniden BJK-GS maçında çıkan olaylara… Statta olay çıkaran grubun AKP gençlik kolları tarafından Çarşı Grubu’na karşı yaklaşık 2 ay önce kurulduğu iddia ediliyor. İki ay önce kurulan bir grubun ilk derbi maçta sahaya dalması doğrusu bana çok ilginç geldi. Tekrar edelim bu bir iddia. AKP’nin neden böyle bir taraftar grubu kurma ihtiyacı hissettiği malum; siyah beyazlıların en etkin taraftar grubu olan Çarşı’nın Gezi olayları sırasındaki tavrı. Yani madem taraftara etki edemiyoruz o zaman kendi taraftarımızı oluştururuz mantığı sahnede. Sahaya girdikleri için gözaltına alınan 70’e yakın kişinin tamamının birkaç saat içinde serbest bırakılması kafamda bu kuşkuların oluşmasına neden oluyor. * * * Netice olarak bu tip olayların nedenlerinden birinin de siyasetin kulüpleri ele geçirme çabası olduğu aşikar. GS’nin stad açılışında yaşananları da, 3 Temmuz sürecinde FB’nin başına gelenleri de bu kapsamda değerlendiriyorum. Yazımızı teknik direktör Yılmaz Vural’ın sözleriyle bitirmek istiyorum. Bildiğiniz gibi GS teknik direktörü Fatih Terim Milli Takımın da başına geçirildi. Bu işin altında Başbakan Erdoğan olduğu ifade ediliyor. Bu duruma dikkat çeken Yılmaz Vural, “Yapma Başbakanım ya. Bırak futbolu kendi haline” diyor. Ne dersiniz haksız sayılmaz değil mi!
Posted on: Tue, 24 Sep 2013 15:01:19 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015