Yobaz zihniyetin borazanıları sayın Nasuh Mahrukinin ATATÜRK,e - TopicsExpress



          

Yobaz zihniyetin borazanıları sayın Nasuh Mahrukinin ATATÜRK,e yazdığı mektuptan rahatsız olmuşlar. Nasuh Mahrukiye sert cevap AK Partili Yaşar Karayel, 10 Kasımda yazdığı mektup için Nasuh Mahrukiye, Kendisine bir darbeci, yandaş arıyorsa, vatandaşlar Silivriin yolunu gösterir. dedi. AK Parti Kayseri Milletvekili ve Tbmm Darbe Araştırmaları Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel, 10 Kasımda yazdığı bir mektup sonrasında dikkatleri üzerine çeken Nasuh Mahruki için, Kendisine bir darbeci, bir yandaş arıyorsa, resmi kıyafetli bir darbeci arıyorsa, kime sorarsa sorsun ona Silivrinin yolunu gösterecek olan çok vatandaş var dedi. İNSAN HAYATI İLE İLGİLİ ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR. Yaşar Karayel, Nasuh Mahrukinin yaptığı işle insanların hayatını kurtardığına dikkat çekerek, Demek ki hala dağlarda taşlarda bu işlerle uğraşıyor olsalar bile insan hayatı ile ilgili öğrenecekleri çok şeyler var ifadelerini kullandı. TÜRK TOPLUMUNU İYİ TANIMAMIŞ Türk toplumunu iyi tanımamışlar ve bağlarını güçlendirmemişler diyen Karayel, Bu arkadaş hala darbeden medet umuyor. Bu arkadaşa bir tavsiyem var. Bu arkadaş hala Türkiyenin gerçeklerini kabullenememişse, kendisine bir darbeci, bir yandaş arıyorsa, resmi kıyafetli bir darbeci arıyorsa kime sorarsa sorsun ona Silivrinin yolunu gösterecek olan çok vatandaş var diye konuştu. DAĞLARA YAZDIĞIMIZ YAZILARI SORGULAMALIYIZ Türkiyede geçmişten gelen çok büyük tabuların bulunduğunun altını çizen Karayel, Dağlara yazıyorduk, Ne mutlu Türküm diyene ifadesini. Ağrı Dağına yazdık, Diyarbakıra yazdık da bunlar oradaki vatandaşlarımızla kucaklaşmamızı mı sağladı, yoksa ayrışmamızı mı sağladı? Bunların hepsini gözden geçirmemiz lazım. Çanakkalede birlikte savaşmışsak ayrımcılık yapmaya ne hakkımız var? Adama zorla, Sen Türksün diye anasını babasını inkar mı ettireceğiz? Adam diyor ki Ben Çerkezim. Bunun ne kötülüğü var? dedi. Karayel, Kardeşim bırakın, özgürlüklerin önünü açın. Rahmetli Özal zamanında Kürtçe kasetler yasaktı ve serbest bıraktı. Ahmet Kayayı sahneden çatal ve bıçakla indirdik. Adam gitti, gurbet elde öldü. Bu ülkenin sanatçısıydı. Ne mahsuru var? Bir Kürt insan sahneye çıkıp sanatını icra ediyorsa, şarkısını söylüyorsa sana ne zararı var? Ahmet Kayanın şarkılarını dinlerken rahatsız olan bir insan görmedim ben. Kim kar etti, ülke mi kar etti. Bir sürü insanımız darbeler döneminde yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. Vatandaşlıktan atıldılar. Bu ülkede hak ve hürriyetlerin önünü açmamız, demokrasiyi taçlandırmamız lazım. Kimse Cumhuriyet karşıtı değil. Kürt devleti kurulsun, Çerkez devleti kurulsun, Boşnak devleti kurulsun; böyle bir istek falan da yok. Bunlar bizim hüsnü kuruntumuz. Bunlardan kurtulmamız gerekir. dedi. BU İŞİ Chp POMPALADI Yaşar Karayel, Önümüzü ne kadar açar ve ne kadar özveride bulunursak özgürlüklerimiz artacaktır. Bundan korkmamak lazım. Hanımlar dışarıda pantolon