ilk sahnede hırpani giyimli, fiziksel olarak uyumsuz iki kafadarı; 1,92′lik Murat(Tarık Akan) ile 1,65′lik Halit’i(Halit Akçatepe) yanyana yürürken görürsünüz. Murat ve Halit günlerini gezip tozarak, bazen de tokatçılık yaparak geçiren iki aylaktır. Murat, pek sevemediği alkolik babası ve umursamadığı küçük kardeşi Kahraman ile birlikte berbat bir mahallede yaşamaktadır. Halit’in ise kimi kimsesi yoktur. Kahraman ise Türk sinemasının eski dönemlerinde sevilen büyümüş de küçülmüş akıllı bıdık tiplemesinin dışında, çocuk gibi bir çocuktur işte. Ders çalışmaz, futbol oynar, kupon keser…. Hikaye daha ilk baştan Yeşilçam ve hatta Ertem Eğilmez kalıplarının dışına çıkmıştır bile. Hikayenin gerisi felaketler silsilesi şeklinde ilerler: Murat’ın babası ağzında sigara ile yatakta sızar ve tutuşan yatak yorganın dumanından boğularak ölür. Kahraman’ın vücudundaki kaşıntı ve lekelerin de kan kanseri belirtisi olduğu ortaya çıkar. Böyle berbat bir hayatın üstüne bir de bu felaketleri izleyiciye “aman ya bu kadar da olmaz” dedirtmeden izletecek kadar gerçekçi bir anlatım tutturmak ama bunu da izleyiciyi boğmadan yapmak gerçekten zor bir iştir ama Ertem Eğilmez mizahi ama gerçekçi anlatımı ile bunun altından da kalkar. Anlatı filmin ortalarına doğru iyice ağırlaşsa da Ertem Eğilmez son 15 dakikada Kahraman’ın hastalığını unutturmayı başarır. Tüm acıyı sona aktararak final sahnesinin indirdiği darbeyi katmerlendirir. Olayın bir de sosyal boyutu vardır. Artık iç piyasaya yönelik üretimin canlanmaya başladığı bir devrede Kolera Sokağı’ndan biraz hallice berbat bir gecekondu mahallesinde varını yoğunu kaybetmiş Balkan göçmenlerini, tokatçılık ile hayatını kazanan serserileri, dopingci seyisler, acil kana ihtiyacı olanlara kan satarak hayatını sürdürmeye çalışanları ve bunları sömürerek para kazananları görürüz. Bir tarafta televizyona 7000 lira sayanları, diğer tarafta cenazesini gömebilmek için evin tek geçim kaynağı olan eşeğini kasaba satanları görürüz. Ertem Eğilmez genelde sosyal gözlemlerini anlatının arasına serpiştirmeyi seven bir yönetmen olsa da belki de ilk defa bunları bu kadar çarpıcı olarak aktarmayı seçmiştir. Eğilmez ” Sadece Tarık Akan, Halit Akçatepe ve ben olmak üzere üçümüz bile izleyecek olsak yine de çekeceğim bu filmi ! ” diyerek belki de buna değinmiştir.
Posted on: Mon, 30 Sep 2013 10:55:55 +0000