simülasyon dünyasına karşı annemin ruyasına sarılmak. milan - TopicsExpress



          

simülasyon dünyasına karşı annemin ruyasına sarılmak. milan kundera gülüşün unutuşun kitabında meyve ağaçlarına ukrayna nın işkalinden daha fazla ilgi gösteren bir büyük anneden sözeder. mevsimgelmiş, meyve ağaçları çiçek açmıştır. ve bu onu mutlu etmiştir. sonra ona çocukları torunları veryansın ederler. büyük anne, ukrayna işkal altında ve sen ağaçlarla uğraşıyorsun diye. büyük anne onlara hadlerini gayet güzel bildiren yanıtlar vermektedir. ağaçları göremeyen, meyvelerin çiçeklerini farkedemeyen bir dünyada tanklar toplar önplana çıkarlar haliyle. asıl siz bunlar üzerine biraz düşünün demektedir. yaşadığımız günler berbat günler aslında. politika çamuruna boğazımıza kadar bulandığımız, ufkumuzun ikilemler ve kuşatmalarla kapatılıp felç edildiği günlerden geçiyoruz. artık büyük anneler, meyve ağaçlarının çiçekleri çok tali ayrıntı meselelerdir. safların keskinleştiği, kutupların derinleştiği bir coğrayfyada söylediklerinizi anlamamak adına daralma içinden konuşanlar, kendilerini kurtuluşçu edasıyla sokaklara savuranlar, ilke ve değerlerini çiğneyip geçmek uğruna karşısında durduklarına öpücükler dağıtanların istialas altındayız hepimiz. ya bizdensin ya onlardan sopasının hükümsürdüğü günler bugünler. o oysa benim derdim bugünlerde bambaşka. annem ruyasını anlatır bana. zaman zaman onun ruyalarından bakarım kendi dünyama. geçenlerde bana bir ruya anlattı annem. biryerlerden çıra bulmaya gitmiş. ve karşılaştığı çıracıdan çıra isterken, bir ayrıntıya özellikle dikkati çekmiş. çıracıya demiş ki, oğlum ömer var. o çırayı kokusundan tanır. çıranın kokusu olsun. kokusu olmayan çırayı alamam demiş. işte burası. arkadaşlar, ben körüm. ve kör olduğumdan koku önemli bir unsur hayatımda. ancak, hiçbirzaman anneme çıra kokusunu sevdiğimi ima bile etmedim. ve o benim çıranın kokusunu seveceğimi düşünmüş ruyasında. ve buna hassas davranmış. benim çıra kokusunu sevdiğimi annemin bir bilgi olarak bilebilmesi imkansız aslında. ama, duyumsamak böyledir. bilmesenizde bilirsiniz. hissedersiniz. sezgisel bakış, g şunu iyi anlamak gerekiyor. insan, politika dehlizlerinde, siyasal olanın işkali altında debelenirken, çiçekleri, sevdiklerini, gözyaşını, ve çıra kokusunu ıskalıyor. hergünki çoğalıp duran yalnızlık bundandır. kişisel olanın siyasal olması gerçeği yerine, siyasal olanın kişisellşeştrildiği aptallık çağının kurbanı olduk hepimiz. annelerinizin ruyasını, lütfen bağırgan politikaçcıları, sabun köpüğü sloganların, ajitatör aptal kahramanlıkların önüne alın. o zaman bu kirli dünyadan özgürleşme şansı doğar. ozaman çaresiz dertlerimizin çaresini keşfetme imkanı doğar. sevgiler, duyumsayışlar, kocaman adamların, sloganik gençlerin ayaklarına bağ oluşturmuştur daima. gençlik geçmiş tarihlerin reenkarnasyon şekli olarak geridönmüşken, koca heriflerin eli eli silahlı beyni külahlı dünyalarında herşey araçsallaşmıştır. araçlar amaçlar için gayet herşeye uyarlanır. araç amaç olmalıyken, amaç araca indirgenmiştir. birbirini tanımayan, hiçbir alışverişi olmamış, kendi dar kısır döngüsünde birbirinin haklarında kurmacalar üretip yaşayanlar, elbette büirbirlerin düşmanlaştırılırlar. saflaşmanın, kamplaşmanının neferi olup çıkarlar. ispanyol anarşist duritti nin ifadesiyle. savaş böyle çakallaştırır insanı. şimdi, kalbimize dönerek, ufkumuzu kaplayan bu kabuttan günlere, bu içten içe büyüyen kamplaşmacı düşmanlıkçı retoriğe sırtımızı çevirmenin vakti gelmiştir. direniş, devrim, eylem, ve özgürleşme. bambaşka birdünyanın kapılarını aralayabilme iradesidir. bunun oluşumu, hertürlü sekteryan, kampçı ve ikileme mahkum ilkesizlikten kurtuluşla mümkündür. kendimize sorular sorarak, aşkı ve isyanı hayatın çeşitli zamanlarına değil, tüm hayatın parçası ve temel aksiyonu haline getirerek birkere daha yükseltmeliyiz seslerimizi. sizdende, onlardanda değiliz.
Posted on: Sat, 14 Sep 2013 17:22:28 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015