giyiyor. Özgürce başlarını örtüyor. Bugün başı açığı ile ve kapalısıyla, erkeği ve kadını ile bir milletiz. Milletin eğilimlerinin belirlendiği ve temsil edildiği yer TBMM. Orada olmamalarının ne mantığı var. Başörtülü bir kardeşimiz Meclise girdiğinde rahmetli Ecevit Tbmmde millete meydan okudu. O gün meydan okuyanların hepsine millet meydan okudu ve artık Meclisin dışındalar. Milletle kavga etmeyeceksiniz. Kavga ederseniz millet hepsini tasfiye eder. Bu Meclise başörtülü milletvekillerimizin gireceği ile ilgili haberler kamuoyuna yansıyınca Chpnin geçmişteki tavrını sürdüreceğini parti sözcüsü söyledi. CHP kendisi kamuoyuna bu işi pompaladı. Baktı ki büyük bir tepki doğacak ve Chp bu tepkinin altında kalacak, sonra yumuşak tavrını orada da gösterdi. Türkiyenin önünde olmaması gereken bir problem böylece konuşulmamak üzere tarihin tozlu sayfalarına gönderildi. şeklinde konuştu... ___________________________________________ NASUH MAHRUKİNİN ATATÜRK,E YAZDIĞI MEKTUP.. İşte o mektup; Ey büyük ATAm, Aramızdan ayrılışının 75. yılında, sana bu mektubu içim burkularak ve utanarak yazıyorum. Yanlış anlama, ben seni utandıracak bir şey hayatım boyunca yapmadım ve hiçbir zaman da yapmayacağım ama yine de en büyük eserini, birinci vazifemiz olarak bizden istediğin gibi de koruyamadım. Utancım yaptığım bir şeyden değil yapamadığım bize verdiğin birinci ve en büyük görevden. Gençliğe Hitabeyi kendimi bildim bileli büyük bir gurur, coşku ve aşkla okurum, hissederim, yaşarım ama utana – sıkıla söylüyorum ki, gereğini yapamadım, henüz hiçbirimiz yapamadık… SORUMLUSU SUBAYLAR, İÇLERİNDE LİDER YOK Çok üzülerek sana söylemek zorundayım ki, bu acıklı günlerin asıl sorumlusu, milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali Subaylara ait olacaktır dediğin gibi, silah arkadaşların subaylardır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayları, hepsi asil, yiğit, fedakar, bilgili, kültürlü, adam gibi adam insanlar. Sahte kanıtlarla ve iftiralarla hapislere atılmalarına rağmen boyun eğmez, dimdik duruşlarına, Türk Subayına yaraşır kibarlıklarına ve beyefendiliklerine, askerliklerine bir sözüm yok. Ama içlerinde bir tane lider de yok. Türk Silahlı Kuvvetleri, Subaylara kahramanlığı, askerliği, emir komutayı, ölüme gülerek gitmeyi her şeyi çok iyi öğretmiş ama liderliği ne yazık ki öğretememiş. Koskoca Türk Silahlı Kuvvetlerinde sana layık olabilecek lider vasıflı bir tek subay bile yokmuş. Düşman, senin de uyardığın gibi, Cumhuriyeti bozmak, kazanımlarını elimizden almak ve bağımsızlığımızı ele geçirmek için, ilk önce subaylarımızı hor görmüş ve aşağılamış, alçakça saldırılarına onların üzerinden başlamıştı. SİLAH ARKADAŞLARI SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİREMEDİ Türk Silahlı Kuvvetlerini pasifize etmek ve onun yenilmez koruyucu kalkanının yokluğunda, Türkiyemizi bölmek, dincileştirmek ve sömürgeleştirmek olan şeytani amaçlarına ulaşmak için, türlü türlü sahte kanıtlarla, gizli tanıklarla, iftiralarla, bütün dünyanın gözü önünde, bir çoğu 60 – 70 küsur