Yüz yıllar önce 3 kıtaya hakim olmuş bir imparatorluk - TopicsExpress



          

Yüz yıllar önce 3 kıtaya hakim olmuş bir imparatorluk düşünün; düşmanların yüreğine korku salan, döneminin süper gücü olan, toprakları Viyana kapılarına kadar dayanan, neredeyse çıktığı her seferde bir şehir fethetmeden geri dönmemiş padişahlara ve komutanlara sahip olan bir imparatorluk... Başka bir imparatorluk daha düşünün, 3 kıtada bulunan topraklarını bir bir kaybeden, ordularının dağıtıldığı, yöneticilerinin işgalcilerle işbirliği yaptığı, girdiği savaşlardan ağır kayıplarla ayrılan, ekonomisi bozuk, insanları fakir, haberleşme araçlarının işgalci güçlerin eline geçtiği, ordularının silahlarının toplatıldığı bir imparatorluk... Bu imparatorluğun bir sülaleye ait olduğunu, yönetiminin babadan oğula geçtiğini düşünün. Halkın istediği kişinin değil, sadece belirli bir sülalenin ferdi olan insanların devleti yönetme hakkına sahip olduğunu düşünün ve bu kişinin ülkeyi uçuruma yuvarladığını düşünün. Kadının seçme ve seçilme hakkının olmadığı, kadının çalıştığı sektörlerin sınırlı olduğu, kadının toplumda söz sahibi olmadığını düşünün. İşgale uğramış, orduları dağıtılmış, tüm kaleleri zapt edilmiş, tüm tersanelerine girilmiş, bir ülke düşünün; güçsüz, perişan ve hasta bir ülke... Yiğit bir komutanın öncülük ettiği ve inançlı ve güçlü bir halkın, işgalcilerle işbirliği yapan kişileri de karşılarına alarak, işgalcilerin son teknolojiyle donatılmış ordularını yenilgiye uğrattığını, bataklığa batmış bu ülkeyi, bataklıktan çıkarıp yeniden dirilttiği ve saltanatın yıkıldığı, halifeliğin kaldırıldığı, kadının seçme ve seçilme hakkına kavuştuğu, yüzünü batıya dönen ve yeni doğmuş bir bebek gibi dinç ve taze bir ülke düşünün. İşte o ülke Ulu önder Mustafa Kemal Atatürkün 29 ekim 1923 yılında kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. 90 yıl önce zorluklarla, açlıkla, sefaletle kurduğumuz, uğruna yüz binlerce şehit ve gazi verdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti, şu günlerde şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, kurucusuna ve silah arkadaşına dil uzatan bir iktidarla yönetilse de, giderek batıdan uzaklaşıp Orta Doğuya yaklaşsa da, 29 ekim Cumhuriyet Bayramı coşkuyla, sevinçle, toma ve biber gazı olmadan kutlanmalıdır.
Posted on: Tue, 22 Oct 2013 17:40:29 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015