yaşında olan, dünyanın en kaliteli, en yiğit, en fedakar insanları Türk Subaylarına, teröristmiş gibi gösterip ağır hapis cezaları vererek küçük düşürmekte ve aşağılamaktadırlar. Memlekete kelle koltukta onyıllarca hizmet etmiş kahraman Türk Subayı, kendi vatanında, yıllardır düşman hukukuna maruz bırakılmasına rağmen, dışarıdaki silah arkadaşları tarihsel sorumluluklarını yerine getiremediler ve en büyük eserinin yıpratılmasını seyretmekten başka bir şey de yapamadılar. TÜRK DÜŞMANI İLAN ETTİ Sen ki, beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir. Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır, dediğin halde ve Ne Mutlu Türküm Diyene sözüyle bizleri birleştirdiğin halde, ülkede bugün yaşanan bu zulüm, Türklüklerinden utananlar ve Türk düşmanı vatansızlar tarafından yaşatılıyor hepimize. 1933′ten beri içimiz titreyerek, gözlerimiz dolarak gururla söylediğimiz, Türklüğümüzü haykırdığımız Andımızın da, Cumhuriyetin 90. yılına günler kala yasaklandığını da söylemek zorundayım ne yazık ki. Senin en güzel sözlerinden; Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü de, fırsatını buldukça kaldırıyorlar yazıldığı yerlerden ve silmeye çalışıyorlar asil milletimizin hafızasından. Hep aynı Türk düşmanı zihniyet tarafından… SUBAYLAR YAPMASA DA… Ey büyük ATAm, bunları söyleyerek seni üzmek istemezdim ama ne yazık ki ülkede bugün yaşanan durum bu. Yine de, her ne kadar Subaylar, onlara verdiğin vazifelerini yerine getirememiş olsalar da, Cumhuriyeti emanet ettiğin gençler, birinci vazifelerinin çok açık olarak farkındalarmış. 10 yıldır yaşadığımız bu Cumhuriyet düşmanı süreçte yaşananlar, gençlerin üzerinde herkesin tahmin ettiğinden daha büyük bir birikim yaratmış ve bir gün, bir yerde bu birikim patladı ve büyük bir kitle ayağa kalktı. Sen yine geleceği doğru okumuşsun ve en büyük eserini gençlere emanet ederek en doğrusunu yapmışsın. DÜŞMANIN KAÇMA ZAMANI GELDİ Bugün artık Lise öğrencileri, üniversite öğrencileri ayağa kalkmış durumdalar ve kendi gelecekleri için, Cumhuriyetin kazanımları için mücadeleyi başlattılar ve inan bana, hepsi muhtaç oldukları kudretin damarlarında dolaştığının farkındalar. Zor zamanlar yaşadık, Cumhuriyetin bir çok önemli kazanımı alt üst edildi, demokrasimiz ve hukukumuz, demokrasi ve hukuktan başka bir şeye dönüştürüldü. Büyük haksızlıklar, ihanetler, yolsuzluklar ve insan hakları ihlalleri yapıldı, yapılıyor ama sonunda Türk Genci, kendi geleceğini güçlü ve becerikli ellerine almaya karar verdi. Sen Milletini çok iyi tanıdığın için bilirsin, oraya zor gelir ama, bu Millet bir kere gayrı yeter dedi mi, düşmanın kaçma zamanı gelmiş demektir. Bundan sonrası çok daha kolay olacaktır. Yaşamdaki en büyük öğretilerini senden almış olan bir Türk genci olarak, sana bir daha ki mektubumda çok daha güzel haberler vereceğime emin olabilirsin. Her geçen gün seni daha çok özlüyoruz ATAm… Bizim için yaptığın her şey için sonsuz teşekkürlerimle…
Posted on: Tue, 12 Nov 2013 14:48:29 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015